MEVDUDİ
...Fakat şu bir gerçek ki, Allah (cc)'ın hakimiyetini bütün dünyada tesis eden bir müceddid gelecektir. İster çok yakında isterse çok sonraları olsun, fark etmez, O, Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde açıkça tanımlanmış olan İmam Mehdi'dir. Onunla ilgili olarak bazı işaretler de yine bizzat Peygamberimiz (sav) tarafından açıklanmıştır.
Bu işaretler, Müslim, Tirmizi, İbni Mace ve diğer bazı hadis kitaplarındaki hadislerde açıklanmıştır. Biz bu rivayetlerden sadece birini burada zikretmek istiyoruz. Şuna inanıyoruz ki, İmam Mehdi geldiği zamanın en ideal komutanı, lideri olacaktır. Buradaki idealden maksadım şudur: çağın bütün gerçeklerini bilecek, tam bir yönetici yeteneğine sahip bir insan olacaktır. Korkarım ki, onu ilk reddedecek olanlar gelenekçi ulema sınıfı ve sufi takımından başkası olmayacaktır... (Mevdudi, "İslam'da İhya Hareketleri", s. 52-55)
MUHYİDDİN ARABİ
Bilin ki, Mehdi mutlaka çıkacaktır. Ancak yeryüzü zulüm ve işkence ile dolmadıkça; çıkmayacaktır. İşte o da böyle bir zamanda çıkacak, dünyayı doğruluk ve adelet ile dolduracaktır. Hatta dünyada tek bir gün kalsa, Allah o günü uzatacak, taki o halife gelsin. Bu, mutlaka Allah'ın Resulü'nün soyundan olacak Hz. Fatıma evladından gelecektir. ("Futuhat-El Mekkiye", 366. bab, c. 3, s. 327- 328)
SAHİH-İ MÜSLİM
Ebu Hureyre (RA) den: Resulullah (SAV): "Meryem oğlu (İsa aleyhisselam) içinize indiği ve sizden (birini) imam yaptığı zaman haliniz nasıl olacaktır?" buyurdu. (Sahih-i Müslim ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, İrfan Yayınevi, İstanbul 1972, c. 1, s. 208)
SÜNEN-İ TİRMİZİ
Abdullah (RA)den rivayet edilmiştir: Resulullah (SAV) buyurdu ki: "Ehli beytimden ismi ismime mutabık olan bir kişi başa geçecektir." Asım diyor ki: Ebu Salih, Ebu Hüreyre'nin şöyle dediğini bize bildirdi: "Dünyanın ancak bir günlük ömrü kalmış olsa, onun başa geçmesi için Cenab-ı Allah o günü behemehal uzatır." (Sünen-i Tırmizi Tercemesi, Hadis No: 2332, Mütercim: Osman Zeki Mollamahmutoğlu, Yunus Emre Yayınları, c. 4, s. 92)
SÜNEN-İ EBU DAVUD
"Mehdi ben(im neslim) dendir. O açık alınlı ve ince burunludur. Dünyayı zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracak ve yedi sene hüküm sürecektir." (Ahmed, b. Hanbel II-291, III-17) (Sünen-i Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şamil Yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 404)
SÜNEN-İ İBNİ MACE
Doğudan bir takım insanlar çıkacak ve Mehdi için ortam hazırlıyacaklar, buyurdu. O, Mehdi'nin hükümdarlığını kasdeder. (Sünen-i İbni Mace Kitabü-l'fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab: 34; s. 350)
İMAM ŞARANİ
Ebu Davud'un rivayet ettiği hadisi şerifte Allah'ın Resulü: Dünya tek bir gün kalsa bile Allah Teala muhakkak o günü uzatır ve yüce Allah o günde benim neslimden yahut da Ehl-i Beyti'mden adı adıma, babasının adı da babamın adına uygun olan (yani Abdullah oğlu Muhamed olan) kemal sahibi bir kimseyi gönderir, buyurmuştur
İBN-İ KESİR
Resulullah buyuruyor: "Ümmetim arasından el Mehdi olacaktır. (İbni Kesir, "Nihayetü'l-Bidaye ve'n Nihaye", 1/42, "İ. Maceh", Fiten, 34, H. 4083)
İMAM-I RABBANİ
Bilesin ki bir hadis-i şerifte, Resulullah (SAV) efendimiz şöyle buyurmuştur: "Küfür her yanı istila edip hükmü cemiyet içinde aşikare işlenmedikçe Mehdi zuhur etmez." (Mektubat, c.2, 381. Mektup, s. 1169-1171)
Hz. Mehdi valiyetin en yükseğindedir. (Mektubat, s.357 (251. mektuptan))
HÜSEYİN HİLMİ IŞIK
Hazret-i Mehdi, ahir zamanda dünyaya gelecektir. Resullulah Efendimizin (sav) soyundan olacaktır. İsa aleyhisselamla buluşacak, mezhebleri kaldıracak, yalnız onun mezhebi kalacak, her yeri alacak, her yerde adalet olacak, Eshab-ı Kehf, uyanıp mağaradan çıkarak, Mehdi'nin askeri olacaktır.
Hazret-i Mehdi çıkmadan evvel, küfr ve kafirlik her tarafa yayılacak, İslam ve müslimanlar garib olacakdır. (H.Hilmi Işık, Saadeti Ebediye s. 350)
MAHMUD ES'AD COŞAN
...Ben bazı arkadaşlara dedim ki: "Bakın Mehdi kıyamet alametlerinden birisidir, çıkacak. Onun zamanında yaşayan insanlar, (velev habven ales selci) buz üzerinde emekleyerek dahi olsa, ona ulaşıp, onun askeri olmaları lâzım!..."
...Mehdi sevgisi hepimizin içinde vardır. Mehdi'ye bağlanmak arzusu hepimizin arzusudur... (Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN, "Güncel Meseleler")
MEHMET ŞEVKET EYGİ
Ashabın büyüklerinden Ka'b hazretlerinin (RA) Resulullah Efendimiz hakkında nazmettiği "Banet Sü'ad" adlı kasideye, ondukuzuncu asır Osmanlı ricalinden Eyüb Sabri Paşa "Azizü'l-Asar" adıyla bir şerh yazmış ve bu 1291 yılında İstanbul'da 283 sahife olarak basılmıştır. Bu kitabın 176'ncı sayfasından özetle şöyle yazılmaktadır: "Bazı keşif sahipleri Hazret-i İmam Mehdi radiyallahu anh'ın 1400 hicri yılında zuhur edeceğini tahmin etmişlerdir... Bazıları ise 1422 yılını göstermiştir."
Şu anda Müslümanlar kendi akıllarıyla birleşemiyor, kurtulmak, izzet bulmak için yapılması gereken hizmet ve faaliyetleri yapamıyor. Artık Mehdi'yi beklemekten başka çare kalmamıştır. (Mehmet Şevket Eygi, Milli Gazete, 15/06/1998)
MUSTAFA KAPLAN
Mehdilik konusunda yapmış olduğu kapsamlı ve ciddi araştırmalarla tanınan Mustafa Kaplan, Risale-i Nur ışığı altında Hz. Mehdi'nin bu zamanda yaşadığıyla ilgili olarak yazmış olduğu yazılarda okuyucularına şunları belirtmiştir:
'Evet, İsrail devletini hak ile yeksan edecek olan Hz. Mehdi aleyhisselam hayattadır.
'Onların mesih diye beklediği aslında 'büyük deccal' denen fitne başıdır. O da günümüzde hayattadır, sanırım henüz çocuktur. Onu dünya yüzünden temizleyecek olan gerçek mesih Hz. İsa (as) ise zaten diridir ve Rabbimizin katındadır. Belki dünyaya gönderilmiştir, belki de gönderilme zamanı çok yaklaşmıştır. (04 Nisan 1997 Akit Gazetesi)
BURHAN BOZGEYİK
Ebced hesabı umumiyetle hicri takvime göre yapılmaktadır. Bu ilmin erbabı ve hesabı yapmaya ehil olanlar, ahir zaman alametleriyle ilgili hadis-i şerifleri ele alarak bazı hesaplar yapmaktadırlar. O hesaplara baktığımızda önümüzdeki yıllarda fevkalade gelişmeler olacağını söyleyebiliriz.
Mübarekfuri de Tuhfetü'l Ahvezi isimli eserinde ahir zamandaki hadislerden birisiyle ilgili şu bilgileri vermektedir:
"Müslümanlar arasında bilinen şudur ki; ahir zamanda zulüm ve adaletsizlik her tarafı kapladığı bir sırada ehl-i beyt Resul'den bir adam çıkarak zulmü ortadan kaldırıp adaleti ikame edecek ve Müslümanlar ona tabi olup, bütün İslam ülkelerini sultasına alacaktır. İşte bütün İslam dünyasını idaresi altında bulunduracak bu zata Mehdi denir. Mehdi'nin çıkacağı devrede Deccal da çıkacak ve Efendimiz'in (SAV) haber verdiği kıyamet alametleri de böylece tahakkuk etmiş olacaktır." (Günden Güne, "2000'e Bir Kala", 01 Şubat 1999)
ŞABAN DÖĞEN
Günümüzün tanınmış araştırmacı-yazarlarından Şaban Döğen, Mehdi ve Deccall isimli kitabında Mehdi konusunu başlıklar halinde incelemiştir. Bunlardan bazılarına aşağıda yer verilmiştir.
Mehdi açıkça 'Ben Mehdi'yim. Allah tarafından görevlendirildim. Bana uyun.' diye ortaya çıkmaz. Bunu söylemekle görevli de değildir. O ancak eser ve hizmetleriyle tanınır. (s. 42)
Zamanında yeryüzünün en hayırlısıdır. (el-Kavlü'l-Muhtasar) (s. 159)
Seyyid Ahmed Hüsameddin (r.a.) İstihraçname'sinde Mehdi'nin doğuş yeriyle ilgili şöyle bir not düşmüştür:
'Müslümanlardan bir zat gelecek, bu zatın şerefi Kafkasya'nın en uludağından etrafa güneşin şuaı gibi şulenisar olacaktır. (Osman Yüksel Serdengeçti, Mabedsiz Şehir, Serdengeçti Neşriyatı: VI, s.107)
Bütün bunlar, Hz. Mehdi'nin yoğun faaliyetini Türkler içerisinde yürüteceğini göstermektedir. (Mehdi ve Deccal, Şaban Döğen, s. 172)
AHMED MUHSİN MERİÇ
Hadislerle sabit olan ve Akşeyh'in de müjdelediği İstanbul'un ikinci fethinin kumandanı Mehdi ve yine hadisin ifadesi ile "hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmeyen" kahraman askerlerden müteşekkil nurani ordusu, evvelemirde kalplerdeki Ayasofya'nın kapılarını açacak ve fethin sembolünün ibadete açılması ile ikinci fetih gerçekleşecek. ("Akşeyh'in Nurlu Müjdesi Ve İkinci Fetih", 25. 05. 2000)
OSMAN ÇATAKLI
Prof. Osman Çataklı da uzun yıllar yapmış olduğu Mehdilik ile ilgili çalışmalarla konuya ışık tutmaya çalışmıştır. 1949-1952 yılları arasında 'Abdülaziz Bekkine'nin 'Ramuzul el-hadis'ten işlemiş olduğu Mehdilik ve kıyamet ile ilgili ders notlarından hazırlanan Kıyamet Alametleri kitabında konuya özel bir önem vermiştir:
''Hülâsa olarak şu söylenebilir ki: Kıyametin küçük alâmetlerinin hemen hepsi zuhur etmiş ve sıra büyük alâmetlere gelmiştir. Küçük alâmetlerden sonra gelecek olan büyük alâmetler melhameler ve Hz. Mehdi (AS) ile başlamakta ve Güneş'in batıdan doğmasına kadar, takriben 55-60 sene devam etmektedir. Bu devir insanlar için büyük imtihanlarla dolu olmakla beraber, Hz. Mehdi (AS)nin 7 senelik ve onu takiben de Hz. İsa (AS)'ın 40 senelik, yeryüzünü adaletle dolduran idareleri de bu devir içinde bulunmaktadır.
Yine Osman Çataklı hazırladığı 'Son Mürşitlerimiz' isimli yazı dizisinde konu ile ilgili olarak şunları yazmıştır: Bir adam, 'ya Resulullah (SAV) o gün (ahir zamanda) insanların imamı kimdir'' dedi. Buyurdu ki: Evladımdan kırk yaşında Mehdi'dir.
Yüzü parlayan yıldız gibidir, yanağında siyah bir ben vardır, üzerinde kutvani iki aba bulunur. Tavrı ben-i İsrail ricaline benzer, arzdaki hazineleri çıkarır ve şirk beldelerini feth ecer.' (tavrı ben-i israil ricaline benzemesi, onlar gibi heybetli ve acar manasına gelir.) (Ebu Naim Ebu Umameden tahric etti)
HÜSEYİN HATEMİ
Hüseyin Hatemi yazmış olduğu İnsanlık ve Sevgi Dini: İslam kitabının bir bölümünde Mehdilik, makamının İstanbul'da olacağına dikkat çekmiştir;
İstanbul kelimesi sonradan yapılan tahrifler bir yana bırakılırsa Beykoz'da bugünkü Yuşa Tepesi civarında şehri kuran Fenikelilerden beri şehrin sami dillerinde karşılığı olan Mecma'ul Bahreyn'in Yunanca karşılığıdır. 'Isthyme-pole'; 'iki deniz arası şehri' demektir. İlerideki mirasçılık haklarının korunmasında da herhalde 'Mesih' ve annesi bu şehirde doğacak olan 'Mehdi' ye işaret vardır. (Hüseyin Hatemi, İnsanlık ve Sevgi Dini: İslam, s. 107, Birleşik Yayıncılık, 1998)
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
Yaşar Nuri Öztürk, 'Depremin Gösterdikleri' kitabının bir bölümünde ahir zamanda gelecek olan 'Uyarıcı' hakkında şunları yazmıştır: Çıplak uyarıcı, genellikle yüz yılda bir gelir. Kuran Kameri takvim kullandığına göre, 15. yüzyılın çıplak uyarıcısı yaklaşık, çeyrek asırdan beri beklenmektedir.
Ben derim ki, 15. yüzyılın çıplak uyarıcısı gelmiş, görevine başlamıştır.
Burada bir özellik daha dikkat çekmektedir. Miladi takvimi esas alarak baktığımızda, Kameri takvimin 15. yüzyıl çıplak uyarıcısı, miladi takvime göre iki yüz yıla da hitap edecek demektir. 20. ve 21. yüzyıllar. Bu olgu, Allah'ın bu yüzyılın çıplak uyarıcısına lütfunun bir göstergesidir. ''Bu, Allah'ın lütfudur ki, Allah onu dilediğine verir. Allah, o büyük lütfun sahibidir.'' (Kur'an, Cumua, 4). (Depremin Gösterdikleri, Yeni Boyut Yayınları, s. 232-233)
SÜLEYMAN KÖSMENE
Günümüz araştırmacı-yazarlarından Süleyman Kösmene'nin de Mehdiyet konusunda birçok makalesi bulunmaktadır.
Yazarın yazılarını neşrettiği Yeni Asya gazetesinde okuyucularının bu konudaki sorularını cevaplamaktadır.
Alanya'dan Remzi Çetin:
'Risâle-i Nûr'u okuyanlar içinde Hz. Mehdî'yi arayanlar var. Mehdî gelmiş midir' Gelecek midir' Hz. Mehdî'yi bulan ne yapmalıdır?'
İstanbul/Pendik'ten Rumeysa rumuzlu okuyucumuz: 'Bir akşam TV'de bir din bilimci, 'âyetlerden anlıyorum ki, Hazret-i Mehdî 2005 yılında gelecek' diyor. Bu ne demektir? Ne derece doğrudur?'
Hazret-i Mehdî Aleyhisselâmın zuhuru, Peygamber Efendimiz (sav)'in âhir zamanla ilgili verdiği gaybî haberlerden birisidir. 1400 yıldan beri ümmet bu haberi gündeminde baş tacı olarak saklamış; Deccal'den ne derece Allah'a sığınmışsa, Mehdîyi de o derece Cenab-ı Hakkın rahmetinden beklemiştir. Her asır bir nevî Mehdîye ihtiyaç göstermiş ve müceddid mânâsında bir nevî Mehdîyi görmüş de olmasına rağmen; bu son asırdaki Mehdi-yi Azam ayrı bir hususiyet, sıfat, unvan ve makamla beklenmiş ve âdetâ tüm ıslah ümitleri ona bağlanmıştır. (Hayrettin Gümüşel, Beklenen Mehdi s. 135-136)
...Fakat şu bir gerçek ki, Allah (cc)'ın hakimiyetini bütün dünyada tesis eden bir müceddid gelecektir. İster çok yakında isterse çok sonraları olsun, fark etmez, O, Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde açıkça tanımlanmış olan İmam Mehdi'dir. Onunla ilgili olarak bazı işaretler de yine bizzat Peygamberimiz (sav) tarafından açıklanmıştır.
Bu işaretler, Müslim, Tirmizi, İbni Mace ve diğer bazı hadis kitaplarındaki hadislerde açıklanmıştır. Biz bu rivayetlerden sadece birini burada zikretmek istiyoruz. Şuna inanıyoruz ki, İmam Mehdi geldiği zamanın en ideal komutanı, lideri olacaktır. Buradaki idealden maksadım şudur: çağın bütün gerçeklerini bilecek, tam bir yönetici yeteneğine sahip bir insan olacaktır. Korkarım ki, onu ilk reddedecek olanlar gelenekçi ulema sınıfı ve sufi takımından başkası olmayacaktır... (Mevdudi, "İslam'da İhya Hareketleri", s. 52-55)
MUHYİDDİN ARABİ
Bilin ki, Mehdi mutlaka çıkacaktır. Ancak yeryüzü zulüm ve işkence ile dolmadıkça; çıkmayacaktır. İşte o da böyle bir zamanda çıkacak, dünyayı doğruluk ve adelet ile dolduracaktır. Hatta dünyada tek bir gün kalsa, Allah o günü uzatacak, taki o halife gelsin. Bu, mutlaka Allah'ın Resulü'nün soyundan olacak Hz. Fatıma evladından gelecektir. ("Futuhat-El Mekkiye", 366. bab, c. 3, s. 327- 328)
SAHİH-İ MÜSLİM
Ebu Hureyre (RA) den: Resulullah (SAV): "Meryem oğlu (İsa aleyhisselam) içinize indiği ve sizden (birini) imam yaptığı zaman haliniz nasıl olacaktır?" buyurdu. (Sahih-i Müslim ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, İrfan Yayınevi, İstanbul 1972, c. 1, s. 208)
SÜNEN-İ TİRMİZİ
Abdullah (RA)den rivayet edilmiştir: Resulullah (SAV) buyurdu ki: "Ehli beytimden ismi ismime mutabık olan bir kişi başa geçecektir." Asım diyor ki: Ebu Salih, Ebu Hüreyre'nin şöyle dediğini bize bildirdi: "Dünyanın ancak bir günlük ömrü kalmış olsa, onun başa geçmesi için Cenab-ı Allah o günü behemehal uzatır." (Sünen-i Tırmizi Tercemesi, Hadis No: 2332, Mütercim: Osman Zeki Mollamahmutoğlu, Yunus Emre Yayınları, c. 4, s. 92)
SÜNEN-İ EBU DAVUD
"Mehdi ben(im neslim) dendir. O açık alınlı ve ince burunludur. Dünyayı zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracak ve yedi sene hüküm sürecektir." (Ahmed, b. Hanbel II-291, III-17) (Sünen-i Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şamil Yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 404)
SÜNEN-İ İBNİ MACE
Doğudan bir takım insanlar çıkacak ve Mehdi için ortam hazırlıyacaklar, buyurdu. O, Mehdi'nin hükümdarlığını kasdeder. (Sünen-i İbni Mace Kitabü-l'fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab: 34; s. 350)
İMAM ŞARANİ
Ebu Davud'un rivayet ettiği hadisi şerifte Allah'ın Resulü: Dünya tek bir gün kalsa bile Allah Teala muhakkak o günü uzatır ve yüce Allah o günde benim neslimden yahut da Ehl-i Beyti'mden adı adıma, babasının adı da babamın adına uygun olan (yani Abdullah oğlu Muhamed olan) kemal sahibi bir kimseyi gönderir, buyurmuştur
İBN-İ KESİR
Resulullah buyuruyor: "Ümmetim arasından el Mehdi olacaktır. (İbni Kesir, "Nihayetü'l-Bidaye ve'n Nihaye", 1/42, "İ. Maceh", Fiten, 34, H. 4083)
İMAM-I RABBANİ
Bilesin ki bir hadis-i şerifte, Resulullah (SAV) efendimiz şöyle buyurmuştur: "Küfür her yanı istila edip hükmü cemiyet içinde aşikare işlenmedikçe Mehdi zuhur etmez." (Mektubat, c.2, 381. Mektup, s. 1169-1171)
Hz. Mehdi valiyetin en yükseğindedir. (Mektubat, s.357 (251. mektuptan))
HÜSEYİN HİLMİ IŞIK
Hazret-i Mehdi, ahir zamanda dünyaya gelecektir. Resullulah Efendimizin (sav) soyundan olacaktır. İsa aleyhisselamla buluşacak, mezhebleri kaldıracak, yalnız onun mezhebi kalacak, her yeri alacak, her yerde adalet olacak, Eshab-ı Kehf, uyanıp mağaradan çıkarak, Mehdi'nin askeri olacaktır.
Hazret-i Mehdi çıkmadan evvel, küfr ve kafirlik her tarafa yayılacak, İslam ve müslimanlar garib olacakdır. (H.Hilmi Işık, Saadeti Ebediye s. 350)
MAHMUD ES'AD COŞAN
...Ben bazı arkadaşlara dedim ki: "Bakın Mehdi kıyamet alametlerinden birisidir, çıkacak. Onun zamanında yaşayan insanlar, (velev habven ales selci) buz üzerinde emekleyerek dahi olsa, ona ulaşıp, onun askeri olmaları lâzım!..."
...Mehdi sevgisi hepimizin içinde vardır. Mehdi'ye bağlanmak arzusu hepimizin arzusudur... (Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN, "Güncel Meseleler")
MEHMET ŞEVKET EYGİ
Ashabın büyüklerinden Ka'b hazretlerinin (RA) Resulullah Efendimiz hakkında nazmettiği "Banet Sü'ad" adlı kasideye, ondukuzuncu asır Osmanlı ricalinden Eyüb Sabri Paşa "Azizü'l-Asar" adıyla bir şerh yazmış ve bu 1291 yılında İstanbul'da 283 sahife olarak basılmıştır. Bu kitabın 176'ncı sayfasından özetle şöyle yazılmaktadır: "Bazı keşif sahipleri Hazret-i İmam Mehdi radiyallahu anh'ın 1400 hicri yılında zuhur edeceğini tahmin etmişlerdir... Bazıları ise 1422 yılını göstermiştir."
Şu anda Müslümanlar kendi akıllarıyla birleşemiyor, kurtulmak, izzet bulmak için yapılması gereken hizmet ve faaliyetleri yapamıyor. Artık Mehdi'yi beklemekten başka çare kalmamıştır. (Mehmet Şevket Eygi, Milli Gazete, 15/06/1998)
MUSTAFA KAPLAN
Mehdilik konusunda yapmış olduğu kapsamlı ve ciddi araştırmalarla tanınan Mustafa Kaplan, Risale-i Nur ışığı altında Hz. Mehdi'nin bu zamanda yaşadığıyla ilgili olarak yazmış olduğu yazılarda okuyucularına şunları belirtmiştir:
'Evet, İsrail devletini hak ile yeksan edecek olan Hz. Mehdi aleyhisselam hayattadır.
'Onların mesih diye beklediği aslında 'büyük deccal' denen fitne başıdır. O da günümüzde hayattadır, sanırım henüz çocuktur. Onu dünya yüzünden temizleyecek olan gerçek mesih Hz. İsa (as) ise zaten diridir ve Rabbimizin katındadır. Belki dünyaya gönderilmiştir, belki de gönderilme zamanı çok yaklaşmıştır. (04 Nisan 1997 Akit Gazetesi)
BURHAN BOZGEYİK
Ebced hesabı umumiyetle hicri takvime göre yapılmaktadır. Bu ilmin erbabı ve hesabı yapmaya ehil olanlar, ahir zaman alametleriyle ilgili hadis-i şerifleri ele alarak bazı hesaplar yapmaktadırlar. O hesaplara baktığımızda önümüzdeki yıllarda fevkalade gelişmeler olacağını söyleyebiliriz.
Mübarekfuri de Tuhfetü'l Ahvezi isimli eserinde ahir zamandaki hadislerden birisiyle ilgili şu bilgileri vermektedir:
"Müslümanlar arasında bilinen şudur ki; ahir zamanda zulüm ve adaletsizlik her tarafı kapladığı bir sırada ehl-i beyt Resul'den bir adam çıkarak zulmü ortadan kaldırıp adaleti ikame edecek ve Müslümanlar ona tabi olup, bütün İslam ülkelerini sultasına alacaktır. İşte bütün İslam dünyasını idaresi altında bulunduracak bu zata Mehdi denir. Mehdi'nin çıkacağı devrede Deccal da çıkacak ve Efendimiz'in (SAV) haber verdiği kıyamet alametleri de böylece tahakkuk etmiş olacaktır." (Günden Güne, "2000'e Bir Kala", 01 Şubat 1999)
ŞABAN DÖĞEN
Günümüzün tanınmış araştırmacı-yazarlarından Şaban Döğen, Mehdi ve Deccall isimli kitabında Mehdi konusunu başlıklar halinde incelemiştir. Bunlardan bazılarına aşağıda yer verilmiştir.
Mehdi açıkça 'Ben Mehdi'yim. Allah tarafından görevlendirildim. Bana uyun.' diye ortaya çıkmaz. Bunu söylemekle görevli de değildir. O ancak eser ve hizmetleriyle tanınır. (s. 42)
Zamanında yeryüzünün en hayırlısıdır. (el-Kavlü'l-Muhtasar) (s. 159)
Seyyid Ahmed Hüsameddin (r.a.) İstihraçname'sinde Mehdi'nin doğuş yeriyle ilgili şöyle bir not düşmüştür:
'Müslümanlardan bir zat gelecek, bu zatın şerefi Kafkasya'nın en uludağından etrafa güneşin şuaı gibi şulenisar olacaktır. (Osman Yüksel Serdengeçti, Mabedsiz Şehir, Serdengeçti Neşriyatı: VI, s.107)
Bütün bunlar, Hz. Mehdi'nin yoğun faaliyetini Türkler içerisinde yürüteceğini göstermektedir. (Mehdi ve Deccal, Şaban Döğen, s. 172)
AHMED MUHSİN MERİÇ
Hadislerle sabit olan ve Akşeyh'in de müjdelediği İstanbul'un ikinci fethinin kumandanı Mehdi ve yine hadisin ifadesi ile "hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmeyen" kahraman askerlerden müteşekkil nurani ordusu, evvelemirde kalplerdeki Ayasofya'nın kapılarını açacak ve fethin sembolünün ibadete açılması ile ikinci fetih gerçekleşecek. ("Akşeyh'in Nurlu Müjdesi Ve İkinci Fetih", 25. 05. 2000)
OSMAN ÇATAKLI
Prof. Osman Çataklı da uzun yıllar yapmış olduğu Mehdilik ile ilgili çalışmalarla konuya ışık tutmaya çalışmıştır. 1949-1952 yılları arasında 'Abdülaziz Bekkine'nin 'Ramuzul el-hadis'ten işlemiş olduğu Mehdilik ve kıyamet ile ilgili ders notlarından hazırlanan Kıyamet Alametleri kitabında konuya özel bir önem vermiştir:
''Hülâsa olarak şu söylenebilir ki: Kıyametin küçük alâmetlerinin hemen hepsi zuhur etmiş ve sıra büyük alâmetlere gelmiştir. Küçük alâmetlerden sonra gelecek olan büyük alâmetler melhameler ve Hz. Mehdi (AS) ile başlamakta ve Güneş'in batıdan doğmasına kadar, takriben 55-60 sene devam etmektedir. Bu devir insanlar için büyük imtihanlarla dolu olmakla beraber, Hz. Mehdi (AS)nin 7 senelik ve onu takiben de Hz. İsa (AS)'ın 40 senelik, yeryüzünü adaletle dolduran idareleri de bu devir içinde bulunmaktadır.
Yine Osman Çataklı hazırladığı 'Son Mürşitlerimiz' isimli yazı dizisinde konu ile ilgili olarak şunları yazmıştır: Bir adam, 'ya Resulullah (SAV) o gün (ahir zamanda) insanların imamı kimdir'' dedi. Buyurdu ki: Evladımdan kırk yaşında Mehdi'dir.
Yüzü parlayan yıldız gibidir, yanağında siyah bir ben vardır, üzerinde kutvani iki aba bulunur. Tavrı ben-i İsrail ricaline benzer, arzdaki hazineleri çıkarır ve şirk beldelerini feth ecer.' (tavrı ben-i israil ricaline benzemesi, onlar gibi heybetli ve acar manasına gelir.) (Ebu Naim Ebu Umameden tahric etti)
HÜSEYİN HATEMİ
Hüseyin Hatemi yazmış olduğu İnsanlık ve Sevgi Dini: İslam kitabının bir bölümünde Mehdilik, makamının İstanbul'da olacağına dikkat çekmiştir;
İstanbul kelimesi sonradan yapılan tahrifler bir yana bırakılırsa Beykoz'da bugünkü Yuşa Tepesi civarında şehri kuran Fenikelilerden beri şehrin sami dillerinde karşılığı olan Mecma'ul Bahreyn'in Yunanca karşılığıdır. 'Isthyme-pole'; 'iki deniz arası şehri' demektir. İlerideki mirasçılık haklarının korunmasında da herhalde 'Mesih' ve annesi bu şehirde doğacak olan 'Mehdi' ye işaret vardır. (Hüseyin Hatemi, İnsanlık ve Sevgi Dini: İslam, s. 107, Birleşik Yayıncılık, 1998)
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
Yaşar Nuri Öztürk, 'Depremin Gösterdikleri' kitabının bir bölümünde ahir zamanda gelecek olan 'Uyarıcı' hakkında şunları yazmıştır: Çıplak uyarıcı, genellikle yüz yılda bir gelir. Kuran Kameri takvim kullandığına göre, 15. yüzyılın çıplak uyarıcısı yaklaşık, çeyrek asırdan beri beklenmektedir.
Ben derim ki, 15. yüzyılın çıplak uyarıcısı gelmiş, görevine başlamıştır.
Burada bir özellik daha dikkat çekmektedir. Miladi takvimi esas alarak baktığımızda, Kameri takvimin 15. yüzyıl çıplak uyarıcısı, miladi takvime göre iki yüz yıla da hitap edecek demektir. 20. ve 21. yüzyıllar. Bu olgu, Allah'ın bu yüzyılın çıplak uyarıcısına lütfunun bir göstergesidir. ''Bu, Allah'ın lütfudur ki, Allah onu dilediğine verir. Allah, o büyük lütfun sahibidir.'' (Kur'an, Cumua, 4). (Depremin Gösterdikleri, Yeni Boyut Yayınları, s. 232-233)
SÜLEYMAN KÖSMENE
Günümüz araştırmacı-yazarlarından Süleyman Kösmene'nin de Mehdiyet konusunda birçok makalesi bulunmaktadır.
Yazarın yazılarını neşrettiği Yeni Asya gazetesinde okuyucularının bu konudaki sorularını cevaplamaktadır.
Alanya'dan Remzi Çetin:
'Risâle-i Nûr'u okuyanlar içinde Hz. Mehdî'yi arayanlar var. Mehdî gelmiş midir' Gelecek midir' Hz. Mehdî'yi bulan ne yapmalıdır?'
İstanbul/Pendik'ten Rumeysa rumuzlu okuyucumuz: 'Bir akşam TV'de bir din bilimci, 'âyetlerden anlıyorum ki, Hazret-i Mehdî 2005 yılında gelecek' diyor. Bu ne demektir? Ne derece doğrudur?'
Hazret-i Mehdî Aleyhisselâmın zuhuru, Peygamber Efendimiz (sav)'in âhir zamanla ilgili verdiği gaybî haberlerden birisidir. 1400 yıldan beri ümmet bu haberi gündeminde baş tacı olarak saklamış; Deccal'den ne derece Allah'a sığınmışsa, Mehdîyi de o derece Cenab-ı Hakkın rahmetinden beklemiştir. Her asır bir nevî Mehdîye ihtiyaç göstermiş ve müceddid mânâsında bir nevî Mehdîyi görmüş de olmasına rağmen; bu son asırdaki Mehdi-yi Azam ayrı bir hususiyet, sıfat, unvan ve makamla beklenmiş ve âdetâ tüm ıslah ümitleri ona bağlanmıştır. (Hayrettin Gümüşel, Beklenen Mehdi s. 135-136)