Hayret ki gece yazılır hep şarkılar ve hep gece yaşanır hayatlar; gece yapılır gözyaşı ile tevbeler, ıslatılır seccadeler.Bir gece vakti yaşanan hayatlar sahibini yaralar sadece.Herkesin gece olabildiği tek şey, hiç kimse olmaktır.Ve hiçkimsenin, gecenin içinde hiçbir hükmü yoktur.
Hükümsüz insanlar geçer gecenin içinden,sabaha dek.Kimileri bir sokak lambasının fersiz ışığında arar kendilerini kimileri solgun ve titrek bir mumun alevinde yititirir benliklerini.Kimileri için hayat henüz vardır,kimileri içinse sonsuz bir kaygıdır o.Bir bebek için boşluğa fırlatılan çığlıktır gece,bir ölü için mezardaki sığlıktır,iki hece.Bir yıldız sağanağının altında yaşansa da çoğu zaman,tek bir yıldızınız bile olmaz size kalan.Bin yıldız geçer de başınızın üzerinden, bir yıldızdır sevdalağındığınız.Sevda olur yıldızın adı da, sizsinizdir yine geceye arta kalan.
Bir rüyadır hiç olmadığı kadar gerçek.Hem geçmiş vardır içinde, hem de gelecek.An'dır,geçmişi ve geleceği bir çırpıda silecek...
Sancıdır gece, bilinmeyene gebe.Bıçaktır gece yüreğinizde,istemesenizde.Yalnızlıktır gece fildişi kulesinde.
Eski bir dostun eskimeyen sesinde saklı kalan hüzündür.Saklı kalan aslında, geceden hep gizlediğin yüzündür.
Savaştı,gece,orduları olmayan.Yüzlerce ölü vardır içinizde ve bir o kadar öldüremediklerinizle kendi kavganızdır gece, kendi sevdanızdır da...Ya da ikisinin ortasında,yoğun bir bilmece.Kimi zaman yıldızdır dostunuz, kimi zaman ay, ama kırgınsınızdır hep güneşe.
Gül ile bülbülün hikayesinde, gülün adı, bülbülün kanıdır gece. Ve aynı hikayede gece, ilham olur aşka düşen biçare gece.
Leyl'dir, gece, kelimelerin en karanlığıdır.Leyle olur gece, sebebi mecnunluğundandır.
Yusufun gözleridir gece,Züleyha'ya.Yusuf'un sözleridir gece,Züleyha' ya. Züleyha bir ince sızıdır ki, aynı gecelerde, yazgısı düşer ay yüzlü Yusufa.
Yazıdır gece, semaya yazılan, kaderdir gece alna kazınan
Bir sırdır gece kulağa fısıldanan, bir yardır gece omzuna yaslanılan.
Kelebeğin kanadında naif doku, gülün bağrında yaralı koku, bülbülün sesinde hüzünlü buğudur gece.
Eylülün ortasında vurulan aşklar gibi, ağlatır gece.Garip bir sonbahar bestesi bırakır da ellerine, yanaklarında süzülen birkaç damla yaş kalır geriye.
İki dudağının arasında fısıltı, iki sevdanın arasında yanılgıdır gece.
Yare yazılan name, yardan gelen nağme ve ümitsiz bir baş eğmedir gece.
Bir sözdür ki telaffuzu yoktur.Bir közdür gece ki, yaktığı yer çoktur.
Duaya açılan ellerde yalvarıştır gece.
Bir kalemdir gece,yazdığı harf adedince, acı düşer suratine.
Bir kağıttır gece, kalem üzerinden geçtiği sürece, yıldız olur gözlerinde.
Gece benim...
Ben geceyim...
İzin ver ey sevgili!Geceni içinden, gül kokulu yıldızlar toğlayıp yüreğine serpeyim...
Gece benim...
Ben geceyim...
İzin ver ey sevgili!..
Gece benim, ben geceyim.Gecenin içinden geçerken, içinden gece geçen yine benim...
Hükümsüz insanlar geçer gecenin içinden,sabaha dek.Kimileri bir sokak lambasının fersiz ışığında arar kendilerini kimileri solgun ve titrek bir mumun alevinde yititirir benliklerini.Kimileri için hayat henüz vardır,kimileri içinse sonsuz bir kaygıdır o.Bir bebek için boşluğa fırlatılan çığlıktır gece,bir ölü için mezardaki sığlıktır,iki hece.Bir yıldız sağanağının altında yaşansa da çoğu zaman,tek bir yıldızınız bile olmaz size kalan.Bin yıldız geçer de başınızın üzerinden, bir yıldızdır sevdalağındığınız.Sevda olur yıldızın adı da, sizsinizdir yine geceye arta kalan.
Bir rüyadır hiç olmadığı kadar gerçek.Hem geçmiş vardır içinde, hem de gelecek.An'dır,geçmişi ve geleceği bir çırpıda silecek...
Sancıdır gece, bilinmeyene gebe.Bıçaktır gece yüreğinizde,istemesenizde.Yalnızlıktır gece fildişi kulesinde.
Eski bir dostun eskimeyen sesinde saklı kalan hüzündür.Saklı kalan aslında, geceden hep gizlediğin yüzündür.
Savaştı,gece,orduları olmayan.Yüzlerce ölü vardır içinizde ve bir o kadar öldüremediklerinizle kendi kavganızdır gece, kendi sevdanızdır da...Ya da ikisinin ortasında,yoğun bir bilmece.Kimi zaman yıldızdır dostunuz, kimi zaman ay, ama kırgınsınızdır hep güneşe.
Gül ile bülbülün hikayesinde, gülün adı, bülbülün kanıdır gece. Ve aynı hikayede gece, ilham olur aşka düşen biçare gece.
Leyl'dir, gece, kelimelerin en karanlığıdır.Leyle olur gece, sebebi mecnunluğundandır.
Yusufun gözleridir gece,Züleyha'ya.Yusuf'un sözleridir gece,Züleyha' ya. Züleyha bir ince sızıdır ki, aynı gecelerde, yazgısı düşer ay yüzlü Yusufa.
Yazıdır gece, semaya yazılan, kaderdir gece alna kazınan
Bir sırdır gece kulağa fısıldanan, bir yardır gece omzuna yaslanılan.
Kelebeğin kanadında naif doku, gülün bağrında yaralı koku, bülbülün sesinde hüzünlü buğudur gece.
Eylülün ortasında vurulan aşklar gibi, ağlatır gece.Garip bir sonbahar bestesi bırakır da ellerine, yanaklarında süzülen birkaç damla yaş kalır geriye.
İki dudağının arasında fısıltı, iki sevdanın arasında yanılgıdır gece.
Yare yazılan name, yardan gelen nağme ve ümitsiz bir baş eğmedir gece.
Bir sözdür ki telaffuzu yoktur.Bir közdür gece ki, yaktığı yer çoktur.
Duaya açılan ellerde yalvarıştır gece.
Bir kalemdir gece,yazdığı harf adedince, acı düşer suratine.
Bir kağıttır gece, kalem üzerinden geçtiği sürece, yıldız olur gözlerinde.
Gece benim...
Ben geceyim...
İzin ver ey sevgili!Geceni içinden, gül kokulu yıldızlar toğlayıp yüreğine serpeyim...
Gece benim...
Ben geceyim...
İzin ver ey sevgili!..
Gece benim, ben geceyim.Gecenin içinden geçerken, içinden gece geçen yine benim...