Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ஓ Gecenin NURUNU kalbinde bulanlar ஓ (1 Kullanıcı)

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
R749401.jpg


ஓ Gecenin NURUNU kalbinde bulanlar ஓ







Allah’ın rızası ibadetle kazanılır

Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Allah kendilerine mükafatlarını tam olarak versin ve kendi lütfundan daha da artırsın diye (böyle yaparlar). Şüphesiz O, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir." (Fatır;30)

Ayet-i kerimeden anlaşılan odur ki, insan yapmış olduğu amelinin, ibadet ve zikrinin mükafatının karşılığını eksiksiz, hatta fazlasıyla alacaktır. Allah-u Zülcelal'in fazlı ve keremi ile sevapların mükafatı kat kat fazla olacaktır ki, bu Allah'ın rahmetinin bolluğunu gösterir.

Allah-u Zülcelal kendisine ibadet edilmesinden ve çok yalvarılmasından razı olur. Çünkü Allah'a, kulunun münacatı çok hoş gelir. O halde, gece-gündüz Allah'a ibadet edip yalvarana muamelenin nasıl olacağını sen düşün!

Allah-u Zülcelal'in rahmetine muhtaç kullar olarak, geceleri seher vakitlerinde çokça yalvarıp, ömrümüz yettiği sürece af ve mağfiret talebinden geri kalmamamız gereklidir. Çünkü geçmiş Evliyaların yaşantısına baktığımız zaman, ömürlerinin çoğunu Allah-u Zülcelal'e ibadetle geçirdiklerini görüyoruz. Herkes uyurken, senin kalkıp Allah-u Zülcelal'e münacaat etmen, yalvarman, diğer vakitlerde yapacağın dualardan çok daha kıymetlidir.

Allah aşıklarının gönülleri nurlarla aydınlanmıştır

Şeyh Şehabeddin Ömer Sühreverdi şöyle demiştir: "Hakiki Allah aşığı, gece zikir ve münacaata başlayınca, onun gecesinin nuru gündüzüne yayılır. Gündüzü de gecesinin himayesinde olur. Onun gönlü Allah-u Zülcelal'in nurlarıyla münevver olur. Kalbi Allah'ın kalelerinden bir kale içinde olur."

Anlatıldığına göre, Allah-u Zülcelal Peygamberlerden birisine şöyle vahy etmiştir: "Gerçekten benim bazı kullarım var ki onlar beni sever, ben de onları severim. Onlar bana kavuşmayı özler, ben de onlara kavuşmayı arzularım. Onlar beni zikreder, ben de onları zikrederim. Onlar bana nazar eder, ben de onlara nazar ederim, onların yoluna girersen seni de severim. Onlardan yüz çevirirsen sana kızarım."

Bunun üzerine o Peygamber: "Ya Rabbi! Onların alameti nedir?" diye sorunca, Allah-u Zülcelal şöyle buyurdu: "Şefkatli bir çobanın koyunlarını takip edip izlediği gibi, onlar da gündüzleyin gölgeleri takip ederek ibadet vakitlerini tespite uğraşırlar. Gün batımında kuşun yuvasına dönmeyi arzuladığı gibi, onlar da bana ibadet için güneşin batmasını arzularlar.

“Gece olup her sevgili sevgilisiyle başbaşa kalınca, onlar bana ibadet için ayakta durur, yüzlerini benim için secdeye sererler. Benim kelamımla münacaat ederler. Kendilerine ihsan ettiğim nimetler için beni övüp dururlar. Onların benim için katlandıkları sıkıntıları görüyor, muhabbetimden dolayı nasıl dertlendiklerini işitiyorum.
R749402.jpg
Onlara ilk olarak üç nimet veririm:
Birincisi: Kalplerine nurumdan bir parça nur atarım, artık benim onlardan haber verdiğim gibi onlar da benden haber verirler.

İkincisi: Eğer yedi kat gökler, bütün yerler ve ikisinin içindekiler sevap olarak onların mizanına konacak olsa, onların yaptıklarına karşılık olarak bunları az bulur, kendilerine daha fazlasını veririm. Onların yaptıkları bu ibadetin ecri, benim yanımda daha fazladır.

Üçüncüsü: Onlara zatımla yönelirim. Bir düşün! Benim zatımla yöneldiğim bir dostuma ne vereceğimi hiç kimse bilebilir mi?"

Görüldüğü gibi gece ibadeti, Allah-u Zülcelal'in sevgisine ulaştıran çok büyük bir vesiledir. Bütün bunları dinleyip anladıktan sonra, insan gece uykusundan fedakarlık yaparak Rabbiyle başbaşa kalmalıdır.

Bakınız, bütün bu bahsedilenler, bizim için ibret verici ve ibadete teşvik edici olmalıdır. Gece ibadet ve taatle meşgul olanlara bakın, hepsi Allah-u Zülcelal'in rızasını, sevgisini kazanmış zatlardır.


Gece ibadetinin zevki

Ebu Süleyman Darani (ks) şöyle demiştir: "İbadet erbabının gece karanlığında yaptıkları ibadetten aldıkları zevkleri, eğlence erbabının eğlence yerlerinde aldıkları zevkten daha fazladır. Hatta eğer geceler olmasaydı, yaşamayı dahi arzu etmezdim."

Yine Ebu Süleyman Darani şöyle demiştir: "Abidlerin gece ibadetinde aldıkları zevki, ibadetlerin sevabı ile karşılaştıracak olsan, o zevk, ibadetlerinin mükafatından çok daha fazla gelirdi."

Alimlerden biri de şöyle demiştir: "Dünyada cennet nimetlerine benzeyen tek bir şey varsa, o da alimlerin gece ibadetinden aldıkları zevktir."

Ebu Derda (ra) der ki: "Allah-u Zülcelal'in bir takım kulları var ki, bunlara 'ebdal' denir. Bunlar Peygamberlerin halifeleri ve yeryüzünün direkleridir. Nübüvvet sona erince, Hz. Peygamber (sav) kavminden bir kısmını onların yerine koydu. Onların böyle olması, fazla namaz, fazla oruç ve tabii ibadetlerinden dolayı değil, ancak ciddi verâ ve samimi niyet sahibi olup herkese iyilik düşünmelerinden ve Allah için nasihat etmelerindendir. Onlar korkaklığa varmayan sabır, zillete düşmeyen tevazu sahibidirler. Onları Allah-u Zülcelal seçti. Onlar İbrahim (aleyhisselam)'ın kalbi gibi bir kalbe sahiptirler."

Ebu Derda'dan bu sözleri rivayet eden zat diyor ki: “Ebu Derda'ya dedim ki, bunlardan daha üstün vasıflı birilerini duymuş değilim, bu dereceye nasıl ulaşılabilir?”

Ebu Derda (ra) şöyle devam etti: "Dünyayı terk ile bu seviyeye ulaşabilirsin. Zira sen dünyayı terk ettiğin zaman, ahirete yönelirsin. Ahireti sevdiğin nisbette dünyadan yüz çevirirsin. Dünyadan yüz çevirdiğin nisbette de sana faydalı olanı görür, bulursun. Allah-u Zülcelal, kulunun iyi talebine karşılık, ona doğru yolu gösterir, onu korur. Şunu da bil ki, bu anlattığım, Kur'an-ı Kerim'dedir. Nitekim Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Muhakkak ki Allah, sakınanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir." (Nahl;128)

Görüldüğü gibi mükafatlar nasıl ibadet, zikir ve taatle olursa, yine hayır, hasenat ve yardımla, Allah kişiye ecir ve sevabını kat kat verecektir.

Ariflerden bir zat şöyle demiştir: "Allah-u Zülcelal seher vakti, uyanık kimselerin kalbine bakar ve onların kalbini nur ile doldurur. Onların kalpleri hikmetle dolar. Sonra onların kalplerinden hoşlanmadıkları şeyler, gafillerin kalbine aktarılır."

Allah-u Zülcelal'in rahmet ve bereketini talep etmeye ve rızasını kazanmaya çalışmalıdır. Yoksa şu zamanda, insanın maneviyatı, yok olup gidiyor ve ebedi saadetin dünyanın kazanılması çok zorlaşıyor. Bütün gayretimizi verirsek, ancak az bir miktarını kazanabileceğiz.

Allah-u Zülcelal kendi fazlı ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razı olacağı şekilde salih amel nasip etsin... (Amin)
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Hakiki Allah aşığı, gece zikir ve münacaata başlayınca, onun gecesinin nuru gündüzüne yayılır. Gündüzü de gecesinin himayesinde olur. Onun gönlü Allah-u Zülcelal'in nurlarıyla münevver olur. Kalbi Allah'ın kalelerinden bir kale içinde olur."
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,120
Tepki puanı
8,195
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Selamünaleykum...

Selamünaleykum...

R749401.jpg


ஓ Gecenin NURUNU kalbinde bulanlar ஓ


Allah’ın rızası ibadetle kazanılır


Anlatıldığına göre, Allah-u Zülcelal Peygamberlerden birisine şöyle vahy etmiştir: "Gerçekten benim bazı kullarım var ki onlar beni sever, ben de onları severim. Onlar bana kavuşmayı özler, ben de onlara kavuşmayı arzularım. Onlar beni zikreder, ben de onları zikrederim. Onlar bana nazar eder, ben de onlara nazar ederim, onların yoluna girersen seni de severim. Onlardan yüz çevirirsen sana kızarım."

Bunun üzerine o Peygamber: "Ya Rabbi! Onların alameti nedir?" diye sorunca, Allah-u Zülcelal şöyle buyurdu: "Şefkatli bir çobanın koyunlarını takip edip izlediği gibi, onlar da gündüzleyin gölgeleri takip ederek ibadet vakitlerini tespite uğraşırlar. Gün batımında kuşun yuvasına dönmeyi arzuladığı gibi, onlar da bana ibadet için güneşin batmasını arzularlar.

“Gece olup her sevgili sevgilisiyle başbaşa kalınca, onlar bana ibadet için ayakta durur, yüzlerini benim için secdeye sererler. Benim kelamımla münacaat ederler. Kendilerine ihsan ettiğim nimetler için beni övüp dururlar. Onların benim için katlandıkları sıkıntıları görüyor, muhabbetimden dolayı nasıl dertlendiklerini işitiyorum.
R749402.jpg
Onlara ilk olarak üç nimet veririm:
Birincisi: Kalplerine nurumdan bir parça nur atarım, artık benim onlardan haber verdiğim gibi onlar da benden haber verirler.

İkincisi: Eğer yedi kat gökler, bütün yerler ve ikisinin içindekiler sevap olarak onların mizanına konacak olsa, onların yaptıklarına karşılık olarak bunları az bulur, kendilerine daha fazlasını veririm. Onların yaptıkları bu ibadetin ecri, benim yanımda daha fazladır.

Üçüncüsü: Onlara zatımla yönelirim. Bir düşün! Benim zatımla yöneldiğim bir dostuma ne vereceğimi hiç kimse bilebilir mi?"

Görüldüğü gibi gece ibadeti, Allah-u Zülcelal'in sevgisine ulaştıran çok büyük bir vesiledir. Bütün bunları dinleyip anladıktan sonra, insan gece uykusundan fedakarlık yaparak Rabbiyle başbaşa kalmalıdır.

Bakınız, bütün bu bahsedilenler, bizim için ibret verici ve ibadete teşvik edici olmalıdır. Gece ibadet ve taatle meşgul olanlara bakın, hepsi Allah-u Zülcelal'in rızasını, sevgisini kazanmış zatlardır.


Gece ibadetinin zevki

Ebu Süleyman Darani (ks) şöyle demiştir: "İbadet erbabının gece karanlığında yaptıkları ibadetten aldıkları zevkleri, eğlence erbabının eğlence yerlerinde aldıkları zevkten daha fazladır. Hatta eğer geceler olmasaydı, yaşamayı dahi arzu etmezdim."

Yine Ebu Süleyman Darani şöyle demiştir: "Abidlerin gece ibadetinde aldıkları zevki, ibadetlerin sevabı ile karşılaştıracak olsan, o zevk, ibadetlerinin mükafatından çok daha fazla gelirdi."

Alimlerden biri de şöyle demiştir: "Dünyada cennet nimetlerine benzeyen tek bir şey varsa, o da alimlerin gece ibadetinden aldıkları zevktir."


Allah-u Zülcelal'in rahmet ve bereketini talep etmeye ve rızasını kazanmaya çalışmalıdır. Yoksa şu zamanda, insanın maneviyatı, yok olup gidiyor ve ebedi saadetin dünyanın kazanılması çok zorlaşıyor. Bütün gayretimizi verirsek, ancak az bir miktarını kazanabileceğiz.

Allah-u Zülcelal kendi fazlı ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razı olacağı şekilde salih amel nasip etsin... (Amin)

Allah CC. razı olsun Aminenur Kardeşim...
Bazı paragrafları kısaltarak alıntı yaptım...Hakkını helal et...
Gece ibadetinin önemi o kadar güzel vurgulanmış ki...
Elinize, emeğinize sağlık...
Allah CC. bizleri bu ibadeti yapan ve devam edenlerden eylesin...
 

gamze0387

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2007
Mesajlar
197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Allah c.c razı olsun kardeşim.Rabbim gece namazlarımızın,bütün ibadetlerimizin daimi olmasını nasip eylesin bizlere inşaAllah.
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Allah CC. razı olsun Aminenur Kardeşim...
Bazı paragrafları kısaltarak alıntı yaptım...Hakkını helal et...
Gece ibadetinin önemi o kadar güzel vurgulanmış ki...
Elinize, emeğinize sağlık...
Allah CC. bizleri bu ibadeti yapan ve devam edenlerden eylesin...


aleykum selam abi..rabbim sizdende razı olsun inşaALLAH
est. abi ne hakkı...
teşekkür ederim inşaALLAH abi..**Allah CC. bizleri bu ibadeti yapan ve devam edenlerden eylesin ** amin ecmain inşaALLAH ...
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
"Allah-u Zülcelal seher vakti, uyanık kimselerin kalbine bakar ve onların kalbini nur ile doldurur. Onların kalpleri hikmetle dolar. Sonra onların kalplerinden hoşlanmadıkları şeyler, gafillerin kalbine aktarılır."
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Allah-u Zülcelal kendi fazlı ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razı olacağı şekilde salih amel nasip etsin...
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
showlettertt3nd3.gif
showlettertt3nd3.gif
showlettertt3nd3.gif
showlettertt3nd3.gif
Gece ibadete kalkmak için neler yapmalı?

Sen kendini onlardan uzak görme! Seninle onlar arasında ne fark var ki, sabahlara kadar uyku uyuyorsun, nefsinin her istediğini veriyorsun da ruhunun gıdası olan ibadetten uzak kalıyorsun? Anlaşılan odur ki sen kendinden utanıyor ve bu ibadetleri yapmaya azmediyorsun, fakat gece uykudan kalkamıyorsun. Sebebine gelince, gece kalkabilmenin şartlarından ve gece yapılan ibadetlerin manevi hazzından haberinin olmamasıdır.

Zahiri ve batıni kolaylaştırıcı sebepler olmadıkça, gece uykusundan kalkmak hakikaten çok zordur. Bunun zahiri sebepleri dörttür:

Birincisi: Fazla yemek yememektir. Çünkü çok yemek, çok uykuya sebep olur ve bu suretle kalkmak da zorlaşır.

Alimlerden bazıları, müridlerin akşam sofrasına giderek: "Sakın çok yiyip, çok içip, çok uyumayın; çünkü çok yer, çok içer, çok uyursanız; sonra ölüm anında çok pişman olursunuz." derdi. İşte, gece kalkabilmek için birinci şart; az yiyip, mideyi hafif tutmaktır.

İkincisi: Vücudu gündüzleri haddinden fazla yormamaktır. Çünkü bu sebeple sinirler zayıflar ve çok uykuya ihtiyaç hasıl olur.

Üçüncüsü: Öğleden sonra biraz uyumaktır. Buna "kaylule" denir. Bu uyku, gece kalkmak (kıyam) için yardımcı bir sünnettir.

Dördüncüsü: Gündüzleri isyana (günah, gaflet) dalmamaktır. Çünkü bu hal, kalbi karartır ve rahmeti celbedecek sebeplere engel olur.

Adamın biri Hasan-ı Basri'ye (ks): "Ben gece kalkmak için her çareye başvurur, hatta abdest suyumu da hazırlarım. Böyle iken yine de uyanamam, bunun hikmeti nedir?" diye sormuş. Hasan-ı Basri de şöyle cevap vermiştir: "Günahların seni bağlıyor."

Haram lokmadan sakınmazsan ahiretini kaybedersin

Alimin biri şöyle demiştir: "Oruç tuttuğun zaman, kimin yanında ve nasıl bir lokma ile iftar ettiğini düşün. Çünkü insanın yediği bir lokma ile kalbi öyle bir döner ki, bir daha eski haline gelemez. Bütün günahlar kalbi katılaştırır ve gece kıyamına engel olur. Buna en çok neden olan da haram lokmadır. Helal lokma ise başka hiç bir şeyin yapamayacağı şekilde, kalbe tesir eder, kalbi cilalandırır, iyiliğe ve ibadete çeker. Kalplerini murakabe halinde bulunduranlar, İslam'ın şehadetinden (dini bilgi olarak) başka, bunu tecrübe ile de bilirler."

Bu sebepten bazıları şöyle demiştir: "Nice lokmalar var ki, insanı gece kıyamından, nice bakışlar var ki, insanı Kur'an okumaktan alıkoyarlar. İnsanoğlu bir lokma yemek veya bir iş sebebiyle, bir senelik gece ibadetinden mahrum olur. Namaz insanı kötülükten alıkoyduğu gibi kötülükler de insanı namazdan ve diğer iyiliklerden alıkoyarlar."
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
Allah-u Zülcelal kendi fazlı ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razı olacağı şekilde salih amel nasip etsin... (Amin)



Selamun aleykum amineciğim.Gece ibadet edemiyorum.İnşallah rabbim nasip eder.Bir-iki kerede olsa gece teheccüd namazına kalktım..Rabbim kabul buyurmuştur inşaallah.Allaha emanet olB)
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Allah-u Zülcelal kendi fazlı ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razı olacağı şekilde salih amel nasip etsin... (Amin)



Selamun aleykum amineciğim.Gece ibadet edemiyorum.İnşallah rabbim nasip eder.Bir-iki kerede olsa gece teheccüd namazına kalktım..Rabbim kabul buyurmuştur inşaallah.Allaha emanet olB)


aleykum selam güzel kardeşim
inşaALLAH kabul olmuştur ..amin rabbim razı olsun kardeşcagızım
selam ve dua ile
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Zahiri ve batıni kolaylaştırıcı sebepler olmadıkça, gece uykusundan kalkmak hakikaten çok zordur. Bunun zahiri sebepleri dörttür:

Birincisi: Fazla yemek yememektir. Çünkü çok yemek, çok uykuya sebep olur ve bu suretle kalkmak da zorlaşır.


Alimlerden bazıları, müridlerin akşam sofrasına giderek: "Sakın çok yiyip, çok içip, çok uyumayın; çünkü çok yer, çok içer, çok uyursanız; sonra ölüm anında çok pişman olursunuz." derdi. İşte, gece kalkabilmek için birinci şart; az yiyip, mideyi hafif tutmaktır.

İkincisi: Vücudu gündüzleri haddinden fazla yormamaktır. Çünkü bu sebeple sinirler zayıflar ve çok uykuya ihtiyaç hasıl olur.

Üçüncüsü: Öğleden sonra biraz uyumaktır. Buna "kaylule" denir. Bu uyku, gece kalkmak (kıyam) için yardımcı bir sünnettir.

Dördüncüsü: Gündüzleri isyana (günah, gaflet) dalmamaktır. Çünkü bu hal, kalbi karartır ve rahmeti celbedecek sebeplere engel olur.
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
Ebu Derda (ra) der ki: "Allah-u Zülcelal'in bir takım kulları var ki, bunlara 'ebdal' denir. Bunlar Peygamberlerin halifeleri ve yeryüzünün direkleridir. Nübüvvet sona erince, Hz. Peygamber (sav) kavminden bir kısmını onların yerine koydu. Onların böyle olması, fazla namaz, fazla oruç ve tabii ibadetlerinden dolayı değil, ancak ciddi verâ ve samimi niyet sahibi olup herkese iyilik düşünmelerinden ve Allah için nasihat etmelerindendir. Onlar korkaklığa varmayan sabır, zillete düşmeyen tevazu sahibidirler. Onları Allah-u Zülcelal seçti. Onlar İbrahim (aleyhisselam)'ın kalbi gibi bir kalbe sahiptirler."

Ebu Derda'dan bu sözleri rivayet eden zat diyor ki: “Ebu Derda'ya dedim ki, bunlardan daha üstün vasıflı birilerini duymuş değilim, bu dereceye nasıl ulaşılabilir?”

Ebu Derda (ra) şöyle devam etti: "Dünyayı terk ile bu seviyeye ulaşabilirsin. Zira sen dünyayı terk ettiğin zaman, ahirete yönelirsin. Ahireti sevdiğin nisbette dünyadan yüz çevirirsin. Dünyadan yüz çevirdiğin nisbette de sana faydalı olanı görür, bulursun. Allah-u Zülcelal, kulunun iyi talebine karşılık, ona doğru yolu gösterir, onu korur. Şunu da bil ki, bu anlattığım, Kur'an-ı Kerim'dedir. Nitekim Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Muhakkak ki Allah, sakınanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir." (Nahl;128)


selamun aleykum,
Allah c.c. razı olsun.yine hayırlı ve güzel bir paylaşımdı.
selam ve dua ile...B)
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
showlettertt3nd3.gif
showlettertt3nd3.gif
showlettertt3nd3.gif
showlettertt3nd3.gif


Gece ibadetinin zevki

Ebu Süleyman Darani (ks) şöyle demiştir: "İbadet erbabının gece karanlığında yaptıkları ibadetten aldıkları zevkleri, eğlence erbabının eğlence yerlerinde aldıkları zevkten daha fazladır. Hatta eğer geceler olmasaydı, yaşamayı dahi arzu etmezdim."

Yine Ebu Süleyman Darani şöyle demiştir: "Abidlerin gece ibadetinde aldıkları zevki, ibadetlerin sevabı ile karşılaştıracak olsan, o zevk, ibadetlerinin mükafatından çok daha fazla gelirdi."

Alimlerden biri de şöyle demiştir: "Dünyada cennet nimetlerine benzeyen tek bir şey varsa, o da alimlerin gece ibadetinden aldıkları zevktir."

Ebu Derda (ra) der ki: "Allah-u Zülcelal'in bir takım kulları var ki, bunlara 'ebdal' denir. Bunlar Peygamberlerin halifeleri ve yeryüzünün direkleridir. Nübüvvet sona erince, Hz. Peygamber (sav) kavminden bir kısmını onların yerine koydu. Onların böyle olması, fazla namaz, fazla oruç ve tabii ibadetlerinden dolayı değil, ancak ciddi verâ ve samimi niyet sahibi olup herkese iyilik düşünmelerinden ve Allah için nasihat etmelerindendir. Onlar korkaklığa varmayan sabır, zillete düşmeyen tevazu sahibidirler. Onları Allah-u Zülcelal seçti. Onlar İbrahim (aleyhisselam)'ın kalbi gibi bir kalbe sahiptirler."

Ebu Derda'dan bu sözleri rivayet eden zat diyor ki: “Ebu Derda'ya dedim ki, bunlardan daha üstün vasıflı birilerini duymuş değilim, bu dereceye nasıl ulaşılabilir?”

Ebu Derda (ra) şöyle devam etti: "Dünyayı terk ile bu seviyeye ulaşabilirsin. Zira sen dünyayı terk ettiğin zaman, ahirete yönelirsin. Ahireti sevdiğin nisbette dünyadan yüz çevirirsin. Dünyadan yüz çevirdiğin nisbette de sana faydalı olanı görür, bulursun. Allah-u Zülcelal, kulunun iyi talebine karşılık, ona doğru yolu gösterir, onu korur. Şunu da bil ki, bu anlattığım, Kur'an-ı Kerim'dedir. Nitekim Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Muhakkak ki Allah, sakınanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir." (Nahl;128)

Görüldüğü gibi mükafatlar nasıl ibadet, zikir ve taatle olursa, yine hayır, hasenat ve yardımla, Allah kişiye ecir ve sevabını kat kat verecektir.

Ariflerden bir zat şöyle demiştir: "Allah-u Zülcelal seher vakti, uyanık kimselerin kalbine bakar ve onların kalbini nur ile doldurur. Onların kalpleri hikmetle dolar. Sonra onların kalplerinden hoşlanmadıkları şeyler, gafillerin kalbine aktarılır."

Allah-u Zülcelal'in rahmet ve bereketini talep etmeye ve rızasını kazanmaya çalışmalıdır. Yoksa şu zamanda, insanın maneviyatı, yok olup gidiyor ve ebedi saadetin dünyanın kazanılması çok zorlaşıyor. Bütün gayretimizi verirsek, ancak az bir miktarını kazanabileceğiz.

Allah-u Zülcelal kendi fazlı ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razı olacağı şekilde salih amel nasip etsin... (Amin)
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Ebu Derda (ra) der ki: "Allah-u Zülcelal'in bir takım kulları var ki, bunlara 'ebdal' denir. Bunlar Peygamberlerin halifeleri ve yeryüzünün direkleridir. Nübüvvet sona erince, Hz. Peygamber (sav) kavminden bir kısmını onların yerine koydu. Onların böyle olması, fazla namaz, fazla oruç ve tabii ibadetlerinden dolayı değil, ancak ciddi verâ ve samimi niyet sahibi olup herkese iyilik düşünmelerinden ve Allah için nasihat etmelerindendir. Onlar korkaklığa varmayan sabır, zillete düşmeyen tevazu sahibidirler. Onları Allah-u Zülcelal seçti. Onlar İbrahim (aleyhisselam)'ın kalbi gibi bir kalbe sahiptirler."

Ebu Derda'dan bu sözleri rivayet eden zat diyor ki: “Ebu Derda'ya dedim ki, bunlardan daha üstün vasıflı birilerini duymuş değilim, bu dereceye nasıl ulaşılabilir?”

Ebu Derda (ra) şöyle devam etti: "Dünyayı terk ile bu seviyeye ulaşabilirsin. Zira sen dünyayı terk ettiğin zaman, ahirete yönelirsin. Ahireti sevdiğin nisbette dünyadan yüz çevirirsin. Dünyadan yüz çevirdiğin nisbette de sana faydalı olanı görür, bulursun. Allah-u Zülcelal, kulunun iyi talebine karşılık, ona doğru yolu gösterir, onu korur. Şunu da bil ki, bu anlattığım, Kur'an-ı Kerim'dedir. Nitekim Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Muhakkak ki Allah, sakınanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir." (Nahl;128)

selamun aleykum,
Allah c.c. razı olsun.yine hayırlı ve güzel bir paylaşımdı.
selam ve dua ile...B)



________aleykum selam nuresma ablam teşekkür ederim
rabbim cümlemizden razı ola
:a07:selam ve dua ile________
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt