Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

EŞİNİ "EV"E BAĞLAYAN ve Evi "Mutluluk Yuvası" Yapmayı Başaran Kadınlar (2 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
41
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
EŞİNİ "EV"E BAĞLAYAN ve Evi "Mutluluk Yuvası" Yapmayı Başaran Kadınlar

esini.gif



“Ev”, erkek için dinlenme yeri, kadın için ise gündüz “işyeri”, akşam “dinlenme” mekanıdır. “Koca”nın problemsiz olması kaydıyla, aile fertlerini bir arada tutacak ve sıcak bir ortamda hoşça vakit geçirmelerini sağlayacak bir numaralı etken kadındır. Bunun için öncelikle kendisinin onların yanında olması, aynı ortamı paylaşması, sanki kendisi de gündüz başka bir yerde çalışıp gelmiş gibi dinlenme, eğlenme ve rahatlama moduna geçmesi gerekir.

Erkek, daha çok evin hanımına bağlı olarak, kapıdan içeri girdiği andan itibaren rahatlama ihtiyacını karşılayabiliyorsa eve gelmeye can atar. Bu imkana erişemez ise, uzun süre tahammül edemez. Başka alternatifler arama ihtiyacı duymaya başlar.

Çalışmayan bayanlarının gündüz işyeri olan evleri, akşam hem kendileri, hem de eşleri için dinlenme yeri özelliğine bürünebiliyorsa ne ala! Aksi halde sıkıntı var demektir.

Bir “dinlenme evi” olsa, siz oraya gitseniz, kapıyı çaldığınız andan itibaren beklentilerinizi düşünün. Kapı açıldığında sizi karşılayan kişinin yüzünde bakarsınız, rahatlama o anda başlar. Tatlı bir tebessümle içeri buyur ederler; ve sonrası.!

Her şey ona göredir. Tüm şartlar oluşturulmuş; artık, o andan itibaren önemli olan sizsiniz. Başka şeylerle meşgul olunmaz. Dinlenme ve rahatlamaya yönelik hizmetler en güzel bir şekilde arka arkaya sıralanır. Ta ki tatlı bir uykuya geçinceye ve sabah iyi ve süslü bir kahvaltı ile ve gülücüklerle uğurlanıncaya dek!

Buna yakın bir ortam beklerken, eşi alelacele kapıyı açıyor ve hemen işlere koşuyorsa, olumsuzluk başlıyor demektir. İlgi ile karşılaşmayan erkekte, hanımı ile ilgilenme isteği de uyanmaz. Ve doğal olarak tek başına dinlenme pozisyonuna geçer. Bu arada kendinden yardım istenmesi ise hepten ters bir durum oluşturur ve çatışmalar başlar.

Eşlerinin hevesle eve gelmesini isteyen kadınlar eşleri gelmeden önce işlerini bitirmiş ve kendileri için de dinlenme zamanı gelmiş olduğunu bilirler. Bu saatten sonra oluşan işleri ise ertesi güne ertelerler.

Mutlu bir yuva öncelikle böylesi bayanların eseri olarak ortaya çıkar.
Dr. Hamdi Kâlyancu
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
46
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Mutlu bir yuva öncelikle böylesi bayanların eseri olarak ortaya çıkar.


mutlu bir yuvada mutlu bir toplumu meydana getirir yani herşeyin temeli aile .. ailein temeli bayanlar
aslında herşey kuralına göre oynansa sorun olmaz.. kural nedir.. herişte .. hakkın olacagı şekilde davranmak ..
kadının evindeki işleri onun cihadı .. yemek yapması eşi ve çocuklarıyla ilgilienmesi .. şavaş meydanında cenk eden bir mücahid gibi sevabı var..

kurala göre oynandıgı zaman hem bu dünyayı cennete çevirmek elimizde hem ukbayı... ama günümüzde öylemi_ki?? degiil tabi.. her şeyde yozlaştık .. eşlerin görevlerindeki .. samimiyetleride yozlaştı kurandan sünnetten uzaklaştıkça... eşler sanki evlerine degil... zindanlarına giriyorlar.. **büğün çocuklar beni yordu çamaşır yıkadım ütü yaptım şunu yaptım bunu yaptım.. yoruldum muhabbettinden başlayıp annen geldi şöyle dedi böyle dedi...komşusu nermin hanımın eşi ..
şunu almış bunu almış... ** o** almamış:)

rabbim sonumuz hayır etsin inşaALLAH :)
hayırlı geceler kardeşim
selam ve dua ile
 

ŞEB-İ ARUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Mar 2008
Mesajlar
1,904
Tepki puanı
0
Puanları
36
Yaş
36
Konum
"Lâ taknetû min Rahmetillâh"
bu evliligin en guzel yanı ne guzel anlatılmiş
öncelikle sunu söylemekte fayda var şimdiki evlilikle galeyane gelıyo sevıyorum ölüyorum aman ya rabb onsuz olmaz daha neler neler sonra ne oluo işte sonrası malum
evlen cocuk yap
olay bu mu yani
degil esas olan evlenmek degil yuva kurmak
es evine gelemk için fırsat kollamalı hanım esı eve gelsin diye saat saymalı
memnunıyet ortamında takvalı cocuklar ortaya cıkar
evlat annesini babasını ne kadar mutlu gorurse o
bi o kadar mutlu olacak ve o evladında evliligi sarsılamaz bi kale olacaktır
takva dogrultusunda yasanılan hayatlarda mutlu saygılı evlikller orataya cıkar eger bi evde namaz kılınıyor kuran i kerim okunuyor dua ediliyorsa ve bunu evin her bireyi yapıyor yapmaya tesvik edıyorsa o evde huzur tohumları ekilir biz boyle bakarız evlilige evliklik kölelik degil aksıne
cenneti aralayan huzur pınarı olmalı
faydalanmak nasiplenmek duasi ile hakkınzıı helal edın uzun tuttum yazıyı.selametle kalınız.
 

cerennurum

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2007
Mesajlar
1,298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
allah razı olsun kardeşim faydalı ve güzel bir paylaşım
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
41
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
yorumlarınız için teşekkür ederim Hakkımızda Hayırlısı Olması Dileğiyle....
 
S

sevinç 54

aylin kardeşim çok dogru söylüyosun evin bireyi teşvik etmesi gerekiyo ben çok şükür ibadetlerimi yapıyorum ama eşim yapmıyor okadar çok istiyorumki yapmasını ama ne yapsam olmuyo 1 çocugum var onun çok iyi yetişmesini istiyorum dini konuda rabbim herkesin içine versin islam namaz ibadet sevgisini inş allah razı olsun
 

sevim80

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2008
Mesajlar
110
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
paşlaşımınız çok güzeldi :T
 

huzur8

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Şub 2008
Mesajlar
323
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Çag değiştikçe malesef ne yazık ki aile konularıda degişiyor
Evet eskiden öyleymiş
Kadınlarımız evde erkekler dışarda çalışırlarmışş
Şimdi ise kadınlarda ( bende) erkeklerle beraber çalışıyoruz
onlar kadar güçlüymüşüz gibi güç derken manevi yöndende eziliyoruz erkekler gibi
akşam eve geldigimiz de bizde dinlenmek hazır sofralar bulmak istiyoruz
ama kadınız biz hem dışarda çalışıcas hem evde
Kendimden örnek vereyim işim geregi topuklu makyajlı gesiyorum bütün gün
evime gelincede huzurla eşofmanlarımı giyip saçlarımı toplayım mutfaga geçiyorum..
Eşim bütün gün işyerinde güzel şık giyinmiş ( benim gündüz işteki halim gibi) bayanlarla birlikte görüştü çalıştı
akşam beni öle sogan yemek kokularıyla görmek istermi sizce?
Bende dahil şimdiki çalışan kadınlarda şu var (özeleleştiri) bende bütün gün çalışıyorum tv başında pineklemek benimde hakkım degilmi ??

Malesefe aile hayatımızda çöktü....moderleşmek için yaptıgımız ( benimde dahil) her özgürlükçü hareket bize ok gibi geri döndü...

Çalışmayı çok istiyordum kendimi bildim bileli çalışıyorum evlendim hala...yoruldum.iş hayatı kadınlara göre degilmiş konuyu çok dagıttım affedin...
Gençken (24 yaşındayım) İslam kadınları eve kapatmış onlarda hayatın içinde olsunlar die düşünüyordum....anladım ki yanlış düşünüyormuşum....
İşyerimdeki yada görüşmek zorunda oldugum karşı cinsi eşimden daha çok görüyor ve konuşuyorum ne yazı ki...
Çok uzattım kusura bakmayın bu konudaki düşüncelerimi Mustafa İslamoğlu çok güzel anlatmış....
bu yazıyı en çok ta kendim için okuyorum arkadaşlar...

İslam kadını aşağılamadı, siz anneliği aşağıladınız



Tesadüf mü? Biri çıkıp İslam'ın kadını aşağıladığını iddia ediyor. Söz bir biçimde anneliğe geliyor. O da ne? İslam'ın kadını aşağıladığını iddia eden 'modern' bay veya bayanların aklının dibini kazıdığınızda, anneliği fena halde aşağıladığını görüyorsunuz. Ortak noktaları bu.

Anneliği aşağılamanın teknikleri çok. Bunun başında dünyanın en şerefli işini yapan annelere “boş kadın” muamelesi yapmak geliyor. Onlara göre çalışıyor olmak için evden çıkmak lazım. Caddeyi görmek, caddeye görünmek lazım. Bir kadının “çalışıyor” sayılması için kamuya kendisini göstermesi şart. Sabah sekiz akşam dokuz (çünkü kadın ucuz işgücü) mesai yapması şart.

Bunlar için de başka şeyler lazım: Modern görünürlüğün vacibatından olan şeyler. Her gün aynı kıyafetle, aynı saç rengiyle, aynı ayakkabıyla, aynı çantayla gidilmez ki işe! Yenilemek lazım, rengini uydurmak lazım. Saça uygun elbise, elbiseye uygun ayakkabı, ayakkabıya uygun çanta, çantaya uygun cüzdan, ona uygun cep telefonu lazım…

Modası geçenleri değiştirmek lazım. Bunun için de modayı takip etmek lazım. Özetle üretim-tüketim çarkında yağ, değirmeninde un olmak lazım.

Bütün bunlar için çalışmak lazım. Çalışmadan bu masraflar nasıl kazanılacak? Daha iyi görünmek için daha çok kazanmak lazım. O da yetmiyorsa, daha daha çok kazanmak lazım. Daha çok kazanmak için harcamadan olmuyorsa, daha çok harcamak lazım. Görünmeden daha daha çok kazanılamıyorsa, daha çok görünmek lazım. Daha çok görünmek için daha çok dikkat çekmek lazımsa, onu yapmak lazım. Onu yapmak için herkesten çok harcama yapmak lazımsa, onu yapmak lazım. Herkesten çok harcamak için, herkesten çok kazanmak lazım.

Hangisi hangisine lazımdı? Kafam karıştı…

Evden çıkıp mesai yapmayan kadının yaptığı “çalışmak” değildir. O tepeden bakılan, “Ev kadınıymış” yollu dudak bükülen bir “acizdir”. Evinin kadını olmak modernlere göre dudak bükülecek bir iştir. İş kadını daha hoş geliyor. Hatta sokak kadını bile ötekinden hoş geliyor.

Modernin gözünde o koca parası(!) yiyor. Patron parası mı? Amir fırçası mı? Onun bunun erkeklerinin ağız kokusu mu? Her işe gidiş gelişte yaşadığı tıkış tıkış otobüsler ve minibüslerdeki onur kırıcı durum mu? Onlar işin parçası ayol. Koca kârı yeme de, ne yersen ye! Koca fırçası yeme de, ister amir, ister ustabaşı, ister patron fırçası ye! Hatta sokak magandası ve çarşı maçosunun attığı laf bile ehven…

Ev kadını, üüü! Bir kere özgür(!) değil ayol. Yarım saat işten erken ayrıldığı için amirinden duyduğu lafı kargalar yemese de kendisi özgür. İşyerinde uygulanan sıkı denetime rağmen özgür. “Yarın müsait misin”lere verdiği “Mesaide olacağım, işten yorgun dönüyorum”lara rağmen özgür. Ama ev kadını handiyse esir canım…

Ama o anne. Çocukları var. Yani dünyanın en değerli, en asil, en soylu, en görkemli işini yapıyor. Yani insan yetiştiriyor. Çocuk sokakta yetişmez ki? Çocuk evde yetişir.

Olsun, o yine de “çalışmayan” kadındır. Annelik çalışmak sayılmıyor. Modernlere göre annelik işsizlik sayılıyor. Annelik angarya sayılıyor. Komedi de ne biliyor musunuz: Başkalarının doğurduğu çocuklara bakmak için kurulan sektörlerde çalışmak “iş”, orada çalışanlar da “çalışıp üreten kadın” sayılıyor da, kendi doğurduğu çocuğa bakmak “iş” sayılmıyor. Modernler kazara anne olduklarında durum şu oluyor: baba işe, anne işe, çocuk kreşe, ev pansiyon, aile pansiyoner…

Ondan sonra “bebek mi-köpek mi?” ikilemi geliyor: tıpkı Fransa'da, Almanya'da, Hollanda'da olduğu gibi. Köpek bebekten daha sevimli oluyor modern kadın için. Bir, vücudu deforme etmiyor... Öyle ya: tenperest modernliğin gerçeği bunlar, görmek lazım.

Ama küçük bir sorun: Köpeğin ille de küçük olması lazım; kucağa alınıp sevilecek kadar küçük. Ne de olsa kadın o. Bir canlıyı kucağına alıp sevme güdüsü yaratılıştan verilmiş. Çaresi yok, sevecek. Peki, köpek yerine bebek sevse olmaz mı? Bu soruya Avrupa'nın bebek-köpek (yan yana iyi durmadığını biliyorum, ama anlayın) rakamlarını karşılaştırdığımızda, şu zımni cevabı alıyoruz: Yok, zinhar olmaz! (Almanya'da kayıtlı köpek sayısı nüfus ile neredeyse eşit).

İyi de, köpek de en az bebek kadar masraflı.

Olsun! O kadar kusur kadı kızında da bulunur.

Kazara doğursa bile anneliği sevmemiş ve severek annelik yapmamış (Bunun yanında doğum yapamadığı halde harika annelik yapanlar da var). Annelik yapmadığı için duyguları gelişmemiş, ufku gelişmemiş, hayat tecrübesi gelişmemiş, bilgelik dersen sıfır. Ama olsun; onun köpeği ve bir de mesaili işi var. O kendini tüm annelere hava atma makamında görüyor.

İşte buraya yazıyorum: Cenneti annelerin ayakları altına seren İslam kadını aşağılamadı. Fakat cenneti dünyada arayan tek dünyalı modernler gözümüzün içine baka baka anneliği aşağılıyorlar. Üstelik her birini bir ana doğurduğu halde.

Ne kadar ayıp! Ne kadar küstah! Ne kadar saçma!
 

ebuubade

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Nis 2009
Mesajlar
46
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Allah'ım ehli iman bir eş nasip etsin hepimize.RAbbim hayırlısını nasip etsin.
 

erzsalih

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2009
Mesajlar
967
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Allah razı olsun kardesim gerçekten çok ince konulara değinşimsin paylaşımın için teşekkür ederim
 

pinar1988

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 May 2008
Mesajlar
322
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Rabbim razı olsun.güzel bir paylaşımdı.bencede yuvadaki huzuru sağlayan ilk kişi evin hanımıdır.
 

hayri07

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2009
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
emeğine sağlık kardeş selametle kalın.
 

isfa91

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Kas 2007
Mesajlar
130
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Allah razı olsun. güzeldı
 

Nazar57

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ağu 2008
Mesajlar
1,308
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Eşlerinin hevesle eve gelmesini isteyen kadınlar eşleri gelmeden önce işlerini bitirmiş ve kendileri için de dinlenme zamanı gelmiş olduğunu bilirler. Bu saatten sonra oluşan işleri ise ertesi güne ertelerler.


Mutlu yuva istiyorsan ve mutlu olmak istiyorsan önce karşındakini mutlu edeceksin ki sende neşeli olabilesin..
 

ayşe.a

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Tem 2008
Mesajlar
3,140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
emeğine sağlık kardeşim çok güzel bir paylaşım olmuş RAbbim razı olsun ..
selam ve dua ile..
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Hayırlı bir konu anlayanlar inşaALLAH idrak edip hayata geçirirler......
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
30
anlamak kolay ama umarım tatbik etmek de o kadar kolay olur:)
 

bir_umut

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Şub 2009
Mesajlar
2,564
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
eyvallah konya katkısı olan arkadaşlardan da Allah razı olsun :)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt