EbuRudeyha
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 5 Eki 2008
- Mesajlar
- 179
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 41
- Konum
- İstanbul-Eyüp
- Web Sitesi
- ilyasucar.com
Hamd Alemlerin Rabbine, salât ve selam onun elçisi biricik Efendimiz (s.a.v.) üstüne olsun.
Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla...
Muhterem okuyucu, lütfen dikkatle ve önem vererek okuyalım bu yazıyı. Bu cümleye kadar gelmen senin için güzel bir nimet olabilir, lügatimizde "tesadüf" diye bir sözcük yok o halde Mevla müstefîd olmayı nasip etsin.
Ey insanoğlu! Biz bir mahluk (yaratılmış) olarak ezel ve ebedî bir Hâlık'a (yaratıcı) aidiz ve her daim O'na muhtacız. Gelişimiz, en güzel bir şekilde O'ndan olduğu gibi dönüşümüz de biiznillah razı olduğu şekilde O'na olacaktır. İşte bu süreç içinde insan içerisinde bulunduğu hayalî, fâni, dehşetli alemde türlü türlü musibetler ile imtihan edilecektir. Bu zorlu ve çetin yolda iman ile mücehhez olmayan, silahını yanında bulundurmayan, onurlu bir yaşam için gerekli erzaktan mahrum olanlar -Allah korusun- imtihanı kaybedicilerden olacaktır. Mevla bize imtihanını alnının akıyla geçebilmeyi nasip eylesin.
Varlıkların en şereflisi ve en mükemmeli olarak bizleri yaratan Rabbimiz buna mukabil olarak kendisine hakkıyla kul olmamızı istemektedir. Ancak kulluğun kâmil ve hâlis olabilmesi için bizi birtakım (can, mal, evlat) nimetler ile sınamaktadır. Rabbinin azameti ve yüceliğine karşı insanoğlunun aciziyetini, ubudiyetini, ahvâlini en güzel ve en doğru bir şekilde göstermesinden büyük bir nimet de olmasa gerek şu fâni dünyada. Bu şeklin en güzeli ise muhakkak ki duadır. Dua, ibadettir. Dua, ihtiyaçtır. İşte bu nedenle dua, mumin için en etkili ve güçlü silahtır. Kaldı ki, Bedir bu güçlü silah ile muştu oldu, bu silah ile karanlıklar nur oldu. Dua, öyle güzel bir silah ki; herbir mermisi kirpiklerden düşerken sineleri deler geçer. Öyle güzel bir silah ki; nice taştan putları paletleriyle ezip geçer. Ve yine öyle bir güzel silah ki; sapandan fırlatılırken bir ok gibi zalimin böğrünü delip geçer. Varlığımız onunla değer kazanır, tüm zaferler onunla kazanılır.
Dua, Rabbimizin bizlere bahşettiği ikramlarından bir ikramdır ayrıca. O, Öyle güzel bir ikramdır ki, yüce Kitabımızda şöyle buyrulur: "Rabbiniz buyurdu ki, bana dua edin, size icâbet edeyim." (Ğafir, 40/60)
Her konuda kendimize örnek almamız gereken Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ise güne dua ile başlar, günü dua ile tamamlardı. O, hep Rabbine iltica eder, Rabbi de O'na ikramda bulunurdu. O, hep Rabbine yönelir, Rabbi de O'na mukabelede bulunurdu. O hep şöyle dua ederdi: "Ya Rabb! Seninle akşama erer seninle sabaha ulaşırız. Seninle yaşar seninle ölürüz. Muhakkak, dönüş sanadır." (İbn Mâce, Dua, 14)
Peki! Her saniyesini günah, nisyan, şikayet, isyan ile geçiren biz mücrim kullar neyimize güveniyoruz da bu çetin yolda silahsız, serkeş olarak yürümeye çalışıyoruz? Hayatımızın her anında Rabbimizin rahmetine muhtaç olduğumuzu aklımızdan çıkartmayalım, nice seherlerde silahımızı yanımızdan ayırmayalım, nice mübarek gecelerde silahımızı susturmayalım. Sıkıntı ve yükümüzün hafiflemesi, keder ve hüzünlerimizin neşeye dönüşmesi, soğuk kış gecelerimizin baharlar getirmesi için dualarımızı eksik etmeyelim. Dünyanın neresinde olursa olsun bizim bir katrecik duamıza ihtiyaç duyan kardeşlerimiz olduğunu, dua dua nice zaferlerin kazanılacağını unutmayalım.
Mevla yaptığımız veya yapacağımız dualarımızı dille olmaktan öte kalben, ruhen ve amelen yapabilmeyi cümlemize nasip eylesin. Bu vesileyle, biz aciz İlyas Uçar kardeşinizi de dualarınızdan unutmayınız. Selametle.
Yazının kaynağı: En büyük silah nedir? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi
İlyas Uçar - Evvâh - Ebu Rudeyha
03.07.2009 - 00:26
Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla...
Muhterem okuyucu, lütfen dikkatle ve önem vererek okuyalım bu yazıyı. Bu cümleye kadar gelmen senin için güzel bir nimet olabilir, lügatimizde "tesadüf" diye bir sözcük yok o halde Mevla müstefîd olmayı nasip etsin.
Ey insanoğlu! Biz bir mahluk (yaratılmış) olarak ezel ve ebedî bir Hâlık'a (yaratıcı) aidiz ve her daim O'na muhtacız. Gelişimiz, en güzel bir şekilde O'ndan olduğu gibi dönüşümüz de biiznillah razı olduğu şekilde O'na olacaktır. İşte bu süreç içinde insan içerisinde bulunduğu hayalî, fâni, dehşetli alemde türlü türlü musibetler ile imtihan edilecektir. Bu zorlu ve çetin yolda iman ile mücehhez olmayan, silahını yanında bulundurmayan, onurlu bir yaşam için gerekli erzaktan mahrum olanlar -Allah korusun- imtihanı kaybedicilerden olacaktır. Mevla bize imtihanını alnının akıyla geçebilmeyi nasip eylesin.
Varlıkların en şereflisi ve en mükemmeli olarak bizleri yaratan Rabbimiz buna mukabil olarak kendisine hakkıyla kul olmamızı istemektedir. Ancak kulluğun kâmil ve hâlis olabilmesi için bizi birtakım (can, mal, evlat) nimetler ile sınamaktadır. Rabbinin azameti ve yüceliğine karşı insanoğlunun aciziyetini, ubudiyetini, ahvâlini en güzel ve en doğru bir şekilde göstermesinden büyük bir nimet de olmasa gerek şu fâni dünyada. Bu şeklin en güzeli ise muhakkak ki duadır. Dua, ibadettir. Dua, ihtiyaçtır. İşte bu nedenle dua, mumin için en etkili ve güçlü silahtır. Kaldı ki, Bedir bu güçlü silah ile muştu oldu, bu silah ile karanlıklar nur oldu. Dua, öyle güzel bir silah ki; herbir mermisi kirpiklerden düşerken sineleri deler geçer. Öyle güzel bir silah ki; nice taştan putları paletleriyle ezip geçer. Ve yine öyle bir güzel silah ki; sapandan fırlatılırken bir ok gibi zalimin böğrünü delip geçer. Varlığımız onunla değer kazanır, tüm zaferler onunla kazanılır.
Dua, Rabbimizin bizlere bahşettiği ikramlarından bir ikramdır ayrıca. O, Öyle güzel bir ikramdır ki, yüce Kitabımızda şöyle buyrulur: "Rabbiniz buyurdu ki, bana dua edin, size icâbet edeyim." (Ğafir, 40/60)
Her konuda kendimize örnek almamız gereken Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ise güne dua ile başlar, günü dua ile tamamlardı. O, hep Rabbine iltica eder, Rabbi de O'na ikramda bulunurdu. O, hep Rabbine yönelir, Rabbi de O'na mukabelede bulunurdu. O hep şöyle dua ederdi: "Ya Rabb! Seninle akşama erer seninle sabaha ulaşırız. Seninle yaşar seninle ölürüz. Muhakkak, dönüş sanadır." (İbn Mâce, Dua, 14)
Peki! Her saniyesini günah, nisyan, şikayet, isyan ile geçiren biz mücrim kullar neyimize güveniyoruz da bu çetin yolda silahsız, serkeş olarak yürümeye çalışıyoruz? Hayatımızın her anında Rabbimizin rahmetine muhtaç olduğumuzu aklımızdan çıkartmayalım, nice seherlerde silahımızı yanımızdan ayırmayalım, nice mübarek gecelerde silahımızı susturmayalım. Sıkıntı ve yükümüzün hafiflemesi, keder ve hüzünlerimizin neşeye dönüşmesi, soğuk kış gecelerimizin baharlar getirmesi için dualarımızı eksik etmeyelim. Dünyanın neresinde olursa olsun bizim bir katrecik duamıza ihtiyaç duyan kardeşlerimiz olduğunu, dua dua nice zaferlerin kazanılacağını unutmayalım.
Mevla yaptığımız veya yapacağımız dualarımızı dille olmaktan öte kalben, ruhen ve amelen yapabilmeyi cümlemize nasip eylesin. Bu vesileyle, biz aciz İlyas Uçar kardeşinizi de dualarınızdan unutmayınız. Selametle.
Yazının kaynağı: En büyük silah nedir? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi
İlyas Uçar - Evvâh - Ebu Rudeyha
03.07.2009 - 00:26