Resul Aydın
Kayıtlı Kullanıcı
GENÇ ADAM !
· Genç adam, düşün! Evvelâ, insanoğlunun düşünmekten büyük haysiyeti olmadığını düşün!
· Senin yaşadığın devirde insanların meşin toptan birer kafa taşıdığını ve bu topu dolduran
havanın en basit fikri bile kavurup kül edici bir kezzap buharı olduğunu düşün!
· Düşünmeyi düşün; düşünülecek her şey ondan sonra kuyruğa girer. Filozof: “Mademki
düşünüyorum, öyleyse varım!” der. Ya biz ne diyelim?..
· Senin yaşadığın devirde insanların meşin toptan birer kafa taşıdığını ve bu topu dolduran
havanın en basit fikri bile kavurup kül edici bir kezzap buharı olduğunu düşün!
· Düşünmeyi düşün; düşünülecek her şey ondan sonra kuyruğa girer. Filozof: “Mademki
düşünüyorum, öyleyse varım!” der. Ya biz ne diyelim?..
· Bırak filozofu, milozofu: Kâinatın ve insanlığın Ufku, bir ân düşünceyi bilmem kaç yıllık
ibadete denk tutar ve şöyle buyurur: “Yarabbi; bana eşyanın hakikatini olduğu gibi göster!”
Aziz varlığın aziz aynası fikir… Düşün!
· Seni karartmak isteyen tesirler evvelâ sende mücerret fikir istidadını, yani varlık şiarını
körletmekle işe girişti. Bunu düşün!
ibadete denk tutar ve şöyle buyurur: “Yarabbi; bana eşyanın hakikatini olduğu gibi göster!”
Aziz varlığın aziz aynası fikir… Düşün!
· Seni karartmak isteyen tesirler evvelâ sende mücerret fikir istidadını, yani varlık şiarını
körletmekle işe girişti. Bunu düşün!
· Hiç bir kaptan haritadan, hiç bir şoför kilometre işaretinden, hiç bir doktor röntgen camından
şüphe edemez. Fakat sen, Tanzimattan bu yana, önüne sürülen bilgi ve hakikat unsurlarından
şüphe edebilirsin!.. İlimde bile dolandırıldın? Bunu düşün!
· Düşün ki, genç adam, Masonluk, Yahudilik, Kozmopolitlik, daha bilmem ne ve ne, Türk
bütünlüğünü çürütmeye memur, gizli ve maskeli tesirler eliyle, senin için yalancı tarih
kitapları düzülmüş, zehirleyici telkin iklimleri kurulmuş, kök kurutucu aşılar hazırlanmıştır;
ve senin, gayet mazur olarak, bunlara inanman, kapılman, bağlanman sağlanmıştır. Düşün!
· Beynelmilel fesat erkân-ı harbiyesi Yahudiliğin, kâh emperyalist, kâh komünist, kâh liberal
cepheden, fakat daima murakabesiz bir taklitçilik ve hesabı görülmemiş bir ilericilik telkiniyle
yürüttüğü bu tesir, her şeyden evvel, senin, mutlak temele dayalı mükemmel ahlâkını
didiklemeyi hedef tutar.
şüphe edemez. Fakat sen, Tanzimattan bu yana, önüne sürülen bilgi ve hakikat unsurlarından
şüphe edebilirsin!.. İlimde bile dolandırıldın? Bunu düşün!
· Düşün ki, genç adam, Masonluk, Yahudilik, Kozmopolitlik, daha bilmem ne ve ne, Türk
bütünlüğünü çürütmeye memur, gizli ve maskeli tesirler eliyle, senin için yalancı tarih
kitapları düzülmüş, zehirleyici telkin iklimleri kurulmuş, kök kurutucu aşılar hazırlanmıştır;
ve senin, gayet mazur olarak, bunlara inanman, kapılman, bağlanman sağlanmıştır. Düşün!
· Beynelmilel fesat erkân-ı harbiyesi Yahudiliğin, kâh emperyalist, kâh komünist, kâh liberal
cepheden, fakat daima murakabesiz bir taklitçilik ve hesabı görülmemiş bir ilericilik telkiniyle
yürüttüğü bu tesir, her şeyden evvel, senin, mutlak temele dayalı mükemmel ahlâkını
didiklemeyi hedef tutar.
Ondan sonra kafanı herc-ü-merce uğratmak, senin bütün gerçek
kahramanlarını düşürmek ve sahtelerini, yani emirleri altındakileri yükseltmek… Bu iş için
siyasî recüllerden, sözde ilim adamlarına, sanatkârlara iş ve servet otoritelerine kadar, devir
devir, müstemleke - şahsiyetler bulmakta hiç zorluk çekmemişlerdir. Düşün!
· Sana sürdürülen bu kaba ve nefsânî hayatın ötesine, varlık sebebine, hakikatlerin hakikatine
ait uyandırıcı telkinler, senden cüzzam illeti gibi kaçırılmış, sana lâşe gibi gösterilmiştir.
İnsanoğlunun biricik meselesi olan sonsuzluk iştiyakı ve onun ahlâkı, yaşanmaya değer
hayatın hesabı ve onun duygu ve düşünce ölçüleri, onlarca sebze hâllerinin süprüntü eşyasıdır.
Düşün!
kahramanlarını düşürmek ve sahtelerini, yani emirleri altındakileri yükseltmek… Bu iş için
siyasî recüllerden, sözde ilim adamlarına, sanatkârlara iş ve servet otoritelerine kadar, devir
devir, müstemleke - şahsiyetler bulmakta hiç zorluk çekmemişlerdir. Düşün!
· Sana sürdürülen bu kaba ve nefsânî hayatın ötesine, varlık sebebine, hakikatlerin hakikatine
ait uyandırıcı telkinler, senden cüzzam illeti gibi kaçırılmış, sana lâşe gibi gösterilmiştir.
İnsanoğlunun biricik meselesi olan sonsuzluk iştiyakı ve onun ahlâkı, yaşanmaya değer
hayatın hesabı ve onun duygu ve düşünce ölçüleri, onlarca sebze hâllerinin süprüntü eşyasıdır.
Düşün!
· Bunlar sende, dimağî cihazı kişniş şekerinin tanesi kadar küçültüp, hazım ve tenasül
cihazlarını alabildiğine şişirmekten ve urlaştırmaktan başka yol takip etmediler. Bu gidişi
görüp seni tezgâha çekecek ve beyninle tabanın arası büyük ruh imarına tâbi tutacak bir rejim
de hiç bir gün kurulmadı.
· Sen yalnız düşün!
· Suç senin değildir!
· Suçu irca edeceğin vâhidleri, sınıfları ve şahısları düşün! Düşün!
· Sen, düşünmeyi düşünmekten başlayarak düşün, yeter!
cihazlarını alabildiğine şişirmekten ve urlaştırmaktan başka yol takip etmediler. Bu gidişi
görüp seni tezgâha çekecek ve beyninle tabanın arası büyük ruh imarına tâbi tutacak bir rejim
de hiç bir gün kurulmadı.
· Sen yalnız düşün!
· Suç senin değildir!
· Suçu irca edeceğin vâhidleri, sınıfları ve şahısları düşün! Düşün!
· Sen, düşünmeyi düşünmekten başlayarak düşün, yeter!
GÖRÜNMEYEN GENÇ
· Ortada görünmeyen bir genç var… Şu veya bu vilâyet lisesini tamamladıktan sonra, üzerinde
acemi terzi elinden çıkmış soluk ve buruşuk bir caket ve pantolon, çekingen ve kaygılı, yılgın
ve kuşkulu, dilsiz ve iddiasız, sokaklardan kırgın kırgın ve hep yere bakarak geçen genç
adam…
· Bu genç Adam; ortalıkta görünmeyen bu genç adam, köylüsünden üniversitelisine kadar şu
müşterek vasıfların tablosunu çizer:
· Apışmış ve donmuş… Eşya ve hâdiselere hâkim ve menbaından mansabına kadar tezatsız
bir oluş çizgisi üzerindeki insanların emniyet hissinden uzak… Yırtık, şirret, arsız mizaçlara
yabancı… Hakkın, söylenemez ve konuşulamaz bir şey olduğunu görmekten gelen bir
tevekkül içinde.
· Ortada görünmeyen bir genç var… Şu veya bu vilâyet lisesini tamamladıktan sonra, üzerinde
acemi terzi elinden çıkmış soluk ve buruşuk bir caket ve pantolon, çekingen ve kaygılı, yılgın
ve kuşkulu, dilsiz ve iddiasız, sokaklardan kırgın kırgın ve hep yere bakarak geçen genç
adam…
· Bu genç Adam; ortalıkta görünmeyen bu genç adam, köylüsünden üniversitelisine kadar şu
müşterek vasıfların tablosunu çizer:
· Apışmış ve donmuş… Eşya ve hâdiselere hâkim ve menbaından mansabına kadar tezatsız
bir oluş çizgisi üzerindeki insanların emniyet hissinden uzak… Yırtık, şirret, arsız mizaçlara
yabancı… Hakkın, söylenemez ve konuşulamaz bir şey olduğunu görmekten gelen bir
tevekkül içinde.
· Bu genç adama dikkatle baksanız, onu, Firavunun ehramına taş taşıyan bir esir sanırsınız…
Halbuki, o “ebâ an Ceddin” bu vatanın sahibidir.
· Bu genç Anadolu genci!..
· Düne kadar bu genç adam, inanılmış bir dâvâ etrafında ve ancak ev sahibine düşen bir çile
borcu altında, Viyanadan Yemene kadar bütün taarruz ve müdafaa yollarımızı al kaniyle
asfaltlamış, böyleyken hor görülmüş ve değerlendirilmemiş; bugün ise –ne siz sorun, ne ben
söyleyeyim- yakasının içinde büzülmüş kalmıştır.
Halbuki, o “ebâ an Ceddin” bu vatanın sahibidir.
· Bu genç Anadolu genci!..
· Düne kadar bu genç adam, inanılmış bir dâvâ etrafında ve ancak ev sahibine düşen bir çile
borcu altında, Viyanadan Yemene kadar bütün taarruz ve müdafaa yollarımızı al kaniyle
asfaltlamış, böyleyken hor görülmüş ve değerlendirilmemiş; bugün ise –ne siz sorun, ne ben
söyleyeyim- yakasının içinde büzülmüş kalmıştır.
· Bugünün genç adam tipini, dedesi başka, babası başka, mescidi başka, mektebi başka,
mahallesi başka, meydanı başka, köyü başka, kasabası başka; kitabı, dergisi, gazetesi başka
başka istikametlere çekerken, o, sadece bir bünye sırriyle ayakta kalabilmekte ve bin yıllık
Anadolu tarihinin hazin ve değişmez tecellisine bağlı, her şeyi boyuna içine akıtmakta, içinde
biriktirmektedir.
mahallesi başka, meydanı başka, köyü başka, kasabası başka; kitabı, dergisi, gazetesi başka
başka istikametlere çekerken, o, sadece bir bünye sırriyle ayakta kalabilmekte ve bin yıllık
Anadolu tarihinin hazin ve değişmez tecellisine bağlı, her şeyi boyuna içine akıtmakta, içinde
biriktirmektedir.
· Ortalıkta görünmeyen bu gençtir ki, Türk gencinin hakikî tohumu ve tohumluğudur; ve
bütün dâva, cemiyet meydanında onun sâyedar ağacını yetiştirmekten ibarettir.
· Bu genç olma ve oldurulma yolundadır.
bütün dâva, cemiyet meydanında onun sâyedar ağacını yetiştirmekten ibarettir.
· Bu genç olma ve oldurulma yolundadır.