‘Hayat gerçekten çok zor. İnsanlar ne kadar değişik. Çok yaşamadım ama hep mutlu olan birini bulmak çok zor. Hiç rastlamadım. Çünkü insanlar her seferinde üzülecek bir şey buluyorlar. Ben mükemmelim demiyorum ‘hepimiz aynıyız’ hatta karakterlerimiz, yeteneklerimiz, huylarımız alışkanlıklarımız bile. Sadece tek bir fark var bazılarımız bilerek böyle olmaktan uzak durmaya çabalarken, bazılarımızda kendini her koşulda mükemmel ötesi veya hayatını da berbatlık unsuru olarak görmek için basite kaçıyor. Bence kendimize dönüp bir bakmalı ve hayatın ne derece önemli olduğunun şuuruna varmalıyız. Eğer hiçbir şey yoksa övüneceğimiz yaşıyoruz çok şükür! Diyebilmeli bununla mutlu olmaya çalışmalıyız.
Bu konu hakkında zamanım ve fikirlerim doğrultusunda sizlere aktaracaklarım şuan için sona erdi. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.’
Diyerek bulunduğu kürsü den alkış tutan insanlara eğilerek , son derece saygılı ve ciddi bir şekilde selam verip önündeki kağıtlarını toparladığı gibi yerine doğru büyük adımlar attı. Yerine gelmesine rağmen alkışlar bitmemişti. Bir kez daha elini göğsüne hafifçe dayayıp başını eğerek selam verip oturdu.
Evet beklide bazılarına göre harika ve tamamen gerçek şeyler anlatmıştı fakat konuşurken büründüğü kimlik kendisi değildi. Bunu bilmesine rağmen kabullenmek istemiyor, insanlara kendisini farklı bir kişilik olarak gösteriyordu. Çünkü işi insanları etkilemekti. Onların ruhsal dünyalarını okşayan yazılar yazmasa tümceler konuşmasa hiç kimsenin gözünde değeri olmazdı. Ama bu şekilde örtebiliyordu yazarlığının altındaki o çirkin kişiliği psikiyatr Haya hanım…! Adından feyz almak çok önemlidir. Fakat onda utanma duygusu olsaydı insanlara mutluluk oyununu aşılamaya çalışıp kendi hüzünlendiği artık bir şeyleri kaldıramadığını hissettiği her vakit ölümü düşünerek ve deneyerek yaşamak gibi bir düzenbazlık yapmaz, kendi olurdu. Gerçek Haya…Aslında bunu beceremediği için boşluğa düşüyordu. Ne tanıdık bir kişilik öyle değimli? Bize telkinde bulunmaya çabalayan tüm doktorlarda bunu görebiliriz. Çünkü onlar içlerindekileri dışarı vurmaz, hep haklı çıkmanın verdiği hazla hayatlarındaki gerçekleri görmemeye çalışırlar. İnsanın dengesizlik yolundaki adımıdır bu…Şimdi soruyorum sizlere gerçekte hastamı doktordur doktor mu hastadır?....
Bu konu hakkında zamanım ve fikirlerim doğrultusunda sizlere aktaracaklarım şuan için sona erdi. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.’
Diyerek bulunduğu kürsü den alkış tutan insanlara eğilerek , son derece saygılı ve ciddi bir şekilde selam verip önündeki kağıtlarını toparladığı gibi yerine doğru büyük adımlar attı. Yerine gelmesine rağmen alkışlar bitmemişti. Bir kez daha elini göğsüne hafifçe dayayıp başını eğerek selam verip oturdu.
Evet beklide bazılarına göre harika ve tamamen gerçek şeyler anlatmıştı fakat konuşurken büründüğü kimlik kendisi değildi. Bunu bilmesine rağmen kabullenmek istemiyor, insanlara kendisini farklı bir kişilik olarak gösteriyordu. Çünkü işi insanları etkilemekti. Onların ruhsal dünyalarını okşayan yazılar yazmasa tümceler konuşmasa hiç kimsenin gözünde değeri olmazdı. Ama bu şekilde örtebiliyordu yazarlığının altındaki o çirkin kişiliği psikiyatr Haya hanım…! Adından feyz almak çok önemlidir. Fakat onda utanma duygusu olsaydı insanlara mutluluk oyununu aşılamaya çalışıp kendi hüzünlendiği artık bir şeyleri kaldıramadığını hissettiği her vakit ölümü düşünerek ve deneyerek yaşamak gibi bir düzenbazlık yapmaz, kendi olurdu. Gerçek Haya…Aslında bunu beceremediği için boşluğa düşüyordu. Ne tanıdık bir kişilik öyle değimli? Bize telkinde bulunmaya çabalayan tüm doktorlarda bunu görebiliriz. Çünkü onlar içlerindekileri dışarı vurmaz, hep haklı çıkmanın verdiği hazla hayatlarındaki gerçekleri görmemeye çalışırlar. İnsanın dengesizlik yolundaki adımıdır bu…Şimdi soruyorum sizlere gerçekte hastamı doktordur doktor mu hastadır?....