#fani_dünya#
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 2 Kas 2008
- Mesajlar
- 419
- Tepki puanı
- 2
- Puanları
- 0
- Yaş
- 35
1. Empati yapın
İsterseniz öncelikle gözlerimizi kapatıp hayal burağına binerek Allah Resulü’nün yaşadığı zamana, Asr-ı Saadet’e doğru yola koyulalım. İşte bakınız orada bir genç duruyor. Adı Cüleybib. Simasından, hal ve tavırlarından bir derdi olduğu anlaşılıyor.
Cüleybib, Resul-i Ekrem’in (a.s.m.) huzuruna çıkıyor ve “Ey Allah’ın Elçisi! Zina etmeme izin ver!” diyor.
Sahabiler onu böyle bir ifadeden dolayı “Sus! Sus!” diye susturmaya çalışıyorlar.
Ama İki Cihan Güneşi, onu “Hele şöyle gel!” diye yanına çağırıyor.
Cüleybib, Efendimizin yanına gelip oturuyor. Peygamber Efendimiz onunla konuşmaya başlıyor:
“Söyle bakalım. Bir başkasının senin annenle zina etmesine razı olur musun?”
“Canım feda olsun, hayır, olmam.”
“Zaten hiç kimse annesiyle zina edilmesine razı olmaz. Peki kızınla zina edilmesini ister misin?”
“Uğrunda öleyim ya Resulallah! Hayır, istemem.”
“Öyleyse hiç kimse kızıyla zina edilmesini istemez. Bir başkasının kız kardeşinle zina etmesini ister misin?”
“Yoluna feda olayım, hayır, istemem.”
“Hiçbir kimse, kız kardeşiyle zina edilmesini istemez. Peki halanla zina edilmesi seni memnun eder mi?”
“Canım feda olsun, hayır, kesinlikle.”
“Halasıyla zina edilmesi hiç kimseyi memnun etmez. Peki birinin teyzenle zina etmesine razı olur musun?”
“Uğrunda öleyim, hayır buna da razı olmam.”
“Teyzesiyle zina edilmesine kimse razı olmaz.”
Evet, bu konuşma ile akıl mantık planında Allah Resulü, Cüleybib’in aklını ikna eder ve onu doyurur. Ardından da elini bu gencin göğsüne koyar ve şöyle dua eder:
“Allah’ım! Onun günahını bağışla, kalbini temizle ve namusunu muhafaza buyur.”
Cüleybib, bu duadan sonra iffet abidesi haline gelmiştir. Gelmiştir, ama daha önceki hayatı bilindiği için kimse ona kız vermemektedir. Allah Resulü, aklını ikna ettiği bu sahabinin daha sonra derdine de derman olur. Bir kız babasına elçi göndererek kızını ister ve o kızla Cüleybib’i evlendirir.
Daha sonraları vuku bulan bir muharebede Cüleybib şehit düşer. Muharebe sonunda Allah Resulü etrafındakilere sorar:
“Hiç eksiğiniz var mı?”
Sahabe-i Kiram, “Yok ya Resulallah, hepimiz tamamız!” derler.
Ama Allah Resulü, “Benim bir eksiğim var” der ve Cüleybib’in başucuna gelir. Başını dizine koyar ve şöyle buyurur:
“Cüleybib benden, ben de Cüleybib’denim.”
Ve Cüleybib bu payeye kavuşarak ötelere uçar. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/256-257)
Bu hadisenin bize verdiği mesaj nedir? Kendin için istemediğin bir şeyi başkası için de yapma! Zina yapmak isteyen insan bu düşünceyi hatırından hiç çıkarmamalı. Empati yapmalı.
Çünkü Efendimizin ifadesiyle zina yaptığı insan mutlaka birisinin ya ablası veya abisi, amcası veya yengesi, teyzesi veya dayısı olacaktır. O yüzden insan, bir başkasının kendi eş, çocuk ve akrabalarına aynı gözlerle bakmasından duyacağı rahatsızlığı devamlı surette hatırında tutmalıdır.
Duygularımı kontrol edemiyorum!
İşte size günümüzün günaha teşvik eden ortamından bunalan bir gencin maili. Bu gencin sesine beraberce kulak verelim:
“Ben 20 yaşında üniversite öğrencisiyim. Liseden bu yana kızlara karşı aşırı bir ilgim var. Bu ilgi beni değişik yönlere itiyor. Bazen kendime hâkim olamayıp kötü şeyler yapmaktan korkuyorum. Bu durumdan nasıl kurtulabilirim?”
Bu ifadeler aslında sadece maili gönderen gence ait değil. Bu arkadaşımız kendisi gibi pek çok gencin duygu ve düşüncelerine tercüman olmuş.
Öncelikle şunu söyleyelim. Tüm insanların kendi çaplarına, istidat, akıl, kabiliyet ya da zaaf, istek ve arzularına göre, eğilimleri ve hobileri vardır. Kimileri asker olmak paşa rütbesine erişmek, kimisi şöhret olmak ister.
Her bir erkek de karşı cinsine olan ilgisiyle bilinir. Bu, çeşitli oranlarda olduğu gibi her bireyin bu hissini dışavurumu da değişik şiddet ve şekillerde olur. Önemli olan bu duygularını her erkeğin, en basit bir 3 taş oyununun kurallarına uyulduğu gibi, bunu da normal insan normlarında yaşamasıdır.
Nasıl araba tutkunu bir insanın; bu hevesini karşılamak için hırsızlık yapıp araba çalıp tüm trafik kurallarını hiçe sayarak, sonra da kaza yaparak kendisi ve toplum için anarşiye yol açması büyük bir yanlışsa, hanımlara karşı aşırı ilgisi olan bir erkek de oyunu kurallarına göre oynamak durumundadır. Unutmamalıdır ki; annesi, teyzesi, halası, kız kardeşi ya da yengesi veyahut kız yeğenleri vardır ve onlar da hanımdır. Çizgiler, sınırlar ve dengeler önemlidir.
İşin içine namus, din, ahlak vb. mefhumlar da girince imtihan denklemi birkaç bilinmeyenliye dek uzanır. Belki de insanlar bu ifrat ve tefrit ikilemi içinde insanca orta yolu bulma gayretleri yüzünden yükseklere, meleklerden aldığı ödünç kanatlarla yükseliyorlar, farkında değiller
İsterseniz öncelikle gözlerimizi kapatıp hayal burağına binerek Allah Resulü’nün yaşadığı zamana, Asr-ı Saadet’e doğru yola koyulalım. İşte bakınız orada bir genç duruyor. Adı Cüleybib. Simasından, hal ve tavırlarından bir derdi olduğu anlaşılıyor.
Cüleybib, Resul-i Ekrem’in (a.s.m.) huzuruna çıkıyor ve “Ey Allah’ın Elçisi! Zina etmeme izin ver!” diyor.
Sahabiler onu böyle bir ifadeden dolayı “Sus! Sus!” diye susturmaya çalışıyorlar.
Ama İki Cihan Güneşi, onu “Hele şöyle gel!” diye yanına çağırıyor.
Cüleybib, Efendimizin yanına gelip oturuyor. Peygamber Efendimiz onunla konuşmaya başlıyor:
“Söyle bakalım. Bir başkasının senin annenle zina etmesine razı olur musun?”
“Canım feda olsun, hayır, olmam.”
“Zaten hiç kimse annesiyle zina edilmesine razı olmaz. Peki kızınla zina edilmesini ister misin?”
“Uğrunda öleyim ya Resulallah! Hayır, istemem.”
“Öyleyse hiç kimse kızıyla zina edilmesini istemez. Bir başkasının kız kardeşinle zina etmesini ister misin?”
“Yoluna feda olayım, hayır, istemem.”
“Hiçbir kimse, kız kardeşiyle zina edilmesini istemez. Peki halanla zina edilmesi seni memnun eder mi?”
“Canım feda olsun, hayır, kesinlikle.”
“Halasıyla zina edilmesi hiç kimseyi memnun etmez. Peki birinin teyzenle zina etmesine razı olur musun?”
“Uğrunda öleyim, hayır buna da razı olmam.”
“Teyzesiyle zina edilmesine kimse razı olmaz.”
Evet, bu konuşma ile akıl mantık planında Allah Resulü, Cüleybib’in aklını ikna eder ve onu doyurur. Ardından da elini bu gencin göğsüne koyar ve şöyle dua eder:
“Allah’ım! Onun günahını bağışla, kalbini temizle ve namusunu muhafaza buyur.”
Cüleybib, bu duadan sonra iffet abidesi haline gelmiştir. Gelmiştir, ama daha önceki hayatı bilindiği için kimse ona kız vermemektedir. Allah Resulü, aklını ikna ettiği bu sahabinin daha sonra derdine de derman olur. Bir kız babasına elçi göndererek kızını ister ve o kızla Cüleybib’i evlendirir.
Daha sonraları vuku bulan bir muharebede Cüleybib şehit düşer. Muharebe sonunda Allah Resulü etrafındakilere sorar:
“Hiç eksiğiniz var mı?”
Sahabe-i Kiram, “Yok ya Resulallah, hepimiz tamamız!” derler.
Ama Allah Resulü, “Benim bir eksiğim var” der ve Cüleybib’in başucuna gelir. Başını dizine koyar ve şöyle buyurur:
“Cüleybib benden, ben de Cüleybib’denim.”
Ve Cüleybib bu payeye kavuşarak ötelere uçar. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/256-257)
Bu hadisenin bize verdiği mesaj nedir? Kendin için istemediğin bir şeyi başkası için de yapma! Zina yapmak isteyen insan bu düşünceyi hatırından hiç çıkarmamalı. Empati yapmalı.
Çünkü Efendimizin ifadesiyle zina yaptığı insan mutlaka birisinin ya ablası veya abisi, amcası veya yengesi, teyzesi veya dayısı olacaktır. O yüzden insan, bir başkasının kendi eş, çocuk ve akrabalarına aynı gözlerle bakmasından duyacağı rahatsızlığı devamlı surette hatırında tutmalıdır.
Duygularımı kontrol edemiyorum!
İşte size günümüzün günaha teşvik eden ortamından bunalan bir gencin maili. Bu gencin sesine beraberce kulak verelim:
“Ben 20 yaşında üniversite öğrencisiyim. Liseden bu yana kızlara karşı aşırı bir ilgim var. Bu ilgi beni değişik yönlere itiyor. Bazen kendime hâkim olamayıp kötü şeyler yapmaktan korkuyorum. Bu durumdan nasıl kurtulabilirim?”
Bu ifadeler aslında sadece maili gönderen gence ait değil. Bu arkadaşımız kendisi gibi pek çok gencin duygu ve düşüncelerine tercüman olmuş.
Öncelikle şunu söyleyelim. Tüm insanların kendi çaplarına, istidat, akıl, kabiliyet ya da zaaf, istek ve arzularına göre, eğilimleri ve hobileri vardır. Kimileri asker olmak paşa rütbesine erişmek, kimisi şöhret olmak ister.
Her bir erkek de karşı cinsine olan ilgisiyle bilinir. Bu, çeşitli oranlarda olduğu gibi her bireyin bu hissini dışavurumu da değişik şiddet ve şekillerde olur. Önemli olan bu duygularını her erkeğin, en basit bir 3 taş oyununun kurallarına uyulduğu gibi, bunu da normal insan normlarında yaşamasıdır.
Nasıl araba tutkunu bir insanın; bu hevesini karşılamak için hırsızlık yapıp araba çalıp tüm trafik kurallarını hiçe sayarak, sonra da kaza yaparak kendisi ve toplum için anarşiye yol açması büyük bir yanlışsa, hanımlara karşı aşırı ilgisi olan bir erkek de oyunu kurallarına göre oynamak durumundadır. Unutmamalıdır ki; annesi, teyzesi, halası, kız kardeşi ya da yengesi veyahut kız yeğenleri vardır ve onlar da hanımdır. Çizgiler, sınırlar ve dengeler önemlidir.
İşin içine namus, din, ahlak vb. mefhumlar da girince imtihan denklemi birkaç bilinmeyenliye dek uzanır. Belki de insanlar bu ifrat ve tefrit ikilemi içinde insanca orta yolu bulma gayretleri yüzünden yükseklere, meleklerden aldığı ödünç kanatlarla yükseliyorlar, farkında değiller