Nur-u Secde
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 3 Nis 2022
- Mesajlar
- 439
- Tepki puanı
- 619
- Puanları
- 93
Ey erkek kardeşlerim!
Eğer hakiki manada yeri-göğü inleten bir kadının elinde diriliş olacak evladlar büyüsün istiyorsanız; karınıza o şekilde davranınız.
Çünkü herkes; ona nasıl davranılıyorsa ister istemez o hale bürünür.
Ve bilin ki asla ama asla;
- Ezilmiş kadınlar şahsiyetli çocuklar yetiştiremez!
Bu nedenledir ki hiçbir İslam önderinin, hiçbir dava erinin eşlerini ezdiğini ve sert davrandığını göremezsiniz.
Şehit Muhsin Yazıcıoğlu, onca dava arasında dahi hanımına şu satırları yazarak onu nasıl başına taç ettiğini aleme duyurmuştu:
“Kırağı vurmuştu hüzün bahçelerime
Solan sevgilerime bin sevda kattın
Kara saçlarına kaderimi bağladım
Buğulu gözlerinde ben, mutluluktan ağladım.”
Koskoca cihan padişahı Abdulhamid Han, hayatında bir defa çorabını giydiren eşine 7 defa “hakkını helal et hanım” demiştir.
Peygamberimiz, bırakın incitmeyi, kadınların oturduğu katırı, sert çeken sahabeye dahi “kadın billurdur, incitmeyesin!” diye uyarmıştır.
Böyle değer gören hanımlar yakmıştır cihad ateşini.
Ve tüm önder şahsiyetler karılı-kocalı taşımışlardır bu davayı.
Ancak aciz, zavallı erkeklerin eliyle hor görülen, aşağılanan, dövülen, ezilen kadınlar ise kendi yaralarını saramamışlardır ki, ümmete faydaları olsun.
Hepsi melankolik şekilde, gördükleri zulmü hazmetme derdine düşmüşlerdir.
Ne kendilerini, ne evladlarını bir adım öne çıkaramamışlardır.
Karısına bu hayatı reva gören sözde adamlar ise “hayırsız” olarak yazılmıştır ahirette açılacak defterlere!
Yaşadıkları travmalardan etkilenen çocuklar ise ya içine kapanmış, ya aynısını yaşatarak zulmün bir parçası olmuşlardır.
Ama asla bu evlerden "şahsiyetli önderler" çıkmamıştır.
Çünkü kadının neyse, zürriyetin de odur.
Yağmur ibic
Eğer hakiki manada yeri-göğü inleten bir kadının elinde diriliş olacak evladlar büyüsün istiyorsanız; karınıza o şekilde davranınız.
Çünkü herkes; ona nasıl davranılıyorsa ister istemez o hale bürünür.
Ve bilin ki asla ama asla;
- Ezilmiş kadınlar şahsiyetli çocuklar yetiştiremez!
Bu nedenledir ki hiçbir İslam önderinin, hiçbir dava erinin eşlerini ezdiğini ve sert davrandığını göremezsiniz.
Şehit Muhsin Yazıcıoğlu, onca dava arasında dahi hanımına şu satırları yazarak onu nasıl başına taç ettiğini aleme duyurmuştu:
“Kırağı vurmuştu hüzün bahçelerime
Solan sevgilerime bin sevda kattın
Kara saçlarına kaderimi bağladım
Buğulu gözlerinde ben, mutluluktan ağladım.”
Koskoca cihan padişahı Abdulhamid Han, hayatında bir defa çorabını giydiren eşine 7 defa “hakkını helal et hanım” demiştir.
Peygamberimiz, bırakın incitmeyi, kadınların oturduğu katırı, sert çeken sahabeye dahi “kadın billurdur, incitmeyesin!” diye uyarmıştır.
Böyle değer gören hanımlar yakmıştır cihad ateşini.
Ve tüm önder şahsiyetler karılı-kocalı taşımışlardır bu davayı.
Ancak aciz, zavallı erkeklerin eliyle hor görülen, aşağılanan, dövülen, ezilen kadınlar ise kendi yaralarını saramamışlardır ki, ümmete faydaları olsun.
Hepsi melankolik şekilde, gördükleri zulmü hazmetme derdine düşmüşlerdir.
Ne kendilerini, ne evladlarını bir adım öne çıkaramamışlardır.
Karısına bu hayatı reva gören sözde adamlar ise “hayırsız” olarak yazılmıştır ahirette açılacak defterlere!
Yaşadıkları travmalardan etkilenen çocuklar ise ya içine kapanmış, ya aynısını yaşatarak zulmün bir parçası olmuşlardır.
Ama asla bu evlerden "şahsiyetli önderler" çıkmamıştır.
Çünkü kadının neyse, zürriyetin de odur.
Yağmur ibic