Göz neyi görürse, akıl onun derdine düşüp onunla meşgul oluyor...
Öyleyse, Ey Gözü, güzel bak!...
Sen güzel baktıkça, güzeli gördükçe, kainatın sayfaları açılacak önüne bir bir....
Sen bakmaman gerekenlere baktığında, yorulacak akıl ve kalp...
Gayenin önünü toz kaplayacak...
Kulak, işittiği sözleri tekrarlıyor,
İşitilenlerden akla bir yol gidiyor sanki, ve gereksiz her söz, o yollarda ilerleyip, beyin kıvrımlarında yerini alıyor.
Öyleyse, Ey Kulağım!... kötü şeyleri işiteceğin yerlerden kaç,
Gıybet ve dedikoduya kapan.....
Eller ve ayaklar, her gün türlü işlerde çalışıyor,
Gidilmesi yere götümeyip, uzanıveriyor bazen ayaklar.
Bazen eller, vermesi gereken yere uzanmıyor, geri çekiliyor....
Öyleyse, Ey El!... veren ol.... Ve Ey Ayak!... en güzel yerlere taşı bu bedeni....
Kalp, neyle doluysa ameller de o yönde oluyor... Kalbin ne kadar kısmını boş sevgiler kaplıyor?....
Sevgilerin, esas Sahibine yönelmeyince, bir yük oluyor kalp;
Ey Kalp!... seni Yaratan'dan fazla sevebileceğin kimse varmı?
Akıl, güzelliklerinde, çirkinliklerinde gerçekleşmesinin önceki durağı...
İradeyle yönlendirilen, niyetlerle anlamlanan ameller.
İşte Ey Kalp! düşünmektir, mesleğin. Tefekkürdür, emelin....
Hayrı ve iyiyi hayal etmekte, hayra karar vermekte, iradene hakim olmkata, yani senin işleyişinde belirleniyor herşey... Çizgiler böyle çiziliyor...
Dil, türlü tatlara mütelezziz. Türlü kelamlarla müteellim.
Bazen, dökülen kelamların her biri ayrı bir tohum, ayrı bir çınar yetiştirecek....
Bazen, ağır bir yük olarak inecek insanların kalbine kırıcı sözler...
İşte Ey Dil!... Sarfettiğin sözleri koru... Hayra dön, şerde tutul...
İyi tat!...
Fabrikanın yasakçısı hükmünü koru...
R.Nazik Kaya
Öyleyse, Ey Gözü, güzel bak!...
Sen güzel baktıkça, güzeli gördükçe, kainatın sayfaları açılacak önüne bir bir....
Sen bakmaman gerekenlere baktığında, yorulacak akıl ve kalp...
Gayenin önünü toz kaplayacak...
Kulak, işittiği sözleri tekrarlıyor,
İşitilenlerden akla bir yol gidiyor sanki, ve gereksiz her söz, o yollarda ilerleyip, beyin kıvrımlarında yerini alıyor.
Öyleyse, Ey Kulağım!... kötü şeyleri işiteceğin yerlerden kaç,
Gıybet ve dedikoduya kapan.....
Eller ve ayaklar, her gün türlü işlerde çalışıyor,
Gidilmesi yere götümeyip, uzanıveriyor bazen ayaklar.
Bazen eller, vermesi gereken yere uzanmıyor, geri çekiliyor....
Öyleyse, Ey El!... veren ol.... Ve Ey Ayak!... en güzel yerlere taşı bu bedeni....
Kalp, neyle doluysa ameller de o yönde oluyor... Kalbin ne kadar kısmını boş sevgiler kaplıyor?....
Sevgilerin, esas Sahibine yönelmeyince, bir yük oluyor kalp;
Ey Kalp!... seni Yaratan'dan fazla sevebileceğin kimse varmı?
Akıl, güzelliklerinde, çirkinliklerinde gerçekleşmesinin önceki durağı...
İradeyle yönlendirilen, niyetlerle anlamlanan ameller.
İşte Ey Kalp! düşünmektir, mesleğin. Tefekkürdür, emelin....
Hayrı ve iyiyi hayal etmekte, hayra karar vermekte, iradene hakim olmkata, yani senin işleyişinde belirleniyor herşey... Çizgiler böyle çiziliyor...
Dil, türlü tatlara mütelezziz. Türlü kelamlarla müteellim.
Bazen, dökülen kelamların her biri ayrı bir tohum, ayrı bir çınar yetiştirecek....
Bazen, ağır bir yük olarak inecek insanların kalbine kırıcı sözler...
İşte Ey Dil!... Sarfettiğin sözleri koru... Hayra dön, şerde tutul...
İyi tat!...
Fabrikanın yasakçısı hükmünü koru...
R.Nazik Kaya