Erdoğan Mirzabeyoğlu İçinde Ağlar mı?
22 Temmuz 2010, 12:34
Editör'den
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın son gurup toplantısındaki konuşması diğer gurup konuşmalarından çok farklıydı. 12 Eylül`de yapılacak referandum için 12 Eylül`de öldürülen 4 kritik isimi tek tek andı. Hayatlarını nasıl kaybettiğini anlattı. Haklarında yazılan şiirleri ve ailelerine gönderdikleri mektupları kürsüde ağlamaklı ses tonuyla okudu.Ya da Ağladı...
Erdoğan konuşmasından simge isimlere vurgu yaptı. 12 Eylül Darbesi öncesinde bir askeri inzibat erini öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen ve yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren'i hatırlattı. Mamak askeri cezaevinden bir sabah namazını kılarken başına bir dibçikle vurularak öldürülen Hüseyin Karamahmutoğlu'nu hatırlattı. 12 Eylül Darbesi sonrası idam edilen ilk ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu'ndan bahsetti. Solcuların simge ismi 12 Eylül rejiminin idam ettiği ilk solcu Necdet Adalı'ya vurgu yaptı.
Erdoğan hem sol'dan hem de Sağ'dan 12 Eylül Kahbe darbesinin katliamlarında kimi işkence ile kimisi de idam edilerek öldürülen insanları bir kez daha anlattı . Mamak, Metris ve Diyarbakır cezaevlerindeki işkenceler 12 Eylül ismi ile özdeşleşmiş ve bugünlere uzayan bu süreç hala daha devam etmektedir.28 şubat'ta ,12 Eylül gibi yakın bir süre önce abd-israil destekli en büyük yokedici ve beyinleri iğdiş edici darbelerin başında geliyor.
Salih Mirzabeyoğlu 11 yıldır f tipi hücrelerde ve telegram işkencesine maruz kalıyor.28 şubat'ın ardından İslami Camiada en büyük cezalara çarptırılan ve hala hapishanede hücrede tutulan tek isim.28 şubat'ın belkide hedefinde olan tek ismi o!
Zamanın DGM hakimlerince yargılanmış ve hukuki olduğu iddia edilen yargı tarafından suç teşkil eden bir eylem,ya da başka bir şey olmmasına rağmen bir kere değil bir kaç kez İdam cezasına çarptırılmıştır.
Salih Mirzabeyoğlu'nun şu an bulunduğu Bolu F tipi cezevinde hücresinde tek başına kaldığı ve hala daha devam eden ve ya devam ettirilen Telegram isimli elektro manyetik işkenceye tabi tutulduğu kendisi ve avukatları tarafından sürekli kamuoyuna sunulmaktadır.
28 Şubat darbesi'nin üzerinden onlarca sene geçti ve bu süreçte cezaevlerini müslümanlarla dolduran sistem bugünlerde yeni bir ANAYASA oylamak adına halk refarandumu başlattı.EVET ya da HAYIR oylarının halka ne getireceği dahi anlatılmamışken refarandum resmen iktidar ve mualefet'in oy kapma yarışına dönüştü.Yukarıda da belirttiğimiz üzere 28 şubat Darbesinin ardından hukuki sürecin dahi askıya alındığı bir dönemde cezaevine konulan Salih Mirzbeyoğlu telegram işkencesine maruz bırakılmaktadır.
Tayyip Erdoğan 12 eylül kanlı darbesinin katlettiği Anadolu evlatları için gözyaşlarını dökerken ismini andığı Mustafa Pehlivanoğlu,Balgat`ta, 10 Ağustos 1978 gecesi, teravih vakti, mahalledeki 5 kahvehane, kimliği belirsiz kişilerce tabancalarla tarandı, 5 kişi yaşamını yitirdi. Tarihe `Balgat katliamı` olarak geçen bu olayda, sol görüşlülere ait üç kahvehanede 3, ülkücülere ait iki kahvehanede de 2 kişi yaşamını yitirdi. Olaydan sonra operasyona başlayan polis, 3 kilometre uzakta, Ülkücülerin yoğun olarak oturduğu Karapınar Mahallesi`ne baskın düzenledi ve bir grup genci gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar arasında, 22 yaşındaki Mustafa Pehlivanoğlu da vardı. ve Pehlivanoğlu bu suçlama ile yargılanarak 12 eylül Darbesinin adalaetsiz ve hukuki olmayan bir mahkmesi tarafından İdam cezasına çarptırılmıştı.Bu suçları onun işleyip işlemediğine bile bakılmadan asılarak katledildi.Halbu ki Mustafa Pehlivanoğlu mahkeme süresi boyunca polis ifadesinin işkence zoruyla alındığını belirtmişti.
Peki Mirzabeyoğlu ne ile suçlanıyor du?
Avukat Ali Rıza Yaman bir açıklamasında müvekkilinin 'Tam olarak neyle suçlandığını, hangi suçtan dolayı ceza aldığını biz de bilmiyoruz. Herkes herkese suç isnad eder. Ancak mühim olan şahsın o suçu işleyip- işlemediği, bunun tesbiti ve verilecek cezanın o suça uygunluğudur.' demiş ve Salih bey, mevcut anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmekten ve örgüt liderliğinden yargılandı. Yargılama, bunun üzerine bina edildi. Ancak gerek kendisinin, gerek avukatlarının yaptığı savunma bir tarafa, İddianame ve Gerekçeli Karar’da geçen ifadeler dahi Salih Bey’e üzerine atılı suçtan ceza verilemeyeceğinin ispatı niteliğindedir....'
Resmi tam görebilmek için buraya Tıkla
Yani Salih Mirzabeyoğlu davası tam bir hukuki komedyadır ve suç icad edilerek cezaevinde tutulmaktadır.Mustafa Pehlivanoğlu'na isnad edilen suç gibi bir suçlama'da mevcut değildir.Salih Mirzabeyoğlu'na yasadışı örgüt'ün liderliği suçlaması ile de adeta cezaevinde tutma ve fikirlerine kelepçe vurma işkencesi uygulandığı 28 Şubat Darbecilerinin adeta kuşatması altında olduğu apaçık ortadadır. 'Salih Bey’in davasındaki hukuk mantığı, verilen örnekten daha kötü bir şekilde işlemiştir. Hiyerarşi yok, eylem yok, eylem talimatı yok, tanışıklık yok… Buna rağmen ‘olsa olsa budur’ mantığı üzerine bina edilen bir hüküm var. Bu sakat mantıkla verilen karar idam olmuştur. İdam kararı “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası”na çevrildi.'
NECDET ADALI ,ERDAL EREN ,HÜSEYİN KARAMAHMUTOĞLU,MUSTAFA PEHLİVANOĞLU
12 eylül 1980 Darbesinin unutulan simge isimleri 12 eylül 2010 günü yapılacak ANAYASA refarandumu ile bir kez daha anıldı ve kamuoyu tarafından bu vsile ile tartışılmaya başlandı..Hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı tarafından gözyaşları dökülerek anıldı.Bu insanların bazıları cezaevlerinde işkence görerek bazılarıda İdam ile katledilmişlerdi..
Anayasa refarandumu gerçekleşecek ve bu refarandumda 12' Eylül ile hesaplaşma şeklinde sürekli yapılan propogandanın 28 Şubat ile yapılamayan hesaplaşmayı nasıl örteceği merak ile bekleniyor.28 Şubat'ta en büyük darbenin indirildiği İslami Kesim hala daha başörtüsü sorununu dahi çözemedi.İslami kesim bunu çözemediği gibi Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu'ndan bile bi haber olarak demokrasi çayırında başıboş gezintilere çıkmıştır.Sözüm ona İslami Kesim ! 28 Şubat ertesi liberalleşmiş,ılımlılaşmış ve adeta İslami söylemi terketmiştir.Yeni Anayasa maddelerinde Salih Mirzabeyoğlu'nu cezaevine sokan süreç ile hesaplaşma yoktur.
Ve kim olursa olsun Salih Mirzabeyoğlu için ağlamıyor ise ABD ve İsrail patentli 28 şubat darbesinin savunucusudur.Dolayısı ile ABD ve İsrail'in dümen suyundadır.Salih Mirzabeyoğlu cezaevinde olduğu sürece de EVET ya da HAYIR demenin de hiç kimseye faydası olmayacaktır.
Yeri gelmişken Soralım ....
12 eylül'de cezaevlerinde katledilen bu Anadolu Delikanlıları için ağlayan Sayın Başbakan 28 Şubat ertesi cezaevinde tutulan ve hala telegram işkencesine maruz kalan Salih Mirzabeyoğlu İçinde Ağlar mı? Mustafa Pehlivanoğlu'nun Ailesine yazdığı o duygulu ve samimi mektubundan alıntı ile yazımızı sonlandıralım ...
''Sunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa`lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakindir. Zafer her zaman Allah`a inananlarındır.'''
vesselam
www.anadoluhaberim.com
22 Temmuz 2010, 12:34
Editör'den
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın son gurup toplantısındaki konuşması diğer gurup konuşmalarından çok farklıydı. 12 Eylül`de yapılacak referandum için 12 Eylül`de öldürülen 4 kritik isimi tek tek andı. Hayatlarını nasıl kaybettiğini anlattı. Haklarında yazılan şiirleri ve ailelerine gönderdikleri mektupları kürsüde ağlamaklı ses tonuyla okudu.Ya da Ağladı...
Erdoğan konuşmasından simge isimlere vurgu yaptı. 12 Eylül Darbesi öncesinde bir askeri inzibat erini öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen ve yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren'i hatırlattı. Mamak askeri cezaevinden bir sabah namazını kılarken başına bir dibçikle vurularak öldürülen Hüseyin Karamahmutoğlu'nu hatırlattı. 12 Eylül Darbesi sonrası idam edilen ilk ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu'ndan bahsetti. Solcuların simge ismi 12 Eylül rejiminin idam ettiği ilk solcu Necdet Adalı'ya vurgu yaptı.
Erdoğan hem sol'dan hem de Sağ'dan 12 Eylül Kahbe darbesinin katliamlarında kimi işkence ile kimisi de idam edilerek öldürülen insanları bir kez daha anlattı . Mamak, Metris ve Diyarbakır cezaevlerindeki işkenceler 12 Eylül ismi ile özdeşleşmiş ve bugünlere uzayan bu süreç hala daha devam etmektedir.28 şubat'ta ,12 Eylül gibi yakın bir süre önce abd-israil destekli en büyük yokedici ve beyinleri iğdiş edici darbelerin başında geliyor.
Salih Mirzabeyoğlu 11 yıldır f tipi hücrelerde ve telegram işkencesine maruz kalıyor.28 şubat'ın ardından İslami Camiada en büyük cezalara çarptırılan ve hala hapishanede hücrede tutulan tek isim.28 şubat'ın belkide hedefinde olan tek ismi o!
Zamanın DGM hakimlerince yargılanmış ve hukuki olduğu iddia edilen yargı tarafından suç teşkil eden bir eylem,ya da başka bir şey olmmasına rağmen bir kere değil bir kaç kez İdam cezasına çarptırılmıştır.
Salih Mirzabeyoğlu'nun şu an bulunduğu Bolu F tipi cezevinde hücresinde tek başına kaldığı ve hala daha devam eden ve ya devam ettirilen Telegram isimli elektro manyetik işkenceye tabi tutulduğu kendisi ve avukatları tarafından sürekli kamuoyuna sunulmaktadır.
28 Şubat darbesi'nin üzerinden onlarca sene geçti ve bu süreçte cezaevlerini müslümanlarla dolduran sistem bugünlerde yeni bir ANAYASA oylamak adına halk refarandumu başlattı.EVET ya da HAYIR oylarının halka ne getireceği dahi anlatılmamışken refarandum resmen iktidar ve mualefet'in oy kapma yarışına dönüştü.Yukarıda da belirttiğimiz üzere 28 şubat Darbesinin ardından hukuki sürecin dahi askıya alındığı bir dönemde cezaevine konulan Salih Mirzbeyoğlu telegram işkencesine maruz bırakılmaktadır.
Tayyip Erdoğan 12 eylül kanlı darbesinin katlettiği Anadolu evlatları için gözyaşlarını dökerken ismini andığı Mustafa Pehlivanoğlu,Balgat`ta, 10 Ağustos 1978 gecesi, teravih vakti, mahalledeki 5 kahvehane, kimliği belirsiz kişilerce tabancalarla tarandı, 5 kişi yaşamını yitirdi. Tarihe `Balgat katliamı` olarak geçen bu olayda, sol görüşlülere ait üç kahvehanede 3, ülkücülere ait iki kahvehanede de 2 kişi yaşamını yitirdi. Olaydan sonra operasyona başlayan polis, 3 kilometre uzakta, Ülkücülerin yoğun olarak oturduğu Karapınar Mahallesi`ne baskın düzenledi ve bir grup genci gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar arasında, 22 yaşındaki Mustafa Pehlivanoğlu da vardı. ve Pehlivanoğlu bu suçlama ile yargılanarak 12 eylül Darbesinin adalaetsiz ve hukuki olmayan bir mahkmesi tarafından İdam cezasına çarptırılmıştı.Bu suçları onun işleyip işlemediğine bile bakılmadan asılarak katledildi.Halbu ki Mustafa Pehlivanoğlu mahkeme süresi boyunca polis ifadesinin işkence zoruyla alındığını belirtmişti.
Peki Mirzabeyoğlu ne ile suçlanıyor du?
Avukat Ali Rıza Yaman bir açıklamasında müvekkilinin 'Tam olarak neyle suçlandığını, hangi suçtan dolayı ceza aldığını biz de bilmiyoruz. Herkes herkese suç isnad eder. Ancak mühim olan şahsın o suçu işleyip- işlemediği, bunun tesbiti ve verilecek cezanın o suça uygunluğudur.' demiş ve Salih bey, mevcut anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmekten ve örgüt liderliğinden yargılandı. Yargılama, bunun üzerine bina edildi. Ancak gerek kendisinin, gerek avukatlarının yaptığı savunma bir tarafa, İddianame ve Gerekçeli Karar’da geçen ifadeler dahi Salih Bey’e üzerine atılı suçtan ceza verilemeyeceğinin ispatı niteliğindedir....'


NECDET ADALI ,ERDAL EREN ,HÜSEYİN KARAMAHMUTOĞLU,MUSTAFA PEHLİVANOĞLU
12 eylül 1980 Darbesinin unutulan simge isimleri 12 eylül 2010 günü yapılacak ANAYASA refarandumu ile bir kez daha anıldı ve kamuoyu tarafından bu vsile ile tartışılmaya başlandı..Hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı tarafından gözyaşları dökülerek anıldı.Bu insanların bazıları cezaevlerinde işkence görerek bazılarıda İdam ile katledilmişlerdi..
Anayasa refarandumu gerçekleşecek ve bu refarandumda 12' Eylül ile hesaplaşma şeklinde sürekli yapılan propogandanın 28 Şubat ile yapılamayan hesaplaşmayı nasıl örteceği merak ile bekleniyor.28 Şubat'ta en büyük darbenin indirildiği İslami Kesim hala daha başörtüsü sorununu dahi çözemedi.İslami kesim bunu çözemediği gibi Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu'ndan bile bi haber olarak demokrasi çayırında başıboş gezintilere çıkmıştır.Sözüm ona İslami Kesim ! 28 Şubat ertesi liberalleşmiş,ılımlılaşmış ve adeta İslami söylemi terketmiştir.Yeni Anayasa maddelerinde Salih Mirzabeyoğlu'nu cezaevine sokan süreç ile hesaplaşma yoktur.
Ve kim olursa olsun Salih Mirzabeyoğlu için ağlamıyor ise ABD ve İsrail patentli 28 şubat darbesinin savunucusudur.Dolayısı ile ABD ve İsrail'in dümen suyundadır.Salih Mirzabeyoğlu cezaevinde olduğu sürece de EVET ya da HAYIR demenin de hiç kimseye faydası olmayacaktır.
Yeri gelmişken Soralım ....
12 eylül'de cezaevlerinde katledilen bu Anadolu Delikanlıları için ağlayan Sayın Başbakan 28 Şubat ertesi cezaevinde tutulan ve hala telegram işkencesine maruz kalan Salih Mirzabeyoğlu İçinde Ağlar mı? Mustafa Pehlivanoğlu'nun Ailesine yazdığı o duygulu ve samimi mektubundan alıntı ile yazımızı sonlandıralım ...
''Sunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa`lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakindir. Zafer her zaman Allah`a inananlarındır.'''
vesselam
www.anadoluhaberim.com