Filistin, Ölümün Hüzünlendiği Şehirdir
bir hücre karanlığında yalnızdır,
vakit huysuzlanır ve kandıramaz gözlerini uykuyla
bin endişe yürür aklının kıvrımlarına,
tek kelime dökülmez dudaklarından
kendini elevermiş bir suçlu gibi yakalanır ansızın
tövbe eder günahsızlığına
ya bir de ihanet ederse gözleri
en olmadık anda ifşa ederse,
çaresizliğini
düşünür
seccadesinde tevekküle sarılıp bekleyen
gün ışığında ölümüne ferman yazan kimdir?
bu, yürek kıpırtısı gibi titreyen lambalar,
duvarların küf renginde büyüyen korku
bu tecrit edilmiş hayat
kimin ruhsuzluğudur
diz çöker,
dua eder,
seccadesi ıslanır
Ram
gazap büyütürler bahçelerinde
ve çiçek saksılarında gül kurusu
akşam sofraya hüzün koyarlar
teslimiyet kuşanırlar onurla
yollarken geri dönmeyecek oğullarını
bir mermi sağnağıdır geceyarısı gökyüzünü kaplayan
gazze'de bir çocuk silah sesleriyle uyanır
bir şarapnel göğsüne saplanmadan az önce,
yıldız kaydı zanneder
ve usulca cennete doğarken
ceplerinden ebabil armağanı taşlar dökülür
ne zaman bir savaç çıksa çocuklar,
babalarından önce ölür !