Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Evimiz, Sanki Bir Cennet (1 Kullanıcı)

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Evimiz, Sanki Bir Cennet

Vaktiyle fakir bir adamcağız, salihlerden bir zatın huzuruna gelerek;
-Ne olur bize yardım edin, yoksa çıldıracağız. Kendim, hanımım ve çocuklarım, iki odalı bir evde yaşıyoruz. Herkesin siniri tepesinde. Birbirimize bağırıp, çağırıp duruyoruz. Ev sanki bir Cehenneme döndü. Bize geniş bir ev lazım, ama almaya da gücümüz yok. Ne olur bize bir çare, diyerek içinde bulunduğu sıkıntıyı, şikayet ederek dile getirir. Bunları dinleyen mübarek zat;
-Sana söyleyeceğim şeyi yapacağına söz verir misin? diye sorar. Adamcağız;
-Efendim, yemin ederim, ne söylerseniz, ne emrederseniz yapacağım der. Bunun üzerine o zat; -Kaç hayvanınız var? diye sorar. Adamcağız da;
-Efendim, bir ineğimiz, dört keçimiz ve altı tavuğumuz var diye cevap verir. Bu cevabı alan mübarek zat;
-Bu hayvanların hepsini evin içine alın ve bir hafta sonra da yanıma gelin, buyurur.

Adamcağız aldığı bu cevap karşısında çok şaşırır, şok olur! Zaten ev kendilerine yetmezken bir de hayvanları içeri alırsa halimiz nice olur diye kara kara düşünmeye başlar. Ama ne söylenirse, ne emredilirse yapacağına dair söz verdiği için, çaresiz buyurulanı yapar ve hayvanların hepsini eve alır. Bir haftayı zor tamamlar. Perişan, bitkin bir halde mübarek zatın huzuruna gelir. Acı ve kederle inleyerek;
-Efendim, mahvolduk, perişan haldeyiz. Evin her tarafı pislik ve koku içinde. Hayvanların çıkardığı sesler, gürültüler ise işin cabası. Velhasıl evde hepimiz aklımızı kaçırmak üzereyiz, diyerek halini arz eder. Bunun üzerine o zat;
-Tamam şimdi git ve evdeki hayvanların hepsini dışarı çıkar buyurur.

Adamcağız bunları duyar duymaz hemen, hem de hiç durmadan koşarak evinin yolunu tutar ve hayvanların hepsini dışarı çıkarır. Hayvanları evden çıkarmanın ardından, evdeki pislikleri temizlerler, odaları havalandırırlar. Ev temizlenmiş, genişlemiş ve ferahlamıştır. Bu hali gören adamcağız, çok sevinir ve rahatlar. Hemen ertesi gün de, o zatın huzuruna çıkar ve;
-Efendim, hayat ne kadar güzelmiş, bizim ev de ne kadar ferahmış. Evimiz, öyle sessiz, öyle temiz ve öyle geniş ki, sanki bir Cennet der.

İnsanlara dünyada iken gelen sıkıntılar, sabredildiği takdirde, günahlara kefaret olmaktadır. Cehennemdeki çok şiddetli azapların, birkaç günlük sıkıntı ile giderilmesi ve günahların temizlenmesi için dünyada sebepler gönderilmesi, insanlar için çok büyük bir nimettir.
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
İnsanlara dünyada iken gelen sıkıntılar, sabredildiği takdirde, günahlara kefaret olmaktadır. Cehennemdeki çok şiddetli azapların, birkaç günlük sıkıntı ile giderilmesi ve günahların temizlenmesi için dünyada sebepler gönderilmesi, insanlar için çok büyük bir nimettir


İNŞALLAH delete kardeşim,elinize sağlık,ALLAH A emanet olun...
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
İnsanlara dünyada iken gelen sıkıntılar, sabredildiği takdirde, günahlara kefaret olmaktadır. Cehennemdeki çok şiddetli azapların, birkaç günlük sıkıntı ile giderilmesi ve günahların temizlenmesi için dünyada sebepler gönderilmesi, insanlar için çok büyük bir nimettir


İNŞALLAH delete kardeşim,elinize sağlık,ALLAH A emanet olun...



Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.
Allah razı olsun kardeşim,
Sizde Allah'a emanet olun,
Selam ve baki dua ile kalın kardeşim.


 

dinci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2006
Mesajlar
2,686
Tepki puanı
1
Puanları
0
selamün aleyküm emeyine sağlık kardeşim anlamı güzel bir konuydu emeyine sağlık
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
50
İnsanlara dünyada iken gelen sıkıntılar, sabredildiği takdirde, günahlara kefaret olmaktadır. Cehennemdeki çok şiddetli azapların, birkaç günlük sıkıntı ile giderilmesi ve günahların temizlenmesi için dünyada sebepler gönderilmesi, insanlar için çok büyük bir nimettir

selamunaleykum
emeğıne sağlık kardeşım
allah sabredenlerle bereaberdır
allaha emanet ol
 

lutfiyenigun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Haz 2008
Mesajlar
64
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Konum
ANTALYA
Allah Sebebsiz Yere Sikintilar Vermez.peygamber Efendimiz[s.a.v]sikintili Zamanlarinda Bile Sabretmişken Bizler Enküçük Bir Olaya Bile Sabredemiyoruz.
Allah Sabreden Kullardan Eylesin.selam Ve Dua Ile....
 

policdemo

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
972
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
s.a ALLAH razı olsun paylaşımın için...........
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü değerli kardeşim.

Rahman c.c razı olsun inşallah..Yine çok güzel bir paylaşımdı..İnsanoğlu sürekli içinde bulunduğu durumu da aratacak hallerin olabileceğini tefekkür etmeli..Ve mutlu olabilmek için, şükredebilmek için kendisinden daha kötü durumda olanları görebilmeli..En önemlisi de...Dünya sahasında bizler, çektiğimiz birçok sıkıntıyı daha büyükleriyle karşılaştığımızda veya inşallah cennetle müjdelenen kullardan olduğumuzda öylesine hafif ve önemsiz göreceğiz o zaman..Ama o raddeye gelmeden de fark edenlerden ve şükür içinde olanlardan oluruz her daim inşallah..

En Emin'e emanet olunuz değerli kardeşim..Selam ve baki Dua ile inşallah.

 

hayatısev

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2008
Mesajlar
171
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
000021726lthb8.gif
İnsanlara dünyada iken gelen sıkıntılar, sabredildiği takdirde, günahlara kefaret olmaktadır. Cehennemdeki çok şiddetli azapların, birkaç günlük sıkıntı ile giderilmesi ve günahların temizlenmesi için dünyada sebepler gönderilmesi, insanlar için çok büyük bir nimettir.[/COLOR][/SIZE]

:a36: Benim bunu daima daima ve daima hatırlamam gerek çünkü yaşadığım çevreyi hiç mi hiç sevemedim
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Selamün Aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü değerli kardeşim.

Rahman c.c razı olsun inşallah..Yine çok güzel bir paylaşımdı..İnsanoğlu sürekli içinde bulunduğu durumu da aratacak hallerin olabileceğini tefekkür etmeli..Ve mutlu olabilmek için, şükredebilmek için kendisinden daha kötü durumda olanları görebilmeli..En önemlisi de...Dünya sahasında bizler, çektiğimiz birçok sıkıntıyı daha büyükleriyle karşılaştığımızda veya inşallah cennetle müjdelenen kullardan olduğumuzda öylesine hafif ve önemsiz göreceğiz o zaman..Ama o raddeye gelmeden de fark edenlerden ve şükür içinde olanlardan oluruz her daim inşallah..

En Emin'e emanet olunuz değerli kardeşim..Selam ve baki Dua ile inşallah.




Ve aleykümselam ve rahmetullahi ve berakatüh.
Allah kardeşimden de razı olsun,
Amin kardeşim.
Selam ve baki dua ile kalın,
Allah'a emanet olun.

 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
000021726lthb8.gif
İnsanlara dünyada iken gelen sıkıntılar, sabredildiği takdirde, günahlara kefaret olmaktadır. Cehennemdeki çok şiddetli azapların, birkaç günlük sıkıntı ile giderilmesi ve günahların temizlenmesi için dünyada sebepler gönderilmesi, insanlar için çok büyük bir nimettir.[/COLOR][/SIZE]

:a36: Benim bunu daima daima ve daima hatırlamam gerek çünkü yaşadığım çevreyi hiç mi hiç sevemedim


Ve aleykümselam ve rahmetullahi ve berakatüh.
Allah razı olsun kardeşim,
Yorumlarınız için teşekkür ederim.
Selam ve baki dua ile kalın.

 

CANAN25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Kas 2007
Mesajlar
294
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
Güzel bir yazıydı emeğine sağlık, KEşke benim evimde cennet gibi olabilse offfffff nerde tam bir cehenmemm:a33:
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Güzel bir yazıydı emeğine sağlık, KEşke benim evimde cennet gibi olabilse offfffff nerde tam bir cehenmemm:a33:


Gözlerinize sağlık kardeşim,
Yüce Rabbimiz, gönlünüzü genişletsin ferahlık versin,
Ailenize huzur versin İnşaAllah kardeşim.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Mü’minin aile ve evliliğe bakışı, her şeyden önce ibadet nazarıyladır. O, rabbinin haklarında; “Onlar ki, ey Rabbimiz derler. Bize zevcelerimizden ve nesillerimizden gözbebeğimiz olacak (salih insanlar) ihsan et. Bizi takva sahiplerine rehber kıl” (Furkan, 25/74) buyurduğu övülmüş kullardan olmak için evlenir. O, Peygamberin, ‘Evlenin, çoğalın.” tavsiyesinin bir gereği olarak ve “Allah, kendisine Saliha bir eş lutfettiği bir erkeğe dininin yarısında yardım etmiştir. Diğer yarısı için de Allah’tan korksun ve takva dairesinde yaşasın” (Keşfu’l-Hafâ, 2/313) hadis-i şerifi mucibince evlenir. Yani evlenip yuva kurmayı Rabbinin rızasına bir yol, bir ibadet olarak algılar; “Âdet yerini bulsun.” kabilinden değil.

Bu niyetle yola çıkan mü’min şunu bilir ki, eş seçimi kişinin kendi iradesindedir, ama bizim irademizi kuşatan bir de mutlak irade olduğunu unutmamak gerekir. Doğduğumuz ülke, içinde yaşadığımız kültürel doku, ebeveynimizden devraldığımız özellikler vs. bu külli iradenin birer tezahürüdür. Yani bizim dışımızda seçimimizi etkileyen büyük etkenler de var. Dolayısıyla mü’min, yaşadığı aile hayatında kendi nefsî isteklerine göre karar vermeden önce ilahi programın cilvelerini arar. İçinde bulunduğu durumdan kendi hayatı için ibretler çıkarır. Çünkü “kader” ve “kısmet”e inanır.Bir yuva kurduktan sonra onu korumak, öncelikle Allah’ın: “Mü’min erkek ve kadınlara söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar.” (Nur, 24/30-31) emrine uymakla mümkündür. Bu ayetten anlaşılan odur ki, günümüz toplumundaki “Kadında mazi, erkekte istikbal aranır.” anlayışının isabetli ve doğru değildir. Mazisi ve istikbali temiz olması gereken sadece kadınlar değil, bilakis erkeklerdir de. Kendimizi iffet ve namusu koruma emrinin dışında tutamayız. Ayrıca “Erkeğin çapkını makbuldür” gibi gayri örfi ve dini anlayışlar batılıların bize empoze ettiği bir durumdur ve aileyi bozmak için sinsice kültürümüze sokulmuş bir anlayıştır. Unutmamak gerekir ki erkeğin çapkınlık yaptığı kadın, bir başkasının kızı, karısı, anası veya gelinidir. Yani kendisine dinen haram kılınmış olan kimsedir. İslâm’da kişinin kendi helalinin dışındakiler haramdır. Bu temel ilkeyi unutmamak gerekir. Bu, hem aile hem de toplum hayatının huzuru, güveni ve geleceği için temel şarttır. Sonra eşler, birbirlerine karşı güvenlerini yerine getirmeye çalışmalı, sorumlulukları Allah ve Resulünün bildirdiği şekilde paylaşmalıdır.

Mü’min eşine sadıktır. Eşinde hoşuna gitmeyen bazı haller olsa da sadıktır. Peygamber efendimizin, “Zevcenizden her hangi bir fenalık görürseniz ondan nefret etmeyiniz. O zaman ona daha başka, daha güzel, daha iyi sözler söyleyiniz” (Müslim) tavsiyesine uyarız. Bazı durumlarda kalbi eşinden soğuyan kişi de “Onlara hoşça, güzelce muamele edin. Şayet onlardan nefret edecek olursanız (tahammül edin). Belki Allah sizin nefret ettiğiniz şeyi büyük hayırlarla donatmıştır.” (Nisa. 4/18) ilahi emri doğrultusunda hareket etmelidir.

Mü’min bilir ki, rabbinin onun elinin altına verdiği her şey bir emanet ve imtihan vesilesidir. O sebeple kendi haklarını da, emanetlerin haklarını da öğrenmek ve gözetmek mecburiyetindeyiz. Allah elçisinin şu sözünü rehber edinmeliyiz: “Her biriniz eli altındakilerden sorumludur. Erkek karısından ve çocuklarından sorumludur. Onların sorumluluğu erkeğin boynundadır. Kadın da kocasından ve çocuklarından sorumludur.” (Buhari, ahkam 1). Bu anlayış neticesinde taraflar, İslâm’ın öngördüğü vazifeleri ibadet anlayışı ve şevkiyle yerine getirirler. Bunlara riayet eden Müslüman ailelerde ihmal ve boş vermişlikten kaynaklanan çözülmeler yaşanmaz.

Mü’min erkek ve hanımlar, huzur ve mutluluğun yerinin kalp olduğunu; birtakım manevî rahatsızlıklarla malûl insanların hiçbir şeyle, hiçbir kimseyle tatmin olamayacağını da bilmektedirler. Kalb, Rasulullah (s.a.s.) Efendimiz’in bildirdiğine göre Allah’ın elindedir. Allah, kalbi dilediği yöne çevirendir. Bundan dolayı Efendimiz (s.a.s.) Allah’a yakınlaşmak için çaba göstermemizi ve şöyle dua etmemizi tavsiye ediyor: “Ey kalbleri evirip çeviren Allah’ım! Kalbimi dinin üzerine sabit kıl!” (Tirmizi, kader 7).

Ailenin temelini, yani karı ile kocayı bir arada tutan hamur sevgidir. Sevgi ise kalptedir. Sevgi de, kalp de manevidir ve insan gücü kullanılarak müdahale edilemez. İşte mü’minler, sevginin de kalbin de sahibi olan Yüce Allah’a samimi yönelirse, Allah onların kalplerini birbirine sevdirir. Kalpler ne ölçüde Allah’a teveccüh ediyorsa o ölçüde istikamet kazanır. Ne kadar istikametli oluyorsa aile hayatı da o kadar huzur ve dengeli olur.

Bir ailenin mutluluk içinde hayatını sürdürmesi eşler arasındaki karşılıklı emniyet, güven, samimi hürmet ve sevgiye bağlıdır.
 

cakdoc

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2008
Mesajlar
1,507
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Allah razi olsun cok guzel bir paylasim..
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Bilmeliyiz ki, Müslüman aile Müslüman toplumun temel direğidir. Bu direk yıkılırsa toplumumuzun ayakta kalması mümkün değildir. Televizyonuyla, sinemasıyla, müziğiyle, edebiyatıyla, içimize sızıp bizi yok etmeye çalışanlara karşı bütün gayretimizle bu nezih aile kurumumuzu korumak ve yaşatmak zorundayız. Bu yolda asla yıkılmadan dimdik ayakta kalarak, insanlığın huzur ve mutluluk ümitlerini kendi huzur ve mutluluğumuzla yeşertmek zorundayız.
 

beyaz glayör

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Şub 2009
Mesajlar
557
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Selamün aleyküm kardeşim Rabbim cümlemizi sıkıntılar karşısında sabredenlerden eylesin inşaallah.
Ayrıca "sabreden derviş muradına ermiş" sözünü unutmamalıyız
emeğine sağlık...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt