Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

En hayırlı genç nasıl olur? (1 Kullanıcı)

ebuzer25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ağu 2008
Mesajlar
1,845
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
En hayırlı genç nasıl olur?



Bir hadis-i şerifte, en hayırlı gencin özellikleri nasıl anlatılıyor? Bir gencin Allah’ın hoşnutluğunu kazanması hangi hususlara bağlıdır?
Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, “Gençlerinizin en hayırlısı, (sefahetten uzak durmakta ve temkinli davranmakta) ihtiyarlara benzeyendir Yaşlılarınızın en fenası ise, (başını gaflete sokmakta ve nefsinin arzularına uymakta heva perest) gençler gibi yaşayandır” buyurmuştur Bu itibarla, ister kadın ister erkek en hayırlı genç, bir ayağı kabirde yaşlı bir insan edasıyla sürekli ölümü ve ölüm ötesini düşünen, âhiretine azık tedarik etmek için çalışıp didinen, gençlik heveslerine esir olmayan ve gaflette boğulmayan gençtir O, nefsânîliğin en azgın olduğu dönemlerde bile, öteler iştiyakıyla coşup cismanî arzularını gemleyebilmiş, kulluğu tabiatının bir derinliği haline getirmiş ve kendisini Hakk’ın yoluna vermiş bir adanmış ruhtur

Yaşı açısından daha küçücük bir çocuk iken, Allah Teâlâ’nın hususî lütuflarına mazhar olan ve kendisine hikmet verilen Hazreti Yahya (aleyhisselam) bu yiğitler için en güzel örneklerden birisidir Rivâyete göre; yaşıtı olan çocuklar, “Yahya, gel, sen de bize katıl; beraberce oynayalım!” dedikleri zaman, “Ben, oyun için yaratılmadım” diyen Aziz Nebî, oynamak çocukların şiarı olmasına rağmen, kendisi daha o yaşta hilkatin gayesini kavramıştı
İşte, en hayırlı genç, Hazreti Yahya gibi, daha hayatının ilkbaharında, kulluğunun farkına varıp dünya misafirhanesini ebedî saadetin kapısını açmak için bir vesile olarak değerlendiren delikanlıdır Genç, iman gücüyle şahlanıp iradesinin hakkını vererek nefsanî arzularını sınırlayabilen, her gün birkaç defa kendini hesaba çekerek davranışlarını kontrol altına alabilen, silkinip gönül dünyasında dirilerek gerçekten var olduğunu ortaya koyabilen, en ulvî hislerle mamur ettiği gönlünü fizik ötesi âlemlere de açık hale getirendir

***

Hakk’ın mahbubu tövbekâr genç
Bir genç hiç mi sürçmez, hiç mi düşmez, hiç mi günaha girmez? Tabii ki, en hayırlı genç de kimi zaman kayıp düşebilir Zaman zaman tökezlemek, ara sıra sürçmek, yer yer devrilmek ve bazen şeytana aldanıp bir günah çukuruna düşmek nebîler haricinde her insan için söz konusudur Ne var ki, iyiliğe kilitlenmiş bir yiğit, daha günaha kapaklandığı ilk anda seccadesine koşar, cürmüne hiç hayat hakkı tanımaz, onu hemen tevbe ile boğar ve en kısa sürede namaz, oruç, hac, sadaka, iman hizmetine müteallik meşguliyetler gibi salih ameller vesilesiyle günah kirlerinden arınır Gençlikteki ibadetlerin Hak katında daha sevimli olduğunu belirten Hazreti Sadık u Masdûk Efendimiz, “Tevbe güzeldir; fakat gençlerde olursa daha güzeldir; Allah tevbe eden genci sever” buyurmuştur

Mum ışığıyla terbiye olan Damat Efendi
Mecmau’l-Enhur fi Şerhi Mülteka’l-Ebhur eserinin sahibi Muhammed b Süleyman, “Damat Efendi” lakabıyla meşhur olmuştur Çünkü, bu iffet âbidesi, talebelik döneminde bir gece yarısı, mum ışığı altında ders çalışmaktadır İlmî mütâlaalara daldığı bir esnada kapısı çalınır O vakitte birinin gelmesinin hasıl ettiği hayret ve misafirin kimliği hakkındaki merakla hemen kapıyı açar Karşısında genç ve güzel bir kızcağız durmaktadır Misafir, yolunu kaybettiğini ve etrafta başka bir ışık göremediği için onun kapısını çalmaya mecbur kaldığını söyler Genç talebe, misafirini geri çeviremez, onu gece karanlığına ve sokağın soğuğuna terk edemez, çaresizce kızı içeri alır Ona oturup dinlenebileceği bir köşe gösterdikten sonra da sabaha kadar dersine çalışmaya devam eder Utangaç ve gizli-saklı nazarlarla onu seyreden kızcağız, bu iffetli talebenin bir haline taaccüb eder; genç, arada bir parmağını önünde yanan mumun alevine tutmakta ve bir müddet öylece bekledikten sonra geri çekmektedir
Gün ışıdıktan sonra genç kız oradan ayrılıp evine döner Halkın yardımıyla yolunu bularak ulaştığı ev, Osmanlı vezirlerinden birinin sarayıdır; bu genç kız da, o vezirin kerimesidir Saray halkı, ona geceyi nerede ve nasıl geçirdiğini merakla sorarlar Genç kız başından geçenleri, gördüklerini ve hususiyle de kendisini misafir eden talebenin tuhaf halini bir bir anlatır Vezir, kızına yardım eden o genci sarayına davet eder ve niçin sabaha kadar elini yanan mumun üzerinde tuttuğunu ve elinin yanmasına sebep olduğunu sorar Yusuf yüzlü genç, “Yolunu kaybettiği için kapımı çalan bir misafiri dışarıda bırakamazdım; bu sebeple onu kulübeme aldım Şeytan beni kandırmaya yeltendiğinde, parmağımı ateşe tutarak, nefsime cehennem azabını hatırlattım ve böylece yanlış bir şey yapmaktan kurtuldum”

Vezirin çok hoşuna giden ve teklifi kabul ederek o kızcağızla evlendikten sonra da “Damat Efendi” olarak anılagelen Muhammed b Süleyman gibi bir hayat yaşayabilenlere ne mutlu

Ailem Dergisi
 

fatmanur_emel

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eki 2008
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Kardeş güzel yazı yazmışsın tebrik ederim
 

gamze0387

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2007
Mesajlar
197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Selamün Aleyküm Sevda Hafız kardeşim Rabbim razı olsun güzel bir yazıydı.Verdigin örnegi bilmiyordum ögrenmiş oldum sayende.
 

KeNaN37

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Eki 2008
Mesajlar
50
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Allah razı olsun kardeş
 

policdemo

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
972
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
ALLAH razı olsun emeğine sağlik.....
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt