Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

fil suresinin evrensel mesajları (2 Kullanıcı)

aldemira

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Kas 2011
Mesajlar
85
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
68
FİL SÜRESİ

1-2
اَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِاَصْحَابِ الْفٖيلِ
1-E lem tera keyfe feale rabbuke bi ashabil fîl.
Rabbinin fil sahiplerine neler yaptığını görmedin mi.
اَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فٖى تَضْلٖيلٍ
2-E lem yec'al keydehum fi tadlîl.
Onların 'tasarladıkları planlarını' boşa çıkarmadı mı?

Rabbinin,

Fil sahiplerine, fil gibi güç kuvvet sahiplerine, kaba saba, zorba, kuvvetini gücünden, koltuğundan, makamından, servetinden alanlara,
Hortumu olan fil gibi, hortumlayanlara, soyup soğana çevirenlere, tezgahlar kurup kandıranlara, sülük gibi emenlere, sömürücülere, emperyalistlere,
Güç ve kuvvete dayanan, ümmetin haklarını hortumlayanlara, bunların yandaşlarına, yoldaşlarına, candaşlarına, etraflarına, paydaşlarına, ekiplerine, kısaca bu güç ve hortumlama düzeninden, sisteminden yararlananlara, nimetlenenlere, ashabına,

Kabeye, Kurana, Kuran kültürüne, sistemine, değerlerine saldıranlara,

Fil ashabına ne yaptığını görmedin m? Ne yaptığını bilmiyor musun? Anlamadın mı? Hala anlamamış gibi davranıyorsun. Neden sen de bunlara karşı duruşunu belirlemiyorsun.

Oysa Rabbin bunları, bu saldırgan, hortumcu, zalim, ahlaksız, değersiz, ilkesiz olanların tuzağını boşa çıkarmaktadır.

O halde sende ashabı fil gibi olma, onlara yakın durma, onlardan uzak dur. O zalim, kaba güç sahiplerinden, hortumculardan, ahlaksızlardan, Kuran dışı olanlardan ayrıl. Zulümden ve hortumculuktan, haksızlıktan, ahlaksızlıktan ve yaşam biçimlerinden arın.

Onlara karşı ol. Güce, kuvvete, mala, mülke, makama, koltuğa, statüye dayanan, hak hukuk demeden gücü yettiğini ezen, zulmeden, hortumlayan, soyan, sömüren herkese, her şeye, her sisteme, her ahlaksız düzene karşı dur, mücadele et.

Böyle yaparsan, bu yolda çalışırsan bil ki onların tuzakları, sistemleri, düzenleri boşa çıkar, yerle bir olur. Bu yolda olanlara Rabbin yardımı kaçınılmazdır. Galip gelmeniz mukadderdir.

O halde neden bunları bilmez gibi davranıyorsun. Harekete geçmiyorsun. Zalim ve hortumculara, ahlaksızlara karşı duruşunu belirlemiyorsun.


3-5
وَاَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا اَبَابٖيلَ
3-Ve ersele aleyhim tayran ebabîl.
Onların üzerine ebabil (sürü sürü) kuşlarını gönderdi.
تَرْمٖيهِمْ بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجّٖيلٍ
4-Termihim bi hicaratin min siccîl.
Onlara 'pişirilip sertleştirilmiş balçık taşları' atıyorlardı;
فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَاْكُولٍ
5-Fecealehum keasfin me'kul.
Sonunda onları, yenik ekin yaprağı gibi kıldı.

Şayet böyle yapar, duruşunu belirler, zulme, haksızlığa, hortumculuğa, ahlaksızlığa karşı insani olanı, ahlaki olanı, hak ve hakikat olanı yaparsan başarıya ulaşırsın.

Bunun için, bu düzeni, sistemi, taşlamalısın, eleştirmelisin. Olumsuzluklarını, haksızlıklarını, hortumlarını, zulümlerini, ahlaksızlıklarını dillendirmelisin, dillere düşürmelisin. Bu yoldaki eleştirileri, fikirleri olgunlaştırmalı, pişirmeli ve taşlayacak kıvama getirmelisin.

Bu yolda insanları uyarmalı, seferber etmeli, uyandırmalı, sürü sürü kuşlar gibi birlikte bir araya gelip mücadele etmelisin. Birlikte çalışmalısın. Toplumsal gücü, ahlakı, vicdanı harekete geçirmelisin.

O zaman, bu zalim, ahlaksız ve hortumcular, bunların sistemleri, düzenleri, tuzakları, kurt yeniği ekin yaprağı gibi delil deşik olur. Ateşin odunu yemesi gibi bitirir, tüketir. Hayat damarları yok olur. Gücünü, hortumunu kaybeder, ölür. Başaksız sap gibi değersizleşir. Elle tutulacak yanı kalmaz. Yapraklar misali yerde sürünür. Tezgahları yerle bir olur.

O halde neden bunları bilmez gibi davranıyorsun. Harekete geçmiyorsun. Zalim, ahlaksız ve hortumculara karşı, duruşunu belirlemiyorsun. Taşlamıyor, eleştirmiyor ve örgütlenmiyorsun.
Ahmet Aldemir
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Kimi zaman düşünmeden bilinçsizce söyleniyor da olsa dine tamamen aykırı olan onlarca söz yerleşmiş toplumda. Duyduğunuzda bir anda irkilmenize yol açan, Kuran'a ve dine karşı saygısız üslup içeren sözleri söyleyen kişiyi kesinlikle uyarmak gerekir. Neden yanlış olduğu açıklanmalı ve kişi Kuran'la uyarılmalıdır.

İnsanların en fazla düştükleri hata, yaşamın en ciddi konusu olduğu halde dinin hafife alınması. Din ve dini kavramlar konusunda espri yapmak, fıkra anlatmak ve bu konudaki espri, fıkra ve karikatürlere gülmek çok normal davranışlar gibi görülür. İnternette cennet, cehennem, şeytan kelimelerini arattığınızda karşınıza sayfalarca karikatür ve fıkra çıkar. Dahası muhafazakar olarak bilinen web sitelerinde bile dini öğeler üzerine karikatür ve fıkralar görebilirsiniz. Allah, dini eğlence edinenleri azapla müjdelediği halde, bu tehlikeyi birçok insanın rahatlıkla göz ardı edebiliyor olması hayret vericidir.

[h=2][/h][h=2]Toplumda Yerleşik Kuran Dışı Sözler[/h]İnsanlar arasında ağız alışkanlığı haline gelmiş sözlerden bir kısmını aşağıdaki satırlarda bulacaksınız. Tümü için Rabbimi tenzih eder, yüceltirim.

Bazı kişilerden, "Kuran bugüne cevap vermiyor, geçmişte kaldı" -haşa- sözlerini duyarız. “Kuran’ı çağa uydurma” isteği, gerçekte insanların, Kuran’ı kendi cahiliye sistemlerine uydurma çabasıdır. Kuran bugünle iç içedir; anlatılan her olay karşılaşılacak bir olaydır. O dönemde yaşanmış bitmiş demek Kuran’ın ruhuna aykırıdır.

"Din ve bilim ayrıdır" demek ise tam bir cehalettir. Bilim, üstün güç sahibi Allah’ın yarattıklarını incelemek için vardır. Kuran, insanları bilimsel araştırmalar yapmaları yönünde teşvik eder, pek çok ayetle gökler, yer ve yarattığı her şey üzerinde derin düşünmeye, ‘alim’ olmaya yönlendirir. Allah’ın yarattığı her şey, Allah’ın yüceliğinin ve büyüklüğünün kanıtıdır.

Yukarıdaki çarpık görüşün bir sonraki aşaması bilim ve dinin çatıştığı düşüncesidir. Bilim, evreni ve içindeki varlıkları incelemenin ve Allah'ın yaratışındaki üstünlüğü keşfederek insanlığa açıklamanın yoludur. Dolayısıyla sıklıkla gündeme getirilen bu gibi iddiaların anlamsızlığı da çok açıktır. Dinin, Allah'ın yaratmasındaki detaylara ulaşma yolu olarak benimsediği bilimle çelişebileceği düşüncesi yanılgıdır.

“İslam yüzünden ülkeler bu kadar geri kaldılar" inanışı da son derece cahilcedir. Asr-ı Saadetten bu güne geçen 14 yüzyılın ilk 12'sinde, Müslüman devletler, dünyanın en büyük güçleri arasında yer almıştır. Müslümanların siyasi, askeri, bilimsel, kültürel anlamda geri kalması, geçtiğimiz iki yüzyıla has, "olağandışı" bir durumdur. İslam dünyası bilim, teknoloji, kültür, sanat, düşünce gibi alanlarda, çok uzun süre dünyanın öncüsü olmasına rağmen diğer medeniyetlerden geri duruma düşmüştür. Öte yandan diğer medeniyetlerde üretilen birtakım yanlış felsefe ve ideolojiler de, 19. yüzyıldan itibaren bazı Müslümanları etkisi altına almıştır. İslam'ı temsil etme iddiasıyla ortaya çıkan, ama gerçekte İslam ahlakına tamamen aykırı vahşetler uygulayanlar ise İslam dışı radikallerdir.

Toplum genelinde, "din belli bir yere kadar yaşanır, aşırıya kaçmamak gerekir" gibi Kuran dışı bir mantık yerleşiktir. Allah, “Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.” (İnşirah Suresi, 7) buyururken, "aşırı"dan kastedilen ne kadarıdır ve bunun kıstasını insan mı koyacaktır? Kuran'da tarif edilen mümin modeli, Allah'ın hoşnutluğunu ve sevgisini bütün kişisel çıkarların üzerinde tutan, ahretine yönelik ciddi bir çaba içinde olan samimi ve dürüst insan karakteridir.

"Din başka, dünya işleri başka" diyerek günün 23 saatini Allah'tan uzak yaşayan kimi insan, 1 saatten az bir vaktini namaz kılmaya ayırır ve bununla kendini yeterli görür. Oysa insanın ibadetleri, hayatı ve ölümü, tümü Allah içindir.

"Bu yaşta din yaşanır mı? Yaşlanınca nasılsa köşene çekilir, ibadetini yaparsın, hacca gidersin" gibi sözler de Kuran'a terstir. Kuran yalnızca yaşlıları değil, iyi ve kötüyü ayırt edebildiği, aklı olgunlaştığı ve şuuru açıldığı yaştan itibaren her insanı muhatap alır. Ve her insan ölene kadar Kuran'dan sorumludur. Dahası yaşlıkta acz vardır. İbadete yönelme vakti gençliktir.

"Allah neden kötü ve zarar veren şeyler yaratıyor?" diye sorar birçok insan. Kuşkusuz en önemli sebeplerden biri, insanın dünya hayatında zorluk ve sıkıntıyla eğitilmesidir. Allah merhamet edenlerin en merhametlisidir ve dünya hayatındaki eksiklikleri göstererek, insanları ahiretteki sonsuz azaba karşı uyarıp korkutur. İnsan böylece aczini ve Allah'ın yardımına ne denli muhtaç olduğunu daha iyi kavrar, verilen nimetlerin önemini daha iyi takdir eder. İmtihan anında ise iman eden ve etmeyen insanlar birbirinden ayrılır. Zorluk yaşayan kişi samimi iman sahibiyse sıkıntı duymaz, sabreder, tevekkül eder. Sıkıntısını giderecek olan Allah'tır; O'ndan yardım diler. Bu, iman sahibinin eğitim sürecidir.

Dini tam olarak yaşamayan birçok aile çocuklarına Allah'ı -haşa- “Allah Baba” olarak tanıtır. Adeta Hıristiyanlıktaki teslis (üçleme) inancına benzeyen bu ifade, Kuran ve İslam dışıdır; dine uygun olmayan bir üsluptur. Çocuk bu şekilde yanlış olarak yönlendirilmiş olur.

"Her şeyi Allah yarattı, peki -haşa- Allah'ı kim yarattı" gibi çarpık mantık ürünü sorularla ise bir yere varılamayacağı açıktır. Çünkü bu soruların sonu gelmez. Allah yaratır, yaratılmaz.

Allah'tan çok uzak yaşadığı halde kimi insan "Allah nasılsa bağışlar" diyerek hata ve günahlarına devam eder. "Allah, yarattığı kuluna azap etmez" düşüncesindeki bu kimse, "Kıyamet-saatinin kopacağını da sanmıyorum. Buna rağmen Rabbime döndürülecek olursam, şüphesiz bundan daha hayırlı bir sonuç bulacağım." (Kehf Suresi, 36) ayetinde söz edilen kişi gibi ahirette iyi bir yerde yaşayacağını zanneder.

Bir soruya verilen "İnşaAllah" cevabı genellikle olumsuz anlamda anlaşılır. Karşılığında "İnşaAllahı, maşaAllahı yok" der kimi insan. Oysa inşaAllah, Allah dilerse anlamındadır ve Rabbimiz bir iş yapılmadan önce bu kelimenin söylenmesini emreder.

Birçok insan da, "cehennemde biraz yanıp cennete girerim" diyerek cehennemi hafife alır, günah işlemeyi kendine meşru görür. Oysa "... kim bir kötülük işler de günahı kendisini kuşatırsa, (artık) onlar, ateşin halkıdırlar, orada süresiz kalacaklardır.” (Bakara Suresi, 81) Parmağının ucu yandığında bile acı duyarken, insanın, cehennem konusunda bu denli çirkin cesaret sergilemesinin asıl nedeni ahrete kesin bilgiyle iman etmiyor olmasıdır.

"Bu kadar günah işleyen insan var, cehennemde bana yer kalmaz" diyerek kendini rahatlatan kişilerin ise bilmedikleri bir şey vardır: "O gün cehenneme diyeceğiz: "doldun mu?" O da: "Daha fazlası var mı?" diyecek. (Kaf Suresi, 30) İlginç olan, kendince dar bir mekan olduğu için cehenneme girmeyeceği tahmininde bulunan kişinin, aynı şeyi cennet konusunda düşünmemesidir.


FUAT TURKER
 

aldemira

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Kas 2011
Mesajlar
85
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
68
zulumlere şahit oldukça surenin evrensel mesajları ibret sayfası olarak karşımızda duruyor.
 

aldemira

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Kas 2011
Mesajlar
85
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
68
O halde sende ashabı fil gibi olma, onlara yakın durma, onlardan uzak dur. O zalim, kaba güç sahiplerinden, hortumculardan, ahlaksızlardan, Kuran dışı olanlardan ayrıl. Zulümden ve hortumculuktan, haksızlıktan, ahlaksızlıktan ve yaşam biçimlerinden arın.

Onlara karşı ol. Güce, kuvvete, mala, mülke, makama, koltuğa, statüye dayanan, hak hukuk demeden gücü yettiğini ezen, zulmeden, hortumlayan, soyan, sömüren herkese, her şeye, her sisteme, her ahlaksız düzene karşı dur, mücadele et.

Böyle yaparsan, bu yolda çalışırsan bil ki onların tuzakları, sistemleri, düzenleri boşa çıkar, yerle bir olur. Bu yolda olanlara Rabbin yardımı kaçınılmazdır. Galip gelmeniz mukadderdir.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt