evrim insaların,hayvanların dahası tüm hayatın kör tesadüflerin sonucunda birbirnden kademe kademe oluştugunu idda eden Allahın varlıgnı bu yolla inkar etmeye calışan ünlü bilim adamlarının tarifiyle 20.yüzyılın en büyük yalanıdır.
evrim bütün ugraslarına rağmen şu basit soruyu bile cevaplayamamaktadır:
idda ettikleri gibi canlılık birbirinden kademe kademe gelişerek oluştuysa fosil kayıtlarında neden hala bir ara geciş formuna rastlanamamıştır?
asagıdaki resimde, 450 milyon yıllık atnalı yengeci fosili günümüzdeki benzeriyle arasında hic bir fark yoktur!
Evrim teorisi, tek bir delili dahi olmadığı halde yeryüzünde yaşayan ve geçmişte yaşamış tüm canlı türlerinin birbirlerinden türeyerek ortaya çıktıklarını iddia eder. Bunun da çok uzun süre içinde yavaş yavaş ve kademe kademe gerçekleştiğini söyler. Dolayısıyla, bu iddiaya göre iki canlı türü arasındaki geçiş dönemini yansıtan ve her iki türden bazı özellikler taşıyan birtakım canlıların yaşamış olması zorunludur. Örneğin, balıkların sürüngenlere, ardından da sürüngenlerin kanatlanıp kuşlara dönüştüğü ileri sürülür. İşte evrimciler, yüzerken sürünmeye başlayan, yürürken bir anda kuş olan bu hayali canlıların sözde geçiş aşamasındaki fosillerine "ara geçiş formu" adını verirler. Bu hayali düşünce gerçek olsaydı, bugüne kadar yaşamış milyarlarca canlının milyarlarca ara geçiş fosili bırakmaları gerekirdi. Ve günümüzde de bu garip görünümlü canlıların kalıntılarına fosil kayıtlarında rastlanması gerekirdi. Ancak, bugüne kadar fosil kayıtlarında tek bir ara geçiş formu fosiline dahi rastlanmamıştır.
Sadece bu durum bile evrim teorisinin ne kadar büyük bir aldatmaca olduğunun göstergesidir...
evrim bütün ugraslarına rağmen şu basit soruyu bile cevaplayamamaktadır:
idda ettikleri gibi canlılık birbirinden kademe kademe gelişerek oluştuysa fosil kayıtlarında neden hala bir ara geciş formuna rastlanamamıştır?
asagıdaki resimde, 450 milyon yıllık atnalı yengeci fosili günümüzdeki benzeriyle arasında hic bir fark yoktur!
Evrim teorisi, tek bir delili dahi olmadığı halde yeryüzünde yaşayan ve geçmişte yaşamış tüm canlı türlerinin birbirlerinden türeyerek ortaya çıktıklarını iddia eder. Bunun da çok uzun süre içinde yavaş yavaş ve kademe kademe gerçekleştiğini söyler. Dolayısıyla, bu iddiaya göre iki canlı türü arasındaki geçiş dönemini yansıtan ve her iki türden bazı özellikler taşıyan birtakım canlıların yaşamış olması zorunludur. Örneğin, balıkların sürüngenlere, ardından da sürüngenlerin kanatlanıp kuşlara dönüştüğü ileri sürülür. İşte evrimciler, yüzerken sürünmeye başlayan, yürürken bir anda kuş olan bu hayali canlıların sözde geçiş aşamasındaki fosillerine "ara geçiş formu" adını verirler. Bu hayali düşünce gerçek olsaydı, bugüne kadar yaşamış milyarlarca canlının milyarlarca ara geçiş fosili bırakmaları gerekirdi. Ve günümüzde de bu garip görünümlü canlıların kalıntılarına fosil kayıtlarında rastlanması gerekirdi. Ancak, bugüne kadar fosil kayıtlarında tek bir ara geçiş formu fosiline dahi rastlanmamıştır.
Sadece bu durum bile evrim teorisinin ne kadar büyük bir aldatmaca olduğunun göstergesidir...