Allah için akıtılan gözyaşı
Hazreti Ömer’e sûikast yapılıp ölüm döşeğine yattığı vakit, oğluna; “Oğlum, ben ölürüm. Sen de benim başımı, üzüntü içinde toprağa, mezara korsun, fakat asıl üzüntü ve sıkıntı benimdir. Eğer Rabbim bana merhamet etmezse halim nice olur?” dedi. Bunu duyan İbn-i Abbas hazretleri:
“Ey mü’minlerin emiri, neden bu kadar korkuyorsun? Allahü teâlâ seninle İslâmiyete bu kadar yardım yaptırdı, memleketler fethettirdi ve şehirler kurdurdu. Senin için üzülecek ne var ki?” dedi. Hazreti Ömer; “Hesaptan kolaylıkla kurtulabilsem, benim için yeter, fazla bir şey istemem” dedi.
İmam-ı Zeynelabidin abdest aldığı vakit kendisini bir titreme alırdı. Sebebini soranlara “Ben şimdi kimin huzuruna dönüyor ve kime münacatta bulunuyorum biliyor musunuz?” buyururdu.
İmam-ı Ahmed bin Hanbel de “Korku, beni arzu ettiğim yemek ve içmekten alıkor” demiştir.
Buhâri ile Müslim’in rivayetinde Resûl-i Ekrem, Allah’ın azâbını hatırlayarak gözyaşı akıtanları da kıyamette Arş’ın altında gölgelenecek yedi sınıf insanlar arasında saymıştır.
İbn-i Abbâs’ın rivayetinde Resûl-i Ekrem efendimiz;
“İki göz kıyamet günü cehennem ateşi görmez. Bunlar, gece karanlığında Allah korkusundan ağlayan ve düşman karşısında uykusuz kalan gözlerdir” buyurmuştur.
Hazreti Ebû Hureyre’nin rivayetinde ise Resûl-i Ekrem;
“Kıyamet günü bütün gözler yaşlıdır, ancak Allah’ın bakmasını haram kıldığı şeylerden çekinen, Allah yolunda uykusuz kalan ve Allah korkusundan dolayı sineğin başı kadar bir damla gözyaşı döken gözler ağlamaz” buyurmuştur.
Tirmizî’nin Sahih ve hasen olarak Ebû Hureyre’den rivayetinde, Resûl-i Ekrem;
“Sağılan süt memeye girmediği gibi, Allah korkusundan ağlayan kimse de cehenneme girmez. Allah yolunda çarpışırken meydana gelen tozla, cehennemin dumanı birleşmez” buyurmuştur.
Amr bin el-Âs’ın oğlu Abdullah da “Allah korkusundan ağlayan gözden gelen bir damla yaş, benim için altın sadaka vermekten daha sevimlidir” derdi...
Hazreti Ömer’e sûikast yapılıp ölüm döşeğine yattığı vakit, oğluna; “Oğlum, ben ölürüm. Sen de benim başımı, üzüntü içinde toprağa, mezara korsun, fakat asıl üzüntü ve sıkıntı benimdir. Eğer Rabbim bana merhamet etmezse halim nice olur?” dedi. Bunu duyan İbn-i Abbas hazretleri:
“Ey mü’minlerin emiri, neden bu kadar korkuyorsun? Allahü teâlâ seninle İslâmiyete bu kadar yardım yaptırdı, memleketler fethettirdi ve şehirler kurdurdu. Senin için üzülecek ne var ki?” dedi. Hazreti Ömer; “Hesaptan kolaylıkla kurtulabilsem, benim için yeter, fazla bir şey istemem” dedi.
İmam-ı Zeynelabidin abdest aldığı vakit kendisini bir titreme alırdı. Sebebini soranlara “Ben şimdi kimin huzuruna dönüyor ve kime münacatta bulunuyorum biliyor musunuz?” buyururdu.
İmam-ı Ahmed bin Hanbel de “Korku, beni arzu ettiğim yemek ve içmekten alıkor” demiştir.
Buhâri ile Müslim’in rivayetinde Resûl-i Ekrem, Allah’ın azâbını hatırlayarak gözyaşı akıtanları da kıyamette Arş’ın altında gölgelenecek yedi sınıf insanlar arasında saymıştır.
İbn-i Abbâs’ın rivayetinde Resûl-i Ekrem efendimiz;
“İki göz kıyamet günü cehennem ateşi görmez. Bunlar, gece karanlığında Allah korkusundan ağlayan ve düşman karşısında uykusuz kalan gözlerdir” buyurmuştur.
Hazreti Ebû Hureyre’nin rivayetinde ise Resûl-i Ekrem;
“Kıyamet günü bütün gözler yaşlıdır, ancak Allah’ın bakmasını haram kıldığı şeylerden çekinen, Allah yolunda uykusuz kalan ve Allah korkusundan dolayı sineğin başı kadar bir damla gözyaşı döken gözler ağlamaz” buyurmuştur.
Tirmizî’nin Sahih ve hasen olarak Ebû Hureyre’den rivayetinde, Resûl-i Ekrem;
“Sağılan süt memeye girmediği gibi, Allah korkusundan ağlayan kimse de cehenneme girmez. Allah yolunda çarpışırken meydana gelen tozla, cehennemin dumanı birleşmez” buyurmuştur.
Amr bin el-Âs’ın oğlu Abdullah da “Allah korkusundan ağlayan gözden gelen bir damla yaş, benim için altın sadaka vermekten daha sevimlidir” derdi...