''En güzel uyku" dünyadan uyanmaktır...
En güzel uyku, ashab-ı kehfin uykusudur.
Öyle ya, uyandıklarında, uyuduklarından daha farklı ve
daha güzel bir dünyaya uyandılar.
Uyandıklarında, zalimlerin kahrolup öldüğünü gördüler.
Uyandıklarında, şikayetçi oldukları küfür
ve gafletin dağılıp yok olduğunu fark ettiler.
Uyandıklarında, sayıca az da olsalar
direnmelerinin ezici çoğunluğun zulmünü önlediğine tanık oldular. Uyandıklarında, cılız da olsa direnerek,
varlığın toprağına attıkları
gerçek tohumunun çiçek çiçek bahar a durduğunu bildiler.
Paraları geçersizdi sadece, önemsemediler.
Mevki ve makamlarını terk edip, uykunun aczine teslim oldular,
zamanın lehlerine işlediğini fark ettiler.
Bak ki, sen de her sabah, uyuduğundan farklı
ve güzel bir dünyaya açıyorsun gözlerini.
Uyandığında, seni kıyama durmaktan alı koyan yorgunluğunun
dağılıp gittiğini gördün.
Uyandığında, kalbini yaralayan, aklını iğdiş eden
dünyalık telaşların bir göz kapağının ardında dur/ul/duğunu fark ettin. Uyandığında, tek bir secdenin bile yeryüzü
ve üzerindekilerden daha kıymetli olduğunu bildiğin sabah namazı seccadesinin yanı başında buldun bedenini.
Uyandığında, tek bir "Allah" deyişle ebedi saraylar inşa edebileceğin kutlu bir vaktin , seherin, kucağında buldun kendini.
Uyandığında, unuttuğun bedenin, göz ardı ettiğin
varlığın uyandığında yine yeniden sana verildi.
Unutulmuşluğun kuyusunda unuttuğun, unuttuğunu bile unuttuğun, uyanmasan da uyanman gerektiğini bile bilmediğin o gidişten, gözleri de gönlü de açılmış biri olarak döndün.
Uyuduğuna değmiş değil mi?
Öyle ya, uyandıklarında, uyuduklarından daha farklı ve
daha güzel bir dünyaya uyandılar.
Uyandıklarında, zalimlerin kahrolup öldüğünü gördüler.
Uyandıklarında, şikayetçi oldukları küfür
ve gafletin dağılıp yok olduğunu fark ettiler.
Uyandıklarında, sayıca az da olsalar
direnmelerinin ezici çoğunluğun zulmünü önlediğine tanık oldular. Uyandıklarında, cılız da olsa direnerek,
varlığın toprağına attıkları
gerçek tohumunun çiçek çiçek bahar a durduğunu bildiler.
Paraları geçersizdi sadece, önemsemediler.
Mevki ve makamlarını terk edip, uykunun aczine teslim oldular,
zamanın lehlerine işlediğini fark ettiler.
Bak ki, sen de her sabah, uyuduğundan farklı
ve güzel bir dünyaya açıyorsun gözlerini.
Uyandığında, seni kıyama durmaktan alı koyan yorgunluğunun
dağılıp gittiğini gördün.
Uyandığında, kalbini yaralayan, aklını iğdiş eden
dünyalık telaşların bir göz kapağının ardında dur/ul/duğunu fark ettin. Uyandığında, tek bir secdenin bile yeryüzü
ve üzerindekilerden daha kıymetli olduğunu bildiğin sabah namazı seccadesinin yanı başında buldun bedenini.
Uyandığında, tek bir "Allah" deyişle ebedi saraylar inşa edebileceğin kutlu bir vaktin , seherin, kucağında buldun kendini.
Uyandığında, unuttuğun bedenin, göz ardı ettiğin
varlığın uyandığında yine yeniden sana verildi.
Unutulmuşluğun kuyusunda unuttuğun, unuttuğunu bile unuttuğun, uyanmasan da uyanman gerektiğini bile bilmediğin o gidişten, gözleri de gönlü de açılmış biri olarak döndün.
Uyuduğuna değmiş değil mi?
senai demirci alıntıdır