Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gıybet Zinadan daha tehlikelidir...! (1 Kullanıcı)

muhammed25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Kas 2008
Mesajlar
879
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Bir komşu veya bir dostla konuşup ayrıldıktan sonra arkamızdan konuşmadığından emin olamıyorsak durum kötü demektir. Böyle dostlukta ne muhabbet gelişmesi olur ne de itimat duyma hissi kalır. Çünkü arkasından konuşulduğunu düşünen insan dostlarını hep tereddütle karşılar:
gıymet -Kim bilir neler söylüyorlar arkamdan?!. şüphesi içini kemirip durur.

Bu da komşuluk ve dostluk hissini parçalayan bir şüphecilik halini alır.

Bundan olacak ki Hazret-i Kur'an kardeşinin arkasından konuşup gıybetini yapmayı o kardeşinin etini yemeye benzeterek ayıplamış söylediği doğru bile olsa gıybetçiliği kesinkes yasaklamıştır. Ancak ihtiyaç halinde doğru bilgiye gerek duyulması durumunda bilinen gerçek ne ise o bilgiyi doğru vermekte mahzur söz konusu olmamıştır. Böyle bir tanıtıma gerek yokken aleyhtarlık yapıp birinin zaafını kusurunu nazara vermek ona olan ilgiyi hüsnü zannı yok etmek ne kardeşliğe yakışır ne de samimi bir dostluk ve komşuluğa.

İsterseniz dostluğu düşmanlığa çeviren gıybetin kul hakkından da ağır sonucunu anlatan Süfyan bin Uyeyne'den bir yorum arz edeyim sizlere de hep birlikte ibretle okuyup hayretle tefekkür edelim gıybetin kul hakkından da ağır sonucunu...

Bakalım dört yaşında Kur'an-ı Kerim'i ezberleyen elliden fazla yürüyerek hacca giden İmam-ı Şafii gibi zatlara hocalık eden Kufe'nin büyük alimi Süfyan bin Uyeyne gıybet olayının ağırlığını nasıl açıklıyor bizlere görelim. İkinci hicret asrının büyük alim ve mutasavvıfı diyor ki:

- İnsanın üzerindeki hakların en büyüğü şüphesiz ki kul hakkıdır. Kul hakkı şehitlerden bile affolmaz. Hak sahibiyle bizzat helalleşmedikçe... Bu sebeple üzerinde kul hakkı olan kimse bunu ödemek için hak sahibiyle buluşup mutlaka helalleşecektir. Şayet hak sahibi hayatta değilse mirasçılarına gidecek hakkı mirasçıya ödeyecek böylece kul hakkından kurtulması mümkün olacaktır...

Ancak gıybetini yaptığı tanıdığının hakkını böyle ödeyemeyecektir. İnsan gıybetini yaptığı kimsenin mirasçısına varıp da akrabanın aleyhine konuşup gıybetini yapmıştım o da ölmüş arkasından sana şu kadar para vereyim de bana hakkını helal et diyemeyecektir.. Çünkü böyle bir salahiyet verilmemiştir mirasçıya!..

Gıybetini yaptığı kimseyle bizzat görüşerek helallik alacaktır. Bu da ancak mahşerde karşılaşıp yaptığı gıybetine mukabil sevaplarını verecek sevapları yetmezse gıybetini yaptığı kimsenin günahlarını yüklenecek helalleşmek ancak böyle gerçekleşecektir!. Demek ki gıybet helalleşmesi kul hakkından da zor bir helalleşme olacaktır.

Neden gıybet helalleşmesi kul hakkından da zor helalleşme olacaktır? Çünkü insanın haysiyeti şerefi malından üstündür. Malını almak suretiyle hakkını aldığın kimsenin mirasçısına aldığın malı verir kurtulursun. Ama aleyhinde konuşmak suretiyle itibarını düşürdüğün kimsenin haysiyetini şerefini parayla satın alıp geri getiremezsin. Onun hesaplaşması şerefine gölge düşürdüğü kimseyle mahşerde yüz yüze gelmekle olacaktır... Sevaplarını verecek yetmezse gıybetini yaptığı kimsenin günahlarını yükleneceksin ancak böyle helalleşebileceksin...

Süfyan bin Uyeyne bu açık seçik yorumuyla demiş oluyor ki:

- Siz siz olun gıybete dilinizi alıştırmayın çevrenizle dostluğunuzu kardeşliğinizi zedeleyecek itimat ve hürmetinizi yok edecek gıybetçilikten yılandan akrepten kaçar gibi kaçın. Varsa alışkanlığınızla mücadele edin itimat edilen dost saygı duyulan komşu vasfınızı hep koruyun emin dost ve komşu olma özelliğinizi hep muhafaza edin!.. Şayet mahşerde sevaplarınızı gıybetini yaptığınız kimselere dağıtmak yetmeyince de onların günahlarını yüklenmek zorunda kalmak istemiyorsanız tabii...


14/02/2007
Ahmed ŞAHİN
ZAMAN
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt