Pisvay-i erbab-i tarikat, rehnumay-i ashab-i ilm ve marifet,
Ebulfuyuzat(tarikat erbabinin ulusu, ilim ve irfan adamlarinin rehberi,feyizlerin babasi)
Muhammed Nureddin Cerrahi, Hicri 1089(1678) 12 Rebiulevvel Pazartesi gunu,
Istanbul Cerrahpasa'da, Cerrahpasa Camiisinin cumle kapisinin karsisindaki Yagcizade Konaginda dunyaya geldi.
Nesebi; babasi Abdullah Efendi kanaliyla asere-i mubessereden Hazreti Ubeyde bin Cerrah'a; anasi tarafindan da kerbela sehidi Imam Hazreti Huseyin'e ulasiyor.
Ilk tahsilini Cerrahpasa mektebinde yapti.Seyhulkurra Yusuf Efendi'nin onunde diz coktu once..
Sonra, sair Nabi'den edebiyat ve siir dersleri aldi.
Daha 18-19 yaslarinda olmasina ragmen, Hicri 1108(1696) tarihinde MISIR Kahire Kadiligina tayin edildi.
MISIR'a gidecek olan geminin, hava muhalefeti sebebiyle limanda demirli bekledigi gunlerde, Uskudar'da Toygartepe'de oturan dayisi Huseyin Efendi'nin ziyaretine gider, Nureddin Cerrahi.
Devrin ileri gelen devlet adamlarindan olan Huseyin Efendi, sevgili yegeni Kahire Kadisi Nureddin'i evinin karsisindaki Selamiye Dergahi'na goturur.
Ve orada Seyh Ali Efendi'ye baglanip,dervislige kabul edilir.Hicri 1115(1703) tarihinde Selamiye Sultani Kostendilli Ali Efendi'den icazet alir.
"GÖNÜL CERRAHI" Nureddin Cerrahi Hazretleri, Hicri takvime gore 44, miladiye gore 42 sene suren son derece hareketli ve bereketli gecen bu dunya hayatinin son demlerinde, Hicri 1133 (1720) Sevval'inde, sonsuza dogma nesvesi baslayinca makam postuna bashalifesi Seyh Suleyman Veliyyuddin Efendi'yi oturtarak, kendileri, "elyevm kabr-i serifleri olan halvethanelerinden çıkmaz oldular." Ve kendileri icin hazirlanan ilaclari dahi kabul etmediler.
40 gun kadar devam eden son dem hallerinde bile, hic kimseye yuk olmadan ibadet ve taata devam ettiler.Sonra, ayni senenin Kurban Bayrami arifesinden bir gun onceki pazartesi gecesi, bendegani etrafina toplayarak:
"Benim bu gece Rahmet-i Hakk'a gitmekligim gerekdir!.." diyerek soyle buyurdular:
Su andan son ana -kiyamete- kadar, bize bagli olanlar ve omrunde bir kere de olsa turbemizin onunden gecerek fatiha okuyanlar bizimdir!..
Ya Rab!.. Bize bagli olanlar, ateste yanmasinlar! Denizde bogulmasinlar!.. Kem ve som dert gormesinler!..
Omurlerinin sonlarina dek darlik ve zorluk cekmesinler!
Bu dunyadan ote dunyaya iman ve irfan ile gitsinler!..
Ne zaman irtihal edeceklerini kendilerine ilham eyle!..
Mal-mulk ve coluk-cocuk fitnesinden halas eyle!..
Ya Rab!.. Cumlemizi magfur eyle!..
Niyazini bitirince:
"Hakkinizi helal edin! Su anda, burada bulunamayanlara selam eyleyin!.." diyerek, kibleye dogru, simsek pariltilarini ve gok gurlemelerini andiran bir ismi celal cekti ve gitti:
ALLAH!.. dedi kanat acti sonsuza, Gül Gönüllü Pir Nureddin Cerrahi!
Nureddin Cerrahi, vefatından sonra da saygıyla anılmıştır. Mesela Cebbarzade Arif Bey, onun hakkında şu şiiri yazmıştır:
Kızıştır halka-i tevhidi, yansın kalb-i ateşnak
Fitil almaksa maksat koyma elden öyle misbahı
Yanıp sızlarsa sinen yaradan rahında ah etme,
Sarar hep merhem-i lutfiyle Nureddin-i Cerrahi
(Alıntıdır)
Selam ve dua ile...
Ebulfuyuzat(tarikat erbabinin ulusu, ilim ve irfan adamlarinin rehberi,feyizlerin babasi)
Muhammed Nureddin Cerrahi, Hicri 1089(1678) 12 Rebiulevvel Pazartesi gunu,
Istanbul Cerrahpasa'da, Cerrahpasa Camiisinin cumle kapisinin karsisindaki Yagcizade Konaginda dunyaya geldi.
Nesebi; babasi Abdullah Efendi kanaliyla asere-i mubessereden Hazreti Ubeyde bin Cerrah'a; anasi tarafindan da kerbela sehidi Imam Hazreti Huseyin'e ulasiyor.
Ilk tahsilini Cerrahpasa mektebinde yapti.Seyhulkurra Yusuf Efendi'nin onunde diz coktu once..
Sonra, sair Nabi'den edebiyat ve siir dersleri aldi.
Daha 18-19 yaslarinda olmasina ragmen, Hicri 1108(1696) tarihinde MISIR Kahire Kadiligina tayin edildi.
MISIR'a gidecek olan geminin, hava muhalefeti sebebiyle limanda demirli bekledigi gunlerde, Uskudar'da Toygartepe'de oturan dayisi Huseyin Efendi'nin ziyaretine gider, Nureddin Cerrahi.
Devrin ileri gelen devlet adamlarindan olan Huseyin Efendi, sevgili yegeni Kahire Kadisi Nureddin'i evinin karsisindaki Selamiye Dergahi'na goturur.
Ve orada Seyh Ali Efendi'ye baglanip,dervislige kabul edilir.Hicri 1115(1703) tarihinde Selamiye Sultani Kostendilli Ali Efendi'den icazet alir.
"GÖNÜL CERRAHI" Nureddin Cerrahi Hazretleri, Hicri takvime gore 44, miladiye gore 42 sene suren son derece hareketli ve bereketli gecen bu dunya hayatinin son demlerinde, Hicri 1133 (1720) Sevval'inde, sonsuza dogma nesvesi baslayinca makam postuna bashalifesi Seyh Suleyman Veliyyuddin Efendi'yi oturtarak, kendileri, "elyevm kabr-i serifleri olan halvethanelerinden çıkmaz oldular." Ve kendileri icin hazirlanan ilaclari dahi kabul etmediler.
40 gun kadar devam eden son dem hallerinde bile, hic kimseye yuk olmadan ibadet ve taata devam ettiler.Sonra, ayni senenin Kurban Bayrami arifesinden bir gun onceki pazartesi gecesi, bendegani etrafina toplayarak:
"Benim bu gece Rahmet-i Hakk'a gitmekligim gerekdir!.." diyerek soyle buyurdular:
Su andan son ana -kiyamete- kadar, bize bagli olanlar ve omrunde bir kere de olsa turbemizin onunden gecerek fatiha okuyanlar bizimdir!..
Ya Rab!.. Bize bagli olanlar, ateste yanmasinlar! Denizde bogulmasinlar!.. Kem ve som dert gormesinler!..
Omurlerinin sonlarina dek darlik ve zorluk cekmesinler!
Bu dunyadan ote dunyaya iman ve irfan ile gitsinler!..
Ne zaman irtihal edeceklerini kendilerine ilham eyle!..
Mal-mulk ve coluk-cocuk fitnesinden halas eyle!..
Ya Rab!.. Cumlemizi magfur eyle!..
Niyazini bitirince:
"Hakkinizi helal edin! Su anda, burada bulunamayanlara selam eyleyin!.." diyerek, kibleye dogru, simsek pariltilarini ve gok gurlemelerini andiran bir ismi celal cekti ve gitti:
ALLAH!.. dedi kanat acti sonsuza, Gül Gönüllü Pir Nureddin Cerrahi!
Nureddin Cerrahi, vefatından sonra da saygıyla anılmıştır. Mesela Cebbarzade Arif Bey, onun hakkında şu şiiri yazmıştır:
Kızıştır halka-i tevhidi, yansın kalb-i ateşnak
Fitil almaksa maksat koyma elden öyle misbahı
Yanıp sızlarsa sinen yaradan rahında ah etme,
Sarar hep merhem-i lutfiyle Nureddin-i Cerrahi
(Alıntıdır)
Selam ve dua ile...