Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gerçek tasavvuf bilinci (1 Kullanıcı)

aslan2

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Mar 2007
Mesajlar
7
Tepki puanı
0
Puanları
0
Şimdi çok karmaşık olan tasavvuf konusunu ele alalım : Tasavvuf, kur’an ahlakıyla edeplenmektir. Şirkten temizlenmeye , kur’anın hükümleriyle yaşamaya çalışmadan ;! zikir yapmak , tespih çekmek , dönmek , gerçek tasavvuf anlayışından uzak tavırlardır. Kulun asıl vazifesi “ Yarın bundan sorulacaksınız” denen Kur’an a bağlı yaşamaya çalışmaktır.
Allahu tealanın en çok değer verdiği , indirdiği geceye bin aydan hayırlıdır dediği, doğru ile yanlışı bir birinden ayıran hükümleri bir kıyıya bırakıp , içinde binlerce tuzak bulunan , manevi makam mevki sevdasına düşüren, körü körüne şirke dahi bulaştıran , herkes tarafından doğru algılanmamış bir yolda gitmek , nekadar akıl kârıdır . Bu gün islam dünyasının birinci derece acil ihtiyacı olan konuları önemsemeyip , birilerinin himmetine bağlı olarak , yaşamını “ teslim ol kurtulursun” zihniyetiyle sürdürmeye çalışmak , islam dininin özüyle ne kadar bağdaşmaktadır ?
Tarikat mensuplarının hiçbir dini eğitim almadan , temelsiz bir anlayışla ve taklitçilik ruhuyla ,dinin geneline yaydıkları bu sistem , islam dininin en mühim unsuru olarak aşılanmaktadır. Durum böyle olunca , gereği gibi uygulanmasında sakınca olmayan konular , yanlış itikatlardan ötürü faydasından çok zarara yol açmaktadırlar.
Mü’min in zikri namazdır , kişilerin namazdan alamadıkları manevi lezzeti , her tarikat tarafından farklı uygulanan ve kur an a muhalif olan bazı yöntemlerle , namaz da bulmaları gereken huşu yu bulamayıp , değişik yöntem arayışlarına girilmesi yanlıştır. Namaz ın sadece Allah a olan borcun ödenmesi ve müslümanlığın en temel ve birinci gereği gibi görülmesi , hem namaz ın itibarını yaralamış ,hemde müslümanlığın kalitesini düşürmüştür. Çünkü müslümanlığın yükü namazın üzerine yüklenmiş , daha önemli hususlar zamanla erozyona uğratılarak , günümüze kadar gelinmiş ve müslümanlık bireyselleştirilmiştir. Hepimizin bildiği bir rivayette Hz . Ali ayağına batan oku , namaza durduğu esnada çıkartmıştır , artık nasıl namaz kıldığını siz düşünün . Bu tür yöntemlerin sahabelerin döneminden itibaren başladığı iddiası uydurmadır. Hz peygamber ve arkadaşları , aradıkları manevi lezzeti namazda buluyorlardı.
Namaz kılmayan kimselerin dinsiz olarak nitelendirilmeleri yanlıştır . Namaz kılan kimselerin de yobaz olduğu görüşü yersizdir . Yobazlığın , dindarlığın ve dinsizliğin ölçüsü , namaz ile ilişkilendirilmemelidir. Bu konular tamamen dine bakış açısı , algılama ve itikat ile alâkalıdır.
Sadece namaz kılıp dinin önem verdiği diğer konulara fazla değer vermeyen kimseler , kalbi müslümanlığa ısınmaya çalışan kimselerin dinden soğumalarına sebep olmuşlardır. Kısacası dinde tahrip edilmeyen hiçbir nokta bırakılmamıştır.
Cemeatle kılınan namazlarda bile , dinimizin cemeate vermiş olduğu önem yanlış algılanmış ve günümüzdeki gibi duyarsız , parçalanmış , bencil , ezilen ve sömürülen bir toplum haline gelinmiştir. Müslümanlar kur’an da geçen “ Dosdoğru namaz ” bilincinin kıvamına gelmeden veya getirilmeden namaz dayatılmıştır . Kalbi islamiyeti yaşama arzusu içinde olan kimseler dahi , bu sebepten dolayı dinden soğumuşlar ve tümünden uzaklaşmışlardır. Tarikatlerın içinde yer alanlar, çarpıklığın bir yönüne , diğer kısım da öteki yönüne doğru itilmiştir. Artık birbirini sevmeyen ,aldatan ve düşman bir islam alemi oluşturulmuştur. Balıkçıl kuşunun kurumak üzere olan göldeki balıkları , dağın arkasındaki olmayan göle götürmek vaadiyle hepsini teker teker yemesinin misali , bu gün müslümanların vazgeçilmez kaderi haline gelmiş ve göldeki balıklardan farkı kalmamıştır. Artık uyanmanın , yanlışları bırakıp doğruları aramanın zamanı çoktan gelmiştir. Gerçek cemeat ve müslüman kardeşliği bilinciyle , dinimizi yaşamaya çalışmamız bizim için şart olmuştur. İslam dini birilerini taklit ederek yaşanmaz , örnek kişilerin karakterlerinin özü , zamanın ihtiyaçlarına göre rehber edinilir. Yozlaşmış ve geri kalmış din anlayışları , bizleri üstün olmamız gereken dinlerin yemi ve oyuncağı haline getirememelidir.
Türban meseleside aynı çarpıklıkların uzantısı olarak , günümüzün en büyük sorunu olarak algılanmış , problemleri temelinden aşma arayışı olmadığı için başarı elde edilememiştir. Dinini samimiyetle yaşama gayreti içersinde olan kimselerinde yaşantıları zorlaştırılmış , toplumun her kesimine büyük zararlar verilmiştir. Modernliğe dini entegre edememiş kesimle , dini yozlaşmış şekilde yaşamaya çalışan zihniyetlerin , arasına sıkışan gerçek islam bilincinin kendini bulup , aralarından sıyrılıp yükselmesi gerçekleşememiştir. Ancak bıçağın kemiğe dayandığı bugün , imkansız gibi görülsede , haklı olduğu için galip olacak olan bu anlayış, kesinlikle hak ettiği yeri bulacaktır.
Geçmişte , birtakım kişilerin maneviyat tabakalarındaki seyirlerini yazıya dökmeleri ve insanlarla paylaşmaları ,halk arasında özentiye yol açmış ve doğru olan din anlayışından uzaklaşmalar olmuştur. Oysaki halkın arasında katmanlar oluşmasına , halkında bu durumu kabullenmesine hiç gerek yoktu . Kur’an ın rehberliğinde batın i anlayıştan ziyade , zahir e yönelinmesi islamiyetin nesiller boyu yücelmesine vesile olabilirdi. Maneviyat insanların sadece iç dünyalarında kalıp , kur’an ın topluluklara verdiği mesajlarda çözülmelerin olmamasına özen gösterilmeli , eğitim kişilerin iç dünyalarından daha fazla olarak , toplum ilişkilerine yönlendirilmeliydi. Böylelikle kişilere endeksli din yaşantısından uzaklaşmak mümkün olacaktı , bizim için rehber olan yöntem budur. Bizler tarihi taklit etmekle değil , tarihten ders alıp kendimizi geliştirmekle mükellefiz .Elbette toplum bireylerden oluşur ve geliştirilmesi şarttır , ancak bunu toplumla entegre olacak şekilde yapmak , kur’an ışığında güçlü nesillerin oluşmasına , günümüzde çok büyük katkılar sağlayacaktır.
Tasavvufta fenafişeyh , fenafiresul ve fenafiallah metoduyla , Allah ın rızasını kazanma yöntemi uygulanmaktadır. Ancak uygulanan sistem , kur anı anlamamanın uzantısı olarak , şeyhinde fani olmanın ötesine geçememiştir. Şeyhini her namazdan sonra rabıta eden kimseler , peygamberlerini neden rabıta etmezler ? çok merak ederim .Madem ilk olarak şeyh te fani olunuyor , bu iş Allah ve Resulune ne zaman geliyor acaba ? Ömrünün sonuna kadar şeyhini rabıta eden bu zihniyetler , şeyhinden öteye geçemediği için , farkında olmadan şeyhini rab edinmiş olmaktadır. Uygulanan bu yöntemle , gerçek anlamda Allah ta fani olan tarikat mensubu olunması mümkün değildir. Mevcut sistem , islam dininin özüyle bağdaşmadığından , Allah ve Resulu nu , karmaşık bir yöntemle tanımak mümkün değildir. Bu konuda kabuğunu kırıp , şeyhini Allah a ulaşmak için basamak yapanlar , bu işten kazançlı çıkmışlar ve bir ömür olduğu yerinde saymanın vehametini kavramış ve kurtuluşa ermişlerdir. Kişi şeyhi tarafından eğitilmek suretiyle dinini tanır , peygamberini anlayabilirse , rabbini de tanımış olur . Sistemi bu çerçevenin dışına çıkarmamak gerekmektedir.
Allah yolunda , Onun dinini tebliğ etmek için çektiği tarifi imkansız sıkıntılarla ,bizlere emanet etmiş oldukları yüce dinimiz İslamı yüceltmek , hepimizin ortak vazifesidir. Peygamberimizi ve beraberindekileri sevmemizin nedeni : Emanet ettikleri , ebedi mutluluğa giden yolda çekmiş oldukları , uzun yıllar süren zorluklardır. Boş ve tam olarak belli olmayan bir muhabbetle oluşturulan sanal aşkın ve sevginin tasavvufla alâkası asla olamaz. O na yardım eden beraberindekileride , ayrımcı ve tutarsız bir yaklaşımla rencide etmemeliyiz. Sonra büyük kayıplara uğrar , bedelini asla ödemek istemeyeceğimiz durumlarla karşılaşabiliriz. Bizler peygamber ve beraberindekilere hak etmiş oldukları gerçek değeri !! vermiş olsaydık , eminimki güzel dinimiz islam bu durumlarda olmazdı.
 

serden_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Mar 2007
Mesajlar
35
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Gerçek tasavvuf bilinci

ama ben yeni yeni alısıyorum ve bu tasavvufta yapılması gerekenlerin coğunu yapamıyorum yapmayı cok isterim ama yapamıyorum ben ne yapıcam peki simdi
 

Makber

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 May 2007
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Gerçek tasavvuf bilinci

bilgilendirme için teşekürlerr...
 

muhammedhasim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Nis 2008
Mesajlar
16
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
bu devirde gerçek tasavvufu yaşayanlara helal olsun.rabbim bizlerede yaşamayı nasip etsin.İNŞALLAH
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt