Muhtazaf
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 30 Mar 2008
- Mesajlar
- 9,623
- Tepki puanı
- 985
- Puanları
- 113
- Yaş
- 66
- Web Sitesi
- www.aydin-aydin.com
FRANSA’NIN CEZAYİR İŞGALİ ve SOYKIRIMI
12 Haziran 1830
1830 yılında işgal ettiği Cezayir topraklarını tam 132 yıl boyunca sömüren
ve insanlık tarihinin en büyük soykırımlarından birini gerçekleştiren Fransa,
Cezayir’in 1954 yılında bağmsızlık mücadelesinin başlatılması üzerine 1.5
milyon insanı katletti. Cezayir’in tüm yeraltı ve yerüstü kaynaklarını
gaspederek zenginleşen Fransa, 1962 yılında bu topraklardan ayrılırken geriye
132 yıllık işgal sürecinde katlettiği 5 milyon masum insan ve harap olmuş
bir ülke bıraktı. Bağımsızlık kazanıldığında 2 milyon insan toplama
kamplarında bulunuyordu, yarım milyon insan komşu ülkelere sığınmıştı,
ekonomi çökmüştü ve halkın % 80’i okuma-yazma bilmiyordu.
Yer : Cezayir
Tarih : 1830-1962
Fail : Fransa
Ölü Sayısı : 8 Yıllık Bağımsızlık Savaşında 1.5,
132 Yıllık İşgal Sürecinde 5 Milyon İnsan
132 YILLIK İŞGAL ve SOYKIRIM
Osmanlı Hakimiyetinden Fransız İşgaline
1514 yılında Osmanlı hakimiyetine giren Cezayir, üç yüz yıl barış ve huzur
içinde yaşadıktan sonra, sömürgeci güçlerin dünyanın dört bir yanında sürdürdükleri
işgal hareketinde Fransa tarafından 1830 yılında işgal edildi. Bu
tarihten itibaren 1962 yılına kadar devam eden sömürge döneminde Cezayir
halkı sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik açıdan yok edilmeye çalışıldı.
19. yüzyılın başlarından itibaren Cezayir’i sömürgeleştirmek için fırsat kollayan
Fransa, aradığı bahaneyi 1827 yılında buldu. Cezayirli Dayı Hüseyin
Paşa’nın, bir görüşme esnasında Fransa’nın Cezayir Konsolosu General De
Faulle’e elindeki yelpazeyle vurarak kovmasını, ülkesinin şahs-ı manevisine
yapılmış bir hakaret kabul eden Fransa, Cezayir’i denizden kuşattı ve üç yıl
süren çatışmaların ardından 5 Temmuz 1830’da Cezayir Limanı’na asker
çıkardı. Kısa bir süre sonra da Osmanlı bayrakları indirilerek yerlerine Fransız
bayrakları asıldı. Fransa bu süreçte bazı bölgeleri kolayca ele geçirirken,
bazılarında ise direnişle karşılaştı ve uzun yıllar devam eden çatışmalar yaşandı.
1830 yılından itibaren Fransa’nın kendi iç işlerindeki sıkıntılar ve Cezayir
topraklarındaki direniş nedeniyle ağır ilerleyen işgal, özellikle Osmanlı’nın
bölgedeki hakimiyetinin sona ermesinden sonra öne çıkan ve Fransız işgal
kuvvetlerine karşı direnişi yöneten Emir Abdülkadir ve Emir Ahmed’in mücadelesi
sebebiyle uzun yıllar tamamlanamadı. Emir Abdülkadir’in 1847 yılında
Fransız güçleri tarafından ele geçirilmesinden sonra, Cezayir’deki direniş
de neredeyse tamamen son buldu. Bu tarihten sonra işgali ülke çapına
yayan Fransa 1857 yılında tüm Cezayir’in kontrolünü ele geçirdi. Yaklaşık
30 yıl süren bu çatışmalarda pek çok yerleşim birimi yok edilirken binlerce
masum sivil de acımasızca katledildi.
‘Arap Büroları’ ve ‘Yerli Kanunu’ ile Yönetilen Cezayir
Fransa Cezayir’i 1830-1870 yılları arasında ‘Arap Büroları’ adı verilen teşkilatla,
halkı baskı altında tutarak Fransa’nın sömürgeci politikalarını uygulamaya
koyan askerî bir idare ile yönetti. Daha sonra Cezayir, Paris’teki İçişleri
Bakanlığı’na bağlandı. Askerî idarenin kalkmasının ardından
1871’de 200’e yakın kabile ülkenin tamamına yayılan bir isyan hareketi
başlattı. 1881’de Sidi Şeyh liderliğinde kabileler ayaklandılar. İşgalci Fransa
bu isyan hareketlerini kanla ve şiddetle bastırma yoluna gitti. 1884’te bastırılabilen
isyanlar esnasında yine yerli sivil halktan binlerce kişi öldürüldü. Bu
süreçte yargı organları lağvedildi, zaten işlemeyen temel hak ve hürriyetler
tamamen yürürlükten kaldırıldı ve ‘Yerli Kanunu’ (Code de L’indigénat) adı
verilen zulüm kanunları resmî olarak yürürlüğe koyuldu. 1919 yılına kadar
devam eden bu süreçte Fransızlar çoğunluğu Fransız kökenli Avrupalı göçmenler
lehine gelişecek bir toplumsal yapı kurmak için çalıştılar. Sosyal, siyasal,
kültürel ve ekonomik alanlardaki tüm gelişmeler Cezayir halkının aleyhine
gelişti. Bu sebeple halkın bir kısmı çareyi Cezayir’den ayrılmakta
buldu. Bu şekilde vatanlarından ayrılanların sayısı 20. Yüzyılın ortalarına
gelindiğinde yarım milyona ulaştı.1
Bağımsızlık Hareketinin İlk Nüveleri
Fransa’nın sömürge politikalarından iyice bunalan Cezayir halkı, 1. Dünya
Savaşı’nın hemen ardından, 1919’da millî bağımsızlık hareketinin ilk nüve-
1 Cezayir halkının sömürge döneminde aldığı eğitim ve Fransa’nın hayatın her alanına
nüfuz eden sömürgeci uygulamaları neticesinde, göç edenlerin büyük bir kısmının
Fransa’ya gitmesi/götürülmesi de oldukça trajiktir.
12 Haziran 1830
1830 yılında işgal ettiği Cezayir topraklarını tam 132 yıl boyunca sömüren
ve insanlık tarihinin en büyük soykırımlarından birini gerçekleştiren Fransa,
Cezayir’in 1954 yılında bağmsızlık mücadelesinin başlatılması üzerine 1.5
milyon insanı katletti. Cezayir’in tüm yeraltı ve yerüstü kaynaklarını
gaspederek zenginleşen Fransa, 1962 yılında bu topraklardan ayrılırken geriye
132 yıllık işgal sürecinde katlettiği 5 milyon masum insan ve harap olmuş
bir ülke bıraktı. Bağımsızlık kazanıldığında 2 milyon insan toplama
kamplarında bulunuyordu, yarım milyon insan komşu ülkelere sığınmıştı,
ekonomi çökmüştü ve halkın % 80’i okuma-yazma bilmiyordu.
Yer : Cezayir
Tarih : 1830-1962
Fail : Fransa
Ölü Sayısı : 8 Yıllık Bağımsızlık Savaşında 1.5,
132 Yıllık İşgal Sürecinde 5 Milyon İnsan
132 YILLIK İŞGAL ve SOYKIRIM
Osmanlı Hakimiyetinden Fransız İşgaline
1514 yılında Osmanlı hakimiyetine giren Cezayir, üç yüz yıl barış ve huzur
içinde yaşadıktan sonra, sömürgeci güçlerin dünyanın dört bir yanında sürdürdükleri
işgal hareketinde Fransa tarafından 1830 yılında işgal edildi. Bu
tarihten itibaren 1962 yılına kadar devam eden sömürge döneminde Cezayir
halkı sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik açıdan yok edilmeye çalışıldı.
19. yüzyılın başlarından itibaren Cezayir’i sömürgeleştirmek için fırsat kollayan
Fransa, aradığı bahaneyi 1827 yılında buldu. Cezayirli Dayı Hüseyin
Paşa’nın, bir görüşme esnasında Fransa’nın Cezayir Konsolosu General De
Faulle’e elindeki yelpazeyle vurarak kovmasını, ülkesinin şahs-ı manevisine
yapılmış bir hakaret kabul eden Fransa, Cezayir’i denizden kuşattı ve üç yıl
süren çatışmaların ardından 5 Temmuz 1830’da Cezayir Limanı’na asker
çıkardı. Kısa bir süre sonra da Osmanlı bayrakları indirilerek yerlerine Fransız
bayrakları asıldı. Fransa bu süreçte bazı bölgeleri kolayca ele geçirirken,
bazılarında ise direnişle karşılaştı ve uzun yıllar devam eden çatışmalar yaşandı.
1830 yılından itibaren Fransa’nın kendi iç işlerindeki sıkıntılar ve Cezayir
topraklarındaki direniş nedeniyle ağır ilerleyen işgal, özellikle Osmanlı’nın
bölgedeki hakimiyetinin sona ermesinden sonra öne çıkan ve Fransız işgal
kuvvetlerine karşı direnişi yöneten Emir Abdülkadir ve Emir Ahmed’in mücadelesi
sebebiyle uzun yıllar tamamlanamadı. Emir Abdülkadir’in 1847 yılında
Fransız güçleri tarafından ele geçirilmesinden sonra, Cezayir’deki direniş
de neredeyse tamamen son buldu. Bu tarihten sonra işgali ülke çapına
yayan Fransa 1857 yılında tüm Cezayir’in kontrolünü ele geçirdi. Yaklaşık
30 yıl süren bu çatışmalarda pek çok yerleşim birimi yok edilirken binlerce
masum sivil de acımasızca katledildi.
‘Arap Büroları’ ve ‘Yerli Kanunu’ ile Yönetilen Cezayir
Fransa Cezayir’i 1830-1870 yılları arasında ‘Arap Büroları’ adı verilen teşkilatla,
halkı baskı altında tutarak Fransa’nın sömürgeci politikalarını uygulamaya
koyan askerî bir idare ile yönetti. Daha sonra Cezayir, Paris’teki İçişleri
Bakanlığı’na bağlandı. Askerî idarenin kalkmasının ardından
1871’de 200’e yakın kabile ülkenin tamamına yayılan bir isyan hareketi
başlattı. 1881’de Sidi Şeyh liderliğinde kabileler ayaklandılar. İşgalci Fransa
bu isyan hareketlerini kanla ve şiddetle bastırma yoluna gitti. 1884’te bastırılabilen
isyanlar esnasında yine yerli sivil halktan binlerce kişi öldürüldü. Bu
süreçte yargı organları lağvedildi, zaten işlemeyen temel hak ve hürriyetler
tamamen yürürlükten kaldırıldı ve ‘Yerli Kanunu’ (Code de L’indigénat) adı
verilen zulüm kanunları resmî olarak yürürlüğe koyuldu. 1919 yılına kadar
devam eden bu süreçte Fransızlar çoğunluğu Fransız kökenli Avrupalı göçmenler
lehine gelişecek bir toplumsal yapı kurmak için çalıştılar. Sosyal, siyasal,
kültürel ve ekonomik alanlardaki tüm gelişmeler Cezayir halkının aleyhine
gelişti. Bu sebeple halkın bir kısmı çareyi Cezayir’den ayrılmakta
buldu. Bu şekilde vatanlarından ayrılanların sayısı 20. Yüzyılın ortalarına
gelindiğinde yarım milyona ulaştı.1
Bağımsızlık Hareketinin İlk Nüveleri
Fransa’nın sömürge politikalarından iyice bunalan Cezayir halkı, 1. Dünya
Savaşı’nın hemen ardından, 1919’da millî bağımsızlık hareketinin ilk nüve-
1 Cezayir halkının sömürge döneminde aldığı eğitim ve Fransa’nın hayatın her alanına
nüfuz eden sömürgeci uygulamaları neticesinde, göç edenlerin büyük bir kısmının
Fransa’ya gitmesi/götürülmesi de oldukça trajiktir.