Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Evlerimiz Büyürken Küçülen Kalplerimiz (1 Kullanıcı)

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,591
Tepki puanı
957
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
[h=6] Evlerimiz Büyürken Küçülen Kalplerimiz

Büyük bir mobilya dükkânındayım. Kardeşimin yeni taşındığı ev için bir
hediye bakıyorum. Aynı anda bir başka müşteriyle ilgilenen satıcının
söylediklerine takılıverdim. Satıcıya göre mobilyaları kullanacak olan
kişilerin "yılın üçyüzaltmışbeş günü bu mobilyalar ile yaşadıklarını"
düşünerek hareket etmelerini öneriyordu.

* *

*Kadın tedirgindi ve eve gelebilecek olan akrabalarının yatabilmesi için
açılan koltuklar göstermesini ısrarla isterken, satıcı açılır kapanır
koltukların estetik olmadığını, görünüşlerinin hantal oluğunu vurgulamaya
çalışıyordu. "Onların modası geçti, biz de alt katta depoda tutuyoruz eğer
isterseniz gösteririz." diyerek geçiştiriyordu...*

* *

*Benim aldığım hediyenin hazırlanması için beklerken diğer yandan da bu
alışverişe şahit olmaktaydım. Kadın endişeliydi... Üç odası bir salonu olan,
ama bir misafir gelse "Akşama bizde yatın!" diyecek mobilyalar alamadan
gitmek istemiyordu. Bütün evin mobilyasını almayı düşündükleri bu mobilyacı
da ne yazık ki onları görünüşü güzel mobilyalara itelerken, hep aynı şeyi
söylemeye devam ediyordu: "Ayda yılda bir gün gelecek olanlara göre mi,
kendi konforunuza göre mi seçmek daha mantıklı?*

* *

*Kadın en sonunda dayanmadı ve satıcının yönlendirmesiyle açılmayan ama
konforlu koltukları aldı. Bir de puf hediye ettiler. Misafir geldiğinde
koltuğun önüne koyarak yatılabilir bir alan hazırlamak için...*

* *

*Nereden baksanız orta segmentte sıfır bir araba fiyatına alınan dört
odalık mobilyanın içine de yatılı misafirleri, akrabaları düşünerek tek bir
mobilya alınamamıştı. Hediye edilen pufu saymazsak!*

* *

*Diyebilirsiniz ki "E, ne olmuş yani?"*

* *

*Ben de diyorum ki: "Daha ne olsun?"*

* *

*Bencilce kurduğumuz dünyalarımızda akrabalarımıza, yatılı kalacak
misafirlerimize yer açamıyoruz artık. Düşüncelerimiz, duygularımızı ve
davranışlarımızı belirlediği gibi sektörleri de etkilemiş durumda.
Satıcının tarzı düşünerek ürettiği bir şey değil , bu düşünce biçimi
çoğumuzun düşüncesini temsil ediyor: ''Başkasına göre değil; kendine göre,
kendi konforuna göre hayatını yapılandır''.*

* *

*Bu elbette ki bütünüyle yanlış olmayan ama diğerini dışarıda bıraktığında,
denge noktası kaçırıldığında, bencil ve yalnız bir dünyanın inşa edilmesine
neden olan sonuçları üretmekte...*

* *

*Televizyonla yaşadığımız karşılıksız aşkımız, insanlarla görüşmeyi
gereksiz hatta yorucu bir uğraş gibi algılamamıza neden oldu. Misafir
gelirse, tv karşısında ayağımızı uzatıp, mayışmış bir şekilde uzanmak
yerine; dik oturacağız, çay vereceğiz, su vereceğiz, sohbet edeceğiz
derken, dizi bitecek!*

* *

*"Akşam olsun eve gidelim, yatalım televizyonun karşısına, ekranla gülelim
ağlayalım, sonra da sızıp, sabaha uyanalım..." mantığında çürüyoruz!*

* *

*Misafir beklemek, misafirliğe gitmek uzak yol ise orada gecelemek
kolaylaştırılmıyor, zorlaştırılıyor. İnsanlar mecburen zorunlu günlerde
misafirliğe gider oldular.*

* *

*Evlerimizde yatacak yer hazırlamayarak gönderdiğimiz mesaj da "Mümkünse
bize gelmeyin! Es kaza gelseniz de yatıya kalmayın... Yatıya kalsanız da
rahat etmeyin ki uzatmayın!" diyoruz lisanı halimizle...*

* *

*Eskiye dair nostaljilerim yok... "Eskiden biz de şöyle misafirperverdik,
böyle hizmet ehliydik..." diyecek de değilim. Ama önemli bir şeyi gözden
kaçırdığımızı da haykırmadan duramam: hayat akıp geçerken, ikili
ilişkilerde bu kadar çok canımız yanarken, bunun nedenlerinden birinin de
geleneklerimizde var olan ve bizim geleneklere toptan "Hayır!" diyerek,
onları günümüze aktarmayarak, kendimize ne denli zarar verdiğimizi görmemiz
gerektiği.*

* *

*Diğer insanları misafir etmenin, onlarla muhabbet etmenin, onlar için
fedakârlıkta bulunmanın bize ve çocuklarımıza ne kadar iyi geleceğini
unutmuş olmaktan bahsediyorum.*

* *

*Nasıl oturulup kalkılacağını öğrenmek, deneyimleri paylaşmak, hayatı
seyrederek değil yaşayarak anlamak için ait olduğumuz köklerimizle yeniden
barışmanın zamanı geçmekte...*

* *

*Bütün tercihlerimizde olması gerektiği gibi, evimizi ve mobilyalarımızı
seçerken de kriterlerimizin arasına ekonomik durumumuzu, konforumuzu,
beğenilerimizi koyduğumuz gibi, akrabalarımızı, ailemizi ve misafir
edeceklerimizi de düşünerek tercihler yapmalıyız.*

* *

*Konforlu olamasa da diğer insanlara yer açmazsak kendi evlerimizde, rahat
içinde rahatsız olarak kıvranıp duracağız. Kalplerimiz de evlerimiz
büyürken giderek küçülecek. Kalbe iyi gelen konfor değil, bir başka
varlıkla karşılaşmak ve faaliyette bulunmaktır zira.*
Nazlı Özburun
[/h]
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt