MAVI HUZUN
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 14 Nis 2007
- Mesajlar
- 663
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
Müşkülünü çözen, seni hakikata ulaştıran bilgiyi, ölüm gelip çatmadan önce iste, öğrenmeye çalış. Aklını başına al da, şu dünyâyı, yani var gibi görünen yoğu bırak, yok gibi sandığın varı iste.
Hz. Mevlâna
Ey câhil neisinin havasına uyan. Ey başkalarının halinden ibret almayan. Senin bütün hayrın, su içilecek yere bir tas koymaktan ibaret, sen istiyorsun ki, bu tasdan, bütün şehir halkı senin hayrına su içsinler, kansınlar, değil mi?
Hz. Mevlâna
O aşk, oraya doğru at sürüyordu. Haşmetinden çalımından, gönlüm onu tanıdı da, kendi kendine dedi ki: Sûretden, şekilden kurtulduğum zaman ben aşk ile oyunlara girişeceğim, onunla sevişeceğim.
Hz. Mevlâna
O pâdişâh, kütü huylu kullarından yüz çevirmez. Senin gibi yüzlerce kulunun suçuna, saygısızlığına bakmaz. Bu sözü sen söyleme, bunu onun deniz gibi sonsuz olan lütfu söylesin. O öyle merhamet sahibidir ki, bizim kötülüğümüzden kara şeytan kaçar da O kaçmaz.
Hz. Mevlâna
Kalk, günahkârlara, kurtuluş yolunu gösteren, kurtuluş kutbunun etrafında, Kabe'yi tavaf eden ve Arafat'a çıkan hacılar gibi dön, dolaş, onun çevresinden ayrılma. Ne diye, balçık gibi yere yapışıp kaldın? Hak yolunda yürüyen kişiler için, uğraşmak, mürşid bulmak için çalışmak, çabalamak gerek. Bilmez misin ki: Hareketler, sonunda bereketlerin anahtarı olur.
Hz. Mevlâna
Sevgilim! Âbı hayat senin yüzündeki terden bir damladır. Geceleri gök yüzünde dolaşan nur saçan ay, senin yüzünün parıltısının bir eseridir. Ben; Bu uzun gecede ay ışığı istiyorum dedim, düşünmedim ki, o, gece senin siyah saçlarının karanlığı, Ay ışığı ise senin yanakların.
Hz. Mevlâna
Ey talihimi, bahtımı uyandıran sevgili, uyuma! Ey ilkbaharın, ey gül bahçesinin rengi, parlaklığı uyuma! Ey kanlar içen nergiz gibi göz! Bu gece, zevk gecesidir, neş'e gecesidir, sakın uyuma.
Hz. Mevlâna
Bugün nasıl bir gündür ki güneş, iki kat güçlü. Bugün ayrı bir gün, günlerden hiç birine benzemiyor. Bugünkü günde başka bir tecelli nuru görünüyor. Ey Aşıklar ! Size müjdeler olsun, bugün sizin gününüz. diye gökten yer yüzündekilere sesler gelmede, saçılar saçılmada.
Hz. Mevlâna
Ey eşek gibi, öküz gibi, saman ve arpa arayıp duran zavallı zaman seyisi; sana ne vakte kadar terbiye ve edep öğretecek? Her kokmuş ağızlı, senin dudağının tadını tatmışken, sen dudağını, o güzelin dudağına ne uzatıp duruyorsun?...
Hz. Mevlâna
Yağmur, aşkla gönlü yanan birisinin başına yağıp durmadaydı. O kadar çok yağdı ki, âşık hemen eve kaçtı. Bu hali gören hoş bir kaz, kanadını çırparak dedi ki: yağmuru benim üstüme yağdır, çünkü Allah benim canımı sudan yarattı, benim su ile aşinalığım, tanışıklığım vardır.
Hz. Mevlâna
Sevgilim, sen benim Yusuf'umsun, ben ise senin hasretinle gözlerini kaybeden Yâ'kub'unum. Sen benim sağlığımsın: ben ise senin derdini çeken Eyyub'unum. Ben neyim? Senin yanında kim olabilirim? Sen herkesin sevgilisisin. Sen oynar durursun, bense sadece durmadan el çırpmadayım.
Hz. Mevlâna
Senin aşkın, bir otlağın çevresinde at koşturuyordu. Zavallı günlüm onu gördü de, belirtisinden tanıdı. Gönlüm, varlık bağından kurtulduğu gün, ben yokluğun gizliliğinde, bilsen ne aşk oyunları oynayacağım.
Hz. Mevlâna
Biz, aşkın âşıkıyız. Çünkü aşk kurtuluştur. Can, Hızır gibidir, Aşk ise, bengi suya benzer. Aşk padişahından beratı olmayana yazıklar olsun! Hayvanın, aşkı besliyen, ruha giden manevi tatlılıklardan, can şekerinden ne haberi olacak..?
Hz. Mevlâna
Hz. Mevlâna
Ey câhil neisinin havasına uyan. Ey başkalarının halinden ibret almayan. Senin bütün hayrın, su içilecek yere bir tas koymaktan ibaret, sen istiyorsun ki, bu tasdan, bütün şehir halkı senin hayrına su içsinler, kansınlar, değil mi?
Hz. Mevlâna
O aşk, oraya doğru at sürüyordu. Haşmetinden çalımından, gönlüm onu tanıdı da, kendi kendine dedi ki: Sûretden, şekilden kurtulduğum zaman ben aşk ile oyunlara girişeceğim, onunla sevişeceğim.
Hz. Mevlâna
O pâdişâh, kütü huylu kullarından yüz çevirmez. Senin gibi yüzlerce kulunun suçuna, saygısızlığına bakmaz. Bu sözü sen söyleme, bunu onun deniz gibi sonsuz olan lütfu söylesin. O öyle merhamet sahibidir ki, bizim kötülüğümüzden kara şeytan kaçar da O kaçmaz.
Hz. Mevlâna
Kalk, günahkârlara, kurtuluş yolunu gösteren, kurtuluş kutbunun etrafında, Kabe'yi tavaf eden ve Arafat'a çıkan hacılar gibi dön, dolaş, onun çevresinden ayrılma. Ne diye, balçık gibi yere yapışıp kaldın? Hak yolunda yürüyen kişiler için, uğraşmak, mürşid bulmak için çalışmak, çabalamak gerek. Bilmez misin ki: Hareketler, sonunda bereketlerin anahtarı olur.
Hz. Mevlâna
Sevgilim! Âbı hayat senin yüzündeki terden bir damladır. Geceleri gök yüzünde dolaşan nur saçan ay, senin yüzünün parıltısının bir eseridir. Ben; Bu uzun gecede ay ışığı istiyorum dedim, düşünmedim ki, o, gece senin siyah saçlarının karanlığı, Ay ışığı ise senin yanakların.
Hz. Mevlâna
Ey talihimi, bahtımı uyandıran sevgili, uyuma! Ey ilkbaharın, ey gül bahçesinin rengi, parlaklığı uyuma! Ey kanlar içen nergiz gibi göz! Bu gece, zevk gecesidir, neş'e gecesidir, sakın uyuma.
Hz. Mevlâna
Bugün nasıl bir gündür ki güneş, iki kat güçlü. Bugün ayrı bir gün, günlerden hiç birine benzemiyor. Bugünkü günde başka bir tecelli nuru görünüyor. Ey Aşıklar ! Size müjdeler olsun, bugün sizin gününüz. diye gökten yer yüzündekilere sesler gelmede, saçılar saçılmada.
Hz. Mevlâna
Ey eşek gibi, öküz gibi, saman ve arpa arayıp duran zavallı zaman seyisi; sana ne vakte kadar terbiye ve edep öğretecek? Her kokmuş ağızlı, senin dudağının tadını tatmışken, sen dudağını, o güzelin dudağına ne uzatıp duruyorsun?...
Hz. Mevlâna
Yağmur, aşkla gönlü yanan birisinin başına yağıp durmadaydı. O kadar çok yağdı ki, âşık hemen eve kaçtı. Bu hali gören hoş bir kaz, kanadını çırparak dedi ki: yağmuru benim üstüme yağdır, çünkü Allah benim canımı sudan yarattı, benim su ile aşinalığım, tanışıklığım vardır.
Hz. Mevlâna
Sevgilim, sen benim Yusuf'umsun, ben ise senin hasretinle gözlerini kaybeden Yâ'kub'unum. Sen benim sağlığımsın: ben ise senin derdini çeken Eyyub'unum. Ben neyim? Senin yanında kim olabilirim? Sen herkesin sevgilisisin. Sen oynar durursun, bense sadece durmadan el çırpmadayım.
Hz. Mevlâna
Senin aşkın, bir otlağın çevresinde at koşturuyordu. Zavallı günlüm onu gördü de, belirtisinden tanıdı. Gönlüm, varlık bağından kurtulduğu gün, ben yokluğun gizliliğinde, bilsen ne aşk oyunları oynayacağım.
Hz. Mevlâna
Biz, aşkın âşıkıyız. Çünkü aşk kurtuluştur. Can, Hızır gibidir, Aşk ise, bengi suya benzer. Aşk padişahından beratı olmayana yazıklar olsun! Hayvanın, aşkı besliyen, ruha giden manevi tatlılıklardan, can şekerinden ne haberi olacak..?
Hz. Mevlâna