FATMA-ZEHRA
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 28 Ağu 2007
- Mesajlar
- 486
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
Türkiye II Dünya Savaşı'nın bitmesinin ardından İsmet Paşa'nın isteği ile yerini Batı Bloku olarak belirledi. Hedef olarakta NATO'yu kendine koydu. DP döneminde Koreye asker gönderme kararı ile birlikte Türkiye Nato'ya alındı.
O tarihten sonraysa tabiri caizse " Küçük Amerika " olma yolunda ilerledik. Gerçi Amerika bize 1964'te Kıbrıs'a çıkartma yapmaya kalkarak, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında kazık atmış olsa da bizim yöneticilerimiz sürekli ABD ile dostluğu korudular.
AB maceramız ise yine Andan Menderes'in Ortak Pazara girmek için yaptığı başvuru ile başladı ve Turgut Özal'ın AB'ye tam üyelik başvurusu ile tepe noktaya geldi. Çiller döneminde Gümrük Birliğine girdik, AKP dönemindeyse AB ile müzakereler başladı.
Aslında mana itibariyle farklı muhtevalar taşısa da Türkiye'nin (veya Osmanlının) Batılılaşma macerası Tanzimat ile beraber başladı. Sonuçta o şekilde veya bu şekilde bizim hem sağ hem de sol aydınımızda bir Batıcılık damarı mevcut.
O tarihten sonraysa tabiri caizse " Küçük Amerika " olma yolunda ilerledik. Gerçi Amerika bize 1964'te Kıbrıs'a çıkartma yapmaya kalkarak, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında kazık atmış olsa da bizim yöneticilerimiz sürekli ABD ile dostluğu korudular.
AB maceramız ise yine Andan Menderes'in Ortak Pazara girmek için yaptığı başvuru ile başladı ve Turgut Özal'ın AB'ye tam üyelik başvurusu ile tepe noktaya geldi. Çiller döneminde Gümrük Birliğine girdik, AKP dönemindeyse AB ile müzakereler başladı.
Aslında mana itibariyle farklı muhtevalar taşısa da Türkiye'nin (veya Osmanlının) Batılılaşma macerası Tanzimat ile beraber başladı. Sonuçta o şekilde veya bu şekilde bizim hem sağ hem de sol aydınımızda bir Batıcılık damarı mevcut.