Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gaflet (1 Kullanıcı)

ruyet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Ocak 2009
Mesajlar
343
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
Büyük tasavvuf alimlerinden ve vefat ettikten sonra da yeryüzünde tasarrufu devam eden dört büyük evliyaullahtan birisi olan Ma’ruf-iKerhî (k.s.) bir bayram arifesi camiye giderken cami avlusunda oynayan çocukları görür. İçlerinden bir küçük kız mahzun bakışlarla diğer oynayan çocuklara bakmaktadır.

Ma’ruf-i kerhi (k.s.) hazretlerinin dikkatini çeker:

-”Kızım niye sen de arkadaşların gibi oynamıyorsun” der .

Küçük kız ağlamaklı bir sesle:

-”Ben oynarsam elbiselerim kirlenir, yıkayacak ne annem, yeni elbise alacak ne de babam var.”

Maruf-i Kerhi (k.s.) hazretleri küçük kızın elinden tutup o zamanın zengin tüccarlarından Sırrı-yı Sekati’ye (k.s.) götürür.

Sırrı-yı Sekati (k.s.) Ma’ruf-u Kerhi (k.s.) hazretlerini görünce hemen ayağa kalkar.

”Buyurun efendim ne emriniz varsa yerine getireyim” der.

Ma’ruf-i Kerhi (k.s.) hazretleri ona küçük kızı göstererek

‘‘Ya Sırrı bu kız yetimdir; yarın bayram, giyecek yeni bir elbisesi yok ona bir elbise dikebilir misin?” der.

Sırrı-yı Sekati (k.s):

-“Baş üstüne efendim.” der ve en güzel kumaştan küçük yetim kıza bir elbise dikmeye başlar.

Bayram sabahı Ma’ruf-u Kerhi (k.s.) hazretleri kızı alıp Sırr’ın dükkânına gider. Sırr-yı Sekati (k.s.) onları kapıda karşılar.

-”Buyurun efendim elbise hazır”der.

Ma’ruf-u Kerhi (k.s.) hazretleri ellerini açıp:

-”Ya Rabbi Bu kulunun kalbinden dünya sevgisini çıkar” diye dua eder.

Maruf-e Kerhi (k.s.) daha oradan ayrılmadan Sırr-ye sakatı da bir garip haller olur. Aradan çok kısa bir zaman geçmeden;

Sırr-ı Sekati (k.s.) kendi kendine düşünür:

-”Benim bu kadar malım, mülküm var hâla terzilik yapıyorum. Vallahi, yemin olsun bütün malımı muhtaç olan fakirlere dağıtacağım.” diyerek bütün malını fakirlere dağıtır.

Hemen Tevbe-i nasuh ederek büyük mutasavvuf alimi olan Ma’ruf-i Kerhi (k.s.) hazretlerine talebe olur. Aradan uzun seneler geçer Ma’ruf-i Kerhi (k.s.) hazretlerinin vefatından sonra onun yerine geçer. Zamanla talebeleri çoğalır etrafa yayılır.

Talebeleri onu her gördüklerinde Sırrı-yı Sekati (k.s.) hazretleri hep ağlarmış.

Ona çok yakın bir talebesi sorar:

-”Efendim! biz bu kadar sene senin yanındayız hep seni ağlarken görüyoruz bunun sebebi hikmetini bize söyliyebilir misiniz?” diye sorar .

Talebelerinin ısrarlarına cevaben:

-”Ben bir gün elhamdülillah dedim. Keşke bu ‘Elhamdülillah’ kelimesini söylemeseydim diye tam otuz yıldır ağlıyorum Allah’tan (c.c.) beni affetmesi için dua ediyorum” dedi.

Talebeleri daha çok hayret etti.

-”Efendim ‘Elhamdülillah’ kelimesi Allah’ı zikir etmektir bunda bir şey yoktur ki” dediler.

Sırrı-yı Sekati (k.s.) hazretleri şöyle anlatmaya başladı:

-“Ben daha üstadımız olan Maruf-i Kerhi (k.s.) hazretlerinin talebesi olmadan evvel çok zengindim. Evde istirahat ediyordum.

Kapımı çalan bir kişi:

-”Ya Sırrı pasajda yangın çıkmış, yangın dükkânlarına doğru gidiyor.” dedi. Ben de acele ile evden çıktım.

Yolda bana rastlayan bir kişi:

-”Ya Sırrı, bütün dükkânlar yandı, yangın tam senin pasajına gelince söndü” dedi.

Ben de o zaman gayri ihtiyari ‘Elhamdülillah’ dedim.

Şimdi bu mübarek zat olan Ma’ruf-i Kerhi (k.s.) nın talebesi olduğumdan beri düşünüyorum, benim dükkânlarım yanmadığı için Allah’a hamd ederek ‘Elhamdülillah’ dedim. Demek ki o zaman kendimi tek düşünerek müslüman kardeşlerimin zararını düşünemedim” diye tekrar ağlamaya başladı.

Talebeleri de onunla beraber ağlamaya başladılar

Ve şöyle dediler:

-“Allah’ı zikir maksadıyla bir kelimeyi manasını düşünmeden söylemiş ve 30 yıldır ağladığı halde hâlâ unutamamış. Bu kadar günahlardan sonra, bizim halimiz ne olacak?”

<<<Sırrı-yı Sekati (r.a.) nın bir başka yazısı>>>

Allah-u teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri tasavvuf ehli; Yüksek ver’a sahibi olan bu mübarek zatlar hürmetine afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt