Ey Alim! Ey yüceler yücesi!
Bir soğuk kış gecesi beni ısıttın ılıklığınla, hecesine ömürler verilecek
sözler işittirdin…
Birdin, sonsuzdun, tektin; insanda gizlenmiş yürektin.
Beni sevecektin, sevdin; beni görecektin, gördün; beni işitecektin, işittin!
Nasıl bir zamanlar “in!” dedin indiysem şimdi “Din!” dedin dineceğim.
Seni “Hakk”ıyla bileceğim; seveceğim.
Ey Rabbim! Ey öteler ötesi!
Senden gelen bu sesi, bu nefesi seni söylemekle tüketeceğim!
Seni dinleyeceğim ve ney gibi inleyeceğim bu nefesin havalarından ama nefsin
hevalarından değil asla; neyzenin nevalarından!
Revalarından deva bulacağım; sevap umacağım.
Ey kalbim! Ey özeler özesi!
Sızdır gözlerimden özüme sıcak bir akışla aşkını ve beni bağışla…
Sözlerimdeki bu yanış ve yakarışla aydınlat alnımı, kaş altından bir bakışla kaybolsun tüm günahlarım!
Affedilene kadar ahlarımdan sabahlarım.
Ey sevgilim! Ey özneler öznesi!
Eylemlerimi etkili kıl ve tümle beni, zarfım ol koru, bağla beni kendine yine…
Yükle yüksündürtmeden; özneme özeneyim, peykinde gezineyim, kokuna
bezeneyim ve bileyim ki “gizli hazine”yim.
Deneyim ve dineyim senin izninle ve izinle.
Ey gizim! Ey neşideler neşidesi!
Endişesi sen olan bir insan eyle beni ve kendimi eylememe izin verme.
Kır bütün oyuncaklarımı, yak kâğıttan kayıklarımı, yık çiktigim kapıları!
Yapıları uymayan ne varsa yaptırma bana, sapılacak yollardan uzak tut ve unuttur senden gayrıyı!
Tapılacak bir tek sensin, kabul et bu ayrıyı.
Ey efendim! Ey önceler öncesi!
Neyim varsa al benden yeter ki sen kal!
Beni yoluna sal razıyım yağmurdan sonraki doluna…
Dolunay gibi günü yansıtan; kıl beni vasıtan ki bütünleşeyim.
Ey Allah’ım! Ey niceler nicesi! Sensin tek ilahım!
Buncadır bütün ahım!
Alintidir..
Bir soğuk kış gecesi beni ısıttın ılıklığınla, hecesine ömürler verilecek
sözler işittirdin…
Birdin, sonsuzdun, tektin; insanda gizlenmiş yürektin.
Beni sevecektin, sevdin; beni görecektin, gördün; beni işitecektin, işittin!
Nasıl bir zamanlar “in!” dedin indiysem şimdi “Din!” dedin dineceğim.
Seni “Hakk”ıyla bileceğim; seveceğim.
Ey Rabbim! Ey öteler ötesi!
Senden gelen bu sesi, bu nefesi seni söylemekle tüketeceğim!
Seni dinleyeceğim ve ney gibi inleyeceğim bu nefesin havalarından ama nefsin
hevalarından değil asla; neyzenin nevalarından!
Revalarından deva bulacağım; sevap umacağım.
Ey kalbim! Ey özeler özesi!
Sızdır gözlerimden özüme sıcak bir akışla aşkını ve beni bağışla…
Sözlerimdeki bu yanış ve yakarışla aydınlat alnımı, kaş altından bir bakışla kaybolsun tüm günahlarım!
Affedilene kadar ahlarımdan sabahlarım.
Ey sevgilim! Ey özneler öznesi!
Eylemlerimi etkili kıl ve tümle beni, zarfım ol koru, bağla beni kendine yine…
Yükle yüksündürtmeden; özneme özeneyim, peykinde gezineyim, kokuna
bezeneyim ve bileyim ki “gizli hazine”yim.
Deneyim ve dineyim senin izninle ve izinle.
Ey gizim! Ey neşideler neşidesi!
Endişesi sen olan bir insan eyle beni ve kendimi eylememe izin verme.
Kır bütün oyuncaklarımı, yak kâğıttan kayıklarımı, yık çiktigim kapıları!
Yapıları uymayan ne varsa yaptırma bana, sapılacak yollardan uzak tut ve unuttur senden gayrıyı!
Tapılacak bir tek sensin, kabul et bu ayrıyı.
Ey efendim! Ey önceler öncesi!
Neyim varsa al benden yeter ki sen kal!
Beni yoluna sal razıyım yağmurdan sonraki doluna…
Dolunay gibi günü yansıtan; kıl beni vasıtan ki bütünleşeyim.
Ey Allah’ım! Ey niceler nicesi! Sensin tek ilahım!
Buncadır bütün ahım!
Alintidir..