Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ey Yûsufi bir düşle sevdiğim yar! (1 Kullanıcı)

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
39
kumsaldaki_gul_Nettekeyif.net.jpg



Ve Sen gittin.
Gittin ya...
gidişin, tanıyıp bilmediğim bir zamana denk geldi...
Bir tarih vardı bir de; saat.
Oysa zamansız sevmiştim...
Tüm hayırlarımı sana yormuştum ben.
Umutlarımın güleç yüzü, yûsufi düşlerimin sahibi,
Yûsufi bir düşle sevdiğim yardın ey yar.


Sen yoksun.
Yoksunluk, yoksulluk düştü payıma.
Hiç bu kadar ıslanmamıştı yağmur kendi benliğinde,
kendi halinde, bir başına yağarken
Gözlerim şimdi kuraklık vaktinde.

Üzülme.
Yeter ki sen gülümse hayata.
Gül ki güller açsın yüreğinde.
Ben mahkum ettim Yûsufi düşlerimi yüreğimin çıkmaz sokaklarına.
Çıkamayacaklar hiçbir zaman aydınlığa.
Eremeyecekler mürüvvetlerine.

Başına buyruk cümleler oluşturdum her seferinde.
Oysa çok uslu olmaları için söz verdirtmiştim.
Çıkmaz sokaklarına girmek için çırpındılar hep,
Ve her seferinde çıkmazlıklarına takılıp geri döndüler...

Gönlümün penceresinden bakıyorum sana ve sensizlikle yoğurduğum hayata.
Yüzümde şefkatli bir meltem,
Ardından gelen şiddetli bir rüzgar.
Ve aklımda yarım kalmışlıklar,
Rüzgar taşımış, getirmiş; kuru bir dala asılmış, kurbansızlık yolunda kurban giden sevdamın kokusunu...
Yüreğim ürperdi
Gönlümden usulca geçen; bir ahu zar...
Ve aklımda yeni yeni ütopyalar...

Hayır! yapmayacağım, atmayacağım buraya o tarihi.

Şimdi, cümlelerim her tarafından yara aldı
Anlamsızlık yolunda alıp başını gittiler...
Her biri bir tarafa devrildi, artık devrikler...
Anlamsızlaşıp, karmakarışıklaştılar.

Karambole düştü yüreğim...

Şimdi ben ne yapayım?
Sana dair büyüttüğüm iyi niyetlerimle nerelere gideyim?
Assam mı, kessem mi?
Korkma! Yargısız infaz değil bu...
Yargılayıp asıyorum şimdi; sana olan hissiyatlarımı
Biriktirdiğim, kumbara olarak kullandığım kalbimdeki sana dair her şeyi.

Hummalı bir yalnızlık şimdi benimkisi
Değilim isyanda
Ama, yolumun ucu nisyanda...
Martılar yine dans ediyorlar
Ve yine en güzel şarkılarını söylüyorlar denize karşı
Deniz hırçın,
Deniz küskün
Ve nihayet, deniz suskun.

Ve ben!
Ey Yûsufi bir düşle sevdiğim yar!
Bir adın kaldı bana, unutulmaya yüz tutan,
Oysa adını çakmıştım mıh gibi zihnime.
En güzel şifayı sürüyorum yürekceğizime; "Unutmak"

Şükrolsun Unutturana, Unutulmayacak Olana.

Adını batırmak istedim anlamca anlamsız metinlere
Nisyanı arzuladım...
Ruhumu yeniden yontmaya başladım
İzlerini sileceğim, sana dair hayatta ne varsa
Hayatın dibine batıracağım.
Ve ab-ı hayattan bir yudum tadacağım,
Nisyan perdelerinin ardından dalacağım içeri.

Şimdi yüreğim bir çöl kadar sessiz...
Şimdi yüreğim bir çöl kadar kurak...
Şimdi yüreğim bir okyanus kadar uçsuz bucaksız.

Ellerim, savaştan çıkma harabelerin izlerini taşımaktaysa da
Yüreğim, nice tehlikeler atlatmış bir ahunun ki kadar debdebeli,
İçinde okyanusları barındıran bir kum tanesi kadar yalnız,
Yani, Bir kum tanesi yalnızlığı benimkisi...

Ve ben!
Öğretildim, Öğrendim...
Malzemesi top ve tüfeklerin değil,
Gönül ve gözlerin olduğu bir savaşından ardından;
Bir çöl kadını gibi olmayı,
Zamanı geldiğinde azad etmeyi ve edilmeyi
Konuşmadan anlatmayı
Söyletmeden duymayı
Dillerdeki değil, gözlerdekini...
Şatafatlı kahkahaların ardındaki ince sızıları

Öğrendim!...
Beklemeyi...
Beklemeyi...
Beklemeyi...

Ve, Sabrı...

 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
39
Bu gece zifiri karanlık dört bir yan..
Ay geceye dargın,ben sana..
Adımların karanlıkta sesini kaybederken,uzanıp tutmak istedim ardından gölgeni..
Hani bir gece ve son defa benle kalırsın diye..
Tutamadım...
Tutunamadım sana..
Öğlece yığılıp kaldım kaldırımın soğuk bedenine..
Ben her gecemde seni yaşarken..
Sen tek gecede karanlığa teslim ettin beni..

Belki de Ay'ın geceye dargınlığı bu yüzdendir..
Benim de sana...
Gülüşlerim vardı benim ... Ben kimin , ben nerdeyim ?
Tam karşıya geçerken bıraktığın o el benim Her uykuya dalışımda ,sana kapatırdım gözlerimi..
Düşümdeki senden habersizdin..
Sabah, silüetini alınca düşümden,sensizliğe açardım gözlerimi..
Güneş güne küsseydi bir kez de,doğmasaydı hiç..
Ve sen hep saklı kalsaydın düşlerimde her gece..
Bir de sen bırak beni
Unut gittiğin bir yerde
Kim kaldı ki
Çok büyüdüm sayendeParmak uçlarımdaki titremeye bir anlam veremiyorum..
Oysaki üşümüyorum da hiç..
Yine sensizlik düştü yüreğime galiba..
Kan revan içinde sayıklamalarım olacak sanırım..
Terleyecek ellerim,yanacak bu gece yine kalbim..
Harflerimin çığlığını duyuyorum..
Ömrümü yakmıştı ya ansızın gidişin..
Şimdi yine..
Beni yakacak harflerimi topluyorum yerden..
Ve çakıyorum kibriti birden..
Tabirim caiz değil , numunem yok , sende kalsın aslım
Müstakil bir masaldı , bitti işte , ben aynı haytayım
Gülüşlerim vardı benim ... Ben kimin , ben nerdeyim ?
Tam karşıya geçerken bıraktığın o el benim Şimdi...
Beni yakan cümlelerimin aşkına..
Beni karanlığa teslim eden gözlerinin aşkına..
Giderken yanağımı nemlendiren yaşlarının aşkına..
Aşk'ının aşkına...
Gel de al küllerimi,savur geceye...
Bir de sen bırak beni
Unut gittiğin bir yerde
Kim kaldı ki
Çok büyüdüm sayende..


 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
39
Ben her gecemde seni yaşarken..
Sen tek gecede karanlığa teslim ettin beni..
 

VaVeyla

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
11,102
Tepki puanı
23
Puanları
38
Konum
Mevlana diyarı
Sen yoksun.
Yoksunluk, yoksulluk düştü payıma.

Hiç bu kadar ıslanmamıştı yağmur kendi benliğinde,
kendi halinde, bir başına yağarken
Gözlerim şimdi kuraklık vaktinde.

Üzülme.
Yeter ki sen gülümse hayata.
Gül ki güller açsın yüreğinde.
Ben mahkum ettim Yûsufi düşlerimi yüreğimin çıkmaz sokaklarına.
Çıkamayacaklar hiçbir zaman aydınlığa.
Eremeyecekler mürüvvetlerine.

Ben her gecemde seni yaşarken..
Sen tek gecede karanlığa teslim ettin beni..


diyecek başka bir şey kaldı mı bilemiyorum
yüreğine sağlık çook güzeldi
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
39
Sen yoksun.

Yoksunluk, yoksulluk düştü payıma.
Hiç bu kadar ıslanmamıştı yağmur kendi benliğinde,
kendi halinde, bir başına yağarken
Gözlerim şimdi kuraklık vaktinde.

Üzülme.
Yeter ki sen gülümse hayata.
Gül ki güller açsın yüreğinde.
Ben mahkum ettim Yûsufi düşlerimi yüreğimin çıkmaz sokaklarına.
Çıkamayacaklar hiçbir zaman aydınlığa.
Eremeyecekler mürüvvetlerine.

Ben her gecemde seni yaşarken..
Sen tek gecede karanlığa teslim ettin beni..



diyecek başka bir şey kaldı mı bilemiyorum
yüreğine sağlık çook güzeldi


ALLAH razı olsun kardeşim,
gözlerine sağlık..
selam ve dua ile
 

mervenur16

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ara 2008
Mesajlar
1,098
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
resim güzel yazıda güzel teşekkür ettik
 

esra01

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ağu 2007
Mesajlar
157
Tepki puanı
0
Puanları
0
S.aLeyküm.. Bu nasıL güzel bir yazıdır böyLe.. Rahman Razı oLsun emanet55 kardeşim..
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
39
S.aLeyküm.. Bu nasıL güzel bir yazıdır böyLe.. Rahman Razı oLsun emanet55 kardeşim..

aleyküm selam kardeşim,
çok güzel dimi,beğendiğinize sevindim..
ALLAH sizdende razı olsun..
selam ve dua ile..
 

Guo1903

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Haz 2008
Mesajlar
2,657
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
...............................
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
39
Öğrendim!...
Beklemeyi...

Beklemeyi...
Beklemeyi...

Ve, Sabrı...

 

VaVeyla

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
11,102
Tepki puanı
23
Puanları
38
Konum
Mevlana diyarı
....Ve ben!
Ey Yûsufi bir düşle sevdiğim yar!

Bir adın kaldı bana, unutulmaya yüz tutan,
Oysa adını çakmıştım mıh gibi zihnime.
En güzel şifayı sürüyorum yürekceğizime; "Unutmak"....
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
39
....Ve ben!

Ey Yûsufi bir düşle sevdiğim yar!
Bir adın kaldı bana, unutulmaya yüz tutan,
Oysa adını çakmıştım mıh gibi zihnime.

En güzel şifayı sürüyorum yürekceğizime; "Unutmak"....

ALLAH razı olsun kardeş...
selam ve dua ile kalasın...
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
39
yağmur yağıyor kirpiklerine
gözlerin şehirden akıyor
serçenin üşüyen vücuduna bezeniyorum
fatihin kuzey tarafındaki serçeleri hatırladın mı
bir çift gözle beslediğimiz serçeleri
gözlerin diyorum gözlerimiz diyorum...

zamanın hadsizliği geliyor aklıma
gidişin, dönemeyişin
ellerin birde
dokunamıyorum

Çok zaman geçti üzerimizden biliyorum
üçyüzaltmışbeş günün firakı doğdu mu üzerimizden...
acılarımız pas tuttu mu
ya anahtar hangi kapının bağrında asılı kaldı...

Artık gitme demeleri öğrendim
çok defterler karaladım
gitme diyebilmek için..
kalmalıydın kalmalıydık
ahir şehrin yetimliğinde aşkın bütün hallerini yaşayan biz olmalıydık

gitmeli miydin
ezberimdeydi gitme demek
serçeler peki,
gittin mi sahi...
 

hallimece

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web Sitesi
hallimece.blogspot.com


Ve Sen gittin.
Gittin ya...
gidişin, tanıyıp bilmediğim bir zamana denk geldi...
Bir tarih vardı bir de; saat.
Oysa zamansız sevmiştim...
Tüm hayırlarımı sana yormuştum ben.
Umutlarımın güleç yüzü, yûsufi düşlerimin sahibi,
Yûsufi bir düşle sevdiğim yardın ey yar.


Sen yoksun.
Yoksunluk, yoksulluk düştü payıma.
Hiç bu kadar ıslanmamıştı yağmur kendi benliğinde,
kendi halinde, bir başına yağarken
Gözlerim şimdi kuraklık vaktinde.

Üzülme.
Yeter ki sen gülümse hayata.
Gül ki güller açsın yüreğinde.
Ben mahkum ettim Yûsufi düşlerimi yüreğimin çıkmaz sokaklarına.
Çıkamayacaklar hiçbir zaman aydınlığa.
Eremeyecekler mürüvvetlerine.

Başına buyruk cümleler oluşturdum her seferinde.
Oysa çok uslu olmaları için söz verdirtmiştim.
Çıkmaz sokaklarına girmek için çırpındılar hep,
Ve her seferinde çıkmazlıklarına takılıp geri döndüler...

Gönlümün penceresinden bakıyorum sana ve sensizlikle yoğurduğum hayata.
Yüzümde şefkatli bir meltem,
Ardından gelen şiddetli bir rüzgar.
Ve aklımda yarım kalmışlıklar,
Rüzgar taşımış, getirmiş; kuru bir dala asılmış, kurbansızlık yolunda kurban giden sevdamın kokusunu...
Yüreğim ürperdi
Gönlümden usulca geçen; bir ahu zar...
Ve aklımda yeni yeni ütopyalar...

Hayır! yapmayacağım, atmayacağım buraya o tarihi.

Şimdi, cümlelerim her tarafından yara aldı
Anlamsızlık yolunda alıp başını gittiler...
Her biri bir tarafa devrildi, artık devrikler...
Anlamsızlaşıp, karmakarışıklaştılar.

Karambole düştü yüreğim...

Şimdi ben ne yapayım?
Sana dair büyüttüğüm iyi niyetlerimle nerelere gideyim?
Assam mı, kessem mi?
Korkma! Yargısız infaz değil bu...
Yargılayıp asıyorum şimdi; sana olan hissiyatlarımı
Biriktirdiğim, kumbara olarak kullandığım kalbimdeki sana dair her şeyi.

Hummalı bir yalnızlık şimdi benimkisi
Değilim isyanda
Ama, yolumun ucu nisyanda...
Martılar yine dans ediyorlar
Ve yine en güzel şarkılarını söylüyorlar denize karşı
Deniz hırçın,
Deniz küskün
Ve nihayet, deniz suskun.

Ve ben!
Ey Yûsufi bir düşle sevdiğim yar!
Bir adın kaldı bana, unutulmaya yüz tutan,
Oysa adını çakmıştım mıh gibi zihnime.
En güzel şifayı sürüyorum yürekceğizime; "Unutmak"

Şükrolsun Unutturana, Unutulmayacak Olana.

Adını batırmak istedim anlamca anlamsız metinlere
Nisyanı arzuladım...
Ruhumu yeniden yontmaya başladım
İzlerini sileceğim, sana dair hayatta ne varsa
Hayatın dibine batıracağım.
Ve ab-ı hayattan bir yudum tadacağım,
Nisyan perdelerinin ardından dalacağım içeri.

Şimdi yüreğim bir çöl kadar sessiz...
Şimdi yüreğim bir çöl kadar kurak...
Şimdi yüreğim bir okyanus kadar uçsuz bucaksız.

Ellerim, savaştan çıkma harabelerin izlerini taşımaktaysa da
Yüreğim, nice tehlikeler atlatmış bir ahunun ki kadar debdebeli,
İçinde okyanusları barındıran bir kum tanesi kadar yalnız,
Yani, Bir kum tanesi yalnızlığı benimkisi...

Ve ben!
Öğretildim, Öğrendim...
Malzemesi top ve tüfeklerin değil,
Gönül ve gözlerin olduğu bir savaşından ardından;
Bir çöl kadını gibi olmayı,
Zamanı geldiğinde azad etmeyi ve edilmeyi
Konuşmadan anlatmayı
Söyletmeden duymayı
Dillerdeki değil, gözlerdekini...
Şatafatlı kahkahaların ardındaki ince sızıları

Öğrendim!...
Beklemeyi...
Beklemeyi...
Beklemeyi...

Ve, Sabrı...


Selamün Aleyküm,

Öncelikle şiirimi beğenip yayınladığıınız için teşekkür ederim fakat Arkadaşlar, yayınladığınız şiirlerin kime ait olduğunu da yazarsanız daha iyi olmaz mı?
Bu şiir bana ait, ve sanki anonim/miş gibi yayınlanması da hiç hoş değil.

iyi günler
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt