mustafa11
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 18 Ocak 2007
- Mesajlar
- 3,063
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 62
- Konum
- istanbul-maltepe
- Web Sitesi
- www.mobilyaonarim.com
Sevgi, saygı ve hürmet ifadesi olarak yerleşmiş örfî, ahlâkı ve geleneksel bir hareket. Müslümanlar arasında küçüklerin büyüklere hürmetlerini göstermek için ellerini öpmek yerleşmiş bir adettir. Genellikle yolculuklara gidiş ve dönüşlerde, uzun ayrılıklarda, misafirliklerde, düğün ve bayramlarda el öpme yaygınlaşmıştır.
Müslümanların kendi aralarında tokalaşma ve musâfaha yapmaları genel bir ahlâkı davranıştır: el öpme ise ana-babaya, saygıya lâyık yaşlılara ve hocalara karşı yöneltilen bir davranıştır. Bunların dışında herhangi bir menfaat için başkalarının elinin öpülmesi mekruh olarak görülmüştür.
Sahâbilerin, "Peygamber (s.a.s.)'in elini öptükleri rivâyet edilmiştir" (Ebû Dâvûd, Sünen, Kitâbu'l-Edeb, 5223). "İki Yahudi'nin Resulullah'a gelip ona soru sorduktan sonra elini öptüklerini Tirmizî nakletmektedir (Tirmizî, Sünen, İsrâ Tefsiri, İbn Mâce, II, 1221). "Zari İbni Amir (r.a.) şöyle buyurmuştur: "Biz Medine-i Münevvere'ye geldiğimizde yüklerimizi bırakır bırakmaz hemen Rasulullah'a koşup onun elini ve ayağını öptük." (Ebû Dâvûd, Sünen, Kitâbu'l-Edeb, 5225) "Abdullah b. Ömer (başından geçen) bir olayı abdurrahman b. Ebu Leyla'ya anlatmış (sonra) şöyle demiştir: "Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.)'e yaklaşıp elini öptük." (Tirmizi, Cihad 36.) "Fatima, Peygamberimizin yanına girdiği zaman (Peygamberimiz) onun için ayağa kalkar, elini tutar, onu öper ve kendi yerine oturturdu." (Peygamberimiz de) Fatima'nın yanına girdiği zaman Fatima hemen ayağa kalkar, elini tutar, O'nu öper, kendi yerine oturturdu." (Tirmizi, Menakib 37. Ebu Davud, Edeb, 5217.)
Aliyyü'l-Kari'nin açıklamasına göre, buradaki Peygamberin kızı Fatımayı öpmesinden maksat alnından ve başından öpmesidir. Fatima'nın Peygamberi öpmesinden maksat mübarek ellerinden öpmesidir. İbni Abbas'dan rivayet edilen merfu bir hadisi şerifte açıklandığına göre "Kim annesini iki gözünün arasından öperse, bu öpüş kıyamet gününde onun için cehennem ateşine karşı bir perde olacaktır." İşte Peygamber, Fatima'yı annesi yerine koyarak böyle iki gözlerinin arasından öpmüştür. (Aliyyü'l Kari, Miftahu'l Mefatih, IV,579.)
Görülüyor ki, Peygamberimizin Fatima'yı öpmesi, sevgi öpmesidir. Fatima'nın Peygamberin elini öpmesi de ikram öpmesidir. Yukarıdaki açıklamarımdan anlaşılcağı üzere bu tür öpmelerin ikiside caiz. Çünkü mevzumuzu teşkil eden Hadıs'i şerif buna delalet etmektedir. Ama öpülen elin alına koymanın hükmü hiç şüphesiz takriben mekruh çünkü alın secde mahallidir. Hadislerden de görüleceği gibi sahabe Allah'ın Rasulu'nun elini öpmüştür ama asla alınlarına koydu haberi sahih veya zayıf hatta mevzu olarak bile bize kadar intikal etmemiş ve hadis kitaplarında da bulamazsınız.
müçtehidlerin görüşleri şöyledir;
Hanefiler; göre "tebberük yolula vera sahibi alimin ve adil sultanın elini öpmekte beis yoktur, belki sünnettir.(güzel adettir)." (İbni Abidin, Reddu'l Muhtar, V, 245.)
Maliki'ler; "Mütekebbirin elini öpmek mekruh, din, ilim ve şerefinden dolayı olursa caizdir." (İbni Hacer Askalani, Ferhu'l Bari, XIII, 296."
Şafiiler; "Zühd, salah ve dininden, ilim ve şerefinden dolayı el öpmek müstehap; zenginlik, mevki ve mansıbından dolayı öpmekse mekruhtur." (a.g.e. ve yer.)
Hanbeliler; "Şayet dindarlığından dolayı ise beis yoktur, çünkü Ebu Ubeyde, Ömer b. el-Hattab'ın elini öpmüştür. Dünyalık için ise makbul değildir." (Gızau'l-Elbab şerh Manzumeti'l-Adab, I, 287.)
Ancak bu elin sahibi alim ve adil değilse, İslamın tazimini kast etmek bahis konusu değilse icmaen mekruhtur. (İbni Abidin, V, 245.)
Meşhur Hanefi Alimi İbni Abidin Haşiyesinde bu konu hakkında şöyle der:
"...Bazı cahillerin başkalarıyla bir araya geldiklerinde, sanki onun eliymiş gibi kendi elini öpmesi de mekruhtur. Karşılaşma anında arkadaşının elinin öpülmesinin mekruh olduğunda ise icma vardır. Bazı kimselerin alimlerin huzurunda, veya büyük insanların huzurunda, yer öpmeleri de böylece mekruh ve haramdır. Bunu yapan, yeri öpen ve rıza gösteren de günahkar olur. Bu putlara tapmaya benzer. Bunu yapan ile razı olanlar ibadet ve tazim yoluyla olduğu takdirde kafir olurlar. Eğer tahiyye yoluyla yeni selamlaşma yoluyla olursa, kafir olmaz. Fakat günahkar ve büyük günah işlemiş olur... Öpmek beş vecih üzeredir:
1. Sevgi öpmesi: Çocukların yanaklarından öpülmesi gibi.
2. Merhamet öpmesi: Anne ve babanın başlarını öpmekç
3. Şefkat öpmesi: Kardeslerin alnından öpülmesi.
4. Hanım ve cariye için şehvet öpmesi: ki ağız üzerinde olur.
5. İkram üzere: ki müminler için el üzerinde olur. (İbni Abidin, XV, 430.)
Tuhfe yazarının beyanına göre İbni Battal bu konuda şöyle demiştir:
"İhtilaf etmişlerdir: Malik el öpmeye karşı çıkarak, bunun meşruluğu yolunda rivayet olunan hadisleri sabit görmemiştir. Diğer (Cumhur) alimler el öpmeyi caiz saymışlardır. Ebheri demiş ki; Malik, kibir ve gurura sebebiyet veren el öpme ve kibirden dolayı el öptürme işine karşı çıkmıştır. Şayet bir erkeğin dindarlığı, ilmi veya şerefi gibi bir faziletinden dolayı eli Allah rızası için öpülürse Malik bunu caiz görmiştir."
İmam Nevevi; "Bir adamın, zühd ve takvası veya din bilgisi oluşu, ya da faziletli eşraftan oluşu gibi dini meziyetlerinden dolayı elinin öpülmesi mekruh değildir, hatta müstehaptır. Fakat zenginliği, nüfuzu veya dünya etiketi için elinin öpülmesi şiddetle mekruhtur. Ebu Said el-Mütevellü bunun caiz olmadığını söylemiştir, der."
İslâm âlimleri, hürmet ve dindarlıktan dolayı kucaklaşıp, el ve bası öpmenin mübah olduğunu, dünyalık için el öpmeninse mekruh olduğunu belirtmişlerdir (Şeyh Muhammed es-Sefarini, Sülasiyâtü Müsnedi'l İmam Ahmed, Dımeşk 1961, II, 178-179).
Ali'nin, babanın çocuğunun elini öpmesinin bir şefkat, çocuğun babasının elini öpmesinin bir ibadet, kocanın hanımının elini öpmesinin arzudan, kişinin din kardeşinin elini öpmesinin dinden olduğunu söylediği nakledilmiştir (Osman Şekerci, Kaynaklarımıza Göre İslâm Terbiyesi, İstanbul 1972, s.175).
İslâm, mahrem olmayanların elini sıkmayı yasakladığı gibi, bir kimsenin karşısında dalkavukluk yapmayı eğilip bükülmeyi de çirkin bir hareket saymıştır. Peygamber, "Bereket büyüklerimizdedir. Küçüklerimize acımayan, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir" buyurmuştur (Mecmâu'z-Zevâid, VIII, 15). Bu sebeple saygıya lâyık yaşlı kişilerin ve âlimlerin elinin öpülmesi bir hürmet ifadesidir.
Kâb b. Mâlik ve arkadaşları, affedilmelerine ilişkin ayetler inince (bkz. DARGINLIK Mad.) Rasûlullah'a giderek mübarek ellerini öpmüşlerdir. Hattâ peygamberimizin mübarek elini öpenlerin bile elleri öpülmüştür (a.g.e., s.42, Ahlâk Hadisleri Trc:Fikri Yavuz; İstanbul 1975, II, 352-353.)
Çocuklar, genelde bütün büyüklerinin ellerini öperlerken; âkil bâliğ olmuş bir kişinin anne, baba, dede nine, amca, dayı, hala, teyze, ağabey, abla ve kayınbabasının elini öpmesi câizdir. Damadın kaynanasının, gelinin de kayınbabasının elini öpmesi hususunda ihtilâf vardır. Çok yaşlı kadınların ellerinin öpülmesinde beis yoktur: ancak mahremi olmayan kadınların elinin öpülmesi haramdır ve el zinası sayılmaktadır. Özellikle bu son husus, batılı câhili bir burjuva âdetidir.
El öpmeyi, tek başına bir ahlâki davranış olarak değil, müslümanlar arasında geçerli olan ahlâkı davranışların; kucaklaşma, tokalaşma, güzel söz söyleme vb. hareketlerin bütünlüğü içerisinde bakılmalıdır.
__________________
Siz kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. (Al-i İmran, 3/105)
Müslümanların kendi aralarında tokalaşma ve musâfaha yapmaları genel bir ahlâkı davranıştır: el öpme ise ana-babaya, saygıya lâyık yaşlılara ve hocalara karşı yöneltilen bir davranıştır. Bunların dışında herhangi bir menfaat için başkalarının elinin öpülmesi mekruh olarak görülmüştür.
Sahâbilerin, "Peygamber (s.a.s.)'in elini öptükleri rivâyet edilmiştir" (Ebû Dâvûd, Sünen, Kitâbu'l-Edeb, 5223). "İki Yahudi'nin Resulullah'a gelip ona soru sorduktan sonra elini öptüklerini Tirmizî nakletmektedir (Tirmizî, Sünen, İsrâ Tefsiri, İbn Mâce, II, 1221). "Zari İbni Amir (r.a.) şöyle buyurmuştur: "Biz Medine-i Münevvere'ye geldiğimizde yüklerimizi bırakır bırakmaz hemen Rasulullah'a koşup onun elini ve ayağını öptük." (Ebû Dâvûd, Sünen, Kitâbu'l-Edeb, 5225) "Abdullah b. Ömer (başından geçen) bir olayı abdurrahman b. Ebu Leyla'ya anlatmış (sonra) şöyle demiştir: "Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.)'e yaklaşıp elini öptük." (Tirmizi, Cihad 36.) "Fatima, Peygamberimizin yanına girdiği zaman (Peygamberimiz) onun için ayağa kalkar, elini tutar, onu öper ve kendi yerine oturturdu." (Peygamberimiz de) Fatima'nın yanına girdiği zaman Fatima hemen ayağa kalkar, elini tutar, O'nu öper, kendi yerine oturturdu." (Tirmizi, Menakib 37. Ebu Davud, Edeb, 5217.)
Aliyyü'l-Kari'nin açıklamasına göre, buradaki Peygamberin kızı Fatımayı öpmesinden maksat alnından ve başından öpmesidir. Fatima'nın Peygamberi öpmesinden maksat mübarek ellerinden öpmesidir. İbni Abbas'dan rivayet edilen merfu bir hadisi şerifte açıklandığına göre "Kim annesini iki gözünün arasından öperse, bu öpüş kıyamet gününde onun için cehennem ateşine karşı bir perde olacaktır." İşte Peygamber, Fatima'yı annesi yerine koyarak böyle iki gözlerinin arasından öpmüştür. (Aliyyü'l Kari, Miftahu'l Mefatih, IV,579.)
Görülüyor ki, Peygamberimizin Fatima'yı öpmesi, sevgi öpmesidir. Fatima'nın Peygamberin elini öpmesi de ikram öpmesidir. Yukarıdaki açıklamarımdan anlaşılcağı üzere bu tür öpmelerin ikiside caiz. Çünkü mevzumuzu teşkil eden Hadıs'i şerif buna delalet etmektedir. Ama öpülen elin alına koymanın hükmü hiç şüphesiz takriben mekruh çünkü alın secde mahallidir. Hadislerden de görüleceği gibi sahabe Allah'ın Rasulu'nun elini öpmüştür ama asla alınlarına koydu haberi sahih veya zayıf hatta mevzu olarak bile bize kadar intikal etmemiş ve hadis kitaplarında da bulamazsınız.
müçtehidlerin görüşleri şöyledir;
Hanefiler; göre "tebberük yolula vera sahibi alimin ve adil sultanın elini öpmekte beis yoktur, belki sünnettir.(güzel adettir)." (İbni Abidin, Reddu'l Muhtar, V, 245.)
Maliki'ler; "Mütekebbirin elini öpmek mekruh, din, ilim ve şerefinden dolayı olursa caizdir." (İbni Hacer Askalani, Ferhu'l Bari, XIII, 296."
Şafiiler; "Zühd, salah ve dininden, ilim ve şerefinden dolayı el öpmek müstehap; zenginlik, mevki ve mansıbından dolayı öpmekse mekruhtur." (a.g.e. ve yer.)
Hanbeliler; "Şayet dindarlığından dolayı ise beis yoktur, çünkü Ebu Ubeyde, Ömer b. el-Hattab'ın elini öpmüştür. Dünyalık için ise makbul değildir." (Gızau'l-Elbab şerh Manzumeti'l-Adab, I, 287.)
Ancak bu elin sahibi alim ve adil değilse, İslamın tazimini kast etmek bahis konusu değilse icmaen mekruhtur. (İbni Abidin, V, 245.)
Meşhur Hanefi Alimi İbni Abidin Haşiyesinde bu konu hakkında şöyle der:
"...Bazı cahillerin başkalarıyla bir araya geldiklerinde, sanki onun eliymiş gibi kendi elini öpmesi de mekruhtur. Karşılaşma anında arkadaşının elinin öpülmesinin mekruh olduğunda ise icma vardır. Bazı kimselerin alimlerin huzurunda, veya büyük insanların huzurunda, yer öpmeleri de böylece mekruh ve haramdır. Bunu yapan, yeri öpen ve rıza gösteren de günahkar olur. Bu putlara tapmaya benzer. Bunu yapan ile razı olanlar ibadet ve tazim yoluyla olduğu takdirde kafir olurlar. Eğer tahiyye yoluyla yeni selamlaşma yoluyla olursa, kafir olmaz. Fakat günahkar ve büyük günah işlemiş olur... Öpmek beş vecih üzeredir:
1. Sevgi öpmesi: Çocukların yanaklarından öpülmesi gibi.
2. Merhamet öpmesi: Anne ve babanın başlarını öpmekç
3. Şefkat öpmesi: Kardeslerin alnından öpülmesi.
4. Hanım ve cariye için şehvet öpmesi: ki ağız üzerinde olur.
5. İkram üzere: ki müminler için el üzerinde olur. (İbni Abidin, XV, 430.)
Tuhfe yazarının beyanına göre İbni Battal bu konuda şöyle demiştir:
"İhtilaf etmişlerdir: Malik el öpmeye karşı çıkarak, bunun meşruluğu yolunda rivayet olunan hadisleri sabit görmemiştir. Diğer (Cumhur) alimler el öpmeyi caiz saymışlardır. Ebheri demiş ki; Malik, kibir ve gurura sebebiyet veren el öpme ve kibirden dolayı el öptürme işine karşı çıkmıştır. Şayet bir erkeğin dindarlığı, ilmi veya şerefi gibi bir faziletinden dolayı eli Allah rızası için öpülürse Malik bunu caiz görmiştir."
İmam Nevevi; "Bir adamın, zühd ve takvası veya din bilgisi oluşu, ya da faziletli eşraftan oluşu gibi dini meziyetlerinden dolayı elinin öpülmesi mekruh değildir, hatta müstehaptır. Fakat zenginliği, nüfuzu veya dünya etiketi için elinin öpülmesi şiddetle mekruhtur. Ebu Said el-Mütevellü bunun caiz olmadığını söylemiştir, der."
İslâm âlimleri, hürmet ve dindarlıktan dolayı kucaklaşıp, el ve bası öpmenin mübah olduğunu, dünyalık için el öpmeninse mekruh olduğunu belirtmişlerdir (Şeyh Muhammed es-Sefarini, Sülasiyâtü Müsnedi'l İmam Ahmed, Dımeşk 1961, II, 178-179).
Ali'nin, babanın çocuğunun elini öpmesinin bir şefkat, çocuğun babasının elini öpmesinin bir ibadet, kocanın hanımının elini öpmesinin arzudan, kişinin din kardeşinin elini öpmesinin dinden olduğunu söylediği nakledilmiştir (Osman Şekerci, Kaynaklarımıza Göre İslâm Terbiyesi, İstanbul 1972, s.175).
İslâm, mahrem olmayanların elini sıkmayı yasakladığı gibi, bir kimsenin karşısında dalkavukluk yapmayı eğilip bükülmeyi de çirkin bir hareket saymıştır. Peygamber, "Bereket büyüklerimizdedir. Küçüklerimize acımayan, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir" buyurmuştur (Mecmâu'z-Zevâid, VIII, 15). Bu sebeple saygıya lâyık yaşlı kişilerin ve âlimlerin elinin öpülmesi bir hürmet ifadesidir.
Kâb b. Mâlik ve arkadaşları, affedilmelerine ilişkin ayetler inince (bkz. DARGINLIK Mad.) Rasûlullah'a giderek mübarek ellerini öpmüşlerdir. Hattâ peygamberimizin mübarek elini öpenlerin bile elleri öpülmüştür (a.g.e., s.42, Ahlâk Hadisleri Trc:Fikri Yavuz; İstanbul 1975, II, 352-353.)
Çocuklar, genelde bütün büyüklerinin ellerini öperlerken; âkil bâliğ olmuş bir kişinin anne, baba, dede nine, amca, dayı, hala, teyze, ağabey, abla ve kayınbabasının elini öpmesi câizdir. Damadın kaynanasının, gelinin de kayınbabasının elini öpmesi hususunda ihtilâf vardır. Çok yaşlı kadınların ellerinin öpülmesinde beis yoktur: ancak mahremi olmayan kadınların elinin öpülmesi haramdır ve el zinası sayılmaktadır. Özellikle bu son husus, batılı câhili bir burjuva âdetidir.
El öpmeyi, tek başına bir ahlâki davranış olarak değil, müslümanlar arasında geçerli olan ahlâkı davranışların; kucaklaşma, tokalaşma, güzel söz söyleme vb. hareketlerin bütünlüğü içerisinde bakılmalıdır.
__________________
Siz kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. (Al-i İmran, 3/105)