Ey Gönül! Tek sırdaşım, Nefsimden kaçtığım kuytum..
Gel seyahate çıkalım, vefâsızlar aleminden; vefâlı tek dost ve sevgiliye, Allah'a (cc).. Zaman ve mekandan öte Zamansızlık ve mekansızlığa..
Sen yoldaşım ol, AŞK ise Burak'ım, Hz. Kur'an kılavuzumuz ols...un Hz. Muhammed (sav) ise rehberimiz...
Herkes kâinatı dolaşırken, biz kendimizi keşfedelim; Kemâlat nasılmış bir hissedelim..
Gel, nefsimle beraber nefis taşıyanlara ibret olalım, ders olalım; En büyük vazifeye ve kazanca koşalım, Allah'ın (cc) eşsiz esmâlarına ayinedarlık yapmaya çalışalım umulur ki Rıza-i İlahiye kavuşuruz...
Ey Gönül! Ne tuhaf değil mi?
Bir ömür şah damarımızdan daha yakın bir Sevgili'yi (cc) aramakla geçiyor..
Hem de tüm mahlukatı vasıtasıyla eşsiz ve sayısız esmâları vesilesiyle durmadan bizi kendine çağırmakta iken!
O, hem çok yakın hem de çok uzak olmayı imtihan hikmetine bina etmiş anlasana! Hiç deryada yüzen balık deryayı arar mı?
Aslında O'nu aramıyoruz, O bizi kendine çağırıyor; işin özü O farkedilmek istiyor... Ey Gönül! Aşkın evsâfıdır terkedilmişlik, sessizlik, bilinmezlik..
Bunlar olmadan AŞK yalnızca kuru bir hecedir..
Aşkı söylemesi kolay ama yaşaması zordur!
AŞK, kozaya girmiş tırtıl misâli insanı semâ ehlinden bir kelebek yapan değişimin adıdır..
Ben de ipek yerine harflerden, hecelerden, kelimelerden, cümlelerden bir koza, saray yaptım kendime!
Buraya Aşk ehlinden başkası giremez, ; girse de buradaki hikmetlerden nasiplenemez...
Ey Gönül! AŞK, Sevgilide kendini aramak ve de sonunda bulmaktır..
Yine AŞK, ayna misali Sevgilide kendine bakmaktır..
Sevgilide, kendinden hisler tatmak veya kendinde, Sevgiliden izler taşımak; Sevgiliyle bir olmaktır...
Ey Gönüldaş! Etten ve kemikten libasımızı soyunduğumuz gün sanma biz zevâl ve firâk ızdırabı içerisindeyiz.
Biz gönlümüzü buraya bağlamadık ki neyin ayrılığından yanıp yakınalım, bilakis gurbetteki çilemiz dolmuş olup eşsiz Sevgili’yle (cc) vuslatı yaşamadayız.
Bizim tek mirasımız Aşktır; mezarımızı da toprakta aramayınız, bizim mezarımız âşıkların yaralı gönülleridir..
SELAM VE DUA İLE...
ALINTI
Gel seyahate çıkalım, vefâsızlar aleminden; vefâlı tek dost ve sevgiliye, Allah'a (cc).. Zaman ve mekandan öte Zamansızlık ve mekansızlığa..
Sen yoldaşım ol, AŞK ise Burak'ım, Hz. Kur'an kılavuzumuz ols...un Hz. Muhammed (sav) ise rehberimiz...
Herkes kâinatı dolaşırken, biz kendimizi keşfedelim; Kemâlat nasılmış bir hissedelim..
Gel, nefsimle beraber nefis taşıyanlara ibret olalım, ders olalım; En büyük vazifeye ve kazanca koşalım, Allah'ın (cc) eşsiz esmâlarına ayinedarlık yapmaya çalışalım umulur ki Rıza-i İlahiye kavuşuruz...
Ey Gönül! Ne tuhaf değil mi?
Bir ömür şah damarımızdan daha yakın bir Sevgili'yi (cc) aramakla geçiyor..
Hem de tüm mahlukatı vasıtasıyla eşsiz ve sayısız esmâları vesilesiyle durmadan bizi kendine çağırmakta iken!
O, hem çok yakın hem de çok uzak olmayı imtihan hikmetine bina etmiş anlasana! Hiç deryada yüzen balık deryayı arar mı?
Aslında O'nu aramıyoruz, O bizi kendine çağırıyor; işin özü O farkedilmek istiyor... Ey Gönül! Aşkın evsâfıdır terkedilmişlik, sessizlik, bilinmezlik..
Bunlar olmadan AŞK yalnızca kuru bir hecedir..
Aşkı söylemesi kolay ama yaşaması zordur!
AŞK, kozaya girmiş tırtıl misâli insanı semâ ehlinden bir kelebek yapan değişimin adıdır..
Ben de ipek yerine harflerden, hecelerden, kelimelerden, cümlelerden bir koza, saray yaptım kendime!
Buraya Aşk ehlinden başkası giremez, ; girse de buradaki hikmetlerden nasiplenemez...
Ey Gönül! AŞK, Sevgilide kendini aramak ve de sonunda bulmaktır..
Yine AŞK, ayna misali Sevgilide kendine bakmaktır..
Sevgilide, kendinden hisler tatmak veya kendinde, Sevgiliden izler taşımak; Sevgiliyle bir olmaktır...
Ey Gönüldaş! Etten ve kemikten libasımızı soyunduğumuz gün sanma biz zevâl ve firâk ızdırabı içerisindeyiz.
Biz gönlümüzü buraya bağlamadık ki neyin ayrılığından yanıp yakınalım, bilakis gurbetteki çilemiz dolmuş olup eşsiz Sevgili’yle (cc) vuslatı yaşamadayız.
Bizim tek mirasımız Aşktır; mezarımızı da toprakta aramayınız, bizim mezarımız âşıkların yaralı gönülleridir..
SELAM VE DUA İLE...
ALINTI