Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Fitne nedir? (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Herkes birbirini fitne ile uyarıyor, "sakın sen de bu halinle veya bu sözlerinle fitneye alet olma, işte başını açıver veya geçici olarak şöyle şöyle yapıver" diye kişilerin çeşitli telkinlerde bulunduğunu müşahede

ediyoruz. Hocam bu konuya açıklık getirirseniz

memnun oluruz.

(Av. İhsan UÇMAN)

Cevap: Fitne; insanın akıl ve kalbini doğrudan doğruya hak ve hakikatten saptıracak şey, fikir ihtilafıdır.

Aziz ve celîl olan Allahû Teâlâ’nın “Ey mü’minler, müşriklere karşı cihad ediniz, ta ki fitne (şirk) ortadan kalk ve tevhid her vechile Allah’a münhasır ola. Eğer müşrikler şirkten vazgeçerlerse her halde Allah amellerini görür (ve ecirlerini ona göre verir)” (Enfal /39)

Kur’an-ı Kerim’de otuzdört ayette fitne kelimesi geçmektedir. Medine döneminde nazil olan bazı ayetlerde, "fitne öldürmekten daha şiddetli bir suçtur." (Bakara 217) şeklindeki açıklamalarla inkârcılar tarafından müslümanların inançlarına yöneltilen fitnenin taşıdığı tehlikenin büyüklüğü vurgulanmış dış düşmanın gerçekleştirmeyi umduğu küfür ve şirk hakimiyetine karşı silahlı mücadeleye girişerek fitnenin bertaraf edilmesi ve Allah’ın dininin hakim kılınması müşterek bir ideal olarak ortaya konmuş, bu suretle fitne kavramı ferdî sıkıntı veya buhrana işaret eden eski konumundan bir iman ve zihniyet savaşının sebebi şeklinde yerini almıştır.

Fitne kavramının kapsamı, dinî, ahlâkî, ilmî ve ictimaî çöküşü içine alacak şekilde geniştir. Peygamberimiz (s.a.v.);

“Yakında fitneler meydana gelecektir. O zaman oturan ayakta durandan, ayaktaki yürüyenden, yürüyen koşandan hayırlıdır.” buyurmuştur. Bu hadisten kişinin böyle olaylara ne ölçüde bulaşırsa o nisbetle sorumlu ve günahkâr olacağı anlaşılmaktadır.

Peygamberimiz (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde; “Karanlık gecenin (zifiri) karanlıklarına benzeyen fitneler zuhûr etmeden amellere şitab edin (zira o fitneler zûhûr ettiği vakit) kişi mü’min olarak sabahlayacak, kâfir olarak akşamlayacak, yahut mü’min olarak akşamlayacak kâfir olarak sabahlayacak, dinini bir dünya metâı mukabilinde satacaktır.” buyurmuşlardır. (Müslim 1/446)

Hadisin manası: Gece karanlıkları gibi yığın yığın fitneler zuhûr edip iş işten geçmeden amel ve ibadetlere teşviktir. Çünkü bu fitneler o kadar büyük ve korkunç olacak ki, onların şerrinden kimse ibadet ve amellere vakit bulamayacaktır. Rasûlullah (s.a.v.) bunların şiddetini, “kişi mü’min olarak sabahlacak, kafir olarak akşamlayacaktır” buyurarak ifade etmiştir.

Yani fitnenin dehşetinden insan bir günde bu derece muazzam tehavüller geçirecek, günü gününe saati saatine uymayacaktır.

Çünkü fitneler çoğaldığı zaman kalpler bozulur, iman safiyeti kalmaz, kalplere gaflet ve fısk-u fücûr dolar. Bunlar da bir insanın şekaveti için kâfi sebeplerdir. Nitekim komünizm felaketine maruz kalan yerlerde bir çok müslümanların -el iyazü billâhi- irtidat ettikleri canlı örneklerdir. Bu sebeple İslâm dışı, ilâhî sistem dışı küfür ve şirk sistemleri içindeki mü’minlerin iman ve âmeli muhafaza etmeleri müşkildir. Çünkü beşerî sistem akla ve hissiyata dayanır. İlâhi sistem ise vahye dayanır. Allah herşeyi iyi bilen hüküm ve hikmet sahibidir.

Fitne, Allah ve Rasûlünün emirlerine karşı harb ilanı yapanlara göre farklıdır. Örneğin başörtüsü bir fitne aletidir. İlâhî nizamı değer ölçüsü olarak kabul etmek bir fitne veya bir irticâ alâmetidir. Halbuki dinen bir kişi ya mü’mindir, ya kâfir, ya müşrik veya münafıktır başka isim aramaya lüzum yoktur.

Bunun yanında birileri haramlarla zevklenir, haramlarla telezzüz eder, kıtal, zina, içki, kumar, fuhşiyat ve münkerat gibi nice haramlarla meşgul olur, bunun adı fitne veya haddi aşma değil, çağdaşlık olur. Bu haramları irtikab etmeyi fazilet gibi sunar, başkalarını aldattığını zanneder ama ancak kendini kandırır. Halbuki bir mü’min için yegane değer ölçüsü Kur’an ve sünnettir.

Bir başörtüsünü basit görmeyin. İşte falan yere giriversin ne olacakmış çıkarıversin, fitneye vesile olmasın diye basit tabirlerle geçiştirmeyin! Bu Kur’anla bir savaştır. Hicretin ikinci yılında, vukû bulan Beni Kaynuka gazvesine, müslümanla yahudiler arasında çıkan kavga sebep olmuştu.

Bir müslüman arap kadını bazı şeyler satmak üzere Kaynukaoğulları pazarına gidip satacağını sattıktan sonra bir kuyumcunun dükkanına oturmuş orada bulunan yahudiler kadının yüzünü açmak istediler ise de kadın buna diretti. Kuyumcu kadıncağızın elbisesinin arka eteğini sırtına iliştirdi. Kadın ayağa kalkınca edep yeri göründü, Yahudiler gülüşmeye başladılar. Kadın feryat etti. O sırada oralarda bulunan müslümanlardan birisi yahudi kuyumcunun üstüne atılıp onu öldürdü. Yahudiler de toplanıp müslümanı öldürdüler. Öldürülen müslümanın ailesi de Yahudilere karşı müslümanlardan imdat istedi. Müslümanlar Yahudilere karşı öfkelendiler bu yüzden Kaynukaoğulları yahudileri ile müslümanlar arasında husûmet başladı.

Rasûlullah ile aralarında bulunan anlaşmayı bozan yahudilerin ilki bunlar oldu. (Fıkhu's Siyre /238)

Beni Kaynuka hadisesinden sonra Rasûl-ü Ekrem artık yahudi katibi kullanmamaya karar verdi. Neccaroğullarından Zeyd ibni Sabit’i yanına katip aldı, böylece Medine yahudilerinden vatandaşlık muahedesini ilk bozan Beni Kaynuka kabilesiydi. Medineden ilk sürülen kabile de Beni Kaynuka oldu. (Peygamberimizin Hayatı, Zekai Konrapa s.323)

Bu olay gösteriyor ki İslâm’ın kadına farz kıldığı örtünme, kadının yüzünü de içine almaktadır. Yok eğer böyle olmasaydı kadının yüzünü örterek yolda yürümesine herhangi bir ihtiyaç kalmazdı. Müslüman kadının yüzünü örtmesi kendisine emredilen dini bir hükmü yerine getirme duygusuyla olmamış olsaydı elbette yahudiler, kendilerini bunu yapmaya iten bir şey bulamazlardı. Çünkü, yahudiler, bununla kadındaki açıkça görülen dini şuuru rencide etmek istediler. (Fıkhu's Siyre, 240)

Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’de “Münafıkların erkek ve dişi cümlesi kötülükte yek, diğerinin aynıdır. Çünkü bazıları bazılarından neş’et etmiş bir damardır.” Cümlesinin din-i Muhammediye ve ehl-i imana ihanette çalışmaları birdir ve sıfat-ı nifakta erkeğin kadından ve kadının erkekten farkları yoktur. “Onlar kötülüğü emreder iyilikten alıkor, fesat ve fitne çıkarmakta hepsi beraberdir.” (Tevbe /67)

Fitne kavramı Kur’an’daki anlamıyla hadislerde de geniş ölçüde geçmektedir. Hadislerde ayrıca deccal fitnesi, mesih fitnesi, şeklindeki tabirlerle kıyamet alâmetleri diye bilinen gelişmelere de fitne denildiği görülür.

Bazı hadislerde fitne İslâm’ın ilk asırlardan itibaren vukû’ bulan dinî ve siyasî çalkantıları, ictimaî huzursuzlukları haber veren ifadeler, içinde yer almıştır. Bu hadislerde fitne genellikle, İslâm ümmetinin birlik ve bütünlüğünü bozan bir komployu veya her türlü yıkıcı faaliyeti ifade eder. Bunların birinde Hz. Peygamber bir takım fitnelerin yağmur selleri gibi evlerinizin arasında aktığını görüyorum demiştir. Hadis alimleri bununla bilhassa Hz. Osman’ın şehadetini örnek verirler.

Ayrıca Buharî zamanla insanlar arasında bilgi ve dindarlık farklarının kalkıp herkesin cehalette ve dinî konulardaki gevşeklikte birbirine benzemesi, amellerin azalması, fitnenin çoğalması, öldürme olaylarının artması, can, mal, din, akıl güvenliklerinin ortadan kalkması gibi olumsuz gelişmelerin vukû bulacağını haber vererek fitne kavramının kapsamını dinî, ahlâkî, ilmî ve ictimaî çöküşü içine alacak şekilde önemine binaen geniş tutmuştur.

Allahû Teâlâ şöyle buyuruyor: “Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder) biliniz ki, Allah’ın azabı şiddetlidir.”

Allah’ım ümmet-i Muhammedi imanda dâim, Kur’an’a mahkûm et. (Amin)...


.........................................................................................................................
Affınıza sığınarak konunun yollanmasını yapılan tartışmalardan çıkardığım sonuçlardan dolayı gerekli gördüm.Duayla kalınız.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt