H
selamun aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu
insanın gözlerinden dışarıya bakan şey aslında beyni noronları değil de kalbi titreşimleridir
bu halde kalbdeki gözün dış uyarana karşı gösterilecek rezonanas farkında kalbe ve beyne bir emir gitmekte.
kişi aslında ağlama ameliyesi ile ışığı su ile kırar ve farklı olmasını istediği bir alemi haber verir. kişi gördüğü uyarandan mutazzır olmuştur. ve hakikata karşı çaresiz bir duruşla ah ne olurdu da bu şeyi gören gözlerim zamanı ve mekanı kırıp başka şeylere gebe kılsaydı beni der.
elif cüzünde ayn olarak geçen göz ameliye olarak ğayın yani her türlü ğalibun halinde anlam kazanır. ğayın ifade olarak galip gelenlere bir girizgahtır ve ameliye olarak ağlamak da bu galibiyetteki mağlubiyetleri anlatır. aslında her türlü galip gelen mutlak hükümdar dünyada annedir. ancak bu annenin de göz yaşı döktüğü asılsız hakikat ALLAH tealayı SULTAN teala yapar.
gözyaşı annelerin evlatlarına öğrettiği hayat dersi olarak pınarlarda saklanmakta.
en nihayi olarak insanın gerçeği değiştirmek isteyen organı olarak realist beyinle duygusal kalp arasındaki yol bulup akan o 2 damla yaş kalbimizin merkezimiz olduğunu göstermektedir. kalp kafaya itiraz eder ve 2 çift kelam eder.
gerçeğin değiştirilme çabası olarak başkasını ağlatmak denen şeyi yapmak kalbin intizarına sebebiyet verecek ve mutlak hükümdar olan ALLAH tealaya rabbi inni mağlub denecektir.
işte bundandır ki ALLAH teala aranızda hüküm verme konusunda hakeme başvurmayın annelerinizin dersleriyle dolu olun yoksa ağlayıp bir merciye başvurursunuz demektedir.
bütün bunların özünde yatan anne hakkını ihlal ve bundan doğan artık taakatin kesilip ALLAH teala ile direkt muhabbet edilmesi gerektiğini söyleyen şey kalp olmakta ve aklın ve dimağın her türlü realize edilmiş gerçeği reddedilmektedir.
kuran-ı hakim artık katalizör olur ve okundukça gözyaşı yerine kainatın gerçeğini değiştiren yaratılma faaliyetine devreder. siz kuran okuyup ayetlerdeki manayla göz yaşı dökersenz artık dünyada göz yaşı dökecek bir olaya şahit olmazsınız.
bir parça su ışığı kırmalı ve görülen yeis ortadan kalkmalıdır. bizim kanaatı acizemizce dünyadaki bu göz yaşının temel sebebi baba ve kızları arasındaki diyalog eksikliğinden gelmekte ve rızık yani din konusunda tutumu farklılaşmış kız ile baba arasında dinler arası yani rızkını kazanırken beni üzme denen diyalog başlayacaktır.
isevi ahkamı ile müslüman ahkamı arasındaki farkta baba-oğul doğru bir okuyuşla baba-kız olarak tevil edilecek ve dinler arası diyaloğun aslında babanın kızına rızkını kazanırken beni anne gibi yapma ağlatma dediği bir hale bürünecektir.
tüm savaşlardan tutun da rızıklar için düşülen hallere kadar KAHHAR tealanın önünde gözyaşı dökecek binler insan her gün haşr ve neşr edilmektedir.
gözyaşı insanı olmak, hayır, ALLAH teala varken o kadar da çaresiz değilsiniz demektir. o insanlar ki babaların kızları ile olan diyaloglarına dinler arası diyalog diyecek kadar da ulvileşmiş ve meselenin dünya ayağını kapatmış kimselerdir. RAHMAN teala kafire mühlet mi verir de zulum olur. siz meselelerin özünü göremediniz de baba kız münasebetindeki her türlü gayri ahlaki veya ağlamaya dair meseleleri gözden kaçırdınız denmekte.
gözyaşı islam litaraturunde kişiye annenin ameliyesi ve dersi iken toplamda babanın kızına rızık ararken asla yapmaması gereken şeyi öğreten gerçeği manipüle eden bakış açısıdır. kalbidir ve beyni red ederek gerçek mutluluğun kalpten çıkan bir ruh olduğunu beyan eder.
ışık ve suyun muazzam birleşimi olarak kainatı yıkamak denen şeyde efendimiz alehisselatu vesselamın ummeti demesi ise ayrıca tektire şayandır. kainatı onların(hanımların) anlayışı ile doldur ve onların çocukluğunu gizle sadece onların en içten duaları kalsın demektedir.
mümmin erkekler ümmeti lafzında olmadıklarını olmadıklarını, ancak kardeşleri mesabesinde olacakları rasul aleyhisselamı daha tanıyamadıklarını farkedememiştirler.
ALLAH teala bizlerden razı olsun.
insanın gözlerinden dışarıya bakan şey aslında beyni noronları değil de kalbi titreşimleridir
bu halde kalbdeki gözün dış uyarana karşı gösterilecek rezonanas farkında kalbe ve beyne bir emir gitmekte.
kişi aslında ağlama ameliyesi ile ışığı su ile kırar ve farklı olmasını istediği bir alemi haber verir. kişi gördüğü uyarandan mutazzır olmuştur. ve hakikata karşı çaresiz bir duruşla ah ne olurdu da bu şeyi gören gözlerim zamanı ve mekanı kırıp başka şeylere gebe kılsaydı beni der.
elif cüzünde ayn olarak geçen göz ameliye olarak ğayın yani her türlü ğalibun halinde anlam kazanır. ğayın ifade olarak galip gelenlere bir girizgahtır ve ameliye olarak ağlamak da bu galibiyetteki mağlubiyetleri anlatır. aslında her türlü galip gelen mutlak hükümdar dünyada annedir. ancak bu annenin de göz yaşı döktüğü asılsız hakikat ALLAH tealayı SULTAN teala yapar.
gözyaşı annelerin evlatlarına öğrettiği hayat dersi olarak pınarlarda saklanmakta.
en nihayi olarak insanın gerçeği değiştirmek isteyen organı olarak realist beyinle duygusal kalp arasındaki yol bulup akan o 2 damla yaş kalbimizin merkezimiz olduğunu göstermektedir. kalp kafaya itiraz eder ve 2 çift kelam eder.
gerçeğin değiştirilme çabası olarak başkasını ağlatmak denen şeyi yapmak kalbin intizarına sebebiyet verecek ve mutlak hükümdar olan ALLAH tealaya rabbi inni mağlub denecektir.
işte bundandır ki ALLAH teala aranızda hüküm verme konusunda hakeme başvurmayın annelerinizin dersleriyle dolu olun yoksa ağlayıp bir merciye başvurursunuz demektedir.
bütün bunların özünde yatan anne hakkını ihlal ve bundan doğan artık taakatin kesilip ALLAH teala ile direkt muhabbet edilmesi gerektiğini söyleyen şey kalp olmakta ve aklın ve dimağın her türlü realize edilmiş gerçeği reddedilmektedir.
kuran-ı hakim artık katalizör olur ve okundukça gözyaşı yerine kainatın gerçeğini değiştiren yaratılma faaliyetine devreder. siz kuran okuyup ayetlerdeki manayla göz yaşı dökersenz artık dünyada göz yaşı dökecek bir olaya şahit olmazsınız.
bir parça su ışığı kırmalı ve görülen yeis ortadan kalkmalıdır. bizim kanaatı acizemizce dünyadaki bu göz yaşının temel sebebi baba ve kızları arasındaki diyalog eksikliğinden gelmekte ve rızık yani din konusunda tutumu farklılaşmış kız ile baba arasında dinler arası yani rızkını kazanırken beni üzme denen diyalog başlayacaktır.
isevi ahkamı ile müslüman ahkamı arasındaki farkta baba-oğul doğru bir okuyuşla baba-kız olarak tevil edilecek ve dinler arası diyaloğun aslında babanın kızına rızkını kazanırken beni anne gibi yapma ağlatma dediği bir hale bürünecektir.
tüm savaşlardan tutun da rızıklar için düşülen hallere kadar KAHHAR tealanın önünde gözyaşı dökecek binler insan her gün haşr ve neşr edilmektedir.
gözyaşı insanı olmak, hayır, ALLAH teala varken o kadar da çaresiz değilsiniz demektir. o insanlar ki babaların kızları ile olan diyaloglarına dinler arası diyalog diyecek kadar da ulvileşmiş ve meselenin dünya ayağını kapatmış kimselerdir. RAHMAN teala kafire mühlet mi verir de zulum olur. siz meselelerin özünü göremediniz de baba kız münasebetindeki her türlü gayri ahlaki veya ağlamaya dair meseleleri gözden kaçırdınız denmekte.
gözyaşı islam litaraturunde kişiye annenin ameliyesi ve dersi iken toplamda babanın kızına rızık ararken asla yapmaması gereken şeyi öğreten gerçeği manipüle eden bakış açısıdır. kalbidir ve beyni red ederek gerçek mutluluğun kalpten çıkan bir ruh olduğunu beyan eder.
ışık ve suyun muazzam birleşimi olarak kainatı yıkamak denen şeyde efendimiz alehisselatu vesselamın ummeti demesi ise ayrıca tektire şayandır. kainatı onların(hanımların) anlayışı ile doldur ve onların çocukluğunu gizle sadece onların en içten duaları kalsın demektedir.
mümmin erkekler ümmeti lafzında olmadıklarını olmadıklarını, ancak kardeşleri mesabesinde olacakları rasul aleyhisselamı daha tanıyamadıklarını farkedememiştirler.
ALLAH teala bizlerden razı olsun.