VaVeyla
Kayıtlı Kullanıcı
yağmur yağıyor kirpiklerine
gözlerin şehirden akıyor
serçenin üşüyen vücuduna bezeniyorum
fatihin kuzey tarafındaki serçeleri hatırladın mı
bir çift gözle beslediğimiz serçeleri
gözlerin diyorum gözlerimiz diyorum...
zamanın hadsizliği geliyor aklıma
gidişin, dönemeyişin
ellerin birde
dokunamıyorum
Çok zaman geçti üzerimizden biliyorum
üçyüzaltmışbeş günün firakı doğdu mu üzerimizden...
acılarımız pas tuttu mu
ya anahtar hangi kapının bağrında asılı kaldı...
Artık gitme demeleri öğrendim
çok defterler karaladım
gitme diyebilmek için..
kalmalıydın kalmalıydık
ahir şehrin yetimliğinde aşkın bütün hallerini yaşayan biz olmalıydık
gitmeli miydin
ezberimdeydi gitme demek
serçeler peki,
gittin mi sahi...
....................
-alıntı-