Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gözardı Edilen Kuran Hükümleri (1 Kullanıcı)

mustafa11

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2007
Mesajlar
3,063
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
istanbul-maltepe
Web Sitesi
www.mobilyaonarim.com
gozardi_edilen_kuran_hukumleri__ilmi_arastirma_sayi_44_tr.jpg
"İşte bu (Kur’an) uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten O’nun yalnızca bir tek İlah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildirip-duyurmadır." (İbrahim Suresi, 52)

Bağışlanma Dilemek

"Eğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiçbir şey bırakmazdı; ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler." (Nahl Suresi, 61)

Yukarıdaki ayette zulümleri nedeniyle insanların sorguya çekilmeleri halinde, yeryüzünde istisnasız tek bir canlının bile kalmayacağından bahsedilmektedir. Buna iman edenlerin de dahil olduğu çok açıktır. O halde hiçbir mümin kendini hatasız ve günahsız göremez.

İman edenler de, gün içinde bilerek ya da bilmeyerek pek çok hata yapabilirler. Ancak hiç kimse kendini hata yapmaktan müstağni göremez. Kendini kusursuz ve mükemmel görmek başlı başına her türlü günaha kapı açan bir hata olur. Kuran'da kusursuzluk iddiasının Firavunlara özgü çarpık bir anlayış olduğuna dikkat çekilmiştir.

Mümin, imanı ve buna bağlı olarak da aklı arttıkça kendini günahsız görmeye değil, tam tersine kendi hata ve günahlarını daha iyi fark etmeye başlar. Allah korkusu daha çok arttığı için, bir yandan hatalarını düzeltmeye ve tekrarlamamaya çalışırken bir yandan da isteyerek ya da istemeyerek işlediği günahları için sürekli olarak bağışlanma diler. Dahası, bağışlanma dilemek zaten tüm müminlere farz kılınmıştır:

"Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin…" (Hud Suresi, 3)

Din Ahlakını Yaşamakta Gevşeklik Göstermemek, Ağır Davranmamak

Bir müminin imanının gücü, samimiyeti ve kararlılığı Allah yolundaki mücadelesinden ve hamiyeti İslamiyesinin şiddetinden anlaşılır. Din ahlakını yaşamakta gevşeklik göstermek, müminler arasında bulunduğu halde imani olgunluğa tam erişememiş kişilere özgü bir zayıflıktır. Gevşeklik; bu gibi kişilerde, zorluk anlarında geri plana çekilme, nefsine bir zarar gelmesinden kaçınma, nefsinin rahat ve çıkarlarını din ahlakının çıkarlarından önde tutma şeklinde ortaya çıkar.

Allah mümin topluluklarında bulunan bu zayıf imanlı kimselerin müminleri olumsuz yönde etkilememesi, şevklerini, hırs ve azimlerini kırmaması için Kuran’da şöyle buyurur:

"Öyleyse sen sabret; şüphesiz Allah'ın vaadi haktır; kesin bilgiyle inanmayanlar sakın seni telaşa kaptırıp-hafifliğe (veya gevşekliğe) sürüklemesinler." (Rum Suresi, 60)

Kuran'da bildirilen ideal mümin modeli ise, bütün hayatı boyunca, gerek sıkıntı ve zorluk zamanlarında, gerekse refah ve rahatlık ortamlarında dinin menfaatlerinden hiçbir taviz vermeyen, her durumda Allah'ın rızasını nefsinin arzularına tercih eden bir kimsedir. Bu nedenle müminler hiçbir durumda, şevk ve heyecanlarını, kararlılıklarını kaybetmez, gevşeklik göstermezler. Müminlerin bu güzel ahlakı, Kuran'da geçmiş ümmetlerden örnek verilerek şöyle bildirilir:

"Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever." (Al-i İmran Suresi, 146)

Kıskançlık ve Hasetten Kaçınmak

Kıskançlık, başkasında olan bir şeyin kendisinde olmamasından, başkasının başardığı bir işi kendisinin başaramamasından, başkasının aldığı takdir ve övgüyü kendisinin almamasından ve buna benzer durumlardan kaynaklanan olumsuz bir duygudur. Allah'ın kulları arasında dağıtmakta olduğu her türlü maddi ve manevi nimet kıskançlık nedeni olabilir.

"Yoksa onlar, Allah'ın Kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar?" (Nisa Suresi, 54)

"... Nefisler ise 'kıskançlığa ve bencil tutkulara' hazır (elverişli) kılınmıştır. Eğer iyilik yapar ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır." (Nisa Suresi, 128)

Müminler, nefislerine imtihan maksadıyla ilham olunan bu tür kötü huylardan sakınmak için sürekli mücadele eder, nefislerini örtmek yerine, arındırıp temizlerler. Kıskançlık hissine sebep olacak her türlü olay karşısında, herşeyin Allah'a ait olduğunu, herşeyin Allah'ın dilemesi ile gerçekleştiğini, Allah'ın dilediğini seçtiğini, dilediğine dilediği nimeti verdiğini, seçimin ve kararın yalnızca O'na ait olduğunu unutmazlar. Yüce Allah'ın sonsuz adalet sahibi olduğunu akıllarından çıkarmazlar.

Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 44. sayı (Şubat 2008) 46. sayfada yayınlanmıştır.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.
Allah razı olsun kardeşim. Selam ve dua ile kalın
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt