Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Evlenmek İstİyorum,ama !!!!! (1 Kullanıcı)

tiryaki38

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eyl 2007
Mesajlar
25
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Zeyd Açıkalın

Kimisi dillere destan evlenir, 40 gün 40 gece konuşulur, kimisi sadesinden hoşlanır. Ama her koşulda zor iştir evlenmek. Önce kız istenir, söz kesilir, sonra yüzükler alınır; ardından sıra evliliğe gelir. Sadece işin bu kısmına gelene kadar öyle masraflar yapılır ki. Takılar, takımlar, hediyeler, şunlar, bunlar... Kimsenin oğlu-kızı kıymetsiz değildir ya!

Düğün hazırlıkları başlar, planlar yapılır, önce bir ev lâzımdır.
Türkiye şartlarında ve büyük şehir ortalamalarında 2 oda 1 salon için 500 milyona kiralık bir ev bulunsa, varsa 700 milyon da emlâkçı komisyonu, 500 milyon da depozito ile 1,5 milyar masraf… Faturanın ilk hanesine 1,5 milyar lira evi tutmak için harcanan para, diye yazılır.

Tabii evi tutarken gelin ve damadın dışında söz savuranlar da cabası… Onların kızı küçücük bir evde oturamaz. Rahata alışmıştır, sıkılır küçük evde; kaloriferli olmalıdır, öyle uğraşamaz sobayla… Üçüncü, dördüncü ve hatta beşinci kişilerden gelen telkinlerle en sonunda tutulmuştur ev. Arada kala kala; “başkalarının” gönlünü hoş etmek gibi bir zorunluluk hissederek…

Sıra evin içinin döşenmesine gelir. Yatak, yemek ve oturma odası ortalama 2’şer milyardan 6 milyar da evin içi için harcanır. Buzdolabı, çamaşır, bulaşık makinesi ve televizyon da parça başına 1 milyardan 4 milyar lira olursa, fatura 11,5 milyar lirayı bulur. Perde, tencere, tava, halı, elektrik süpürgesi, tabak, çatal, bıçak, ütü, ütü masası derken 2,5 milyar lira da oradan eklenir ve fatura 14 milyarı bulur.

En son ve şık modelleriyle, en cazibelileriyle döşenmelidir ev. Nihayetinde eve misafir geldiğinde, önce çaktırmadan bir süzmelidir misafir, gizli gizli hayran kalmalıdır tabak-çanaklara, koltuklara, perdelere, dantellere…

Sonra… Gelinlik ve damatlık için düşülür yollara. Gelinlik ve damatlık için de ortalama 2 milyar lira harcanır. Fatura tutarı da artık 16 milyar liradır.

En görkemlisi olsun istenir gelinliğin, en harikası. Öyle ya, bir kere evlenilecektir, hayatta bir defa giyilecektir o gelinlik. Görenler, görür görmez hayran kalmalıdırlar. Gözleri kamaşmalıdır herkesin. Modeli benzersiz olmalıdır, kumaşı en kalitelisi…
Sıra gelir düğün için seçilecek mekânı bulmaya.

Bunun için de ortalama 3 milyardan başlar 20–30 milyara kadar çıkar fatura. Keseye uygun olarak 3 milyara bir yer tutulduğunu var sayarsak, bizim düğün faturası da 19 milyar olur.

Öyle ya, herkes görmelidir bu zarafeti, herkes konuşmalıdır! Hele bir de yemeli içmeli bir düğünse bu, en kral çeşitleri olmalıdır, göz doldurmalıdır. Havaî fişekler atılmalıdır tabiî ki, zaten her şeye para verilmiştir, ona da harcansındır artık, bir takım fişek için 100 milyonun lafı mı olur!

Sıra balayında.

Genç çift balayı indirimli tatil köylerinde 1 hafta için 1 milyar harcamayı göze almak zorundadır. Tabii, balayına gidecek halleri kaldıysa.

Öyle ya, o da olmazsa olmaz bir yerde.
Eder 20 milyar lira.

Sonunda onlar erer muradına(!) başkaları çıkar kerevetine.
Balayı dönüşü.
Sanki bir rüyadır ve uyanılmıştır rüyadan.
Çabuk biter balayı. Bin bir özenle hazırlanmış evin içinde, hayat yeniden başlar.
Belki de asıl hayat dedikleri şeydir bu.
Ve taksitler, taksitler, taksitler.
Aman Allah’ım, hiç bitmeyecek gibi sanki!
“Keşke şunu şöyle yapsaydık; canım en azından bunu böyle yapmasaydık keşke; zaten şu da şunun ısrarı üzerine oldu, yoksa hiç niyetim yoktu almaya; tüh, buna boşuna para vermişiz; hep onların yüzünden zaten! O kadar üstelediler alacaksınız diye, yok şu şöyle dermiş, bunun gelininin evinde böyleymiş, onun damadı şu kadar harcama yapmış, onların nesi eksikmiş; şu marka olmalıymış, bilmem ne modeli yakışırmış, of!”
Velhâsıl, zor iştir evlenmek.
Hele bir de evliliğin manasını sadece “ev”lenmek olarak algılayanlar için hepten çekilmezdir bu durum.
Borç ödemekten sıkılan ve haliyle iki yakası bir araya gelmeyen yeni ve genç çift, bu sebeple birbirinden uzaklaşacaktır belki de. Aynı evde yan yana yaşamaya devam etseler de, “birlikte” ve “birbirleri için” yaşamadıkları aşikâr olacaktır.

Yan yana, ama ayrı ayrı dünyalarda.
Aynı evin içinde, ama farklı hayallerin, uhdelerin peşinde.
Başkalarının hayatlarına, bakış açılarına endekslenmiş bir hayat çizgisinde.
Alacakları kararlar, anne-babalarının dillerinde olan bir “çift.”
Memnuniyetsizlik…
Kızlarını, borcun harcın derdiyle dertlendiren bir damada ne denir ki.
Peki ya, oğullarını onda borca harca sokturan, bitmek tükenmek bilmeyen istekleriyle kız ve ailesine ne denir?
Zor iştir evlenmek.
Bayansan endamlı, alımlı, güzel, eğitimli olacaksın (Hani kendi kızını bazı sebeplerden okutmamış aileler, ama gelin alırken neredeyse diploma isteyecekler!), on parmağında on marifet olacak… Sosyal (olmasa daha iyi olur, bunu bir düşünmeleri lâzım), konuşkan (Aslında sessiz olması tercih sebebidir)…
Erkeksen makamın, paran, evin, araban olacak.
Yüksek bir makamın yoksa da hiç değilse iyi bir gelirin olacak (Bu nasıl olacaksa?), tipin düzgün, yakışıklı, şöyle boylu poslu bir damat lazım! Diploma şart!
Kızın elini sıcak sudan soğuk suya değdirmeyeceksin, sultanlar gibi bakacaksın, bir dediğini iki etmeyeceksin, ne derse alacaksın, kızın ailesinin isteklerini emir telâkki edeceksin!
“Tek taş”ını anında takacaksın kızın parmağına! Şöyle bir “Vay canına!” dedirteceksin.
Kısacası, “dört dörtlük(!)” olacaksınKarşındakiler mükemmel değiller, ama öyle olduklarını zannetseler gerek.
Zor iştir evlenmek.
Makamın-mevkiin, paran-pulun-namın yoksa pek talihin yok; edebin, ahlâkın, samimiyetin, hoşluğun, içtenliğin olsa da…
Ailenin sosyal statüsü yoksa hepten yandın! Maddî durumunuz iyi değilse bir de, sen unut evlenmeyi.
“İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur,” deseler de, masal gibi gelir bana savunulan bu tez!
İki gönül “bir” olmuyor işte, olamıyor, oldurmuyorlar

Üçüncü, beşinci, bilmem kaçıncı kişiler girmese işin içine, olacak da… Olamıyor.
Böyle mi olmalı hâlbuki?
“Zaman içinde halledersiniz, siz temellerinizi sağlam tutun, hallolur gider,” demeli büyükler. Yuva kurana destek olmalılar da köstek değil..

Falancanın filancanın ne diyeceğini umursamadan, halince vaktince çabuklaştırmalılar.
Mütevazı olmak bir sanattır hakikatte, sergilemeyi bilmeliler.
Evlenen gençlerin amacı, sadece “ev”lenmek ya da mazur görün “kocalanıp, karılanmak” değilse, işi yokuşa sürmeden israfsız bir kanaatle girmeliler dünya evine.
Zor iştir evlenmek.
Hem cennetlenmek var ucunda, hem de cehennemleşmek

BİZİM AİLE DERGİSİ
 

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
HZ.FATIMATÜZ ZEHRA ANAMIZIN ÇEYİZİ
Peygamber (s.a.a), Fatıma (a.s)’ı, Hz. Ali (a.s)’la evlendirmeye karar verince, Hz. Fatıma'ya çeyiz almak için Hz. Ali’den zırhını satmasını istedi. Hz. Ali (a.s) da zırhını çarşıya ****ürüp sattı ve parasını Peygamber (s.a.a)’in huzuruna takdim etti. Resulullah (s.a.a) de o parayı ashaptan bir kaçına vererek Fatıma’nın evine ve kendisine gerekli olan eşyaların almasını emretti. O parayla satın alınan eşyalar şunlardan ibaretti:

1- Yedi dirhemlik beyaz bir gömlek.
2- Dört dirhemlik büyük bir baş örtüsü.
3- Hayber malı siyah bir elbise.
4- Hurma lifinden örülen bir yatak tahtı.
5- Biri koyun yünü, diğeri de hurma lifiyle doldurulmuş olan ketenden iki adet döşek.
6- İçi ezhar ismindeki bitki ile doldurulmuş olan koyun derisinden dört adet yastık.
7- Bir adet hasır-ı hicri.
8- Bir adet el değirmeni.
9- Bir bakır kap.
10- Su içmek için deriden yapılan bir kırba.
11- Elbise yıkamak için bir leğen.
12-Süt için bir adet kâse
13- Bir su kabı.
14- Bir yün perde.
15- Bir ibrik.
16- Bir çömlek maşrapa.
17- Sergi olarak kullanılan bir adet deri.
18- İki çömlek testi.
19- Bir aba (Kufe dokunmalı bir çarşaf).
Ashap bu eşyaları alıp Peygamber (s.a.a)’in evine getirdi. Peygamber (s.a.a) mübarek elleriyle onları alıp bakıyor ve “Mübarek olsun” diyordu. (Bir rivayete göre de, çeyiz eşyalarını Resulıllah’ın yanına getirdiklerinde Hazret'in gözlerinden yaşlar aktı ve başını göğe doğru kaldırıp şöyle dedi: “Allah’ım bu evliliği, kaplarının çoğu çömlekten olan kimselere mübarek eyle



Mehir

........Törenden sonra tüm insanlağa; fedakarlığın, cömertliğin, maddeye önem vermemenin ve paylaşımcılığın davranışını sergileyen Hz. Fatıma annemiz, babasına şöyle dedi: "Ey ruhum babam, evlenen her kızın mehri altın ve gümüşle takdir ediliyor. Ben de öyle bir uygulamaya bağlı kalarak evlenirsem senin kızın olmamın ne farkı kalır?.. Ben isterim ki; benim evlilik mehrim senin kıyamet günü günahkarlara ulaşan şefaatin olsun ve bu şefaat sayesinde günahkarlar Allah'ın affına uğrasın."

Ve Allah'ın Elçisi Fatıma'yı tebrik ederek, "Ebediyyen mutlu ol ey güzel Fatıma! Şu daranışınla Peygamber çocuğu olduğunu çok güzel belgeledin."
buyurdular.

Hz. Fatıma annemizin bu dileğinin kabul edildiği Cebrail (a.s) tarafından müjdelenmiştir.



Selamun Aleyküm kardeşim verilecek en güzel cevap budur,örnek alınacaksa Ehlibeyt'tir.
 

EBRARNISA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ağu 2007
Mesajlar
528
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Selamün Aleyküm... çok Güzel Bir Konu Ve Güzel Bir Yazi Paylaşmişsin Bizimle Kardeşim. Islamda Ne Ifrad Nede Tefrid Vardir . Cimriliğede Yer Yoktur
Israfada... Müslüman Iktisad Edender.ama Günümüzde Buna Hiç önem Verilmiyor .düğün Harcamalarida Bunun Başinda Gelenlerden.
Nede Olsa Insan Bir Kez Evleniyo Ya... Herşey Eksiksiz, En Iyisinden , En Gösterişlisinden Olsun Isteniyor. Ileride Karşilaşilacak Sikintilar Düşünülmeden.
Endonezyali Müslüman Nişanli Geçler Sade Bir Merasimle Düğün Yapip Ardindan Hac Vazifelerini Yaparlarmiş.
Aradaki Farki Siz Düşünün......
Dua Ile Yaradan'a Emenet....
 

meftun61

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
3,386
Tepki puanı
5
Puanları
0
Selamun Aleyküm Kardeşim çok Güzel Bir Paylaşim Olmuş.rabbim Herkese Hayirli Sağlikli Yuvalar Kurmayi Nasip Etsin Inşallah.(bana Dua Edin) Selametle.
 

tiryaki38

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eyl 2007
Mesajlar
25
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
ben Yaziyi Okuduktan Sonra Genel Kapsamli Bir Düşünce Sardi Beni Onlar Nelerdi Paylaşayim Sizlerle Belki Katilir Belki Katilmazsiniz Ve Hatamda Olursa Kusuruma Bakmayin Ve şimdiden Haklarinizi Helal Edin....

Evlenecek Gencleri Böyle Sorunlar Bekliyor Ama Neden Genc çift Ailesine Bagli Kalmalimi Yoksa Kendi Başinami Davranmali Sorusu Takildi Kafama

Icimden Bir Ses Evet Aileye Danişmamali Derkende Hayatta Yaşadigim Ve Ailemin Izni Olmadan Girdigim Tüm Işlerdende Hüsrana Ugradim Içindirki Yani Ailemin Hayir Duasi Olmadan Ve Onlarsizda Yapilmiyor Malesef Tabi Burda Ailelerinde Cok Bilincli Ve ön Fikirli Olmalarinin Büyük Rol Taşidigi Kanaatinede Vardim 2 Aile Onaylayacak Kararlarida Evlenecek Genclere Birakacak Onlarin Zorlandigi Konularda Onlara Yol Göstereceklerki Onlarda Cikmaza Girmesin Kendi Dünyalarini Kursun Burda Her Tarafin Dişa Meilli Degilde Yuvasini Kuracak Insanlara önem Ve özen Göstermesi Gerektigi Fikrini çikardim...

Günümüzde Malesef Evliliklerin Cogununda Bu Yazidaki Gibi Gercekleştigini Görüyorum Her Ne Kadarda Aileler Birbirlerine Cok Hoş Olsalarda Ufak Olaylarin Ice Atilmasi Sonundada Volkanlarin Patlamasina Yuvalarin Yikilmasina Kadar Gittigi Kanati Taşidim Hatta öle Bir Dünya Oluşuyorki Genclerin Cevresinde Borç Bataginda Bir çift Mecburiyetten çalişmak Zorunda Kalan Bir Eş Daha Sonra Mecburiyet Bitti Derken Dünyaya Getirdikleri Yeni Nesillerin Dünyevi Dertleri Onu Karşilayim Derken Cocuklarina Aşilayamadiklari Iman Bazende Dünya Dersleri Mutsuz çalişmakla Ve Bazende Sikintilarla Devam Eden Evlilikler Acaba Hayat Bumu Derseniz Hayir Tabiki....

Boşanmalar Mutsuz Evlilikler şuursuz Boşlukta Gezinen Gencler Vs Vs Vs Acaba Bunlar Hep Bu Tür Evliliklerin Eserimi Demeden Alamiyorum Kendimi...
 

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
ben Yaziyi Okuduktan Sonra Genel Kapsamli Bir Düşünce Sardi Beni Onlar Nelerdi Paylaşayim Sizlerle Belki Katilir Belki Katilmazsiniz Ve Hatamda Olursa Kusuruma Bakmayin Ve şimdiden Haklarinizi Helal Edin....

Evlenecek Gencleri Böyle Sorunlar Bekliyor Ama Neden Genc çift Ailesine Bagli Kalmalimi Yoksa Kendi Başinami Davranmali Sorusu Takildi Kafama

Icimden Bir Ses Evet Aileye Danişmamali Derkende Hayatta Yaşadigim Ve Ailemin Izni Olmadan Girdigim Tüm Işlerdende Hüsrana Ugradim Içindirki Yani Ailemin Hayir Duasi Olmadan Ve Onlarsizda Yapilmiyor Malesef Tabi Burda Ailelerinde Cok Bilincli Ve ön Fikirli Olmalarinin Büyük Rol Taşidigi Kanaatinede Vardim 2 Aile Onaylayacak Kararlarida Evlenecek Genclere Birakacak Onlarin Zorlandigi Konularda Onlara Yol Göstereceklerki Onlarda Cikmaza Girmesin Kendi Dünyalarini Kursun Burda Her Tarafin Dişa Meilli Degilde Yuvasini Kuracak Insanlara önem Ve özen Göstermesi Gerektigi Fikrini çikardim...

Günümüzde Malesef Evliliklerin Cogununda Bu Yazidaki Gibi Gercekleştigini Görüyorum Her Ne Kadarda Aileler Birbirlerine Cok Hoş Olsalarda Ufak Olaylarin Ice Atilmasi Sonundada Volkanlarin Patlamasina Yuvalarin Yikilmasina Kadar Gittigi Kanati Taşidim Hatta öle Bir Dünya Oluşuyorki Genclerin Cevresinde Borç Bataginda Bir çift Mecburiyetten çalişmak Zorunda Kalan Bir Eş Daha Sonra Mecburiyet Bitti Derken Dünyaya Getirdikleri Yeni Nesillerin Dünyevi Dertleri Onu Karşilayim Derken Cocuklarina Aşilayamadiklari Iman Bazende Dünya Dersleri Mutsuz çalişmakla Ve Bazende Sikintilarla Devam Eden Evlilikler Acaba Hayat Bumu Derseniz Hayir Tabiki....

Boşanmalar Mutsuz Evlilikler şuursuz Boşlukta Gezinen Gencler Vs Vs Vs Acaba Bunlar Hep Bu Tür Evliliklerin Eserimi Demeden Alamiyorum Kendimi...


Ve aleyküm selam kardeşim evlilik ile ilgili sohbet konusu açtım orda paylaşmak istersen katılımın bizi mutlu eder
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt