Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ESHÂB-I KİRÂM KİMDİR? (1 Kullanıcı)

politrade

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2006
Mesajlar
307
Tepki puanı
0
Puanları
0
Peygamber efendimizi hayatta iken ve peygamber olarak bir ân gören, eğer âmâ ise bir ân konuşan mü'mine "Sahâbî" denir. Birkaç tânesine “Eshâb” veya “Sahâbe” denir. Hürmet olarak Eshâb-ı kirâm denir. Peygamberimizi, kâfir iken görüp de, Resûlullahın vefâtından sonra îmâna gelen veya Müslüman iken, sonra mürted olan ya’nî Müslümanlıktan çıkan sahâbî olamaz.

Zaten Peygamber efendimiz, Eshâbından hiçbirinin sonradan kâfir olmıyacağını, ya'nî Müslümanlıktan çıkmıyacağını, hepsinin Cennete gideceklerini haber verdi.

Ehl-i sünnet âlimleri, Eshâb-ı kirâmı üçe ayırmıştır:

1. Muhâcirler: Mekke şehri alınmadan önce, Mekke’den veya başka yerlerden, vatanlarını, yakınlarını terk ederek, Medîne şehrine hicret edenlerdir.

2. Ensâr: Peygamber efendimize ve Muhâcirlere her türlü yardımda ve fedâkârlıkta bulunacaklarına söz veren Medîne şehrinde veya bu şehre yakın yerlerde bulunan Müslümanlardır.

3. Diğer Eshâb-ı kirâm: Mekke şehri alındığı zaman ve daha sonra Mekke’de veya başka yerlerde îmâna gelenlerdir.

Eshâb-ı kirâmın en üstünleri, Resûlullahın dört halîfesidir. Bunlardan sonra en üstünleri Cennet ile müjdelenmiş olan Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Talhâ, Zübeyr bin Avvâm, Abdurrahmân bin Avf, Sa’d bin Ebî Vakkâs, Saîd bin Zeyd, Ebû Ubeyde bin Cerrâh, ve Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’dir.

Eshâb-ı kirâmın adedi: Mekke'nin fethinde on bin, Tebük Gazâsında yetmiş bin, Vedâ Haccında doksan bin ve Resûlullah efendimiz vefât ettiği zaman yeryüzünde yüz yirmi dört binden fazla sahâbî vardı. Bu konuda başka rivâyetler de vardır.

Allahü teâlâ, Eshâb-ı kirâmdan râzı olduğunu, onları sevdiğini Kur'ân-ı kerîmde bildiriyor. ve meâlen:

- Allah onlardan râzı, onlar da Allahtan râzıdır, ve:

- Hepsine hüsnâyı, Cenneti va'dettik, buyuruluyor. Allahü teâlânın sıfatları ebedîdir, sonsuzdur. Bu bakımdan Eshâb-ı kirâmdan râzı olması da sonsuzdur.Bunun için bu mübârek insanlardan bahsederken sıradan bir insandan bahseder gibi konuşmamalıdır. Her zaman edebli, terbiyeli olmalıdır.

Peygamber efendimizi sevenin, O'nun Ehl-i beytini ve Eshâbını, ya'nî arkadaşlarını da sevmesi lâzımdır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

- Sırât köprüsünden ayakları kaymadan geçenler, Ehl-i beytimi ve Eshâbımı çok sevenlerdir.

- Eshâbıma dil uzatmakta, Allahü teâlâdan korkunuz! Benden sonra onları kötü niyetlerinize hedef tutmayınız! Nefsinize uyup, kin bağlamayınız! Onları sevenler, beni sevdikleri için severler. Onları sevmiyenler, beni sevmedikleri için sevmezler. Onlara el ile, dil ile eziyet edenler, onları gücendirenler, Allahü teâlâya eziyet etmiş olurlar ki, bunun da muâhezesi, ibret cezâsı gecikmez, verilir.

- Allahü teâlânın, meleklerin ve bütün insanların la'neti, Eshâbıma kötü söz söyliyenin, üzerine olsun! Kıyâmette Allahü teâlâ, böyle kimselerin farzlarını da, nâfile ibâdetlerini de kabûl etmez!

- Kıyâmette, insanların hepsinin kurtulma ümidi vardır. Eshâbıma söğenler bunlardan müstesnâdır. Onlara Kıyâmet halkı da la'net eder.

Eshâb-ı kirâm, seçilmiş insanlardı. Üstünlükleri diğer ümmetlerden çok fazlaydı. Meselâ, Hz. Ebû Bekir, Peygamberlerden sonra insanların en üstünü idi. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

- Allahü teâlâ, beni bütün insanlar arasından ayırıp seçti. Bana eshâb ve akrabâ olarak en iyi insanları seçti. Bunlardan sonra, birçok kimse gelir ki, eshâbıma ve akrabâma dil uzatırlar. Onlara yakışmıyan iftirâlar söyliyerek, kötülemeye uğraşırlar. Böyle kimselerle oturmayınız! Birlikte yiyip içmeyiniz! Bunlardan kız alıp vermeyiniz.

Eshâb-ı kirâmın herbirinin ismini hürmetle, saygı ile söylemelidir. Birinin adı söylenince “radıyallahü anh= Allah ondan râzı olsun” denir. İkisi için “radıyallahü anhümâ= Allahü teâlâ o ikisinden râzı olsun” Birkaçı veya hepsi söylenince “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecmaîn” veya kısaca “radıyallahü anhüm= Allah onların hepsinden râzı olsun” denir.
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: ESHÂB-I KİRÂM KİMDİR?

eshabı kiram peygamber efendimizin zamanıda yaşayanlar dır Allahım onların şefaatlerinden bizleride ayırmasın AMİN :DB):p
 

eminesena

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
746
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ESHÂB-I KİRÂM KİMDİR?

paylaşımınız için tşk...amin hafize kardeşim inş..B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm kardeşim.
Allah c.c razı olsun paylaşımınız için.. O güzide insanlara tazim ve hürmete dair önemli bilgilerdi.. Emeğinize sağlık.. Onlar İslam'ın ilk neferleriydi, ilk fedakarları, fedaileri.. Bizler ise belki mücadelesiz, zahmetsiz yaşıyoruz bu dini.. Onlar kadar bedel ödemedik.. Yeryüzünde tevhidin bir avuç savunucusu olmanın verdiği sorumluluğu, hissiyatı hep yürekten duydular.. Bu uğurda da yüreklerini ortaya koydular ve onlar vesilesiyle bugünlere geldik.. Rahman c.c hepsinden razı olsun, onların sorumluluk hissiyatıyla kuşandırsın gönüllerimizi.
Rabbimize emanet olunuz. Selam ve Dua ile.
 

CAFERİ_TAYYAR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2009
Mesajlar
385
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
s.a.
ALLAH c.c. razı olsun, çok güzel bi paylaşım olmuş. Çokta anlaşılır şekilde meram anlatılmış.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt