Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Enes'leri yetiştirmek için!.. (1 Kullanıcı)

Mss.samyeLi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Kas 2010
Mesajlar
16
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Enes (ra)'ın kendisi anlatıyor: "Resûlullah (sav) insanların en güzel ahlaklısı idi. Bir gün beni bir ihtiyaç için göndermişti. "Vi gitmem!" dedim. İçimden geçen ise Resûlullah'ın emrettiği yere gitmekti. Çıktım. Çarşıda oyun oynayan çocukların yanına uğradım. Çok geçmeden ben de onlara kapılarak dalıp gitmiştim. Birden Resûlullah (sav) başımı arkadan tuttu. Döndüm ona baktım; gülümsüyordu. "Enescik! Söylediğim yere gittin mi?" diye sordu. Kendilerine; "Evet, hemen gidiyorum ya Resûlullah!" dedim. [Müslim]

*



Enes'in anlattıklarının tahlili
Şimdi Enes'in anlattıklarını birlikte tahlil edelim: Allah Resulü (sav) bir büyük olarak onun; "Gitmem!" dediği zamanki duygularını da biliyor, söz ve davranışlarını yaş ve durumuna göre değerlendiriyordu. Oyuna daldığı zamanki durumunu da, yanına geldiğinde; "Şimdi gidiyorum!" dediği zamanki durumunu da biliyordu. Onu azarlamıyor, yaralamıyor, zihninde acı hatıra, gönlünde acı duygular bırakmıyordu. Yıllar sonra her hatırlayışta Enes'in gönlünde yer eden sevgisini artıracak, zihninde sonraki nesillere de örnek olacak tatlı bir hatıra bırakıyordu. Enes de, önüne duygularını dile getiren güzel kelimeler ekleyerek bu hatırayı yâd ediyordu.
Allah Resulü'nün davranışı
Enes (ra), hem Buhârî'de hem de Müslim'de yer alan bir hadiste de; "Allah Resulü'ne on sene hizmet ettim. Bir kere bile bana; 'Öff' demedi. 'Şunu niye şöyle yaptın?' veya 'Şunu niçin yapmadın?' diye beni azarlamadı. Beni hiçbir zaman kınamadı, ayıplamadı" demektedir. [Buhari, Müslim]
Allah Resulü'nün ahlâkı buydu... O, kırmadan, yaralamadan, acı söz söylemeden hatayı doğrultabiliyor, tatlı söz ve güzel üslup kullanarak doğruları zihinlere ve kalplere yerleştirebiliyordu... Enes'lerin yetiştirilmesi, ancak böyle bir ahlakın taklidiyle mümkündür.
Enes'ler (ra) yetiştirmek için ne yapmalı?
Anne ve babalar da çocukların işledikleri kusurlara karşı zaman zaman affedici olmalı, ancak bu affedicilik çocuğu gevşekliğe, vurdumduymazlığa, her yaramazlık yaptığında "nasıl olsa katlanıyorlar, bir şey olmaz," anlayışına itmemelidir. Çocuk yaptığının doğru olmadığını hissedebilmeli, hissetmiyorsa uygun bir üslupla kendisine hissettirilmelidir.
Neticede çocuk cezalandırılmamış, affedilmişse, kendi yaramazlığı karşısında anne ve babasının büyüklük yaptığını ve affedici olduğunu anlamalı, kavramalıdır.
Bu şuur yıllar geçtikçe daha da gelişecek, onu büyüklerine, anne ve babasına karşı daha hürmetli, daha sevgili bir hale getirecektir. Enes de (ra) olduğu gibi bu duygular onun gönlünde yer edecek, hayat boyu onu yönlendirecek, o da küçüklerine karşı benzeri davranışlar sergileyecektir.
Enes'in (ra) çocukların yanından geçerken onlara selâm verişi ve "Resûlullah (sav) böyle yapardı" deyişi [Buhari] ve bir dizi güzel hasletle sonraki nesillere örnek oluşu zannederim bunun en güzel örneklerinden biridir.
Allah Resulü'nün yüksek ahlakı...
Allah Resulü (sav), gerçekten hayran olunacak derecede yüce bir ahlak, olgunluk, sabır ve nefis hâkimiyetine sahip idi. O, bize gönderilen Resuldü. Bize ilâhî emirleri tebliğ eden, yaşayan, nasıl yaşanacağını gösteren, ümmeti olmakla şeref duyduğumuz peygamberimizdi. Bu sözler, onun terbiyesi altında yetişen bir gencin, sonraki yıllarda bizlere naklettiği hatıra ve duygularını ifade eden sözlerdi...
Şefkatli olmak, boş vermek değildir
Ancak önceden birkaç kelime ile işaret ettiğimiz, yeniden üzerinde kısaca da olsa durmakta fayda gördüğümüz bir gerçek daha var: Anlayışlı, hoşgörülü, şefkatli, merhametli davranmak başka şeydir; gevşek davranmak, çocuğun her isteğine boyun bükmek, -iyi olsun kötü olsun- onun her yaptığına katlanmak, durmadan nazını çekmek ve onu buna alıştırmak ayrı şeydir.
Bir çocuğun doğruyu bilmeye olan ihtiyacı kadar yanlışı bilmeye de ihtiyacı vardır. Annesinin, babasının ve diğer büyüklerinin kendisinin iyiliğini, iyi bir insan olmasını istediğini bilmeye, yanlış yapınca veya yapmak isteyince kendisini durdurulacağını, kötülüklerden ve kötü davranışlardan korunacağını da bilmeye ihtiyacı vardır.
 

arzu74

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2009
Mesajlar
2,336
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
49
Enes (ra)'ın kendisi anlatıyor: "Resûlullah (sav) insanların en güzel ahlaklısı idi. Bir gün beni bir ihtiyaç için göndermişti. "Vi gitmem!" dedim. İçimden geçen ise Resûlullah'ın emrettiği yere gitmekti. Çıktım. Çarşıda oyun oynayan çocukların yanına uğradım. Çok geçmeden ben de onlara kapılarak dalıp gitmiştim. Birden Resûlullah (sav) başımı arkadan tuttu. Döndüm ona baktım; gülümsüyordu. "Enescik! Söylediğim yere gittin mi?" diye sordu. Kendilerine; "Evet, hemen gidiyorum ya Resûlullah!" dedim. [Müslim]

*



Enes'in anlattıklarının tahlili
Şimdi Enes'in anlattıklarını birlikte tahlil edelim: Allah Resulü (sav) bir büyük olarak onun; "Gitmem!" dediği zamanki duygularını da biliyor, söz ve davranışlarını yaş ve durumuna göre değerlendiriyordu. Oyuna daldığı zamanki durumunu da, yanına geldiğinde; "Şimdi gidiyorum!" dediği zamanki durumunu da biliyordu. Onu azarlamıyor, yaralamıyor, zihninde acı hatıra, gönlünde acı duygular bırakmıyordu. Yıllar sonra her hatırlayışta Enes'in gönlünde yer eden sevgisini artıracak, zihninde sonraki nesillere de örnek olacak tatlı bir hatıra bırakıyordu. Enes de, önüne duygularını dile getiren güzel kelimeler ekleyerek bu hatırayı yâd ediyordu.
Allah Resulü'nün davranışı
Enes (ra), hem Buhârî'de hem de Müslim'de yer alan bir hadiste de; "Allah Resulü'ne on sene hizmet ettim. Bir kere bile bana; 'Öff' demedi. 'Şunu niye şöyle yaptın?' veya 'Şunu niçin yapmadın?' diye beni azarlamadı. Beni hiçbir zaman kınamadı, ayıplamadı" demektedir. [Buhari, Müslim]
Allah Resulü'nün ahlâkı buydu... O, kırmadan, yaralamadan, acı söz söylemeden hatayı doğrultabiliyor, tatlı söz ve güzel üslup kullanarak doğruları zihinlere ve kalplere yerleştirebiliyordu... Enes'lerin yetiştirilmesi, ancak böyle bir ahlakın taklidiyle mümkündür.
Enes'ler (ra) yetiştirmek için ne yapmalı?
Anne ve babalar da çocukların işledikleri kusurlara karşı zaman zaman affedici olmalı, ancak bu affedicilik çocuğu gevşekliğe, vurdumduymazlığa, her yaramazlık yaptığında "nasıl olsa katlanıyorlar, bir şey olmaz," anlayışına itmemelidir. Çocuk yaptığının doğru olmadığını hissedebilmeli, hissetmiyorsa uygun bir üslupla kendisine hissettirilmelidir.
Neticede çocuk cezalandırılmamış, affedilmişse, kendi yaramazlığı karşısında anne ve babasının büyüklük yaptığını ve affedici olduğunu anlamalı, kavramalıdır.
Bu şuur yıllar geçtikçe daha da gelişecek, onu büyüklerine, anne ve babasına karşı daha hürmetli, daha sevgili bir hale getirecektir. Enes de (ra) olduğu gibi bu duygular onun gönlünde yer edecek, hayat boyu onu yönlendirecek, o da küçüklerine karşı benzeri davranışlar sergileyecektir.
Enes'in (ra) çocukların yanından geçerken onlara selâm verişi ve "Resûlullah (sav) böyle yapardı" deyişi [Buhari] ve bir dizi güzel hasletle sonraki nesillere örnek oluşu zannederim bunun en güzel örneklerinden biridir.
Allah Resulü'nün yüksek ahlakı...
Allah Resulü (sav), gerçekten hayran olunacak derecede yüce bir ahlak, olgunluk, sabır ve nefis hâkimiyetine sahip idi. O, bize gönderilen Resuldü. Bize ilâhî emirleri tebliğ eden, yaşayan, nasıl yaşanacağını gösteren, ümmeti olmakla şeref duyduğumuz peygamberimizdi. Bu sözler, onun terbiyesi altında yetişen bir gencin, sonraki yıllarda bizlere naklettiği hatıra ve duygularını ifade eden sözlerdi...
Şefkatli olmak, boş vermek değildir
Ancak önceden birkaç kelime ile işaret ettiğimiz, yeniden üzerinde kısaca da olsa durmakta fayda gördüğümüz bir gerçek daha var: Anlayışlı, hoşgörülü, şefkatli, merhametli davranmak başka şeydir; gevşek davranmak, çocuğun her isteğine boyun bükmek, -iyi olsun kötü olsun- onun her yaptığına katlanmak, durmadan nazını çekmek ve onu buna alıştırmak ayrı şeydir.
Bir çocuğun doğruyu bilmeye olan ihtiyacı kadar yanlışı bilmeye de ihtiyacı vardır. Annesinin, babasının ve diğer büyüklerinin kendisinin iyiliğini, iyi bir insan olmasını istediğini bilmeye, yanlış yapınca veya yapmak isteyince kendisini durdurulacağını, kötülüklerden ve kötü davranışlardan korunacağını da bilmeye ihtiyacı vardır.

paylaşım için Allah razı olsun.selamlar
 

ibra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
6,106
Tepki puanı
12
Puanları
38
Yaş
30
Konum
Konya
Çok Güzel

ALLAH celle celalühü razı olsun kardeşim
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt