Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Erbain gününün faziletleri (1 Kullanıcı)

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
ERBAİN GÜNÜNÜN FAZİLETLERİ


Hiç şüphesiz akıl ve din kutlu ve büyük zatların doğum ve vefatlarının kutlanılıp, taziye edilmesini, vefatlarını ve şehadetlerini anmayı gerekli görmektedir.


Hiç şüphesiz akıl ve din kutlu ve büyük zatların doğum ve vefatlarının kutlanılıp, taziye edilmesini, vefatlarını ve şehadetlerini anmayı gerekli görmektedir. Şehadetlerine ve vefatlarına üzülmek, özellikle bu uğurda çaba göstermek de dinin ve aklın onayından geçen bir kabuldür. Hatta o kutlu zevatın niçin öldürüldüğünü,yüce ve kutlu amaçlarının ne olduğunu anlama noktasında çaba gösterilmesi gerekmektedir.



Bütün çağlarda ve zeminlerde yaşayan toplumlarda bu durum uygulana gelmiştir. Müslümanlara yaraşan da -hatta bütün milletlere ve ümmetlere- her yıl İmam Hüseyin(as)'ın şehadeti dolayısıyla kutlu misyonunu hatırlayacak ve hatırlatacak programlar düzenlemeleridir. Zira İmam Hüseyin(as), sıfatların keremlisini, ahlakın en güzelini, eylemlerin büyük olanlarını, zühd, ibadet, ilim, fazilet, cesaret, şecaat, cömertlik, affedicilik, müsamaha, zulümden kaçınma, zulme karşı direniş bakımından özelliklerin ve faziletlerin celalini kendisinde toplamıştır. İmam Hüseyin(as), maksatların en yücesine ve gayelerin en nezihine ulaşmak için büyük bir çaba göstermiştir. Benzerini hiç kimsenin gösteremeyeceği şeyleri yerine getirmiştir. Dinin ihyası, münafıkların çirkinliklerini ortaya koymak için kendisini, malını ve ailesini feda etmiştir. Zilletli bir yaşama karşılık izzetli bir ölümü, alçaklığa karşılık yüceliği tercih etti. Nefsin izzetini, cesareti, sebatı ve sabrı, akılların donup, düşüncelerin acze düştüğü ve hayret ettiği şeyi gösterdi, örneğini pratize etti. Bu konuda kendisinden sonrakilere örnek oldu, usve oldu. Elhak bu özelliklere sahip olan bir zat her yıl zikr edilmeyi ve kendisi için kan yerine göz yaşı akıtılmayı hak etmektedir.



İmam Zeynülabidin(as) babasının musibetine kırk yıl ağladı, İmam Sadık(as) bu musibeti her hatırladığında göz yaşlarını tutamıyor, üzüntüsünden mersiyeler söylüyor ve mersiyelerle birlikte ağlıyordu. İmam Kazım(as) muharrem ayına girdiğinde güldüğü görülmüyordu. İmam Rıza(as) şöyle buyurmaktadır: 'İmam Hüseyin’in şehadet günü; bağırlarımızın yaralandığı, göz yaşlarımızın aktığı, sıkıntılara varis olduğumuz gündür. Ehl-i Beyt İmamları(as) şialarını ve tabiilerini her yıl bu acıklı olayın hatırlanması için yas meclisleri düzenlenmesine teşvik etmişlerdir. Onlar ne güzel önderdirler ve ittiba edilenlerin en hayırlısıdırlar. İzlerine uyulanların en faziletlisidirler. Resulullah(saa)'ın sünnetinin varisleridirler.



ERBAİN GÜNÜNÜN FAZİLETİ
İmam Hasan Askeriden şöyle rivayet edilmiştir: 'Müminin alameti beştir: Elli bir rekat namaz kılmak, erbain ziyareti, sağ ele yüzük takmak, alnı yere koymak, namazda Besmeleyi açıktan okumak.(Biharü'l-Envar, c.101, s.329).



Ata der ki: 'Safer ayının yirmisinde Cabir İbn Abdullah el-Ensari ile birlikteydim. Gazırıyyeye ulaşınca, kendi görüşünce kalktı yıkandı ve yanında temiz bulunan bir gömleği çıkartıp giyindi. Daha sonra bana dönerek şöyle dedi: Ey Ata! Yanında temiz bulunan bir şey yok mu? Ben de 'Bir elbisem var' dedim. O elbiseyi aldı, başına ve bedeninin diğer yerlerine doladı ve yalınayak İmam Hüseynin kabri başına geldi, durdu, üç defa tekbir getirdi, ardından bayılarak yere düştü. Ayıldığında işittiğim şu sözleri diyordu: Esselamu Aleyke! Ya Alullah (Ey Allah'ın Ailesi!)



Yezid(la) İmam Hüseyn(as)'ın esir düşmüş olan ailelerinn Medine'ye geri götürülmesini emretti. Numan İbn Beşir el-Ensari'nin de beraberlerinde bulunduğu bir toplulukla onları gönderdi. Irak'a ulaştıklarında topluluk delile dediler ki: "Bizi Kerbala çölünden geçir. Cabir İbn Abdullah el-Ensari, Benu Haşimden bir grup, Resulullah(saa)'ın ailesinden bazı kişiler de İmam Hüseyn(as)'ın kabrini ziyaret etmek için gelmişlerdi. Onlar bu durumda iken siyahlar içinde Şam tarafından birisi çıka geldi. Bunun üzerine Cabir kölesine dedi ki: Şu şahsın yanına git ve onun durumunu öğren de bize gel. Şayet Ömer İbn Sa'dın adamlarından ise bize dön de biz de sığınacak bir yer bulalım. Şayet İmam Zeynülabidin(as) ise Allah'a kasem olsun ki seni azad edeceğim. Köle gitti ve acele bir şekilde geri döndü ve şöyle dedi: Ey Cabir! Kalk ayağa, Resulullah(saa)'ın haremini karşıla, İşte bu Zeynülabidindir. Halaları ve teyzeleriyle birlikte gelmiştir. Bunun üzerine Cabir kalktı ve yalınayak ve başı açık olarak İmam Zeynülabidine yaklaştı. İmam Cabir'e Sen Cabir misin dedi. Cabir de Ey Resulullah(saa)'ın oğlu, evet ben Cabirim diyerek cevapladı. Bunun üzerine İmam 'Ey Cabir! erlerimiz şehid edildi; çocuklarımız boğazlandı, kadınlarımız esir edildi, çadırlarımız yakıldı.' dedi."



Luhuf kitabında şöyle geçmektedir: Onlar aynı vakit içinde İmam Hüseynin kabrini ziyaret ettiler, karşılıklı ağlamaya başladılar, hüzünlendiler, matem tuttular, Irak ehli onların çevresinde toplandı, günlerce orada kaldılar.



İMAM HÜSEYNİ ZİYARET ETMENİN FAZİLETİ
İmam Hüseynin kabrini ziyaret etmenin fazileti, hatta vacibliği hakkında bir çok rivayet aktarılmıştır. Resulullah(saa) şöyle buyurmaktadır: İmam Hüseyni ölümünden sonra ziyaret eden kimseye cennet vardır. İmam Sadık(as)'dan da şöyle rivayet edilmiştir: "Hüseyn İbn Ali(as)'ın imametini ikrar eden kimseye İmam Hüseyni ziyaret etmek vacibdir." Yine İmam Sadık(as)'dan şöyle rivayet edilmiştir: İmam Hüseyni ziyaret etmek yüz mebrur hacca ve yüz makbul umreye denktir.



Şöyle rivayet edilmiştir: Bir gün Resulullah(saa) çevresinde Fatıma, Ali, Hasan ve Hüseyin(as) bulunduğu halde oturmuştu. Resulullah(saa) onlara şöyle dedi: Kabirleriniz farklı farklı iken haliniz nice olur. Bunun üzerine İmam Hüseyin(as) O'na şöyle dedi: Vefat mı edeceğiz, yoksa öldürülecek miyiz. Bunun üzerine Hazret şöyle buyurdu: Ey Oğulcağızım! Sen zalimane bir şekilde öldürüleceksin. Kardeşin,zalimane bir şekilde öldürülecek. Evlatlarınıza çok şiddetli bir şekilde zulüm edilecek. Bunun üzerine İmam Hüseyin(as) şöyle buyurdu: Ey Allah'ın Resulü bizi kim öldürecek!' Resulullah(saa) de 'İnsanların en şerlileri' diyerek cevap verdi. İmam 'Şehit edilmemizden sonra hiç bir kimse bizi ziyarete gelecek mi?' dedi. Resulullah(saa) şöyle buyurdu: Evet! Ümmetimden benimle kavuşmayı isteyen ve bana ulaşmayı isteyen kimseler sizi ziyaret etmek isteyeceklerdir.



Şeyhimiz Müfid Ali İbn Meymun'a ulaşan bir senedle İmam Ebu Abdullah Sadık(as)'dan şöyle rivayet eder: İmam Sadık(as) şöyle buyurmuştur: 'Ey Ali! Bizim Şialarımızdan bir grup vardır ki, üzerlerinden bir yıl veya iki yıl geçmiş olduğu halde İmam Hüseyn(as)'ı ziyaret etmezler.' Bunun üzerine Ali(r) der ki :'Sana feda olayım Ey İmam! Bu sıfatı taşıyan bir çok kişi biliyorum.' Bunun üzerine İmam(as) şöyle buyurdu: 'Allah'a kasem olsun ki! Bu yüce paydan dolayı hata etmişlerdir, Allah'ın vereceği büyük ecir noktasında kayba uğramışlardır, Muhammed(saa)'e komşuluk yapmaktan ve komşu olmaktan uzaklaşmışlardır.' Bunun üzerine Ali 'Ey İmam! Ne kadar sürede bir gideyim?' dedi. İmam da cevaben 'Ey Ali! Gücün yetiyorsa her ay git, bu şekilde davran' buyurdu.



Muhammed İbn Davud İbn Ukbe'den rivayet edilmiştir. Muhammed der ki: "Bizim Ali İbn Muhammed(as) adında bir komşumuz vardı ve her ay İmam Hüseyin(as)'ı ziyaret ediyordu. Fakat bu şahıs yaşlandı, cismi zayıfladı, güçten düştü, "
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt