Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ey su, çık yerden! (1 Kullanıcı)

garipkalp

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Nis 2007
Mesajlar
629
Tepki puanı
1
Puanları
0
Ey su, çık yerden!

Bir yaz günü, Ankara-Çamlıdere beldesinde kadınlar tarlada çalışmakta, Ali Semerkandi hazretleri ise sığır otlatmaktadır kırlarda.
Ancak namaz vakti geçmek üzeredir.
Büyük Velî abdest almak ister.
Ama su yoktur.
Asasını yere vurur.
- Ey su! Çık yerden! buyurur.
O anda gövde kalınlığında bir su çıkar.
Süratle yayılmaya başlar.
Kadınlar telâşlanır.
- Bu su da nerden çıktı? Ekinler zarar görecek, derler.
Büyük Velî, suya bakarak;
- Ey su! Şöyle belli belirsiz ak! diye seslenir.
O anda suyun hızı kesilir.
Öyle ki, aktığı belli belirsizdir.
ÇEKİRGE ÂFETİ
Bursa’da bir “çekirge afeti” zuhur eder.
Hububata çok zarar verirler.
Uğraşır, netice alamazlar.
Ali Semerkandi hazretlerine gelir;
- Çare nedir? derler.
O, asasıyla çıkardığı “su”dan verir.
- Bundan serpin, kâfi, buyurur.
Hakikaten o sudan serperler.
Çekirgeler, orayı terkederler.
Padişah çok sevinir.
Büyük zatı Bursa’ya davet eder.
Kendi bizzat karşılar, iltifat eder.
Büyük Velî;
- Bana müsaade, der, izin ister.
Padişah üzülür:
- Az daha kalsaydınız, der.
Lakin O;
- Mazur görün sultanım, buyurur.
Padişah;
- Bir emriniz varsa yapalım, der.
Buyurur ki:
- Çamlıdere insanı fakirdir sultanım. Onlara bir ihsanda bulunsanız.
- Hayhay efendim, ama nasıl?
- Mesela, askerlikten af, vergiden muaf olsalar.
- Emriniz olur efendim, der.
Ve bir ferman yazdırıp, arzeder.

Durun! Gelmeyin!

Ali Semerkandi hazretleri “rahime-hullahü teâlâ”, Ankara’nın Çamlıdere beldesinde yaşar. Oranın halkını irşad eder.
Halk fakirdir.
Hayvancılıkla geçinirler.
Ve bir çobana ihtiyaçları vardır.
Büyük Velî bunun farkındadır.
- Ben size çobanlık yaparım, buyurur.
- Sana verecek paramız yok, derler.
- Mühim değil, duanız yeter.
Köylüler;
- Tamam öyleyse der, hayvanlarını getirip teslim ederler.
Akşam hayvanlar dönerler geri.
Bakarlar ki, sütle dolu memeleri.
Hakikati biraz sezer;
- Bu zat, bize benzemiyor, derler.

EY KURT, MAKSADIN NEDİR?
Büyük Velî, sığırları kıra salar.
Bir kurt gelir, bir sığıra fena bakar.
Büyük Velî seslenir:
- Ey kurt, maksadın nedir?
Kurt dile gelir:
- Maksadım, parçalayıp yemektir.
- Şimdi git, yarın gel ye! buyurur.
Ve o akşam vaziyeti sahibine söyler.
Ama inanmaz adam.
Ertesi gün kurt gelir, o sığıra yakın durur.
Büyük zat;
- Ye ama, deriyi delme! buyurur.
Kurt, sığırı yer, dokunmaz deriye.
Akşam, yalnızca “deri gider geriye.
Adam, bunu görünce deliye döner.
Koşar kadıya, şikâyet eder.
Kadı, iki tarafı dinleyip geçer zabta.
- Şahidin var mı? diye sorar bu zata.
- Ağaçlar ve taşlar şahidimdir, buyurur.
O böyle söyler söylemez muazzam bir gürültü duyulur.
Bayırdaki bütün ağaçlar ve taşlar, yerlerinden kopup mahkemeye doğru gelmeye başlar.
Halk korkudan etrafa kaçar.
Büyük Velî;
- Durun! Gelmeyin! diye seslenir.
O anda dururlar.
Köylülerin hepsi görür bunu.
İyice anlarlar “büyük Velî” olduğunu.
 

nermin.demir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Ara 2007
Mesajlar
390
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Selamun Aleyküm.Allah razı olsun.Hepsi birbirinden güzel.Emeğine sağlık.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt