Göç Davulunun Sesi
Gözlerindeki yıldızlardı sanki beni ona çeken ,bakışlarıyla okşuyordu yüreğimi.Kışın ayazı vurmuştu yüzüne oysa sıcaktı hem de sımsıcak .Nasır bağlamış şefkatli ellerini ovuştururken, sonbahara yenik düşmüş yaprakların hışırtısı duyuluyordu .Kamburu, yıllara inat daha bir heybetli kendini gösteriyordu .Yeni giysileri de saklayamaz olmuştu yaşlılığın feryad-ı figanını.
Gündüz geceyi kovalarken ,anıları onu hep yakalamıştı.Pişmanlıkları,sevdaları,vazgeçişleri
ve de hayalleri birlik olmuş ,geceye küskün ettirmişler ihtiyar delikanlıyı .Sanki bir şeyler hep yarım kalmış . Kaç gece rüyalarında vurgun yemişti gençliği . Seneler hüznünü ,acısını dirhem dirhem yanık tenine işlemişti .
Dağınık bir tutam saçını da, aklar mesken tutmuştu.Gözleri hep uzaklardaydı.Kimi bekliyordu ki ?Bir an düşünceye dalıyorum ben olsam kimi beklerdim?Yüzüne hasret kaldığım,adına şiirler yazdığım yürek yangınım geldi yanı başıma…
Gözyaşlarımı avuçlarına tek tek sayarken Kefil ettim seni yalnızlık yolculuğuma.
Ben ben olmaktan çıkmışken,sen nasıl sen olabilirsin?
Sabırla işlemişken seni kendime
Nasıl olurda sen bensizliği seçersin ?
Yüreğimin zindanları hala sen kokarken
Prangalarını nasılda kırarsın?
İlmik ilmik seni gözlerime resmeylerken
Adını adımın yanına nede güzel yazmışken
Gündüzüm yasta,perişan ,virane
Ruhum bedenime asi,divane…
Derin bir of çektikten sonra gözyaşlarımı elimin tersiyle silip pervasızca kimi beklediğini soruyorum.Yaşlı adam,yüzüme uzun uzun baktıktan sonra konuşmaya başladı.Sesi akmaktan usanmış çağlayanlar misali,yorgun ve kararsızdı.
Kulakların işitmez mi benim işittikleri mi?Ya gözlerin görmez mi benim gördükleri
mi?Susuyordum,kendimi sağır ve de dilsiz hissetmeye başlamıştım .Yüreğinde mi sana bir şeyler söylemiyor? Dinle…Göç Davulunun Sesini, öbür diyardan beni çağırıyor.
17.08.2009
Gözlerindeki yıldızlardı sanki beni ona çeken ,bakışlarıyla okşuyordu yüreğimi.Kışın ayazı vurmuştu yüzüne oysa sıcaktı hem de sımsıcak .Nasır bağlamış şefkatli ellerini ovuştururken, sonbahara yenik düşmüş yaprakların hışırtısı duyuluyordu .Kamburu, yıllara inat daha bir heybetli kendini gösteriyordu .Yeni giysileri de saklayamaz olmuştu yaşlılığın feryad-ı figanını.
Gündüz geceyi kovalarken ,anıları onu hep yakalamıştı.Pişmanlıkları,sevdaları,vazgeçişleri
ve de hayalleri birlik olmuş ,geceye küskün ettirmişler ihtiyar delikanlıyı .Sanki bir şeyler hep yarım kalmış . Kaç gece rüyalarında vurgun yemişti gençliği . Seneler hüznünü ,acısını dirhem dirhem yanık tenine işlemişti .
Dağınık bir tutam saçını da, aklar mesken tutmuştu.Gözleri hep uzaklardaydı.Kimi bekliyordu ki ?Bir an düşünceye dalıyorum ben olsam kimi beklerdim?Yüzüne hasret kaldığım,adına şiirler yazdığım yürek yangınım geldi yanı başıma…
Gözyaşlarımı avuçlarına tek tek sayarken Kefil ettim seni yalnızlık yolculuğuma.
Ben ben olmaktan çıkmışken,sen nasıl sen olabilirsin?
Sabırla işlemişken seni kendime
Nasıl olurda sen bensizliği seçersin ?
Yüreğimin zindanları hala sen kokarken
Prangalarını nasılda kırarsın?
İlmik ilmik seni gözlerime resmeylerken
Adını adımın yanına nede güzel yazmışken
Gündüzüm yasta,perişan ,virane
Ruhum bedenime asi,divane…
Derin bir of çektikten sonra gözyaşlarımı elimin tersiyle silip pervasızca kimi beklediğini soruyorum.Yaşlı adam,yüzüme uzun uzun baktıktan sonra konuşmaya başladı.Sesi akmaktan usanmış çağlayanlar misali,yorgun ve kararsızdı.
Kulakların işitmez mi benim işittikleri mi?Ya gözlerin görmez mi benim gördükleri
mi?Susuyordum,kendimi sağır ve de dilsiz hissetmeye başlamıştım .Yüreğinde mi sana bir şeyler söylemiyor? Dinle…Göç Davulunun Sesini, öbür diyardan beni çağırıyor.
17.08.2009