Ey nurların nuru,
Ey nurları nurlandıran,
Ey nurlara suret ve şekil veren,
Ey nurları yaratan,
Ey nurları idare eden,
Ey bütün nurlardan evvel olan nur,
Ey bütün nurlardan sonra da var olan nur,
Ey bütün nurların üstünde olan nur,
Ey hiçbir nurun kendisine benzemediği nur,
Bugün bütün vücudumuz ve avuçlarımız
Senin o nurdan hazinene nurdan dergahına yönelmiş,
Senden gelecek bir ihsanı, bir nuru ümit etmektedir.
Her zamankinden daha çok Senin nuruna bugün muhtacız.
Biliyor ve inanıyoruz ki;
“Gözün nuru, iman nuru ile ışıklanırsa ve kavileşirse bütün
kainat gül ve reyhanları ile süslü bir cennet şeklinde
görünür.”
Feri sönük gözlerimize nur, hasretimize yanık
gönüllerimize nur yağdır.
Ey nurların nuru olan Allah’ım!
Biliyor ve inanıyoruz ki; eğer bir göz, nurundan nasibini
almamışsa bir gönül nurundan sağanak sağanak
ıslanmamışsa küfür ve zulüm, karanlık perdeleriyle basiret
ve fıkhı alınmışsa artık onun için “dünya, genişliğiyle
beraber bir hapishane şekline girer. Kainatın bütün
hakikatleri, (O’nun) nazarında gizlenir.”
O halde Rabbim!
Bütün acziyetimizle Senin nurdan olan dergahına
yöneliyor, kapına en pejmürde bir dilenciden daha
pejmürde, daha miskin ve daha muhtaç olarak yüz
sürüyoruz.
Ey nurlara suret ve şekil veren Allah’ım!
Nurunla halimize şekil ver.
Nurunla yolumuza suret ver ki daha beter olmayalım.
Selamet sahiline çıkabilelim.
Alıntıdır