Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Fatih'i Fatih yapan niyetinin büyüklüğüdür (1 Kullanıcı)

istikbal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
1,236
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Uzun ve düşünülmüş yoldan.
Hedefe ulaşmak, önce hayal etmekle başlar. İdeallerimize zihnimizde planlamadan ve gereken iradeyi, çalışma ve gayreti sergilemeden ulaşamayız. Hedefe ulaşma adına hayal etme elbette yeterli değildir. Hayaller gerekli olan maddi ve manevi donanımla desteklenmezse hedefe ulaşılması imkansızdır. İstanbul fatihi, Fatih Sultan Mehmet daha çocuk yaşta bu yola gönül koymuş, duygu ve düşünce dünyasını fetih hayalleriyle süslemiş, oyunlarında İstanbul’u bir değil belki yüzlerce kere fethetmişti.Fatih, İstanbul’u fetheden muzaffer bir kumandan olmasının yanında, medresede kendisine ayrı oda tahsis edilecek seviyede ilim ve aynı ölçüde bir kalp ve ruh insanıydı. Bir diğer ifadeyle o, madde ve manayı birbiri içinde bütünleştirip bünyesinde barındıran bir alperendi. Şu tek örnek, onun tevazu ve edebini göstermek için yeter ve artar: Hocası Akşemseddin’in olsun, devrinin ışık insanlarından Molla Hüsrev ve Molla Gürani’nin olsun, hocalarının yanında, bir talebenin hocasına karşı takınması gerekli tavrı takınır, saygılı davranır ve edep içinde onların huzurlarında otururdu. Zaten bizim dünyamızdaki fetihler, hep böyle ruh, mana, edep ve aksiyon insanlarının elinde gerçekleşmiş ve insanlığa armağan edilmişlerdir.


[SIZE=+1]O, HEP BÜYÜK DÜŞÜNMÜŞTÜ[/SIZE]
Fatih, “ni’mel emir-ne güzel komutan” madalyasıyla şereflenirken niyetindeki büyüklükle doğrudan doğruya Peygamber Efendimiz tarafından taltif edilmiştir. O, bu müjdeye nail olabilmek için İstanbul’un fethini daha çocuk yaşlarında planlıyordu. Hep büyük düşünüyordu, büyüklerle beraber oluyor, onlarla istişare ediyor ve yaptığı işin büyüklüğüyle kıyaslandığında küçük denecek bir yaşta büyük işler başarıyordu.
Fatih’in değeri, dikkat edilince anlaşılabilecek bir mazhariyettir. Efendimiz (aleyhissalatü vesselam) İslam’ın izzetini bayraklaştıran, Bizans ve Avrupa’nın üstüne tırmanıp çıkan Fatih’i bizzat ve çok önceden müjdelemiştir. Fatih bu zamanda 21-22 yaşında bulunuyordu ki bu yaşlar aynı zamanda beşerî arzuların baskısının en çok hissedildiği bir döneme tevafuk etmektedir. Zamanımızda bu yaştaki çocuklar ya liseye ya da üniversiteye gitmesine rağmen o, devletin başında bulunan bir idarecidir. Bu çok büyük bir pâyedir ve Fatih bu pâyeyi, niyetinin sağlamlığıyla beraber, ruhunu güzel kullanmak ve iradesinin hakkını vermek sûretiyle liyakatle kazanmıştır.
***
[SIZE=+1]EFENDİMİZ NİYE FATİH’İ ÖVÜYOR?[/SIZE]
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de bize göre 14, ona göre ise 7-8 asır evvel, “İstanbul’u fetheden emir, ne güzel emir, onu fetheden asker, ne güzel askerdir!” buyuruyor. O ordunun içinde Akşemseddin de vardır. Onun da muhakkak ki o büyük sultanın İstanbul’u fethinde büyük hizmetleri olmuştur. Ama Efendimiz’in övgüsü Fatih’e olmuştur. Çünkü Fatih’in kanatları, altında Akşemseddinler, Molla Güraniler gibi pek çok ilim adamı ve Allah dostu yetiştirmeye müsaittir. Nitekim o ilme ve ilim adamlarına çok ehemmiyet vermiş, onları korumuş, İstanbul’u bütün dünyaya ilim ışıkları saçan bir merkez haline getirmişti.
İslam’ın izzeti için kendinden 7-8 asır evvel yaşamış Zât’ı (aleyhisselâm) kendisine rehber yapmış ve O’nun adıyla ayrıca bir şeref kazanmış olan Fatih, Rumeli Hisarı’nı yaptırırken, onun mimarisini, Nebinin yüce adını hisara işlemek için, yukarıdan bakıldığında Arapça “Muhammed” yazılacak şekilde planlatarak, hisarı o mübarek ad’a benzetmeye çalışmış ve ruhuna işlediği Efendimiz’in yüce adını denizin kenarına da işlemiş ve hayatı boyunca milli-manevi değerlerini çok aziz tutmuştur.
Şimdi biz de aynı sorumluluk altında bulunuyoruz. Bir müminin hedefi Rabbimiz’in yüce adını ve İnsanlığın İftihar Tablosu’nun nurlu mesajlarını güneşin doğup battığı her yere ulaştırmaktır. Bu yönüyle himmetler, cehdler ve azimler âli tutulmalıdır. Çünkü Allah, öte âlemde muamele yaparken bu niyetimize göre bize muamele yapacaktır. Zira mü’minin niyeti amelinden daha hayırlıdır ve mü’minin niyetinin ufku çok geniş olmalıdır.
074cv.jpg


alıntı
 

~Elçi~

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2007
Mesajlar
2,893
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Esselamun aleyküm kardeşim Rahman razı olsun Rabbim Fatih in inanç gücünü bizlerede bahşetsin inşaallah
selam ve dua ile..



 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt