Gözlerimden Bir Damla Yas aksa, adı AKSA olsa…Gözlerimden Bir Damla Yas aksa, adı AKSA olsa…
Ne de haz duyardı gökteki bulutlar, belki de coşa gelir ve yağardı yağmurlar Kudüs’ün yanık bağrına…
Ahh yerlerin minik mücahidleri, ahh göklerin şanlı şehitleri… öpmek isterdim o taş atan minik ellerinizi teker teker. Belki o zaman elleriniz hüzün dolu bağrımı teskin eder. Kapatın beni en rezil zindanlara da, bırakmayın beni utancımın kuytusunda… Takmadım zilletin kolyesini henüz boynuma, takamam da.
Ne vardı da bırakıp gitti tüm güzellikler bizi. Ahh Şeyh Ahmet Yasin, senin gülüşünle gülerdim hep. Sarıldım hayaline, asr-ı saadetten günümüze taşıdığın kokuna doyardım. Ne de büyüktü yüreğin senin, tüm ümmeti kucaklardı çolak ellerin, öpülesi ellerin…
Sokakları düşer aklıma Gazze’nin. Barut, kan ve cesetlerin arasında dirilen, direnen; o kökleri ta cennete, dalları yüreğimizde kutlu sevdanın mubarek, mukaddes, muvahhid erlerini görür gibiyim yanımda. Bağrında bir kurşunla cennete “selam” diyenlerin şehadetini ve meleklerin onlara şahitliğini işitir gibiyim. Okul çıkışlarında, oyun sahalarında taşa karşı mermi oynayan cennet gözlü çocukların tekbirlerine eşlik ederim. Düşerim yollara, kahpe Yahudi’nin inancını boğarım, var gücümle…
Gözlerimden bir damla yaş aksa, adı Aksa olsa… Ruhum bir siper olsa ve kurtulsa Aksa… Bir damla kanım Aksa, cennete kadar, şahitliğe kadar, şehitliğe kadar
el-AKSA!!!
Ne de haz duyardı gökteki bulutlar, belki de coşa gelir ve yağardı yağmurlar Kudüs’ün yanık bağrına…
Ahh yerlerin minik mücahidleri, ahh göklerin şanlı şehitleri… öpmek isterdim o taş atan minik ellerinizi teker teker. Belki o zaman elleriniz hüzün dolu bağrımı teskin eder. Kapatın beni en rezil zindanlara da, bırakmayın beni utancımın kuytusunda… Takmadım zilletin kolyesini henüz boynuma, takamam da.
Ne vardı da bırakıp gitti tüm güzellikler bizi. Ahh Şeyh Ahmet Yasin, senin gülüşünle gülerdim hep. Sarıldım hayaline, asr-ı saadetten günümüze taşıdığın kokuna doyardım. Ne de büyüktü yüreğin senin, tüm ümmeti kucaklardı çolak ellerin, öpülesi ellerin…
Sokakları düşer aklıma Gazze’nin. Barut, kan ve cesetlerin arasında dirilen, direnen; o kökleri ta cennete, dalları yüreğimizde kutlu sevdanın mubarek, mukaddes, muvahhid erlerini görür gibiyim yanımda. Bağrında bir kurşunla cennete “selam” diyenlerin şehadetini ve meleklerin onlara şahitliğini işitir gibiyim. Okul çıkışlarında, oyun sahalarında taşa karşı mermi oynayan cennet gözlü çocukların tekbirlerine eşlik ederim. Düşerim yollara, kahpe Yahudi’nin inancını boğarım, var gücümle…
Gözlerimden bir damla yaş aksa, adı Aksa olsa… Ruhum bir siper olsa ve kurtulsa Aksa… Bir damla kanım Aksa, cennete kadar, şahitliğe kadar, şehitliğe kadar
el-AKSA!!!