nakşibendi
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 12 Mar 2006
- Mesajlar
- 1,946
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
Gençlere sahip çıkıyor muyuz?
Gençler, ana, baba ve milletin elinde bir emanettir. Ana-baba olarak, millet olarak bu gençliğe sahip çıkmazsak emanete hıyanet etmiş oluruz. Bu hıyanetin cezasını dünyada da, ahırette de çekeriz.
Bir babanın, evladını Cehennem ateşinden koruması, dünya ateşinden, dünyalık sıkıntılardan korumasından daha önemlidir. Cehennem ateşinden korumak da, imanı, farzları ve haramları öğretmekle ve ibadete alıştırmakla ve dinsiz, ahlaksız arkadaşlardan korumakla olur. Islam ahlakı üzere yetiştirmekle olur.
Bütün kötülüklerin başı, kötü arkadaştır. Insanın üç büyük düşmanı olan, nefs, şeytan ve kötü arkadaştan en tehlikelisi, kötü arkadaştır. Bunun için her ana-baba, çocuğunu takip etmelidir. Kimlerle arkadaşlık kuruyor, nerelere gidip geliyor, hal ve hareketleri nasıldır, bunları adım adım takip etmelidir.
Başı boş bırakılan çocuğu sokak yetiştirir. Eskiden gence evde verilen bir islam terbiyesine karşı, sokak ya'ni cemiyet, toplum dokuz veriyordu. Şimdi tersi oldu. Çocuk, evde verilen on terbiyenin dokuzunu sokağa, cemiyete çıktığı zaman kaybediyor.
Her alimin, evliyanın çocuğu her zaman iyi bir müslüman olur, denemez. Çünkü, hidayet Allahtandır. Az sayıda da olsa, alimin oğlu zalim, zalimin oğlu alim olabilir. Ancak herkes sebeplere yapışmak zorundadır.
Namazında, abdestinde bir müslümanın, akıl baliğ yaşına gelmiş evladı, Kur'an-ı kerim okumasını, namaz surelerini ve namazın nasıl kılınacağını bilmiyorsa, bu gösterir ki, babası bunları ona öğretmemiş. Babası elinden geleni yapmış, fakat çocuğu namaz kılmıyorsa, baba sebeplere yapıştığı için vebale girmez. Emanete hıyanet etmiş olmaz. Kısacası, bizler önce üzerimize düşeni yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz, buna bakmamız lazımdır.
Ba'zı ana-baba çocuklarına kıyamıyor. Mesela, onları sabah namazına kaldırmıyor. Bu, ana-babanın çocuğuna yapmış olduğu en büyük kötülüktür. Çocuğunu kendi eli ile ateşe, Cehenneme atmasıdır. Ağaç yaş iken eğilir atasözü meşhurdur. Çocuk küçükken buna alışırsa, büyüyünce kalkması kolay olur. Alışmamış ise, daha sonra zor gelir ve böyle devam eder.
Peygamber efendimiz, (Bütün çocuklar müslümanlığa uygun ve elverişli olarak dünyaya gelir. Bunları, sonra anaları, babaları hıristiyan, yahudi ve dinsiz yapar) sözü ile müslümanlığın yerleştirilmesinde ve yok edilmesinde en önemli işin, gençlikte olduğunu bildiriyor. Eğer çocuğa akıl baliğ olduğu halde, bilmesi gereken iman bilgileri öğretilmemiş ise, bu çocuk mürted olur. Çocuklarına imanı, islamı öğretmeyen analar babalar, çocuklarını müslüman olmaktan mahrum etmiş, kafir olmalarına sebep olmuş olurlar. Çocukları ile birlikte, kendileri de Cehennemde bunun cezasını, azabını çekerler. Namazları, oruçları ve hacca gitmeleri, kendilerini bu azabdan kurtaramaz.
O halde, her müslümanın birinci vazifesi, evladına islamiyeti ve Kur'an-ı kerimi öğretmektir. Evlad, büyük ni'mettir. Ni'metin kıymeti bilinmezse, elden gider.
Islam düşmanları da, bu mühim noktayı anladıkları içindir ki, asrımızın en tehlikeli dinsizlik ocakları, (Gençliğin ele alınması birinci hedefimizdir. Çocukları dinsiz olarak yetiştirmeliyiz) diyorlar. Bunlar, islamiyeti yok etmek ve Allahü tealanın emirlerinin öğretilmesini ve yaptırılmasını engellemek için de, (Gençlerin kafalarını yormamalıdır. Din bilgilerini büyüyünce kendileri öğrenirler.) diyorlar. Maksatları o yaşa kadar bu bahane ile öğrenmelerine mani olmaktır: Daha sonra zaten çocuğun bunları öğrenmesi zordur.
Bütün övgüler âlemlerin Rabbi olan yüce ALLAH'a mahsustur. Hayırlı son ALLAH'tan korkan müttakî kullaradır. Salât ve selâm O'nun peygamberi Hz. Muhammed'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve tüm aile fertlerine olsun... Âmin!
Muhtemel hatalarımız kasıttan değil, kulluk vasfımızdandır. ALLAH için bizi uyaran, hatalarımızı gösteren ve bizlere hayır dua desteği veren kardeşlerimizden ALLAH razı olsun.
Bu çalışmamızda müslümanlara faydalı olmuş isek bu fayda ALLAH’ın yardımı sebebiyledir. Tüm hata, kusur ve yanlışlar bize, doğrular ise ALLAH ve Rasûlullah (s.a.v.)’e aittir.
Çalışma, gayret ve samimiyet bizden, faydasını bol kılıp hidayet vermesi ALLAH’tandir.
“... Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi bu gerçekten bir daha saptırma...” (Al-i İmran: 3/8)
En iyisini yüce ALLAH bilir.
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..
Gençler, ana, baba ve milletin elinde bir emanettir. Ana-baba olarak, millet olarak bu gençliğe sahip çıkmazsak emanete hıyanet etmiş oluruz. Bu hıyanetin cezasını dünyada da, ahırette de çekeriz.
Bir babanın, evladını Cehennem ateşinden koruması, dünya ateşinden, dünyalık sıkıntılardan korumasından daha önemlidir. Cehennem ateşinden korumak da, imanı, farzları ve haramları öğretmekle ve ibadete alıştırmakla ve dinsiz, ahlaksız arkadaşlardan korumakla olur. Islam ahlakı üzere yetiştirmekle olur.
Bütün kötülüklerin başı, kötü arkadaştır. Insanın üç büyük düşmanı olan, nefs, şeytan ve kötü arkadaştan en tehlikelisi, kötü arkadaştır. Bunun için her ana-baba, çocuğunu takip etmelidir. Kimlerle arkadaşlık kuruyor, nerelere gidip geliyor, hal ve hareketleri nasıldır, bunları adım adım takip etmelidir.
Başı boş bırakılan çocuğu sokak yetiştirir. Eskiden gence evde verilen bir islam terbiyesine karşı, sokak ya'ni cemiyet, toplum dokuz veriyordu. Şimdi tersi oldu. Çocuk, evde verilen on terbiyenin dokuzunu sokağa, cemiyete çıktığı zaman kaybediyor.
Her alimin, evliyanın çocuğu her zaman iyi bir müslüman olur, denemez. Çünkü, hidayet Allahtandır. Az sayıda da olsa, alimin oğlu zalim, zalimin oğlu alim olabilir. Ancak herkes sebeplere yapışmak zorundadır.
Namazında, abdestinde bir müslümanın, akıl baliğ yaşına gelmiş evladı, Kur'an-ı kerim okumasını, namaz surelerini ve namazın nasıl kılınacağını bilmiyorsa, bu gösterir ki, babası bunları ona öğretmemiş. Babası elinden geleni yapmış, fakat çocuğu namaz kılmıyorsa, baba sebeplere yapıştığı için vebale girmez. Emanete hıyanet etmiş olmaz. Kısacası, bizler önce üzerimize düşeni yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz, buna bakmamız lazımdır.
Ba'zı ana-baba çocuklarına kıyamıyor. Mesela, onları sabah namazına kaldırmıyor. Bu, ana-babanın çocuğuna yapmış olduğu en büyük kötülüktür. Çocuğunu kendi eli ile ateşe, Cehenneme atmasıdır. Ağaç yaş iken eğilir atasözü meşhurdur. Çocuk küçükken buna alışırsa, büyüyünce kalkması kolay olur. Alışmamış ise, daha sonra zor gelir ve böyle devam eder.
Peygamber efendimiz, (Bütün çocuklar müslümanlığa uygun ve elverişli olarak dünyaya gelir. Bunları, sonra anaları, babaları hıristiyan, yahudi ve dinsiz yapar) sözü ile müslümanlığın yerleştirilmesinde ve yok edilmesinde en önemli işin, gençlikte olduğunu bildiriyor. Eğer çocuğa akıl baliğ olduğu halde, bilmesi gereken iman bilgileri öğretilmemiş ise, bu çocuk mürted olur. Çocuklarına imanı, islamı öğretmeyen analar babalar, çocuklarını müslüman olmaktan mahrum etmiş, kafir olmalarına sebep olmuş olurlar. Çocukları ile birlikte, kendileri de Cehennemde bunun cezasını, azabını çekerler. Namazları, oruçları ve hacca gitmeleri, kendilerini bu azabdan kurtaramaz.
O halde, her müslümanın birinci vazifesi, evladına islamiyeti ve Kur'an-ı kerimi öğretmektir. Evlad, büyük ni'mettir. Ni'metin kıymeti bilinmezse, elden gider.
Islam düşmanları da, bu mühim noktayı anladıkları içindir ki, asrımızın en tehlikeli dinsizlik ocakları, (Gençliğin ele alınması birinci hedefimizdir. Çocukları dinsiz olarak yetiştirmeliyiz) diyorlar. Bunlar, islamiyeti yok etmek ve Allahü tealanın emirlerinin öğretilmesini ve yaptırılmasını engellemek için de, (Gençlerin kafalarını yormamalıdır. Din bilgilerini büyüyünce kendileri öğrenirler.) diyorlar. Maksatları o yaşa kadar bu bahane ile öğrenmelerine mani olmaktır: Daha sonra zaten çocuğun bunları öğrenmesi zordur.
Bütün övgüler âlemlerin Rabbi olan yüce ALLAH'a mahsustur. Hayırlı son ALLAH'tan korkan müttakî kullaradır. Salât ve selâm O'nun peygamberi Hz. Muhammed'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve tüm aile fertlerine olsun... Âmin!
Muhtemel hatalarımız kasıttan değil, kulluk vasfımızdandır. ALLAH için bizi uyaran, hatalarımızı gösteren ve bizlere hayır dua desteği veren kardeşlerimizden ALLAH razı olsun.
Bu çalışmamızda müslümanlara faydalı olmuş isek bu fayda ALLAH’ın yardımı sebebiyledir. Tüm hata, kusur ve yanlışlar bize, doğrular ise ALLAH ve Rasûlullah (s.a.v.)’e aittir.
Çalışma, gayret ve samimiyet bizden, faydasını bol kılıp hidayet vermesi ALLAH’tandir.
“... Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi bu gerçekten bir daha saptırma...” (Al-i İmran: 3/8)
En iyisini yüce ALLAH bilir.
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..