Resul Aydın
Kayıtlı Kullanıcı
Emanete İhanet Eden Elçinin Sonu
Kral İskender, Melik Dara'ya bir elçi gönderir.
Elçi geri gelip, Melik'in verdigi cevabı anlatınca,
iskender, cevabı mesajda bulunan bir kelimeden şüphelenir. Elçi, İskender'e
- "O kelimeyi ben şu iki kulagımla işittim" der.
Bunun üzerine iskender, kelimenin aynını yazıp, Melik Dara'ya gönderir. Dara mektubu okudugunda, bir bıçak isteyip o kelimeyi mektubun içinden keser ve mektubu, iskender'e iade eder.
İskender'e aynı zamanda bir mektup yazarak, durumu izah eder. Mektubunda şöyle diyordu. Dara:
- "Kralın niyeti, anlayışı ve kuvvetli görüşü, gönderdigi elçinin sözlerinin sıhhat derecesine vakıf olduguna delalet ediyor. Şimdi ben o kelimeyi kestim.
Çünkü o kelime benim sözümden degildi. Ben senin elçinin dilini kesmeye bir yol bulamadım" der. Bunun üzerine iskender, elçiye adam göndererek yanına çagırır ve:
- "Melike'nin sözlerine o kelimeyi niye ekledin ?" der. Elçi:
- "Çünkü o, benim hakkımı noksan verdi, beni kızdırdı" der. İskender:
- "Vay haline, biz seni, bizim maslahatımız için mi gönderdik, yoksa kendi maslahatımız için mi?" der ve agzından dilini çekip, keser.
Kral İskender, Melik Dara'ya bir elçi gönderir.
Elçi geri gelip, Melik'in verdigi cevabı anlatınca,
iskender, cevabı mesajda bulunan bir kelimeden şüphelenir. Elçi, İskender'e
- "O kelimeyi ben şu iki kulagımla işittim" der.
Bunun üzerine iskender, kelimenin aynını yazıp, Melik Dara'ya gönderir. Dara mektubu okudugunda, bir bıçak isteyip o kelimeyi mektubun içinden keser ve mektubu, iskender'e iade eder.
İskender'e aynı zamanda bir mektup yazarak, durumu izah eder. Mektubunda şöyle diyordu. Dara:
- "Kralın niyeti, anlayışı ve kuvvetli görüşü, gönderdigi elçinin sözlerinin sıhhat derecesine vakıf olduguna delalet ediyor. Şimdi ben o kelimeyi kestim.
Çünkü o kelime benim sözümden degildi. Ben senin elçinin dilini kesmeye bir yol bulamadım" der. Bunun üzerine iskender, elçiye adam göndererek yanına çagırır ve:
- "Melike'nin sözlerine o kelimeyi niye ekledin ?" der. Elçi:
- "Çünkü o, benim hakkımı noksan verdi, beni kızdırdı" der. İskender:
- "Vay haline, biz seni, bizim maslahatımız için mi gönderdik, yoksa kendi maslahatımız için mi?" der ve agzından dilini çekip, keser.