Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

En Tehlikeli VİRÜS... (1 Kullanıcı)

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,159
Tepki puanı
8,247
Puanları
163
Yaş
54
Konum
Alanya
Efendimiz'e göre en tehlikeli virüs

virengalerie_illus_virus.gif


Son zamanların en önemli gündemi domuz gribi ve o gribe sebep olan H1N1 virüsü.
Her tarafa hızla yayılan tehlikeli bir virüs...
Ama daha tehlikelisini Efendimiz haber vermiş:

Amerika'da ölümler artınca Başkan Obama bu virüse karşı olağanüstü hal ilan etmek zorunda kaldı.

Bizim ülkemizde de durum farklı değil.
Hemen her yaştan insanın ölüm haberleri, insanları ve kurumları tedbir almaya zorluyor.
Sokakta insanlar maskeyle geziyor.
Belediye otobüslerine, metrobüse eldiven takarak binen insanlar var.
Devlet, milyonlarca insanı bu virüse karşı aşılamaya başladı.
Anti-bakteriyel ürünler, temizlik malzemeleri hiç olmadığı kadar ilgi görüyor bu günlerde.
Toplu ulaşım araçları, okullar, hastaneler; yani insanların birbirlerine virüs bulaştırması muhtemel bütün mekanlar ilaçlanıyor, dezenfekte ediliyor.

Her öksürene ya da hapşırana insanlar şüpheyle bakıyor.
Gözler, etrafı "aman virüs bana da bulaşmasın" endişesiyle seyrediyor.
Cam bölmenin ardında elinde eldiven ve yüzünde maskeyle okurlarıyla söyleşen (!) yazarların komik hallerini bir tarafa bırakırsak herkes bu virüse karşı elinden gelen tedbiri almaya çalışıyor.
Bütün bu tedbirler hatta daha fazlası insan sağlığı için mutlaka gerekli.
Ama bir de madalyonun öbür yüzü var.
Maske takarak sokağa çıkan, çantasında anti-bakteriyel jeller taşıyan titiz insanları görünce Bediüzzaman'ın 2.Lema'da temas ettiği ibretlik nükteler geldi aklıma.

Hz. Eyyûb'un kıssası üzerine yazılmış nüktelerde onun maruz kaldığı yara ve hastalıklar anlatıldıktan sonra "İç dışa, dış içe bir çevrilsek, o hazretten bin defa daha ziyade yaralı görüneceğiz." deniyordu.
Bizim manevî yaralarımızın her türlü maddî yaradan daha tehlikeli ve öldürücü olduğuna dikkat çekiliyordu.
"O'nun yaraları şu kısacık dünya hayatını tehdit ediyor, bizim yaralarımız ise milyonlarca sene sürecek ebedi hayatımızı tehdit ediyor." ifadesiyle insanlar tefekküre ve o yaralarla mücadeleye davet ediliyordu.

O nüktelerin arasında dolaşırken, aklıma bir sürü soru üşüştü.
Ne zaman, nerede ve ne şekilde sona ereceğini bilmediğimiz şu kısacık dünya hayatımızı tehdit eden bir grip virüsüne karşı haklı olarak bu kadar panik duyan ve tedbirlerini en üst seviyeden almaya çalışan insanlar, ebedi hayatlarını öldürmeye namzet virüslerin farkındalar mı, diye sordum kendi kendime.

Acaba dedim, Bediüzzaman Hazretleri'nin "Hazer et, bir danede, bir lokmada, bir öpmede batma!" diyerek uyardığı virüslerden her gün kaç tanesi bulaşıyor yüreğimize?

*** Ya da Kur'an'ın "ölmüş insan eti yemekten daha iğrenç" olarak nitelendirdiği gıybet ve dedikodu bizi öldürmeye hazır tehlikeli bir virüs değil midir?

Yüce Allah'ın açıkça yasak ettiği, insanların kusurlarını ve ayıplarını arama (tecessüs) ve onlar hakkında sürekli kötü düşünme ve her hallerini kötüye yorma (su-i zan) virüsleri ahiretimiz adına bize nasıl bedeller ödetiyorlar acaba?

Nebiler Sultanı'nın (sallallahu aleyhi ve sellem), "Ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi, sizin de amellerinizi bitirir." sözleriyle tehlikesine işaret buyurduğu haset virüsünün öldürücülüğü neden ürpertmiyor bizi?

*** Harama bakmanın şeytanın zehirli oklarından bir ok olduğunu unutup, her defasında sinemize saplanan o kahredici zehirin farkında mıyız?
Bir haram lokmanın bize ve neslimize verdiği zararı hiç hesap ettik mi?

***Aldatmanın, yalan söylemenin, sözünde durmamanın, emanete ihanetin, iftira atmanın, insanlara ve bütün canlılara zulmetmenin, gururun, kibrin, enaniyetin, riyanın, ikiyüzlülüğün, anne-baba hakkını gözetmemenin, eşin, çocukların hukukunu umursamamanın, kul hakkına riayet etmemenin... ve hayatımızın içinde cirit atan daha binlerce virüsün, manevi bünyede meydana getirdiği tahribatın boyutlarını hangi ölçü birimi tespit edebilir?

*** Televizyon dizilerine, maçlara, günlere, gezmelere ve içi boş muhabbetlere saatlerce vakit harcayan bir insanın, toplamı bir saat süren beş vakit namaza vakit ayıramaması bu virüslerden kaynaklanmıyor mu?

*** Namazlarını kılan insanların, namazda hedeflenen derinliğe bir türlü ulaşamamaları, kaçırdıkları bir vakit namazın ardından arşı titreten çığlıklarla pişmanlık ve üzüntülerini ifade edememeleri de aynı virüsten değil mi?

*** Günde yüz defa kelime-i tevhidi, salâvat-ı şerifeyi, istiğfar duasını çekmekte zorlanan, eline Kitabullah'ı, Cevşen'i, Kulûbu'd-Dâria'yı, Delâilü'l-Hayrât'ı almaya üşenen zayıf iradelerin mecalsizliğinin altında da bu virüsler yok mu?

Sorular böylece uzayıp gitti.
Evet, manevî bünyeye musallat olan bu virüsler zamanla gövdeyi kemiren bir kurtçuğa veya manevi bir yılana dönüşüyorlar.
Bununla da kalmayıp Rabb'imizle en önemli irtibat noktamız olan kalbimizi ve o kalbin tercümanı dilimizi ısırmaya, onları ibadetten ve zikirden soğutup nefret ettirmeye başlıyorlar.

Bilmem ki bu virüslere karşı, domuz gribine karşı takındığımız hassasiyeti takınıyor muyuz?

Alıntı: Süleyman Sargın
 

_şimal_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2008
Mesajlar
3,231
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
emeğinize sağlık
Allah c.c razı olsun..
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,159
Tepki puanı
8,247
Puanları
163
Yaş
54
Konum
Alanya
...

...

Sabır kahramanı Hazret-i Eyyüb Aleyhisselâm'ın şu münacatı, hem mücerreb, hem tesirlidir.
Fakat âyetten iktibas suretinde bizler münacatımızda رَبِّ اَِنّىِ مَسَّنِىَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِمِينَdemeliyiz.
Hazret-i Eyyüb Aleyhisselâm'ın meşhur kıssasının hülâsası şudur ki:

Pek çok yara, bere içinde epey müddet kaldığı halde, o hastalığın azîm mükâfatını düşünerek kemal-i sabırla tahammül edip kalmış.
Sonra yaralarından tevellüd eden kurtlar, kalbine ve diline iliştiği zaman, zikir ve marifet-i İlahiyenin mahalleri olan kalb ve lisanına iliştikleri için, o vazife-i ubudiyete halel gelir düşüncesiyle kendi istirahatı için değil, belki ubudiyet-i İlahiye için demiş:

"Ya Rab! Zarar bana dokundu, lisanen zikrime ve kalben ubudiyetime halel veriyor." diye münacat edip, Cenab-ı Hak o hâlis ve sâfi, garazsız, lillah için o münacatı gayet hârika bir surette kabul etmiş.
Kemal-i âfiyetini ihsan edip enva'-ı merhametine mazhar eylemiş.

İşte bu Lem'ada "Beş Nükte" var.

BİRİNCİ NÜKTE:
Hazret-i Eyyüb Aleyhisselâm'ın zâhirî yara hastalıklarının mukabili bizim bâtınî ve ruhî ve kalbî hastalıklarımız vardır.
İç dışa, dış içe bir çevrilsek, Hazret-i Eyyüb'den daha ziyade yaralı ve hastalıklı görüneceğiz. Çünki işlediğimiz herbir günah, kafamıza giren herbir şübhe, kalb ve ruhumuza yaralar açar.
Hazret-i Eyyüb Aleyhisselâm'ın yaraları, kısacık hayat-ı dünyeviyesini tehdid ediyordu.
Bizim manevî yaralarımız, pek uzun olan hayat-ı ebediyemizi tehdid ediyor.

O münacat-ı Eyyübiyeye, o Hazretten bin defa daha ziyade muhtacız. Bahusus nasılki o Hazretin yaralarından neş'et eden kurtlar, kalb ve lisanına ilişmişler; öyle de; bizleri, günahlardan gelen yaralar ve yaralardan hasıl olan vesveseler, şübheler (neuzübillah) mahall-i iman olan bâtın-ı kalbe ilişip imanı zedeler ve imanın tercümanı olan lisanın zevk-i ruhanîsine ilişip zikirden nefretkârane uzaklaştırarak susturuyorlar.
Evet günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.
Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var.
O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir manevî yılan olarak kalbi ısırıyor.

Meselâ: Utandıracak bir günahı gizli işleyen bir adam, başkasının ıttılaından çok hicab ettiği zaman, melaike ve ruhaniyatın vücudu ona çok ağır geliyor.
Küçük bir emare ile onları inkâr etmek arzu ediyor.

Hem meselâ: Cehennem azabını intaç eden büyük bir günahı işleyen bir adam, Cehennem'in tehdidatını işittikçe istiğfar ile ona karşı siper almazsa, bütün ruhuyla Cehennem'in ademini arzu ettiğinden, küçük bir emare ve bir şübhe, Cehennem'in inkârına cesaret veriyor.

Hem meselâ: Farz namazını kılmayan ve vazife-i ubudiyeti yerine getirmeyen bir adamın küçük bir âmirinden küçük bir vazifesizlik yüzünden aldığı tekdirden müteessir olan o adam, Sultan-ı Ezel ve Ebed'in mükerrer emirlerine karşı farzında yaptığı bir tenbellik, büyük bir sıkıntı veriyor ve o sıkıntıdan arzu ediyor ve manen diyor ki:
"Keşki o vazife-i ubudiyeti bulunmasa idi."
Ve bu arzudan bir manevî adavet-i İlahiyeyi işmam eden bir inkâr arzusu uyanır.
Bir şübhe, vücud-u İlahiyeye dair kalbe gelse, kat'î bir delil gibi ona yapışmaya meyleder.
Büyük bir helâket kapısı ona açılır.
O bedbaht bilmiyor ki: İnkâr vasıtasıyla, gayet cüz'î bir sıkıntı vazife-i ubudiyetten gelmeye mukabil, inkârda milyonlar ile o sıkıntıdan daha müdhiş manevî sıkıntılara kendini hedef eder.
Sineğin ısırmasından kaçıp, yılanın ısırmasını kabul eder.
Ve hâkeza.. bu üç misale kıyas edilsin ki بَلْ رَانَ عََلَى قُلُوبِهِمْ sırrı anlaşılsın.

Alıntı: Risale-i Nur-2. Lema
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,159
Tepki puanı
8,247
Puanları
163
Yaş
54
Konum
Alanya
Esselamünaleykum...

Esselamünaleykum...

bugunpl4.jpg
 

erdal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2006
Mesajlar
3,212
Tepki puanı
1
Puanları
38
Selamın aleyküm Mustafa kardeşim...
Rabbimiz sizlerden razı ve hoşnut olsun inşaAllah.
Ellerinize sağlık güzel bir yazıyı aktarmışsınız.
Efendimizin tavsiyelerini dinleme ve virüslere bulaşmama gayretlerimize Rabbimiz keremiyle lütfeylesin İnşaAllah.

selametle kalınız ...iyi çalışmalar diliyorum..
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,159
Tepki puanı
8,247
Puanları
163
Yaş
54
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...

Ve Aleykumselam...

Selamın aleyküm Mustafa kardeşim...
Rabbimiz sizlerden razı ve hoşnut olsun inşaAllah.
Ellerinize sağlık güzel bir yazıyı aktarmışsınız.
Efendimizin tavsiyelerini dinleme ve virüslere bulaşmama gayretlerimize Rabbimiz keremiyle lütfeylesin İnşaAllah.

selametle kalınız ...iyi çalışmalar diliyorum..

Allah CC. cümlemizden razı olsun inşallah değerli abimiz...
Dünyamızı sıhhatli kılmak için dikkat ettiğimiz kadar AHİRETİMİZİ SIHHATLİ KILMAK için de dikkat edelim inşallah...
Hayırlı günler dilerim Rabbimizden...
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
28
Puanları
0
Yaş
56
Konum
istanbul
"selamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu"
kiymetli hocam;
paylaşiminiz için Allah razi olsun.sabir kahramani eyüp aleyselamin benim için çok farkli manevi üstünlükleri olan bir peygamber bu yüce zatin hayatini okudukça şaşkinliğimi gizliyemiyorum.ne büyük sabir ya rabbim....
şanli urfaya gittiğim zaman çilegahina gittim.çok manevi duygulara bürünüyor insan.oysa bizler bu fani dünyaya sikica sarilmiş gidiyoruz.allah yardimcimiz olsun.hak yolundan ayirmasin.ölene kadar...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,159
Tepki puanı
8,247
Puanları
163
Yaş
54
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...Ve Rahmetullahi...Ve Berâkatühü...

Ve Aleykumselam...Ve Rahmetullahi...Ve Berâkatühü...

"selamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu"
kiymetli hocam;
paylaşiminiz için Allah razi olsun.sabir kahramani eyüp aleyselamin benim için çok farkli manevi üstünlükleri olan bir peygamber bu yüce zatin hayatini okudukça şaşkinliğimi gizliyemiyorum.ne büyük sabir ya rabbim....
şanli urfaya gittiğim zaman çilegahina gittim.çok manevi duygulara bürünüyor insan.oysa bizler bu fani dünyaya sikica sarilmiş gidiyoruz.allah yardimcimiz olsun.hak yolundan ayirmasin.ölene kadar...

Allah CC. cümlemizden razı olsun değerli kardeşim...
Evet Kardeşim...
Eyyüb Peygamberimizin (AS.) sabrı hepimize örnek olmalıdır...
Dünya hastalıklarımızı değil AHİRET HASTALIKLARIMIZI iyileştirmeye öncelik vermeliyiz inşallah...
Rabbim bizleri onun şefaatine nail eylesin inşallah...
Dualarınıza gönülden amin kardeşim...
Allaha emanet olun...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,159
Tepki puanı
8,247
Puanları
163
Yaş
54
Konum
Alanya
Esselamünaleykum...

Esselamünaleykum...

imtihan.jpg

Düşünelim;

Dünya için mi çok çalışıyoruz?
Ahiret için mi?
 

ibra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
6,106
Tepki puanı
14
Puanları
38
Yaş
31
Konum
Konya
Süleyman Sargın ve sizden
ALLAH razı olsun
Çok güzel bir paylaşım
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,159
Tepki puanı
8,247
Puanları
163
Yaş
54
Konum
Alanya
Esselamünaleykum...

Esselamünaleykum...

Süleyman Sargın ve sizden
ALLAH razı olsun
Çok güzel bir paylaşım

Allah CC. cümlemizden razı olsun kardeşim...
Nasihat almak duasıyla inşallah...
Allaha emanet olun...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,159
Tepki puanı
8,247
Puanları
163
Yaş
54
Konum
Alanya
Esselamünaleykum...

Esselamünaleykum...

izlexc4.jpg


Söze gerek yok...
:a25::a36::a03:

0000000qb2hk1.jpg
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt