Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Fırında Ölümü Bekleyiş (2 Kullanıcı)

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Hikmet, belediyeye ait ekmek fabrikasında çalışan bir işçiydi. İşine çok dikkat eder, vazifesini ihmal etmemeye çalışır, kazancının helal olmasını isterdi. Fabrikayı hemen her akşam en geç o terk ederdi.

Belediyenin ekmeği biraz daha ucuz olduğu için halk çok rağbet ediyordu. Kocaman fırının içini ara sıra temizlemek ihtiyacı hasıl olur, onu da genellikle HİKMET yapardı.

Ramazan Bayramının son günüydü. Ertesi gün ekmek çıkarılacaktı. Hikmet, temizlik yapmak için fabrikaya gitti. İçeriye girip dış kapıyı kilitledi. Işıkları yaktı ve fırının kapağını açıp içerisine girdi. Gerekli temizliği yaptıktan sonra evine gidecekti. Sabaha karşı dörde doğru gelen işçiler de, gelir gelmez elektrikle çalışan fırının düğmelerini açacak, onlar hamuru yoğurup ekmekleri hazır edene kadar da fırın güzelce ısınmış olacaktı.

Hikmet temizliğe dalıp gitmişti. Bir taraftan da kendi yakıştırdığı şeyleri mırıldanıyordu. Tam o saatlerde fırının genç ustalarından olan Cengiz fabrikaya geldi. Kirlenmiş olan beyaz önlüğünü almak için uğramıştı. O akşam yıkattırıp, ertesi gün temiz temiz giymeyi düşünüyordu. Dış kapıyı açtığında şaşırdı. "Hayret, içerdeki elektrikler açık unutulmuş" diye mırıldandı. Gidip önlüğünü aldı. Fırının önünden geçerken açık duran fırın kapağını eliyle şöyle bir itekledi. Çıkarken ışıkları söndürmeyi de ihmal etmedi.

Elektriklerin sönmesiyle Hikmet hemen fırının kapağına koştu. Fakat heyhat, kapak üzerine kilitlenmişti. Var gücüyle bağırmaya başladı. Fırının kapağını yumrukladı. Çırpınması fayda vermiyor, sesini kimseye duyurması mümkün olmuyordu. Tüyleri diken diken oldu. Dehşete kapılmıştı. Uzun müddet kendisine gelemedi. Birazcık sakinleşince saatine baktı. Saat 23.05'i gösteriyordu. Yaklaşık beş saati kalmıştı. Bir anda ölümle burun buruna gelmişti. önce terlediğini hissedecek, sonra bunalacak, sıcaklık yavaş yavaş sürekli artacak , artacak, artacak; vücudundaki yağlar erimeye başlayacak, etler kızaracak ve daha bütün bunlar olmaya başlamadan belki de o kalpten gidecekti. Belkide çıldıracaktı. Çılgın çılgın gülecekti...

Ah, o en güzeliydi. Bir delirebilseydi, düşüncenin kezzap gibi yakıcılığından kurtulacaktı. Fırından yeni çıkan ekmekleri eline alınca parmaklarında duyduğu yanık acısı aklına geldi. Sadece o kadarı... Yanığın ilk safhası bile değildi ama hemen elinden bırakırdı. Şimdi ekmekler gibi kendisi pişecekti. Bir kaç gün önceydi. İsçiler acıkmışlar, küçük tüpün üstünde yemek pişirmişlerdi. Bir aralık tüpün kızgın demirine değmişti eli... Hemen nasıl da kabarmış, su toplamış, sızladıkça sızlamıştı. Sadece iki parmağın acısına dayanamamış, soğuk suyun içinde tutmuştu. Ya şimdi?.. Yanan iki parmak ucu değil, bütün vücudu olacaktı. Gözlerinin önünde filimlerde yanan adamlar canlandı. Kendi hali daha da zordu. Bir anda yanmak değildi ki bu... Adım adım, hissede hissede ... Terleye çıldıra, dövüne dövüne...İçerisinin ısındığını hissetti. Kapıyı kapatan her kimse fırınıda yakmış mıydı yoksa?..

Bu hararet böyle sürekli niçin artıyordu?..Aman Allah'ım! Beklenen an çabuk gelmişti. Saatine baktı. Saat gecenin 1.00'i olmuştu. Nasıl geçmişti iki saat? Zaman su gibi akmıştı. Bir ömür gibi... Elleriyle duvarlara, demirlere dokundu. Yok canım... Korkusundan fırının yanmaya başladığını zannetmişti. Demirler soğuktu işte... Biraz sakinleşti. Evini düşündü. Hanımı, oğlu merak ediyor olmalıydı. Hanımını niçin azarlamıştı sanki çıkarken?.. Hayat arkadaşına karşı daha nazik, daha hürmetli olmalı değil miydi? Ya çocuğunu... Keşke dövmemiş olsaydı onu... Onlardan da mes'ul olduğu için onların hesabını da verecekti Allah'a...

Keşke hanımının dediğini yapsaydı. Hanımı ona:

- "Haydi, birlikte namaza başlıyalım" demişti. Hikmet ise:

- "Biraz daha yaşlanalım" diye cevap vermişti. Sanki sonrasında bütün bir ömrün hesabını vermeyecek, sadece ihtiyarlığın hesabını verecekti. Niçin sanki fırına gelirken camiye girmemişti? Müezzin gönlünün derinliklerinden geldiği belli olan sesiyle yatsı namazına davet etmiş, Allah'ın büyüklüğünü, kurtuluşun o'nun yolunda olduğunu haykırmıştı. Hiç değil se ölmeden evvel son vakit namazını kılmış olacaktı. Belki Rabbi o son vakit hürmetine affeder, diğerlerinin hesabını sormazdı. "Ah ahmak kafam" diye inledi. Halbuki beş vakit namaz kılan bir insanın hali ne güzeldi. Kıldığı bir vakit muhakkak onun son eda ettiği vakit olacaktı ve Rabbinin huzuruna secdesiz bir alınla çıkmayacaktı. Öyle olmayı ne kadar isterdi.

Ya oğlu... Yedi yaşına girmişti. Bir baba olarak onun üstüne başına, yiyip içtiğine dikkat ettiği kadar, kalbine niçin dikkat etmemişti? Daha o yaşta her tip pisliğin televizyon ekranlarından üstüne sıçramasına nasıl da razı olmuştu? Çocuğuna Allah'ını, peygamberini niçin sevdirmemişti? Aklı çocukluğuna gitti... Gençliğine uğradı, tek tek dolaştı o günleri... O günlerden elinde sadece pişmanlık veren, utandıran günahlar kalmıştı. En ince teferruatına kadar bütün günahları aklına geldi. Demek bütün bu tespit edilen şeylerin hesabını verecekti.

Aklına bir fikir geldi, 'fırının içinde teyemmüm edip namaz kılmak.' Toprak yoktu ki... Ellerini fırının içinde yere vurarak teyemmüm aldı. Namaza durdu. Her şeyin bitip tükendiği noktada başka kime dayanabilirdi ki? Aslında her namazda öyle hissetmeliydi. Kendisini hayatında ilk defa Rabbiyle konuşuyor gibi hissetti Alemlerin Rabbi'ne hamdetmeyi, O'na dayanmayı, O'ndan yardım dilemeyi, dosdoğru olmayı ilk defa böylesine anlıyordu. Bütün benliğiyle secde etti."Eksiksiz, yüce, merhametli Sensin" acizliğini iliklerine kadar duyarak... Rabbinden gelmişti ve O'na dönüyordu. Ah, dönüşün ona olduğunu hiç unutmamış olsaydı .Yoruldukça oturup tövbe etti. Estağfurullah çekti. Nasıl da daracık yerde sıkışıp kalmıştı. Fırında olduğunu hatırladıkça vücudunu ateşler basıyordu........

Cengiz ise evine gidip yatmıştı. Gece bir aralık yataktan sıçrayarak uyandı. Saatine baktı. Saat 3.15'ti. Bir rüya görmüştü. Arkadaşı Hikmet fırının içinde alev alev yanıyor, "Cengiz! "diye bas bas bağırıyordu. Nasıl bir rüyaydı bu böyle... Birden aklına geldi. Olamaz! Fırının kapağını Hikmet'in üzerine mi kapatmıştı yoksa? Hemen üzerini giyip sokağa fırladı. Hiç durmadan koştu. Gece isçileri henüz gelmemişlerdi. Kapıyı açtı, ışıkları yaktı. Hemen fırının kapağını açıp içeriye seslendi: "Hikmet!" İçerden hiç ses gelmiyordu. Bir kaç defa daha bağırdı. Hikmet, ağlaya ağlaya namaz kılıyordu. Öyle dalmıştıki, isminin söylendiğini duyunca irkildi. Olamazdı, yanlış duyuyor, hayal görüyordu. Fakat, yine duydu. Birisi 'Hikmet' diyordu. Hem fırının ışığıda yanmıştı. Selam verdikten sonra kapağa doğru yürüdü. Karşısında Cengiz 'i gördü. Fırından çıktı. Cengiz, bir anda hortlak görmüşçesine irkildi. Korkuyla:

- "Kimsin sen?" dedi. Hikmet' in Cengiz 'e sarılmak için uzanan kolları boş kalmıştı. Hikmet hala ağlıyordu. "Ne demek sen kimsin? Hikmet' im işte, görmüyor musun? Dün akşam temizlemek için girmiştim. Birisi üzerime fırının kapağını kapattı" dedi.

- "Olamaz" diyordu Cengiz. "Sen Hikmet değilsin."

Hikmet ilk önceleri Cengiz' in bu hareketine bir mana veremedi. Nasıl olur böyle söyler, nasıl olur da mesai arkadaşını tanıyamazdı? Birden aklında bir şimşek çaktı. Hemen aynaya doğru koşup kendine baktı. Hayır, bu yüz, bu saçlar kendisinin olamazdı. Kırışmış ellerini, solmuş yüzüne, bembeyaz olmuş saçlarına götürdü. Bir gecede ihtiyarlamıştı. Hıçkırıklarla sarsılıyordu. Bir daha aynaya bakamadı. Kendisinden kendisi korkmuştu. Yanmanın ne demek olduğunu bilseler kim bilir bir gece de ne kadar insan ihtiyarlayacaktı. Yarın denilecek kadar kısa bir süre sonra yanmak ihtimali bu kadar hafife alınabilir miydi? Başı ellerinin arasında kala kaldı. Ahirette sonsuz yanmamak için, iman etmek ve günahlardan kaçmak gerekiyordu...(alıntı)
 

ZEHRA MELEK

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2007
Mesajlar
913
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Fırında Ölümü Bekleyiş

sen buralarda yoksun artık ama ben yinede yorumumu yapayım...
dehşet verici bi hikaye ama bi o kadar da ibretlik...ders almayı bilenlere...:(:(:(
ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM...;)B):):D
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
ELLERİNİZE SAGLIK ÇOK GÜZEL BİR PAYLAŞIM...:T...BÜTÜN PAYLAŞIMLARINIZ GÜZEL RABBİM SİZDEN RAZI OLSUN...
RABBİMİZE EMANETSİNİZ...B)
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
ALLAH cc razı olsun kardeşim..bende size t.ederim dğerli yorum ve katılımlarınız için selametle kalın...

ELLERİNİZE SAGLIK ÇOK GÜZEL BİR PAYLAŞIM...:T...BÜTÜN PAYLAŞIMLARINIZ GÜZEL RABBİM SİZDEN RAZI OLSUN...
RABBİMİZE EMANETSİNİZ...B)
 

pakizebölükbas

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eki 2007
Mesajlar
230
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
iste bu inanilmaz bir ibretlik.keske herzaman suanki etkilendimiz kadar etkilensek herzaman böyle husu icinde olabilsek.ertesi gün dünyaliga dalip gitmesek.rabbim herseyin hayirlisi versin .allah razi olsun.
 

leni

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
253
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
ALLAH razı olsun çok çok güzel we ibretlik bir hikayeydi çok etkilendim RABBİM böyle olayları görüp okuyupta göremeyenlerede böylesine etkilenmeyi hissetmeyi nasip etsin inşallah aellerine sağlık hayırlı gecelr
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
sizdende rabbim razı olsun..amin..selam ve dua ila kalın selametle...

ALLAH razı olsun çok çok güzel we ibretlik bir hikayeydi çok etkilendim RABBİM böyle olayları görüp okuyupta göremeyenlerede böylesine etkilenmeyi hissetmeyi nasip etsin inşallah aellerine sağlık hayırlı gecelr
 

umeyye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2007
Mesajlar
1,936
Tepki puanı
0
Puanları
36
S.A Kardeşim eline emeğine sağlık MEVLA Razı olsun çok güzel ve ibretlerlen dolu bir paylaşım Hikmet kardeş geçde olsa doğruyu bulmuş MEVLA bizleri ve Ümeti MUHAMMEDİ yollundan ayırmasın selem ve dua ile a.e.ç
 

aşk-ı vefa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2007
Mesajlar
26
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
S.A kardeşim ellerine sağlık çok güzeel olmuş Allah cümlemizden razı olsun selametle
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
selamünaleyküm kardeşim..konuyu yazan kardeşimizin yüreğine sağlık olsun..çok güzel bir paylaşım sizlerle paylaşmak istedim..selametle kalın...

S.A Kardeşim eline emeğine sağlık MEVLA Razı olsun çok güzel ve ibretlerlen dolu bir paylaşım Hikmet kardeş geçde olsa doğruyu bulmuş MEVLA bizleri ve Ümeti MUHAMMEDİ yollundan ayırmasın selem ve dua ile a.e.ç
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
SelamunAleyküm Kardeşim,yarına bizim çıkıp çıkmayacağımız belli olmayan bir güne ertelenemiyecek çok şeyin olduğunu anlatan , olmayacak bir güne, sonsuzluğu kuşatacak hayati önemdeki ibadetlerimizin,kulluk vazifelerimizin gerektiği şekilde yerine getirilmesi bilincinde olmamımızı hatırlatan güzel çalışmanızdan dolayı Allah(CC) razı olsun,selam ve dua ile.
 

atky

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eki 2007
Mesajlar
105
Tepki puanı
1
Puanları
16
Yaş
36
Konum
istanbul
s.a bu hikayeyi biliyorum ama tekrar okudum Allah razı olsun
Keşke babamda okumuş olsaydı...
Rabbime emanet...
 

Rüyam3

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
2,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Selamün aleyküm
Emeğinize sağlık ben hikayemi desem olayı desem bilemiyorum ne desem t.v. samanyolunda sır dünyasında izlemiştim o zamanda kötü olmuştum şimdi okurkende aynı oldum Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun
Selametle Kal
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam abim..ALLAH cc razı olsun selam ve dua ile kalın selametle..

SelamunAleyküm Kardeşim,yarına bizim çıkıp çıkmayacağımız belli olmayan bir güne ertelenemiyecek çok şeyin olduğunu anlatan , olmayacak bir güne, sonsuzluğu kuşatacak hayati önemdeki ibadetlerimizin,kulluk vazifelerimizin gerektiği şekilde yerine getirilmesi bilincinde olmamımızı hatırlatan güzel çalışmanızdan dolayı Allah(CC) razı olsun,selam ve dua ile.
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam...selam ve dua ile kalın selametle..

Selamün aleyküm
Emeğinize sağlık ben hikayemi desem olayı desem bilemiyorum ne desem t.v. samanyolunda sır dünyasında izlemiştim o zamanda kötü olmuştum şimdi okurkende aynı oldum Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun
Selametle Kal
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt