Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Filistin, nerede kalbimiz? (1 Kullanıcı)

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
FİLİSTİN, NEREDE KALBİMİZ?​


Tanklardan korkmayan çocuklar, bilmiyorlardı geri kalanımızın onlar kadar cesur olmadığını. Bilmiyorlardı, avuçlarındaki taşlardan daha sertti dünya…

Birer birer ölüyorlardı, şimdi onar onar vuruluyorlar. On yaşında, onbir yaşında, oniki…

Ne çok yaşıyorlar Allahım!

Ne çok yaşıyorlar, öyle değil mi dünya, on yıl, onbir yıl... Tanklarla savaşarak, füzelerden kaçmaya çalışarak kaçamayarak, sahici kurşunlar toplayarak küçücük bedenlerinde... Toprağa bir kahraman gibi basmasını ne zaman ne çabuk öğrenmişlerdi böyle, topraklarına bir kahraman gibi gömülmeyi… Çocukları birer kahramana dönüştüren dünyanın zalimliğini, ikiyüzlülüğünü, ahlâksızlığını yüzlerimize çarparak…

Acıyla ısırdığımız yumruklarımızda sızlayan öfke, kurtarmaya yetecek mi insanlığımızı? Sindiğimiz sığınaklar yeterince uzak mı vicdanlarımızdan? Gazze’den, Kudüs’ten, Batı Şeria’dan… Refah’tan… İşte burada da “kapkara Çarşamba.” Vahşetin dişleri burada da batıyor tenimize. Filistinli çocuklar yanıbaşımızda da ölüyorlar.

Nerede Filistin.. Kalbimiz?..

Nerede kalbimiz gibi parçalanmış ülke? Nerede çocukları vurulan ülke?

O çocuklar bilmiyorlardı, küçücük avuçlarındaki taşlardan daha sert olduğunu dünyanın.

Onlar şimdi cennetteler; Ebedî bir Şefkâtin kucakladığı ebedî çocukluklarıyla Filistin’deymiş gibi mutlu, hâlâ çok güzeller.


Geri kalanımız.. Ey dünya!

Sen hangi cehennemdesin!..
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Sana dokundular
Benim canım yandı Filistin

Yüreğimin Ey Dertli Bacısı
Oğlun Gazze benimde Oğlumdur

Her gece soğuk pencere kenarlarında
Esmer ellerini düşünüyorum
Gözüm takılıyor taşlara

Oysa sen emzirirdin bizi Beyazıt Meydanlarında
Acil Kan bağışında bulunurdun üzerimizdeki ölü toprağına
Şimdi senin Kanını döküyorlar benim damarlarımdan
Dünyanın vicdanının üzerine...

İstanbul'dan Adana'ya
Van'dan Bursa'ya
Sabah namazları ve ikindin sonraları
Gelinlik çağına gelmiş kaç Zeynebîmiz
Şimşek duruşlu Huseyn'lerimiz
Haykırdı Meydan meydan
Sesleri duyuyor musun Filistin*

"Birruh Biddem Neftek Ya Aksa
KulluNa Gazze Kulluna Kudüs"


Yüreğimin AMİN bakışlı bacısı Ey Filistin
Dünya ne zannediyor bizim sevdamızı?
Seni yokederlerse; Her birimizin öfkeli kalbi
Tutuşturmaz mı Dünyanın dört bir yanında Kısas Yangınları
Sen ölürsen Bizi yaşar mı zannediyorlar?

Ey hayalini bile kurmaya kıyamadığım FİLİSTİN
Söyle Dünyaya
Sana birşey olursa
Bu dünyayı DÜNYANIN başına yıkarız...

Kulluna Hamas
Kulluna AHMAD YASÎN
Kulluna FİLİSTİN
...
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Gazze'ye Mektup : 1


Kundakta bir çocuk gibi kucağıma koydular sanki seni.
Hazırlıksızdım senin sesine.
Kulağına okunmuş ezandan bildim ki; masumdun Gazze!
Bir yağmur tanesi kadar berrak.
Göklerden düşen her hediye de böyledir ya, hazırlıksız yakalandım sana.
“Ye, iç, gözün aydın olsun” diyorlardı melekler Meryem’e ve kurumuş kütükler hurma tomurcuğuna dönüşüyordu sevinçten ve uzun asırlardır yaşlanmış toprak, içinden coşan suyunu yeni doğmuş bebeğe ve annesine ikram ediyordu…
Sen bize hoşgeldin Gazze!
Sen bebek İsa kadar tatlıydın ve tüm hesapları daha kundaktayken bozuyordun işte. Gazze, kundakta konuşan çocuk…
Ah, ne ki ben; Meryem değilim.
Ve hazır değilim seni tutmaya, sen yine de hoşgeldin göklerden...
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Gazze'ye Mektup: 2


Hasta bir baba gibi yatağıma uzattılar sanki seni.
Hazırlıksızdır her çocuk, babasının hasta yatağına.
Yanına kıvrılıp kederli sırtına dayayınca kulağımı, atan kalbinden bildim ki; benim kaderim sana bağlıdır.
Acı haberi saklayacak hiçbir örtüsü yoktur yeryüzünün derler.
Doğrudur.
Babası hastalanmış her çocuk gibi, ben de hazırlıksızdım sana.
İçimden Yasinler, İnna Fetahnalekeler okuyarak, iki yorgun kürek kemiğinin arasından üfledim. Elimden başkası gelmiyordu.
Elimden ya yazı, ya taş çıkardı, elim sana uzaktı; değemediysem, incitmek istemediğimdendir…
Hani Peygamberlerin en sabırlısı olan Hz. Eyyup, “acı bana cidden değdi” diye yakarmıştı ya Rabbine…
Senin bu bir başına ve senin bu kimsesiz olarak yatağa yatışına, Eyyubî bir mesel yazmak düştü bana da.
Sen kederlerin ve dertlerin arasından çıkıp gelmiş bir babaydın Gazze…
Alnından sızan kan, toz toprak kesmiş saçların ve çokça örselenmiş, hırpalanmış, kim bilir kaç defa dövülmüş sırtınla…
Dünyada hiçbir babayı çocuğunun önünde dövmesinler, götürüp de gizli bir yerde ezsinler başını, görmesin evladı…
İşte böylesi ahmak bir iyi niyetle ben…
Hazırlıksızdım senin hasta yatağına.
Babalar uluorta konuşup da dert yanmaz elbet.
Bu yüzden mi susuyordun, hiçbir şey söylemeden uzanıp kıvrıldığın yatağında?
Ve gözlerimin önünden geçen binlerce ihanetim, sana zamanında yetişemeyişlerimle, kendimden utanıyordum…
Dibi görünen tertemiz bir deniz gibidir her baba, çocuğuna…
Sana baktım Gazze.
Diplerindeki mercanlara, anemonlara, dil balıklarına.
Oradan okudum özgürlüğün ve haysiyetin adını, harflerimi, soyumu, geçmiş ve geleceğimi. Seni kaderinle kaderim kılana ant içerim ki; alnımda parmak izlerini taşıyacağım.
Yaşadığım her günde.
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Gazze'ye Mektup: 3


Hiç evlenmemiş kız kardeşler gibi çaldın kapımı Gazze…
Hazırlıksızdım buna. Hani öyle olur ya.
Evin direği gibidir ev kızları, kapı çalmak ne hadlerine.
Yaşları geçtikçe daha az konuşurlar, kapı olurlar hayatlarımıza.
Su taşır, sofra kurar, misafir terliklerini çevirirler.
Hiç giyinemedikleri gelinliklerin terzisi, hiç avuçlarına yakamadıkları kınaların karıcısı olurlar. Kırılan her bardağın suçlanmasına, bir türlü iyi gitmeyen talihin yazıklanmasına, rüzgar çıksa kalkan toza, güneş açsa örtülmeyen perdeye yazgılıdırlar…
Tanrı misafirinin, kapıyı çalan yolcunun, hastanın, bebeğin ve ihtiyarın kolu kanadı olurlar. Fatma’dır hepsinin adı. Evdedirler.
Sen şimdi, yedi kapısına yedi kilit asılmış Gazze…
Evdeki kız kardeşimiz gibisin. Sokağa çıkamadın.
Başında patlayan bombalardan kaçamadın.
Sen ah, hep evde durdun…
Bize sen bakacaksın ve biz sana hiç bakmayacağız iki gözüm.
Hiç aldırmayacağız.
Sen başına ne gelirse gelsin, hep güldüreceksin yüzünü.
İhanet bize sadakat sana, ülfet bize tahammül sana, terk etmek bize kapılardan su dökmek sana.
Senin için bir gelinlik beğendim.
Yetiştiremedim.
Telleri bize, gurbeti sana…
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Gazze'ye Mektup: 4


Seni bir öğretmen olarak tayin ettiler köyümüze Gazze…
Kan rengindeki harflerini kara tahtaya, parmak uçlarından sızan keder ve kahırla yazan bir öğretmen.
Sen öldükçe öğreniyorduk okumayı yazmayı her sabah.
“İşte bu dünyadır, bu da Filistin” derken, kürenin üzerinde gezinen güzel ellerinden öğreniyorduk tüm Doğuların haritasını, tüm Doğuların…
Seni her sabah alnından vuruyordu caniler.
Ama sen, yıkıldığın yerden dikilip derse gelmeye devam ediyordun.
Bir Zümrüt-ü Anka Kuşu gibi, seni yaktıkça zalimler, küllerinden doğup yeniden derse başlıyordun:
“İşte çocuklar bu Mecid-i Aksa, bu da Muhammed sallallahu aleyhi vessellem… Korkmayın” diyordun düşen her bombanın ardından, kollarını kanat gibi çırpıp, üzerimize yayıyordun. Zekeriyya, Yahya ve İsa aşkına, Filistin’i, Sina’yı, Tur Dağı’nı ve Zeytinleri terk etmiyordun.
Ah, güzel öğretmenim Gazze!
Tek tek yoklama yaptığın talebelerin bugün hep birlikte ayakta:

BİDDEM, BİRRUH NEFDİK YA AKSA!
Canımız, ruhumuz Aksa’ya feda olsun!

BİDDEM, BİRRUH NEFDİK YA GAZZE!
Canımız, ruhumuz Gazze’ye feda olsun!
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Ey Filistin
Ey kalbimin acısı!
Sana hüzün şiirleri yazmayacağım artık
Sana hüzün duymak
Aşkına hakarettir
Çocuklarına hakarettir
Sımsıkı sıkılıp da
Zalime atılan taşa hakarettir
Sen şerefin ve namusun iftiharısın
Sen bu bön ümmetin tek ayakta olanısın
Sen bizim yapmadıklarımızı yapansın
Sen Zekariyyanın akan kanısın
Sen Davut olup caluta atılan taşsın
Sen çocuklarını şehadet için doğuransın


Ey Filistin
Ey kalbimin acısı!
Dünyaya öyle bir daldık ki
Kanıksadık herşeyi ve ölümleri
Ekranlara sığdığı kadarmış ölümler!
Buna inandırdılar bizzi ey Gazze!
Canlı yayında bombalar yağdırdılar
Yağdırdılar zulümlerini adım adım
Gözgöre göre yaktılar ve yıktılar
Sıra sıra mezar oldu tüm okullar
Secde halinde şehadet içti yiğitlerin


Ey Filistin
Ey kalbimin acısı!
Senin taş atan çocukların vardır
Senin korkmadan zalime yüreyen
Evlatlarını şehadete kuşatan anaların
Mücadeleyi oğullarının alınlarına yazan
Boğazı düğüm düğüm olan babaların vardır senin
Aşkın selamdır bize
Sevdan namusumuzdur ey Filistin.


Ey Filistin
Ey kalbimin acısı!
Bu çağ öyle bir çağdır ki
Kalpleri taşa kesmiş insanların
Bu taş öyle bir taştır ki
Çocukların eline alsa ve atsa
Bulmaz ve değmez zalime
Dünya sevgisi kasıp kavurmuştur onları
Merhamet akmaz damarlarında
Acı nedir bilmezler ve acıyamazlar
Sevgi nedir bilmezler ve sevemezler
Zalimlere soytarı olmak yakışır onlara
Ve senden uzaktır bu pervasızlıklar


Ey Filistin
Ey kalbimin acısı!
Kör olmamak bu olsa gerek
Çığlığı duymak
Ve çocukların gibi geçip zalimin karşısına
Sımsıkı tutup da taşı
Atmak konuşmak olsa gerek
İşte selahattin bu olsa gerek
Aşkın ve acının şehadete vurulması
Kudüse sevdalanmak bu olsa gerek
Heybemize kalbimizi koyup da
Tağutların yıkıldığını görebilmek bu olsa gerek
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Ey Filistinli çocukların Rabbi!

Ey alemlerin Rabbi olan yüceler yücesi Mevlamız!

Kendisinden başka ilah olmayan Rabbimiz!

Filistinli yiğitlerimizi ve yavrularımızı Senin yüce huzuruna gönderdik, kabul eyle Allah'ım!

Bu kardeşlerimize rahmetinle, merhametinle muamele buyur Allah'ım!

Bu kardeşlerimize lütfunla, ihsanınla ve kereminle ikram eyle Allah'ım!

Bu yiğit kardeşlerimizin ruhlarını, rasullerin ruhlarıyla, şehitlerin ruhlarıyla beraber eyle Allah'ım!

Şehitlerin ruhlarını nerede misafir eylemişsen, bunları da onların yanında misafir eyle Allah'ım!

Hz. Hamza ile Hz. Cafer ile Hz. Hüseyin ile beraber eyle Allah'ım!

Şeyh Ahmed Yasin'in ruhuyla, Abdülaziz Rantisi'nin ruhuyla beraber eyle Allah'ım!

“İşte evlatların geldi, işte yiğitlerin geldi” diye, Şeyh Ahmed Yasin'in ruhuyla kucaklaştır Allah'ım!

Bugüne kadar Aziz İslam davası için canlarını feda ederek huzuruna varanların kervanına bu kardeşlerimizi de dahil eyle Allah'ım!

Biz bu kardeşlerimizin şehadetlerine şahidlik ediyoruz Allah'ım!

Senden başka ilah olmadığını haykırarak bu dünyadan ayrıldıklarına şahidlik ediyoruz Allah'ım!

Kanlar içinde kalmış dudaklarıyla şehadet getirerek aramızdan ayrıldıklarına şahidlik ediyoruz Allah'ım!

Her birinin şehadet parmağının senden başka ilah olmadığını gösterir biçimde sana gittiklerine şehadet ediyoruz Allah'ım!

Sadece ölürken değil, yaşarken de tevhid üzere yaşadıklarına, tevhid için yaşadıklarına şahitlik ediyoruz Allah'ım!

Bizim onlar hakkındaki şahitliğimizi de makbul bir şehadet olarak kabul buyur Allah'ım!

Ey alemlerin Rabbi olan yüce Mevlamız!

Filistinli kardeşlerimizin şehadetlerini, bütün bir İslam coğrafyasının imanlarının yenilenip coşmasına, müslümanca bir şuurla donanmalarına vesile eyle Allah'ım!

Onların şehadetlerini, yeryüzündeki bütün Müslümanların gerçek anlamda dirilişlerine, kıpırdamalarına ve ayağa kalkmalarına vesile eyle Allah'ım!

Üzerlerini örten ölü toprağı silkip atmalarına, içerisinde bulundukları uyuşukluktan sıyrılıp kurtulmalarına vesile Allah'ım!

Yiğit kardeşlerimizin dökülen kanlarını, Müslümanların gözlerinde ışığa dönüştür, yüreklerine cesaret olarak yansıtıver Allah'ım!

Filistinli kardeşlerimizin şehadetlerini İslam coğrafyasındaki Amerika ve İsrail bağlısı kukla yönetimlerinin yıkılıp gitmelerine vesiyle eyle Allah'ım!

Kardeşlerimizin aylardır, yıllardır çektikleri açlıkları, susuzlukları, ilaçsızlıkları, ışıksızlıkları kaderimizin dönüm noktası eyle Allah'ım!

Ey Filistindeki nur yüzlü çocukların Rabbi!

Kırmızıya boyanmış beyaz kundaklarının içinde, uykularında ölüme yakalanmış, yüzlerindeki tebessümleriyle sana gönderdiğimiz yavruları, insanlığın uyanan vicdanı eyle Allah'ım!

Yeryüzündeki diğer bütün ezilenlerin, mustazafların ufkunda doğan bir umut güneşine çevir Allah'ım!

Annelerinin kucağında, beşiklerinde hunharca katledilen Filistinli bebekleri, insanlık aleminin ayağa kalkan ve isyan eden vicdanı eyle Allah'ım!

Dün kendi öz peygamberlerini katleden, bugün peygamberler kadar masum yavruları kundaklarında katleden Yahudileri Kahhar isminle kahreyle Allah'ım!

İslam aleminin ortasına paslı bir hançer olarak saplayan kafir batıyı, kafir ve zalim Amerika'yı sana havale ediyoruz Allah'ım!

Ey Filistinli çocukların Rabbi!

Ey cehennem gibi ölüm kusan tanklara ve uçaklara, sapan taşlarıyla karşı koyan yiğit çocukların Rabbi!

Ey, çelik paletlerin altından dipdiri yavrular çıkaran Rabbimiz!

Ey arka sokaklardakilerin Rabbi

Ey ötekilerin Rabbi

Ey zayıf düşürülenlerin Rabbi

Ey kimsesizlerin kimsesi

Ey gariplerin, ezilenlerin Rabbi!

Ve ey bizim Rabbimiz!

Ente Mevlana fensurna alel kavmil kafiriyn


AMİN AMİN AMİN...
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45


Filistin'li Çocuğun Duası,

Nerdesin ya Resulullah...
Uğramaz mısın Anadoluya şu günlerde, gözlerimize derdin gözyaşı tohumlarını ekmez misin.
Bak yüzler ne kadar gülüyor Anadolunda, oysa Filistin bir çığlık, Irak bir feryat,
ve ümmet bir sarhoşluk içinde.

Nerdesin ya Resulullah...
Dostların nerde...
Bir Osman'a bedel biat edip ölüm yemini içen ashabın nerde.
Filistin'de Osman'ların kuran başında vuruldu ve Ömerlerin namaz kıyamında şarapnel parçasıyla yerde...
Ayşe'lerin iftiralar içinde şu an ve Fatımaların baba feryadında ya Resulullah...
Ne olur Ali'ler gönder Hendek yiğitliğinde...
Ve ne olur Uhud'un Talha'larını gönder...
Gönder ya Resulullah...
Gönder Sümeyye'yi dua unutan bacılarımız yerine...
Hamza'nı gönder, zulümler Hamza'larla ancak durur şu an..
Gönderir misin onları bize...

Suyun ötesini bilirim şu an.
Suyun ötesindeki kulubede hüzün var, kalplerin ritmi değişmiştir bilirim...
Gözler göğe kalkmış, Filistin feryadına kitlenmiş kalpler.
Anadolu çoçukları anlar diyordum anlamıyorlar bizi şu dem...
Kahkaları hıçkırıklarından çok ya Resulullah...
Hiroşimalı çocuk anlar bizi ve Kamboçyalı ana anlar derdimizi bizim...
Sen anlarsın kahkahalı çocuk gül biraz daha...
Ve bugün ağlamadıysan eğer bari bir sefer kalbine ağla..
Resulü ağlatan kalbine ağla...
Resulün ağladığı ve senin ağlamadığın ümete ağla...
Ağlıyor ümmet, ağlıyor Filistin, Irak namus derdinde ağlıyor bacılar.
Resül aşkına yükselsin feryatlarınız göklere....
Gözyaşlarınız biraz da onlarla aksın..
Sabahleyin çocuğu yanı başında vurulmuş babalarımızın hasretini çekin onların yerine....
Kaç oğul varsa namlu ucunda ve kaç anamız varsa hazırlamış kefenimizi biz yavrularının.
Ölmeden ağlamaya başlamış beşik başında zira bugün olmasa da yarın ağatacaklar..
Ağlatacaklar Mehmet'lerimi, Ayşe'lerimi ağlatacaklar....
Bir yavru annesiz uyuyacak bu akşam ve babasız uyanacak bir yavru..
Resulullah oralarda bilirim ve ordan bakıyor Anadoluya..
payıtahta oralardan bakıyor ve sonra gözlerini dikiyor semaya var mı duasına icabet edilecek bir insan...

Gözleri gözlerinizde Rüsulullahın... dua etmez misiniz bizlere...
Canımız yanıyor Anadolu, sol yanımız ağrıyor anne derdinden...
Siz hiç anne acısı gördünüz mü ve hiç analarınız gördü mü evlat acılarını....
Görmediyse girelim rüyalarınıza ve bakın bedenimize, kalbimize bi bakın...
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Filistin’de Düğün Var Anne.
Ama Ben Gidemiyorum


Filistin’de düğün var anne…
Firdevs, kapılarını ardına kadar açmış
konuklarını ağırlıyor…
Yahudi namlusundan çıkan her bir kurşun
düğün davetiyesi olarak düşüyor göğüslere…
Filistin’de toplu düğün var anne…
Varsayın ki yanınızdayım demekle olmuyor biliyorum…
Nisa-75’i hatırlatma n’olur!
Mazeretlerim var…
Ben kadın değilim… Yaşlı da değilim…
Çocukluğu terk edeli yıllar oldu…
Dedim ya mazeretlerim var…

Seninle büyütmediler Filistinlim…
Seni sevmek neyi gerektirir?
Anlatmadılar…
Uzaktan sevmekle olmuyor…
Dualarım sizinle demek de olmuyor…

Firdevs düğünleri kanlı olur biliyorum,
Barut kokularıyla uğurlanır gelin ve damat adayları…
Orda olmak lazımdı, farkındayım…
Dedim ya mazeretlerim var…

Evladını firdevse uğurlayan bir anne neden ağlar?
Annen bana ağlar Filistinlim, bana ağlar…
Varlığım acı verir annene…
Annen sensiz kalırken, ülkemin yazarları
öfkelerini makalelere kusacaklar…
Kahrolsun diyecekler yahudilere…
Oysaki ‘kahrolsun! Kurşunu’ ne öldürür ne de yaralar…
Ümmetin gazını almaktan öteye geçmeyeceğini de biliyorum…

Memleketinden yükselen her bir çığlık
Nisa–75 olarak düşer memleketime…
Ne ben farkındayım ne de hocalarım farkındalar…
Sen firdevs’in nüfusuna artı bir olarak düşerken
ben burada sırasını bekleyenlerden olur muyum acaba?
Bir gözüm Ahzap–23 de, diğer gözüm Nisa–74 de…

Seni sevmek neyi gerektirir?
Bunu bana anlatmadılar Filistinlim…
Klavye… Kalem… Yürüyüşler melhem olmuyo farkındayım…
Ne zaman ki ‘madde in İsrail’markalı davetiye düşer memleketime
İşte o zaman anlarım acılarını…


Düğününe katılamadım;
Var say ki tembelim…
Var say ki korkağım…
Var say ki kardeşlik ruhum yerle bir…
Var say ki dünya hayatı aldattı…
Var say ki ölümden korkuyorum…
Var say ki cihadına küçük diyenlerden oldum…

Var sayma n’olur…
Sen ki ebedi hayatı kazananlardan oldun…
Ben ise ağzı açık bi şekilde firdevsteki hayatını okuyorum…
N’olur gir rüyalarıma ve bana Al-i İmran 170’i oku…
Buna çok ihtiyacım var…
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Gazze'de bir çocuk,
Alnından yüzüne akan kanı silecek, elini hissetmiyor.
Dünya hissetmiyor, Gazze'de çocuklar ölüyor kocaman ölümlerle,






Gazze'de bir anne,
Göz pınarları kurumuş donmuş ruhumuza ağıtlar yakmaktan,
Bir eli koynunda, bir eli topraktadır Gazze'de annelerin
Yetim cenazeleri uğurlamaktan.






Gazze'de toprak doymuştur yiğit ölümlerine
Altında fidanlar, üstünde çınarlar yaşayan toprak;
Kadim canavarları dünyanın doymamıştır.





Ey Filistin,
Ey nebiler beldesi,
Kalkmıştır üstünden gölgesi
Ömer'in ve Selahaddin'in
Ve Abdülhamid-i Sani'nin,
Şimdi İshak yastadır ve İbrahim,
Nicedir akan İsmail'in kanıdır.


Ey Filistin,
Andolsun zamana,
İncire ve Zeytine ve Sinîn'e
Ve ince ince süzülerek Gazze'ye
Sabra'ya, Şatilla'ya, Cenîn'e
Akan kana andolsun,
Yazgın yazgımdır, yasın yeminim,
Hıyaneti tevil etmeyeceğim.
Ruhunu satlığa çıkarmışların,
Ve korkakların ve Allah'ı unutanların
Üstümüze boşalttığı utancı faş etmeden,
Tel'in etmeden zulmü,
Ruhumu teskin etmeyeceğim…


Ey Filistin,
İbrahim'in mehceri, Musa'nın hülyası,
Yuşa'dan beri işgal altındaki Filistin.
Halife Davud'un, mülkler sahibi Süleyman'ın
Ve Üzeyr'in ve Zekeriyya'nın ve Yahya'nın yurdu.
Sen ki bağrına nebiler gömerek bekleyendin;
"Ben gideyim ki O gelsin" demişti İsa,
Çevresi mübarek kılınmış mescidi,
O "En Uzak Mescid"i kalbimiz kadar yakın eden Mirac Sahibi'ni bekledin.
Geldi.
Yüzüne renk geldi dünyanın,
Su yürüdü damarlarına Zeytin Dağı'nın kadim ağaçlarının.
Elleri birleşti İsmail'le İshak'ın.



Nebiler Sultanı'nın işaretlediği
Zamana dek, Mesihler çağına dek
Bu direniş sürecek.
Ne zaman gök misafir
Yarım kalan evrensel şarkıyı tamamlayacak,
O zaman dinecek evrensel acımız,
Kılıç o zaman kınını tanıyacak.


 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Allah'ım,
Gücümün azlığını, imkanımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı sana şikayet ediyorum..
Sen mustazafların RABBisin Sen bizim RABBimizsin Bizi kime bırakıyorsun?..
Bize cehennem olacak uzaklara mı? Veya düşmana mı?..
ALLAHım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına sana şikayette bulunuyorum…
Sana şikayette bulunuyorum!
Gücümüz dağıldı ve Birliğimiz bozuldu,
Yollarımız ayrıldı.
Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip düşmanı yenmedeki aczini,
Sana şikayet ediyoruz…

ŞEHİT ŞEYH AHMED YASİN
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ZAFER İNANANLARINDIR!.
Ey alemlerin Rabbi! Ey yoksulların ve tutsakların umudu! Özgür Kudüste geçirilecek bir an için, adağımdır ömrüm! Ruhumda kabaran bir büyük hülya var: Özgür Kudüs için kutlu bir ömür! Sen duyansın, sen bilensin, sen dualara icâbet edensin!

EY KUDÜS!
Ben dünyanın burasında, İstanbul’da senin için çarpan bir yürek taşıyorum. Gölgende en temiz kıyafetlerimle, en güleç ve mutlu yüzümle gezineceğim günleri özlüyorum. Senin için işgâle fırlatılan her taş, insan olmanın ne yüce, direnmenin ne soylu bir şey olduğunu anlatıyor ya, ben her daim ona tutunuyorum.
Ey Kudüs!
Sana Selahaddin gibi bakacak bir çift göz, sana Şeyh Yasin gibi, Rantisi gibi bağlanacak bir yürek ve sende mîracı hatırlatan bir iz sahibi olmak için dua ediyorum. Sen beni tanımıyorsun. Ben dünyanın burasında, İstanbul’da yaşıyorum.
Ey Kudüs!
Ben Allah’ın gözyaşından mahrûm etmediği bir kuluyum. Her kubbende, her sokağında, her meydanında, her hanende, her köşende bir damla gözyaşı dökmek için yanıp tutuşuyorum. İşgal kalelerini pamuk kılacak ellerim olsun diye Kahhar olan Allah’a yalvarıyorum. Yumruklardan koca bir füze yapıyoruz biz burada. Dualardan devasa kaleler…
Ey Kudüs!
Borsayla ilgilenmiyorum. Siyasî kulis haberleri umurum değil. Ben senin gölgende oturmak istiyorum. Ben o sokaklarda başıboş ve Müslüman dolaşmak istiyorum. İstanbul da güzel bir kardeşindir, bilirsin. Ama ben seni istiyorum. Senin hür ve mü’min ufkunda bir çizgiye yükselmek ve oradan mutmain bir tebessümle dünyaya bakmak istiyorum.
Ey Kudüs!
Allah’a, Ulu önder’e ve sana malumdur amma, ben Ali’yi seviyorum elinde Zülfikar’ıyla. O hani der ya: “Hamle et, yâ kâfir!” Benim sesim burada boğazımda tıkandı. Aç onu ve kendine göm. Senin için atmıyorsa kalbim, akmıyorsa senin için kanım: Ne diye var olayım ki, ey ruhları imana cezbeden şehir? Bir duaysam âminim ol, bir yabancıysam emîn’im! Al beni yanına: mevzîm ol!
Ey Kudüs!
Bütün şereflerin özeti, bütün hayallerin mukaddimesi sensin. Sevgilim yok, sevgilim sensin. Bildiğim yok, tek ilim sensin. Her yer gurbet, menzilim sensin. Huzurum yok, tesellîm sensin. Ne zaman çağıracaksın beni? Ne zaman tutsaklığının utancını omzumdan alacaksın?
Ey Kudüs!
Bir bildiğim var ki, biz seninle kurtulacağız. Bembeyaz bir elbisem var. Avlunda kılacağımız ilk bayram namazı için. Ben geceleri, dünyanın bu köşesinde, İstanbul’da senin için gözyaşı döküyorum. Ve yalvarıyorum:
Ey alemlerin Rabbi! Ey yoksulların ve tutsakların umudu! Özgür Kudüs’te geçirilecek bir an için, adağımdır ömrüm! Ruhumda kabaran bir büyük hülya var: Özgür Kudüs için kutlu bir ömür! Sen duyansın, sen bilensin, sen dualara icâbet edensin! Özgür Kudüs’ün ışıltısıyla aydınlanacak yeryüzü adına, bize güç ver Allah’ım bize kudret ve celâdet!
Dava ecele, yol Kudüs’e kadardır
Tekrâren ve dâimâ: Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!

AHMET N. GÜVENER/Boyut Haber
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Yaşasın Anadolu kurtuluş savaşı...
Yaşasın Irak kurtuluş savaşı...

Selâm olsun Irak'ın yiğit fedailerine...
Selâm olsun Afganistan'ın yiğit fedailerine...
Selâm olsun Kafkasya'nın yiğit fedailerine...
Selâm olsun "kan pahası can pahası dönmem diyenlere..."



“sen oradan kıracaksın zinciri
ben buradan

bir gün mutlaka kavuşacak
ellerimiz”


"ölüm bir kez
doğmak hergün
doğan
aydınlığında
dünyanın
kurtulmuş canlarla...

bu yürek vurulmaz zincire

bu yürek ölüme hazır
biliriz
zafer mutlak inananın

yani savaşanın
yani sırtüstü yatanın değil
yani inanmayanın.

bu destan
suların akışı gibi
küfrün surlarına tırmanışın
ve ilklerden başka örnek tanımaksızın
savaşanların

sen! anadolunun sahibi
sen! beklenen
sen! kurtulacak
ve kurtaracak olan

duy milyonlarca hasretin sesini
sen eryürek nasipli
beklenen sensin
özlenen sensin
gözlenen sen..."
(Aydınlık Savaşçıları-Salih MİRZABEYOĞLU)
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Yaşasın Anadolu kurtuluş savaşı...
Yaşasın Irak kurtuluş savaşı...

Selâm olsun Irak'ın yiğit fedailerine...
Selâm olsun Afganistan'ın yiğit fedailerine...
Selâm olsun Kafkasya'nın yiğit fedailerine...
Selâm olsun "kan pahası can pahası dönmem diyenlere..."



“sen oradan kıracaksın zinciri
ben buradan

bir gün mutlaka kavuşacak
ellerimiz”


"ölüm bir kez
doğmak hergün
doğan
aydınlığında
dünyanın
kurtulmuş canlarla...

bu yürek vurulmaz zincire

bu yürek ölüme hazır
biliriz
zafer mutlak inananın

yani savaşanın
yani sırtüstü yatanın değil
yani inanmayanın.

bu destan
suların akışı gibi
küfrün surlarına tırmanışın
ve ilklerden başka örnek tanımaksızın
savaşanların

sen! anadolunun sahibi
sen! beklenen
sen! kurtulacak
ve kurtaracak olan

duy milyonlarca hasretin sesini
sen eryürek nasipli
beklenen sensin
özlenen sensin
gözlenen sen..."
(Aydınlık Savaşçıları-Salih MİRZABEYOĞLU)

Değerli katkın için teşekkür ederim abicim
Allah'a cc. emanet olun
Selametle..
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Henüz kundakta bir bebek;
Son nefesinde sehadet getiren bir yarali;
Aglayan analar, esler;
Ne oldugunu anlamaya çalisan ürkek çocuklar;
Kan, revan ve feryad-ü figan;
Tek kelime ile Katliam…
Artik görmeye alistigimiz bildik bir fotograf karesi…Neyse; hemen çevirelim gazete sayfasini ve geçelim magazin sayfalarina..
Unutalim gitsin…
Hemen degistirelim kanali, hafta sonu söyle keyifli bir maç seyredelim..
Unutalim gitsin..
Analarin feryatlarini, çocuklarin aglayislarini duymazliktan gelecegiz;
Peki; ya; vicdanimizin ta derinlerinden gelen sesi nasil bastiracagiz?
Vicdansizlari ne zamana kadar görmezlikten gelecegiz?
iki yüzlü dünyanin insan haklari nutuklarini daha ne zamana dinleyecegiz?
Dahasi; islam dünyasinin biçareligine ne zamana kadar tahammül edecegiz?
Bütün bunlari unutmaya , görmezlikten gelmeye çalisabiliriz,
fakat unutmayalim ki;
Mazlumlarin gözyaslari bir gün gelir bizleri bogar;
Sesi kulaklarimizi patlatir;
Elleri yakamiza yapisir…


Elimizden bir sey gelmiyorsa hiç degilse görmemezlikten gelmeyelim…
Onlardan bari dualarimizi esirgemeyelim…
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45



BEN ÖLÜRSEM BENİ FİLİSTİN TOPRAKLARINA GÖMÜN
VARSIN GEÇSİN ÜZERİMDEN TONLUK TANKLAR
HAVAN MERMİSİ YESİN BEDENİM

TOPRAKLA ÜZERİMİ ÖRTMEYİN HEMEN HA!
BELKİ DE BİR KURŞUN DAHA ATARLAR
ÖLMEMİŞ SANARAK BEDENİME
BİR KURŞUNLARI DAHA AZALIR BELKİ DE

BEN ŞEHİD OLURSAM BENİ FİLİSTİN TOPRAKLARINA GÖMÜN
KİMSE KORKAKTI KAÇTI DEMESİN

KANLARIMI FİLİSTİNLİ ÇOCUKLARIN GÖZ YAŞIYLA
ISLANMIŞ MENDİLLERLE SİLİN
MESCİD-İ AKSADAN UZAK OLMASIN KANLI ELBİSELERİM
DAVAMDAN KOPARMASIN BENİ CANSIZ BEDENİM

BEN ŞEHİD OLURSAM BENİ FİLİSTİNLİ ANNELERİN KALBİNE GÖMÜN
GÖMÜM Kİ YENİDEN YEŞERSİN DAVAM

BEN ŞEEHİD OLURSAM BENİ FİLİSTİNLİ BEBEKLERİN
AVUÇLARINA GÖMÜN
ONLARIN DUALARIYLA YÜCELSİN DAVAM
ONLARA GÜÇ VERSİN
LANETLEMİŞ MİLLETLERE KARŞI

BEN ÖLÜRSEM BENİ FİLİSTİN HALKININ
GÖZ YAŞLARINA GÖMÜN
ONLARLA YAŞASIN BEDENİM...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Düğününe katılamadım;
Var say ki tembelim…
Var say ki korkağım…
Var say ki kardeşlik ruhum yerle bir…
Var say ki dünya hayatı aldattı…
Var say ki ölümden korkuyorum…
Var say ki cihadına küçük diyenlerden oldum…

Var sayma n’olur…
Sen ki ebedi hayatı kazananlardan oldun…
Ben ise ağzı açık bi şekilde firdevsteki hayatını okuyorum…
N’olur gir rüyalarıma ve bana Al-i İmran 170’i oku…
Buna çok ihtiyacım var…

Gönlüne bereket..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt