--------------------------------------------------------------------------------
Bütün cazibenle, hasmetinle, nefsime hos gelen güzelliginle karsima geçmis, beni kendine çagiriyorsun. “Bana gel, bana bak, beni sev” diyorsun. Halbu ki, ben ruhlar âleminden yola çikmis, rahmi maderden geçerek senin bagrina inmis, oradan da bir süre oyalandiktan sonra ebed tarafina dogru gidecek olan bir yolcuyum.Sen ise, yolumun üzerindeki bir konaklama yerisin. Bir misafirhanesin. Ama insanlari oyalamak için o kadar çok çesitli ve çok güzel oyncaklarin var ki, gafil kalpler bunlarin gerçek ve ebedi oldugunu düsünerek bütün sevgilerini seni sevmek için kullaniyorlar. Yolculugun diger etaplarini unutup, senin yaninda ebedi kalacaklarimis gibi yasiyorlar. Sen de sahte bir sevgi ile onlari bagrina basiyorsun...
Geçici güzelliklerinle insanlari kandirdigini bilen feraset sahibi insanlar sana “Yalan Dünya” demisler. Geçici oldugun için de, “Fani Dünya” diyenler olmus. Gerçekten de sen de benim gibi fânisin. Yasin milyarlara varsa da, bir gün gelecek senin de ömrün tükenecek. Seni isitan gunes tavaninda nurlu bir kandil gibi parlayan ay ve etrafinda isildayan diger yildizlar ve güneslerle birlikte birgün sen de yok olacaksin.Yani de benim gibi fânisin. Halbu ki benim Üstâdim, “ faniyim, fani olani istemem” diyor. Öyleyse, ben de seni istemiyorum. Ben, bütün duygularimin ebediyen tatmin olacagi ebedi bir âleme yönelmisim.Sahte sevgililerle beni oyalamaya, yolumdan eylemeye çalisma.Ey dünya, çekil yolumdan
Ne insanlar geldi geçti üzerinden. Firavunlari bagrinda barindirdin. Senin hasmetli cazibene kapilarak kendilerini tek hâkim güç zannettiler. Gök yüzüne merdiven dayayip ilâhlik iddiasinda bulundular. Ama bir sinege maglup olarak göçüp gittiler.
Ne sultanlar geldi geçti üzerinden. Kendilerini saltanatin cazibesine kaptirip, misafir olduklarini unuttular. Saltanatlarinin ebediyyen devam edecegini zannettiler. Ama görüldü ki, ne sultanlar ölümsüz, ne de saltanatlari edebî imis
Askerlerinin çokluguna, hazinelerinin zenginligine, topraklarinin genisligine bakarak, “Acaba bu devlet yikilir mi?” diye soranlar oldugu gibi “ bu dünya bir padisaha çok, iki padisaha az gelir” diyenler de oldu. Ama onlar da sonunda bir mezarlik paylarina razi olup göçüp gittiler. Geride türkülere ve agitlara yansiyan hüzünlü ezgiler biraktilar. Benim gibi bir âcizin ise, geride birakacagi hiçbir seyi bulunmuyor. Aczimden baska sermayem yoktur.
Ey dünya, ömür sermayem, çok az, yapmam gereken lüzumlu isler ise pek çoktur. Bana faydasi olmayan, uzun yolculugumda isime yaramayacak olan ve bana ayakbagi olmaktan baska bir ise yaramayan mesguliyetlerle beni oyalama.
işim acele, çekil yolumdan
Bütün cazibenle, hasmetinle, nefsime hos gelen güzelliginle karsima geçmis, beni kendine çagiriyorsun. “Bana gel, bana bak, beni sev” diyorsun. Halbu ki, ben ruhlar âleminden yola çikmis, rahmi maderden geçerek senin bagrina inmis, oradan da bir süre oyalandiktan sonra ebed tarafina dogru gidecek olan bir yolcuyum.Sen ise, yolumun üzerindeki bir konaklama yerisin. Bir misafirhanesin. Ama insanlari oyalamak için o kadar çok çesitli ve çok güzel oyncaklarin var ki, gafil kalpler bunlarin gerçek ve ebedi oldugunu düsünerek bütün sevgilerini seni sevmek için kullaniyorlar. Yolculugun diger etaplarini unutup, senin yaninda ebedi kalacaklarimis gibi yasiyorlar. Sen de sahte bir sevgi ile onlari bagrina basiyorsun...
Geçici güzelliklerinle insanlari kandirdigini bilen feraset sahibi insanlar sana “Yalan Dünya” demisler. Geçici oldugun için de, “Fani Dünya” diyenler olmus. Gerçekten de sen de benim gibi fânisin. Yasin milyarlara varsa da, bir gün gelecek senin de ömrün tükenecek. Seni isitan gunes tavaninda nurlu bir kandil gibi parlayan ay ve etrafinda isildayan diger yildizlar ve güneslerle birlikte birgün sen de yok olacaksin.Yani de benim gibi fânisin. Halbu ki benim Üstâdim, “ faniyim, fani olani istemem” diyor. Öyleyse, ben de seni istemiyorum. Ben, bütün duygularimin ebediyen tatmin olacagi ebedi bir âleme yönelmisim.Sahte sevgililerle beni oyalamaya, yolumdan eylemeye çalisma.Ey dünya, çekil yolumdan
Ne insanlar geldi geçti üzerinden. Firavunlari bagrinda barindirdin. Senin hasmetli cazibene kapilarak kendilerini tek hâkim güç zannettiler. Gök yüzüne merdiven dayayip ilâhlik iddiasinda bulundular. Ama bir sinege maglup olarak göçüp gittiler.
Ne sultanlar geldi geçti üzerinden. Kendilerini saltanatin cazibesine kaptirip, misafir olduklarini unuttular. Saltanatlarinin ebediyyen devam edecegini zannettiler. Ama görüldü ki, ne sultanlar ölümsüz, ne de saltanatlari edebî imis
Askerlerinin çokluguna, hazinelerinin zenginligine, topraklarinin genisligine bakarak, “Acaba bu devlet yikilir mi?” diye soranlar oldugu gibi “ bu dünya bir padisaha çok, iki padisaha az gelir” diyenler de oldu. Ama onlar da sonunda bir mezarlik paylarina razi olup göçüp gittiler. Geride türkülere ve agitlara yansiyan hüzünlü ezgiler biraktilar. Benim gibi bir âcizin ise, geride birakacagi hiçbir seyi bulunmuyor. Aczimden baska sermayem yoktur.
Ey dünya, ömür sermayem, çok az, yapmam gereken lüzumlu isler ise pek çoktur. Bana faydasi olmayan, uzun yolculugumda isime yaramayacak olan ve bana ayakbagi olmaktan baska bir ise yaramayan mesguliyetlerle beni oyalama.
işim acele, çekil yolumdan