Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Giden Fırsatlar Bir Daha Gelmez (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA


Giden Fırsatlar Bir Daha Gelmez

Çocukluğumdan beri dar mekanlardan sıkılır ve bu tür yerlerden feryat edercesine uzaklaşırdım. İleri yaşlarda bunun bir hastalık olduğunu anlamış, fakat bu illetten bir türlü kurtulamamıştım...

Oysa ki dar mekanlara, şimdi ister istemez girecektim...

Beni sarıp sarmalamışlar ve uzunca bir tabuta yerleştirmişlerdi. Çevremde dolaşanların sesini gayet iyi duyuyor ve gözlerim kapalı olmasına rağmen, her nasılsa onları görebiliyordum...

- Genç yaşta öldü zavallı, diyorlardı. Halbuki yapacak ne kadar çok iş vardı...

Gerçekten de bir çok işim yarım kalmıştı. Mesela oğluma iyi bir işyeri açamamış, araba ile renkli televizyonun taksitlerini henüz bitirememiştim. Büyük bir firma kurup dostlarımı orada toplamak da artık hayal olmuştu.Üstelik kış çok yaklaştığı halde odun- kömür işini halledememiş ve çatının akan yerlerini aktaramamıştım...

Yarıda kalan işlerimi arka arkaya sıralarken, kulaklarımı çınlatan bir sesle irkildim Sanki mikrofonla söylenen bu ses, beynimin en ücra köşelerinde yankılanıyor ve : "Geçti artık, geçti.."diyordu...

Içimden "Keşke geçmemiş olsaydı." diyordum. Nereden başıma gelmişti o kaza bilmem ki..? Halbuki ne kadar da iyi araba kullanırdım.

Olup bitenleri hatırlamaya çalışırken, dostlarımın çevremi sardığını ve içinde bulunduğum tabutun kapağını örtmeye çalıştıklarını farkettim. Onları engellemek için avazım çıktığı kadar bağırmak ve çırpınmak istediğim halde ne kımıldayabiliyor, ne de bir ses çıkartabiliyordum. Biraz sonra koyu bir karanlıkta kalmış ve gözlerimi tabutun tahtaları arasından sızan ışığa çevirmiştim. Dehşet içinde :
- Aman Allah ım,dedim. Ne olacak şimdi halim..?

Korkudan hiçbir şey düşünemiyordum. Bu arada omuzlara kaldırılmış ve sallana sallana götürülmeye başlanmıştım. Dışarıdaki seslerden yağmur yağdığı belli oluyor ve su damlacıklarının sesi, tabutumun gıcırtısına karışıyordu.

Cenaze namazı için camiye gidiyor olmalıydık.

Cami deyince aklıma gelmişti. Çok yakınımızda olmasına ve hergün 5 defa davet edilmeme rağmen bir türlü vakit bulup gidememiştim. Ama her zaman söylediğim gibi 50 yaşına gelince namaza başlayacak ve herkesin şikayet ettiği kötü alışkanlıklarımı terk edecektim. Evet evet, şu kaza olmasaydı, ileride ne iyi bir insan olacaktım...

Daha önceden duyduğum ve nereden geldiğini kestiremediğim ses :
- "Geçti artık, geçti."diye tekrarladı.. "Bitti artık."

Biraz sonra namazım kılınmış ve tekrar omuzlara kaldırılmıştım. Mahallemizdeki kahvehanenin önünden geçerken, hergün iskambil oynadığımız arkadaşların neşeli kahkahalarını işitiyor ve "herhalde ölüm haberimi duymamış olacaklar"diye düşünüyordum.Sesler iyice uzaklaştığında eğik bir şekilde taşındığımı hissederek, mezarlığa çıkan yokuşu tırmandığımızı anladım. Şiddetle yağan yağmurun tabuttaki çatlaklardan sızarak kefenimi yer yer ıslattığının da farkındaydım. Buna rağmen dışarıda konuşulanlara kulak verdim. Dostlarımın bir kısmı piyasadaki durgunluktan bahsediyor, bir kısmı da milli takımın son oyununu methediyordu. Tabutumu taşıyan diğer biri ise yanındakinin kulağına fısıldayarak :
Rahmetlinin tersliği, öldüğü günden belli, diyordu. Sırılsıklam olduk birader..!

Duyduklarım herhalde yanlış olmalıydı. Yoksa bunlar, uykularımı onlar için feda ettiğim dostlarım değil miydi?

Yolculuğum bir müddet sonra bitmiş ve tabutum yere indirilmişti. Kapak tekrar açıldı ve cansız vücudumu yakalayan kollar, beni dibinde su toplanmış olan çukura doğru indirdi...

Boylu boyunca yattığım yerden etrafıma baktım...
Aman Allah ım, bu kabir değil miydi?
O ana kadar buraya gireceğimi neden düşünmemiştim...

Sessiz feryatlarımı kimseye duyuramıyor ve dostlarımın üzerimi örtmek için yarıştığını hissediyordum.
Tekrar zifiri karanlıkta kalmış ve bütün acizliğimle dua etmeye başlamıştım...

Ya Rabbi, diyordum. Bir fırsat daha yok mu, senin istediğin gibi bir kul olayım. Ve kabrimi, Cennet bahçelerinden bir bahçeye çevireyim?
Aynı ses, her zamankinden daha şiddetli olarak : "Geçti artık, geçti." diye tekrarladı. "Her şey bitti artık."

Mezarımı örten tahtaların üzerine atılan toprakların çıkardığı ses gökgürültüsünü andırıyor ve bütün benliğimi sarsıyordu...

Son bir gayretle yerimden fırlayarak gözlerimi açtım. Odamdaki rahat yatağımda yatıyor, fakat korkunç bir kabus görüyordum. Bitişik dairede oturan doktor arkadaşım beni ayıltmaya çalışarak : "Geçti artık, geçti." diye bağırıp duruyordu. "Geçti, bak hiç bir şey kalmadı."

Yattığım yerden yavaşça doğruldum. Terden sırılsıklam olmuş ve sanki 20 kilo birden vermiştim. Dışarıda sağanak halinde yağmur yağıyor, şimşek ve gökgürültüsünden bütün ev sarsılıyordu.

Etrafımdakilerin şaşkın bakışlari arasında kendimi toparlamaya çalışırken :

- Ya Rabbi sana zerrelerim adedince şükürler olsun, diyordum. İyi bir kul olmak için ya bir fırsat daha vermeseydin!..

Kaynak: www.hikayearsivi.net

 

mustafa11

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2007
Mesajlar
3,063
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
istanbul-maltepe
Web Sitesi
www.mobilyaonarim.com
RE: Giden Fırsatlar Bir Daha Gelmez

ellerine sağlık çok güzel olmuş rabbim inşallah bizleri böyle gaflete düşürmez çünkü şu an bunu okuyunca aynı duyguyu bende hissettim ve banada rabbim bir fırsat verdi allah senden razı olsunB)B)B)B)B)B)B)
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,771
Tepki puanı
77
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
RE: Giden Fırsatlar Bir Daha Gelmez

S.ALEYKÜM RABBİM RAZI OLSUN SİZDEN..DAHA ÖNCEDE OKUMUŞTUM AMA OKUYUNCA YİNE İLKİ GİBİ ÇOK ETKİLENDİM..ETKİLENMEMEK ELDEMİ Kİ..ÖLÜM KAÇINILMAZ BİR HAKİKAT VE ELBETTE HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAK..YA GÜZEL BİR ÖLÜM YA DA SONU CEHENNEME GİDEN BİR ÖLÜM ÖYLE VEYA BÖYLE HEPİMİZ ÖLECEĞİZ..SANKİ O TABUTTA BEN VARDIM VE GEÇMİŞ GÜNLERİM GELDİ AKLIMA..O'NUN RIZASI DIŞINDAKİ HERŞEY BOŞ,ANLAMSIZ..İŞ BUNUN FARKINA VARABİLMEKTE..İŞTE HER SABAH UYANDIĞIMIZDA BUNU DÜŞÜNMELİYİZ BİZE BİR FIRSAT DAHA VERİLMİŞ VE BUNU DEĞERLENDİRMELİYİZ..GAFLET UYKUSUNDAN UYANABİLME DUASIYLA..ALLAHA EMANET OLUN..
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: Giden Fırsatlar Bir Daha Gelmez

mustafa11 yazdı:
ellerine sağlık çok güzel olmuş rabbim inşallah bizleri böyle gaflete düşürmez çünkü şu an bunu okuyunca aynı duyguyu bende hissettim ve banada rabbim bir fırsat verdi allah senden razı olsunB)B)B)B)B)B)B)

Bir zamanlar bir psikoloji kitabında okuduğum bir bölüm vardı...
Hayatın ve getirilerinin kıymetini anlamak için tavsiye edilen bir metod vardı içinde..
Deniyordu ki; "arada bir, çok bunaldığınızda,hayatın sizin için çekilmez hale geldiğini düşündüğünüzde kendinize 10 dakika ayırın ve kendi cenaze töreninizi düşünün"...
Cümleyi ilk okuduğumda çarpılmıştım...
Ben girişin akabinde pozitif bir gelişme ve tavsiye bekliyordum...
Ama " kendi ölümümüzü ve cenazemizi " düşünmemiz tavsiye
ediliyordu...
Tüylerim diken diken oldu ve yazarın saçmaladığını düşündüm o an...
Ama önyargı düşmanı biri olarak okumaya devam ettim...
Özellikle insanların sizin için neler söyleyeceklerini, onlar için ne ifade ettiğinizi hissetmeye çalışın...
Diyordu ki; " bunları düşündüğünüzde dünyadaki yerinizi, dünyayı terkettiğinizde oluşacak boşluğu, sevdikleriniz ve sizi sevenler için öneminizi anlayacaksınız...
O andan geriye dönme şansınız olmadığını, hayat denen kredinizin bittiğini ve onlara yanıt verme şansınız olmadığını düşünün...
Tekrar sarılma, bir kez daha öpme ihtimalinizin bittiğini hissedin...
Dünyadaki küslüklerin, ayrılıkların, kavgaların
yanında bu acının ve geri dönülmezliğin korkunç
çaresizliğini yaşayın...
Bırakın canınız yansın,
bırakın alevler içinde kavrulsun tüm ruhunuz...
Orada, o musalla taşında düşünün kendinizi...
Seyredin şu an çevrenizde olanların yüz ifadelerini...
Akıllarından ve yüreklerinden geçen
cümleleri hayal edin...
Kitaba devam etmeden bıraktım kenara ve gözlerimi kapatıp aynen düşünmeye başladım...
Eşimi, oğlumu, annemi, babamı, kardeşlerimi ve diğer tüm
çevremi oturttum tek tek kendi cenaze törenimdeki yerlerine...
Birer birer yerleştirdim tabutumun çevresine hepsini...
Hayatımda çok nadir bu kadar canım yanmıştı...
Görüyordum işte "babaaaa..." diye ağlayan biricik oğlumu...
Eşim kucağında "ağlayan emanetimle" ayakta durmaya çalışıyordu per perişan...
Koca çınar babacığım, belli belirsiz dualar okuyordu,
o gözümden hala gitmeyen vakur duruşuyla...
Annem, ciğerinden bir parça canlı canlı koparılmış gibi
hem içine hem dışına akıtıyordu gözyaşlarını...
Kardeşlerim, akrabalarım
"çok erken gitti, doyamadı oğluna.." diyordu acıyan ses tonlarıyla...
Ve dostlarım... Onlar da şaşkındı...
Bazısı "daha dün birlikteydik, nasıl olur.." diyordu...
Sonra anladım yazarın ne demek istediğini daha devamını
okumadan kitabın...
Bunları seyredip onlara "hayır ölmedim, burdayım.."
demek istedim hayal olduğunu unutup...
Farkındalık önemli bir kavramdır psikolojide...
Belki de hiç aklımıza gelmeyen ve gelmeyecek bir farkındalığı göstermek istemişti yazar...
Kitabı okumaya ne gücüm kalmıştı, ne de isteğim...
Almam gereken dersi ve mesajı almıştım...
Şimdi ne kitabın adını ne de yazarı hatırlamıyorum...
Şu an bunları yazarken bile çok kötü oldum...
Bu olayda tek farkındalık da yok üstelik...
Biraz kendime geldikten sonra devam ettim
hayatımın en zor hayaline...
Sırada çevremdekilerin ölümümün akabinde
neler söyleyecekleri vardı..
Usulen ve nezaketen söylenenlerin dışında...
Onlarda bıraktığım izleri,
yaşananları ve yaşanamayanları elden geçirerek
ben konuşturacaktım hayalimde...
İçlerini okuyacaktım, senaryo bana ait olarak...
Yaşarken neler yazmıştım, ölümümle neler okuyacaktım...
Gerçek duygularıydı ulaşmaya çalıştığım, ölüm acısının etkisiyle girilen duygusal mod değildi, deşifre etmem gereken metin...
Canım oğlumun söyleyecek çok şeyi yoktu...
Özleyecekti, yokluğumu hissedecekti..
Ağlayacaktı aklına geldikçe...
Belki ölümün ne anlama geldiğini hissedecek yaşa gelinceye kadar
sıradan bir üzüntünün ötesine geçmeyecekti duyguları...
ama hayal bu ya, 18-20 yaşına getirdim 2 saniyede oğlumu...
"hayal - meyal hatırlıyorum be baba seni...
Keşke şimdi yaşıyor olsaydın da erkek erkeğe sohbet etseydik seninle...
Bak mezuniyet törenimde de babasızdım...
Askere giderken kimin elini öpeceğim senin yerine...
Diyecek canı yanarak bir köşede...
Sevgili eşim... Benim muhteşem hatunum...
Nasıl dayanır bensizliğe?...
O ki, benim için her şeyini feda edip koşmuştu bana...
Hayatının tek adamı şimdi toprak olacaktı...
Bir daha " Seni seviyorum " diyemeyecekti...
Bir daha hevesle açamayacaktı çalan kapıyı...
Ve her gelen gece bensizliğini haykıracaktı yüzüne...
Her sabah da bensiz başlayacaktı koca gün...
Tek cümlesi takıldı o an içime;
" Oyunbozanlık yaptın be böceğim, hani beraber ölecektik ?..."
Babam-annem,o bugüne kadar evlat olarak
mutlu edecek hiçbir şey yapamamanın acısıyla
kahrolduğum güzel insanlar...
Helaldi şüphesiz hakları...
Bilerek hiç kırmamıştım onları...
Üzerine titredikleri evlatları onlardan önce göçmüştü işte önlerinde ve dualarına muhtaçtım....
Kaç anne ve babanın çekebileceği bir acıydı ki evladının cenazesinde bulunmak...
Herhalde insanın uzun yaşadığına üzüldüğü nadir
anlardan olsa gerek...
Diğerlerine geçmiyorum...
Bu yazıyı şu an yazıp sizlerle paylaştığıma göre
"diğerlerine" artık sizler de dahilsiniz...
Düşünün, bir gün bir mail ulaşıyor mail-boxınıza "ölmüş“ diye...
Sizler kimbilir neler düşünür ve yazardınız...
Eşim şu an yanımda ağlıyor, sanki gerçekmiş gibi...
Oysa ki yazarın amacı "Yaşamanın ve hala nefes alıyor almanın kıymetini" göstermekti...
Benim de öyle...
Lafı çok uzattım farkındayım...
Ama dediğimiz çözümü zor süreç 2 satırla özetlenemeyecek
kadar girintili çıkıntılı...
Ben o gün kurduğum o hayalle, canımın tüm yanmasına rağmen
YENİDEN DOĞDUM...
Bilgisayar diliyle "format attım hayatıma"...
Sahip olduklarımın farkına vardım ve hala nefes
alıyor olduğum için şükrettim...
Gözlerimi açtığım anda o kötü ve acı sahne bitmiş,
oyun perde demişti...
Peki ya hayal değil de, gerçek olsaydı ve perde bir daha açılmamak üzere kapansaydı...
Belki gerildiniz, kötü oldunuz ama devamını
getirirseniz buna değer bence...
İşte bu final bu yazıyı buraya kadar okumanıza değmiş olmalı...
Ben bu akşam melankoliğim ve biraz abartmış olabilirim...
Hani sanatçı ve şairiz ya ondandır belki...
Bence bu yazıyı sadece okuyarak bırakmayın...
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: Giden Fırsatlar Bir Daha Gelmez

RECEB BOZKUS yazdı:
S.ALEYKÜM RABBİM RAZI OLSUN SİZDEN..DAHA ÖNCEDE OKUMUŞTUM AMA OKUYUNCA YİNE İLKİ GİBİ ÇOK ETKİLENDİM..ETKİLENMEMEK ELDEMİ Kİ..ÖLÜM KAÇINILMAZ BİR HAKİKAT VE ELBETTE HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAK..YA GÜZEL BİR ÖLÜM YA DA SONU CEHENNEME GİDEN BİR ÖLÜM ÖYLE VEYA BÖYLE HEPİMİZ ÖLECEĞİZ..SANKİ O TABUTTA BEN VARDIM VE GEÇMİŞ GÜNLERİM GELDİ AKLIMA..O'NUN RIZASI DIŞINDAKİ HERŞEY BOŞ,ANLAMSIZ..İŞ BUNUN FARKINA VARABİLMEKTE..İŞTE HER SABAH UYANDIĞIMIZDA BUNU DÜŞÜNMELİYİZ BİZE BİR FIRSAT DAHA VERİLMİŞ VE BUNU DEĞERLENDİRMELİYİZ..GAFLET UYKUSUNDAN UYANABİLME DUASIYLA..ALLAHA EMANET OLUN..

VE ALEYKÜMSELAM

LÜTFEN ARADA BİR,
BURADAN ALDIKLARINIZI TARTIN,
DÜŞÜNÜN VE HAYATINIZI GÖZDEN GEÇİRİN...
Ölümün kime ve ne zaman geleceğini
Yüce Allah' tan başka bilen yok...
İşte bu yüzden hazır yaşıyorken ve
nefes alıyorken yapabileceklerinizi yapın,
ertelemeyin...
Sizi sevenlere ve sevdiklerinize
daha fazla zaman ayırın...
Bilerek - bilmeyerek
kırdığınız kalpleri tamir edin...
Ve en önemlisi;
VERDİĞİ-VERMEDİĞİ,
ALDIĞI-ALMADIĞI HERŞEY İÇİN,
TEKRAR TEKRAR ŞÜKREDİN YÜCELER YÜCESİ YARADAN'A

CAN DÜNDAR...
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,771
Tepki puanı
77
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
RE: Giden Fırsatlar Bir Daha Gelmez

hafize yazdı:
RECEB BOZKUS yazdı:
S.ALEYKÜM RABBİM RAZI OLSUN SİZDEN..DAHA ÖNCEDE OKUMUŞTUM AMA OKUYUNCA YİNE İLKİ GİBİ ÇOK ETKİLENDİM..ETKİLENMEMEK ELDEMİ Kİ..ÖLÜM KAÇINILMAZ BİR HAKİKAT VE ELBETTE HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAK..YA GÜZEL BİR ÖLÜM YA DA SONU CEHENNEME GİDEN BİR ÖLÜM ÖYLE VEYA BÖYLE HEPİMİZ ÖLECEĞİZ..SANKİ O TABUTTA BEN VARDIM VE GEÇMİŞ GÜNLERİM GELDİ AKLIMA..O'NUN RIZASI DIŞINDAKİ HERŞEY BOŞ,ANLAMSIZ..İŞ BUNUN FARKINA VARABİLMEKTE..İŞTE HER SABAH UYANDIĞIMIZDA BUNU DÜŞÜNMELİYİZ BİZE BİR FIRSAT DAHA VERİLMİŞ VE BUNU DEĞERLENDİRMELİYİZ..GAFLET UYKUSUNDAN UYANABİLME DUASIYLA..ALLAHA EMANET OLUN..

VE ALEYKÜMSELAM

LÜTFEN ARADA BİR,
BURADAN ALDIKLARINIZI TARTIN,
DÜŞÜNÜN VE HAYATINIZI GÖZDEN GEÇİRİN...
Ölümün kime ve ne zaman geleceğini
Yüce Allah' tan başka bilen yok...
İşte bu yüzden hazır yaşıyorken ve
nefes alıyorken yapabileceklerinizi yapın,
ertelemeyin...
Sizi sevenlere ve sevdiklerinize
daha fazla zaman ayırın...
Bilerek - bilmeyerek
kırdığınız kalpleri tamir edin...
Ve en önemlisi;
VERDİĞİ-VERMEDİĞİ,
ALDIĞI-ALMADIĞI HERŞEY İÇİN,
TEKRAR TEKRAR ŞÜKREDİN YÜCELER YÜCESİ YARADAN'A

CAN DÜNDAR...
ALLAH RAZI OLSUN..BU DA ÇOK GÜZELDİ..RABBİM SANA ZERRELERİM ADEDİNCE ŞÜKÜRLER OLSUN..
 

handan06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Şub 2007
Mesajlar
2,070
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Giden Fırsatlar Bir Daha Gelmez

yazdıklarının hepsi ayrı güzel zamanı ii değerlendirmeliyiz çok gec olmadan

rabbimize şükürler olsun bildiğimiz bilmediğimiz şeyleri verdiği için
 

acelya26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 May 2007
Mesajlar
34
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Giden Fırsatlar Bir Daha Gelmez

Gerçekten giden fırsatlar geri gelmiyor ve giden geride kalan herşey için üzülmek değil şuan neleri kaçırmayalım diye yada elimdeki her fırsatı sonuna kadar kullanmalıyım diye düşünmeliyiz ölüm bir nefes uzağımızda ona göre yaşatımızı yönlendirmeliyiz a.e.o.B)
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38

Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.
Allah razı olsun kardeşim,
Selam ve baki dua ile kalın.

93270140eb0.gif
97906724wb4.gif

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt